1. 26.
    0
    panpa hikaye güzel sırf içinde devrim geçti diye okuyorum
    ···
  2. 27.
    0
    her gün bize gelir annemle konuşurdu leman. annem rusya’da doğmuş. annesi de babası da türktü bildiğim kadarıyla. ne amaçla ne zaman rusyaya gitmiş anneannemle dedem bilmiyorum. babam pek sevmezdi onları. annem de pek anlatmazdı. neyse işte annemin babası orada ölünce, anneannemle türkiye’ye gelmişler. gerçi anneannem de ben daha bebekken ölmüş. orada rus dili ve edebiyatı okumuş ama türkiye’de rus kelimesinin bile konuşulmaya korkulduğu dönemler olduğundan hep kara cahil numarası yapmış annem. ben de o zamanlar bunların çok farkında değildim gerçi. sonradan öğrendim annem hakkındaki çoğu şeyi.

    babamla nasıl tanışmışlar bilmiyorum. hala da anlamıyorum. şimdi bakıyorum da annem babama 20 gömlek üst biriydi bu günkü moda bir tabirle. şimdi olmaz herhalde böyle evlilikler. bir üniversite mezunu kadın gidip de hiç okula gitmemiş bir tarla işçisiyle evlenip ev kadını olmaz herhalde. aşk meşk mevzularına pek kafam basmıyor. herhalde çok aşık oldular diyip geçiyorum her düşünüşümde. başka da mantıklı açıklama gelmiyor zaten.
    ···
  3. 28.
    0
    okuyan panpalara çok teşekkürler. kaç kişinin okuduğu ya da ses verdiği çok mühim değil aslında ama zamanınızı ayırmanız saygı duyulacak bir şey. zaman değerlidir.
    ···
  4. 29.
    0
    sabah hepsini bikere okurm amk böyle beklemek zorunda kalıyorm hadi ban kaçtım
    ···
  5. 30.
    0
    leman da bize aslında her gün annemle gizli gizli rusça konuşabilmek için gelirdi. çünkü leman da içinde bulunduğu öğrenci grubu sebebiyle rusya’ya ilgi duyuyordu. rusça’sı da vardı. kitap çevirirken takıldığı yerleri anneme danışırdı. onlar konuşurken asla beni yaklaştırmadılar yanlarına. hep ben onlardan uzak durayım diye anlamsız konuşma taklidi yapıyorlar sanırdım halbuki konuştukları şey rusça’ymış. ne zaman ben de burada durayım desem bana kızdılar. sen git dediler yoksa polis seni zütürür. “ olsun” dedim hep, “zütürürse zütürsün, ben burada durmak istiyorum” ama hiç izin vermediler. Çocukluğumda nadir şımardığım ve aileme baş kaldırdığım anlardı onlar. ama yok izin vermediler bir türlü.
    ···
  6. 31.
    0
    reserved
    ···
  7. 32.
    0
    @25 canın sağolsun panpa görüşürüz
    ···
  8. 33.
    0
    reserve
    ···
  9. 34.
    0
    leman bize her gelişinde üstünde değişik kıyafetler olurdu. ama ben onun en çok o yeşil paltosuna bayılıyordum. yeşil gözleri daha da belirginleşiyordu. sarı saçları da siyah kazağıyla çok güzel oluyordu. bir de parfümü vardı leman’ın. daha eve girmeden bize yaklaştığını anlardım parfümün kokusundan. ben de limon kolonyasını boca ederdim üstüme o gelince. güzel kokacam güya onun gibi. halbuki şimdi şimdi farkediyorum. onun kokusu belki sıradan bir kokuydu ama ben onu dünyanın en güzel kokusu olarak algıladım. tahminimce o da her gelişinde benden leş gibi keskin limon kolonyası kokusu aldı. babam da gariban ne çabuk bitiyor bu kolonya yahu deyip durdu hep. evet baba sen hiç sebebini öğrenemedin ama maalesef ben bitiriyordum kolonyayı. dediğim gibi çocukluğumdaki şımarıklıklarım genelde lemanla ilgiliydi.
    ···
  10. 35.
    0
    leman bize geldiğinde ben karşılardım kapıda onu genelde. yanaklarımı okşar, yorgun değilse kucağına alırdı. eşek kadar olsam da boynuna atlardım onun. beni havaya kaldırmasını istediğimden değil tabii. sanki onun yaşıtıymışım gibi davranmaya çalışıyordum. annemle o birbirlerine sarılıyorlardı. ben de büyükmüşüm gibi davranmaya çalışıyordum. aklımca ne kadar büyük gibi davranırsam aramızdaki yaş farkını o kadar unutturacaktım leman'a.
    ···
  11. 36.
