1. 26.
    0
    şu şarkıyı açın alttan bakın daha güzel olacak.

    http://tinyurl.com/347bm9r

    silahlar babama doğrulmuştu. “ alın bunu da” dedi bir ses. anında babama doğru yürüdü askerler. babamı tutmaya çalıştılar, yatak odasında annemin rusça çalışmalarını buldular, annemi de aldılar. babam hem annem hakkında bildiklerinin yalan çıkmasının şokunu, hem de kendi sandığından çıkan kropotkin kitabının şokunu yaşıyordu. hayatında memduh şevket esendal’dan başkasını okumayan adamı kropotkin okumakla suçlayıp zütürüyorlardı.
    ···
  2. 27.
    0
    babam “ burada komünist olmaz boşuna aramayın” dedi. anahtarı ben getirdim babama. “ orasını bize bırak, sen birazdan görürsün neler var buralarda” dedi asker. askerler sandığı açtılar. altlarda sakladığım kitabı buldular.
    ···
  3. 28.
    0
    karşı komşuların evini de aradılar ama orada istediklerini bulamamışlardı. sıra bizim eve geldi. babam dedesinden kalma asker sevgisiyle askerleri kapıda karşıladı. askerlerden biri babama tüfeğinin arkasıyla vurdu ve babam arkasındaki koltuğa oturdu. babam olan bitene anlam verememişti. ben ise hırsızlığımın sonucu olarak yapıldığını sanıyordum bunun. her yeri didik didik ettiler. bizim kilitli sandığı açmayı denedi bir asker beceremedi. arabanın yanındakilere seslenerek “burada sandık var kilitli bunu açalım burada olabilir” dedi. hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. babamı çağırdılar.
    ···
  4. 29.
    0
    adına daha sonra 1980 askeri müdahalesi denecek olan olayın sesleriyle uyandık. ben uyandığımda sesler lemanların evinden geliyordu. hızla terasa çıktım. lemanların evinden askerler çıkıyordu. leman ağlıyordu. askerler kimseye bir şey yapmamış gibi görünüyorlardı. leman ağlıyordu ama. sonra askerler lemanların evindekileri arabaya zütürdüler. diğer askerler başka evlere doğru gittiler. bizim tam karşı komşumuza.
    ···
  5. 30.
    0
    okul açılmadan kitabı büyük bir gizlilikle ve hızla okuyup bitirdim. kitabı yerine nasıl koyacağımı düşünmeye başlamıştım. kitabı babamın yıllardır hiç açmadığı belki de anahtarının yerini dahi bilmediği sandıkta saklıyordum. kitabı nasıl geri yeri koyacağımı düşünmem pek de uzun sürmedi. bir sabah bağırış çağırış sesleriyle uyandım.
    ···
  6. 31.
    0
    @25 canın sağolsun panpa görüşürüz
    ···
  7. 32.
    0
    reserved
    ···
  8. 33.
    0
    hatta bir gün cemre düşmüş diye bir laf duymuştum. dokuzuncu doğumgünümden bir kaç hafta sonraydı yanlış hatırlamıyorsam. babama demişti bir arkadaşı, suya cemre düştü artık diye. tarlayla ilgili bir şey konuşuyorlardı. suya cemre düşmüş. ne ola ki bu diye günlerce düşündüm. bizim evin yakınlarında tarlaya su getiren ark benzeri bir yapı vardı. arkadaşlarımla bir gün oraya gittim. suya düşen cemreyi bulmaya. suyun içinde hiçbir şey yoktu. sonra bir arkadaşım çok parlak bir taş buldu suyun içinde. küçücük bir taş. bizim cemremiz o oldu büyüyene kadar. işte hayal gücümüzün yön verdiği bir dünyada yaşıyorduk o zamanlar.
    ···
  9. 34.
    0
    reserved panpa
    ···
  10. 35.
    0
    mahallede benim yaşıtım çocuk olmadığı için hep kendimden yaşça büyüklerle oynadım. oynadım derken fiziksel bir şeyi kastetmiyorum. zihnimde oynadım. hep onların yanındaydım ama hiç oyunlarına gerçekten katılmadım. karşı komşumuz murat ağabey futbol oynardı arkadaşlarıyla. benden 6 yaş büyüklerdi. asla onlarla top oynama fırsatım olmadı. çünkü astım hastasıydım ve azıcık koşunca yere yığılabilirdim. ama onlarla birlikteyken hayalimde hep onlarla top oynardım. eğer gerçekten top oynasam eminim ki çok beceremezdim ama hayalimde her şeyi mükemmel yapıyordum. zaten o zamanlarda şimdiki çocukların imkanı yoktu önümüzde. biz her şeyi kafamızda tasarlardık. çoğu şey zihnimizin ürünüydü. şimdi ilkokul çocuğu bir şey duyduğunda girip internetten yazıp öğrenebiliyor. bizde bu imkan yoktu.
    ···
  11. 36.
    0
    annem de gül pebeyi severdi en çok. ona kendi annesini hatırlatırmış o şarkı. neden bilmiyorum. ben o şarkıdan da pek bir şey anlamazdım haliyle. daha ilkokula gidiyordum. neyse.
    ···
  12. 37.
    0
    reserved
    ···
  13. 38.
    0
    babam radyoda türk sanat müziği dinlerken genelde çok sıkılırdım. babam da benim ders çalışmamdan memnun olduğu zamanlar beni ödüllendirmek için plak çaları çalıştırırdı. barış manço ve edip akbayram en sevdiklerimdi. edip akbayramın benim küçüklüğümde çok meşhur bir şarkısı vardı eşkiya bu dünyaya hükümdar olmaz diye. barış manço'nun da sarı çizmeli mehmet ağa şarkısını severdim. sarı çizmelerim vardı. sanırım bu yüzdendi. seneyi tam olarak hatırlayamasam da o yıllarda en sevdiğim şarkılardı.
    ···
  14. 39.
    0
    babam sürekli kahvede olduğu için babamla çok fazla vakit geçirme fırsatım olmuyordu. akşam evde karşılaşıyorduk. radyosunun başında türk sanat müziği yayınını dinlerken yanına oturtuyordu beni. ödev yapıyormuş gibi davrandığımda yüzündeki mutluluk kendini belli ediyordu. çok çabuk kanan saf bir adamdı. aklım ders çalışmakta olmadığı için genelde ben de kandırmayı tercih ediyordum. yoksa önümdeki sayılardan işlemlerden bir şey anlamıyordum hiç.
    ···
  15. 40.
    0
    babam tarlalarda çalışırmış eskiden, ben ilkokula giderken ise belediyede işe başlamıştı bir ara. akşamları ise mahallenin kahvesinde kağıt oynamayı pek severdi ya da işi olmadığı öğleden sonraları. ben de severdim orada kağıt oynamasını. çünkü okul çıkışı oradan geçerken beni çağırır, önlüklü halimi bütün kahveye gösterir ve bana gazoz alırdı. gazozu genelde onun yanında içmezdim. yani o zamanlar öyle uygun düşmezdi. şimdiki baba oğul ilişkileri yoktu. hiçbir zaman git demedi tabii. bu yazılmamış kanun gibiydi. bana gazozumu alırdı. kahvedekilere gururla beni gösterirdi ben gazozumu alır eve giderdim. kışın bu ritüelimiz biraz sekteye uğrardı tabii. kahvede dışarıdaki masalar kapalı olurdu. içeride sobanın başında oynarlardı. ben kahveden içeri hiç girmedim.
    ···
  16. 41.
    0
    http://ccc.incisozluk.cc/e/73501492/
    ···
  17. 42.
    0
    mahalleden biraz daha bahsedeyim. mesela kızlar. mahallede erkekten çok kız vardı aslında. ya da erkekler çok fazla etrafta koşup durdukları ve ben onlara katılamadığım için bana öyle geliyordu. erkeklerdeki gibi kızların da çoğu ya benden 2-3 yaş küçüktü ya da benden 2-3 yaş büyük. ayfer abla, süheyla abla, süheyla abla’nın kardeşi zeynep ama benim için en önemlisi almanya’dan kesin dönüş yapmış olan leman abla’ydı. leman abla demedim ona ben hiç, ilk defa şimdi öyle anlatıyorum. abla deyince garip geldi. en iyisi ben ona leman diyeyim yine.
    ···
  18. 43.
    0
    panpa bunu eksilesene, bi ara okuyacağım.
    ···
  19. 44.
    0
    annesi alman babası türk leman’ın. buraya ben doğduktan 1 yıl sonra gelmişler. leman’ın baba tarafı hep bizim mahalledeydi. halası, amcaları, babaannesi… bizim de hemen çaprazımızda otururlardı. terastan hep onlara baktığımı hatırlarım. çünkü leman’ın odası en rahat oradan görünüyordu. benim odamdan da görünüyordu ama anneme ya da babama yakalanma olasılığım odada daha fazlaydı. hava çok soğuk değilse terasa çıkar oradan lemanı görmeye çalışırdım. çıplak görmeye falan değil. zaten daha ilkokul bebesiyim. ne anlarım çıplak kadından falan.
    ···
  20. 45.
    0
    leman da bize aslında her gün annemle gizli gizli rusça konuşabilmek için gelirdi. çünkü leman da içinde bulunduğu öğrenci grubu sebebiyle rusya’ya ilgi duyuyordu. rusça’sı da vardı. kitap çevirirken takıldığı yerleri anneme danışırdı. onlar konuşurken asla beni yaklaştırmadılar yanlarına. hep ben onlardan uzak durayım diye anlamsız konuşma taklidi yapıyorlar sanırdım halbuki konuştukları şey rusça’ymış. ne zaman ben de burada durayım desem bana kızdılar. sen git dediler yoksa polis seni zütürür. “ olsun” dedim hep, “zütürürse zütürsün, ben burada durmak istiyorum” ama hiç izin vermediler. Çocukluğumda nadir şımardığım ve aileme baş kaldırdığım anlardı onlar. ama yok izin vermediler bir türlü.
    ···