    0
    ön sıralardan yer alalım okucam bi ara
    ···
  12. 37.
    0
    çoğu zaman eli boş gelmez, sanki onları bir müddet rahat bırakmam için rüşvet verir gibi çikolata verirdi bana. genelde yaptığı bir espri vardı. bana hep çok yakışıklı olduğumu söyler sonrasında da anneme dönüp “ ay kız abla ben bununla evlenecem bak büyüsün, bekliyorum bunu” derdi ve sonra annemle gülerlerdi. leman gerçi her zaman gülüyordu zaten. bir espriye ihtiyaç olmaksızın gülüyor, güldükçe gözleri bir çizgi halini alıp kayboluyor, elmacık kemiklerinin üstündeki etleri tombullaşıyordu.
    ···
  13. 38.
    0
    hayatımda hiçbir şey beni onun benimle evleneceğini söyleyişi kadar mutlu etmiyordu. hayal gücüm geniş. ben onu ciddiye alıyordum. tabii o ne bilsin. benim gerizekalı gibi daha 11 yaşında evlenme hayali kuracağımı düşünemez. yaşıtlarımdan biraz farklı bir hayal gücüm vardı. daha 11 yaşında aşık olduğumu biliyordum ve aşık olduğum kişinin benimle ileride evleneceğini sanıyordum. ama ilerisi ne kadar ilerisiydi? işte onu kestiremiyordum. bir kaç gün öyle hayalle geçtiyse de anneme sormaya karar verdim. anne lemanla ben ne zaman evleniriz?

    annem gülmekten elindeki kaşığı düşürdü. ben ise yıkılmıştım. her şey meğer şakaymış. espriymiş. neyse toparlanmam yaklaşık 15 dakikamı aldı. çünkü leman gelmişti o gün yine. kahve falan içtiler annemle. ben yine dertsiz tasasız halime dönmüştüm.
    ···
  14. 39.
    0
    sen ne diyon yarram
    ···
  15. 40.
    0
    lemanın benimle evlenme isteğinin şaka olduğunu öğrendikten sonra bu sefer de onu tavlamaya adadım kendimi. onun ilgilendiği şeylerle ilgilenmeye çalıştım. onunla ortak ne kadar çok şeyim olursa o kadar çok konuşacak şey bulurum diye düşündüm.
    ···
  16. 41.
    0
    akşamları lemanlara çaya giderdik bazen annemle. babam kahvede olurdu. zaten babam eğer evde olsa annemin rusça çeviriler yaptığını duysa izin vermezdi. bir gün yine lemanlara gitmiştik. ilkokulu yeni bitirmiş artık kendimi çocuk olarak görmüyordum. memleket meseleleri hakkında da bilgi sahibi olup iyice leman’la konuşabilecek duruma gelmek istiyordum. annemle leman yine harıl harıl rusça konuşurken ben leman’ın odasına girdim. neler okuyorsa okumaya kararlıydım.
    ···
  17. 42.
    0
    karl marx’la tanışmam da işte böyle oldu. kropotkin ismini de ilk defa o zamanlarda duydum. dolapta gizli saklı köşede duran kutunun içinden bulduğum kitapları gizlice okumaya koyuldum. her gidişimizde biraz daha okudum. biraz daha biraz daha… artık yavaş yavaş okumak istemiyordum, bir an önce hepsini bitirmeliydim. çünkü artık okul açılmak üzereydi.
    ···
  18. 43.
    0
    rezerved
    ···
  19. 44.
    0
    işte hayatımın ilk hırsızlığına bu zemin hazırladı. hayatını hep belli kurallara göre yaşamış biri olarak ilk defa kuralları çiğnedim. hayatımda hiçbir zaman annemin veya babamın sözünden çıkmamıştım. ilk defa hırsızlık yaptım ve leman’ın kitaplarından birini aldım. üzerinde çok fazla not bulunduğu için bu kitabı çalmayı uygun görmüştüm. büyük fransız devrimi - peter alekseyeviç kropotkin. zaten kitapların çoğu başka dildeydi. türkçe olan az sayıdaki kitaptan biri buydu. o zamanki aklımla okurum anlarım lemanla konuşurum diye düşünmüştüm. karl marx'ın kitabı siz de takdir edersiniz ki çok ağır gelmişi bana.
    ···
  20. 45.
    0
    okul açılmadan kitabı büyük bir gizlilikle ve hızla okuyup bitirdim. kitabı yerine nasıl koyacağımı düşünmeye başlamıştım. kitabı babamın yıllardır hiç açmadığı belki de anahtarının yerini dahi bilmediği sandıkta saklıyordum. kitabı nasıl geri yeri koyacağımı düşünmem pek de uzun sürmedi. bir sabah bağırış çağırış sesleriyle uyandım.
    ···