/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +8
    saat 17 civarı ilçemizin en geniş caddesinde bir banka oturup etrafımı gözlemliyordum, kar 10dk önce dinmişti, gökyüzü kızıla çalıyordu, yanıma bir bayan oturdu, saçları gökyüzü gibiydi, dudakları kırmızı... çantasında bir şeyler kurcalamaya başladı, en sonunda aradığını buldu, gökkuşağı gibi rengarenk kulaklığını çıkarıp telefonuna taktı, şarkısını açtı ve kulaklığı kulağına yerleştirdi, mırıldanmaya başladı, biraz sonra olacaklardan haberi yoktu. saat 17 civarıydı ilçemizin en geniş caddesinde bir banka oturmuş etrafı gözlemliyordum. biraz sonra olacaklardan haberim yoktu...
    ···
  2. 2.
    +4
    deri ceketimden sigaramı çıkarıp içindeki son dal sigaramı aldım. sigarayı yaktım ve içime çok derin çektim, gökyüzü saçlı kız bana döndü, kulaklığını çıkardı ve
    -"bana yok mu?" dedi. yok maalesef diye cevap verdim "bu son daldı"
    -önemli değil beraber içeriz diye cevap verdi. olur dedim kısık sesle . kulaklığını tekrar taktı
    bir nefes daha aldıktan sonra sigarayı ona uzattım, sigarayı alırken ellerinin titrediğini farkettim, çok üşüyordu. sigaradan bir nefes çekti ve bana geri uzattı, sigaramızın pamuklu kısmı artık kıpkırmızıydı. bana dönüp üzgünüm dedi biraz yüksek sesle, kulaklığı takılı oldugu için bağırdığının farkında değildi. bu hareketi gözüme çok çekici gözükmüştü, kalbimin daha hızlı attığını hissetim
    ···
  3. 3.
    +3
    sigarayı tekrar ona uzattım, kulaklıgı artık tamamen çıkarıp çantasına koymuştu, -aslında ben pek sigara içmem biliyor musun? dedi -sadece moralim bozuk olduğu zamanlar.
    --bana öyle gelmedi, gayet de alışkın gibi içiyordun. dedim
    -şey bu aralar biraz fazla moralim bozuk
    --anlatmak istersen iyi bir dinleyiciyimdir.
    -eminim öylesindir ama bu konuyu konuşmasak daha iyi olur.
    --peki diye cevap verip sustum.
    -ama vaktim bol, beraber bir şeyler yapabiliriz- dedi.
    ortaya fikirler attık ve en sonunda sadece yürümeye karar verdik. yaprakları dökülmüş ağaçların ardından sahil yoluna indik.
    konuşmuyorduk sadece yürüyorduk, elini ceketinin cebine attı ve bir paket sigara çıkardı.
    madem sende vardı neden benden istedin diye soracak gibi oldum ama sonra sormaktan vazgeçtim. bir dal çıkardı ve -yine beraber içelim mi?- diye sordu..
    ···
  4. 4.
    +2
    biraz zaman sonra acıktım dedi gökyüzü saçlı kız.
    -o zaman bir şeyler yiyelim dedim ben de tok sayılmam.
    10dk yürüme mesafemizde daha önce hiç uğramadığım bir kafe vardı. oraya doğru yol alırken birden lapa lapa kar yağmaya başladı, aceleyle kafeye koşturduk, içeri girip sokağa bakan cam kenarına oturduk. hava artık kararmıştı. sokak lambalarının hepsi aynı anda yandı. kar şiddetini arttırdı, öyle ki artık fırtınaya dönüşmüştü, sokak lambalarından biri devrildi, hava çıldırmış gibiydi. kız kopuk bir kahkaha attı -tam zamanında girmişiz!

    elektrikler kesildi..
    ···
  5. 5.
    +1
    artık dışarıya çıkmamıza imkan yoktu, garson kızlar her yeri mumlar ile donattılar, toplam iki kişiydiler, onlar ile birlikte kafede toplam 6 kişiydik. biri tezgaha bakan 2 delikanlı da bizimle beraber kafede mahsur kalanlar arasındaydı. gökyüzü saçlı kızdan bir sigara isteyip yaktım, garson kızlardan biri yanımıza geldi -beyefendi kapalı alanlarda sigara içemezsiniz, eğer şikayet olursa ceza yersiniz dedi çekinerek
    -beni istediğiniz yere şikayet edebilirsiniz bayan, ama sanıyorum şuan biraz meşgullerdir.
    -haklısınız diye devam etti, şey.. bir dal da ben alabilir miyim?
    kız bir dal da ona uzattı
    garson -oturabilir miyim? diye sordu. biz daha yanıt vermeden masamıza oturdu.
    endişeli oldugu her halinden belliydi.
    ···
  6. 6.
    +1
    Telefonlar çıkarıldı, radyolar açıldı, fırtınanın sabahın erken saatlerine kadar sürmesi bekleniyordu ve daha şimdiden çok sayıda yaralı vardı. saat henüz 18'i biraz geçiyordu. gökyüzü saçlı kızın dünya umurunda değil gibiydi, yanımıza oturan garson kız haberleri dinledikten sonra morali alt üst oldu, sesi titreyerek -erkek arkadaşım dedi kendisi bir denizci.
    -eminim o iyidir diye cevap verdim
    -ne iyi midir? dışarıdaki fırtınayı görmüyorsun her halde?- diye çıkıştı gökyüzü saçlı kız
    garson kız ağlamaya başladı. gökyüzü saçlı kızın bu tavrı beni feci halde rahatsız etti.
    - senin hiç vicdanın yok mu? baksana onu ne hale getirdin! dedim
    -ben yalnızca doğruları söyledim- dedi. garson kıza dönerek
    -seni kırdığım için üzgünüm, umarım o iyidir.
    ···
  7. 7.
    +2
    saat 8'e doğru gelince kafenin içi soğumaya başladı, ceketimin iç cebinden ceplik viskimi çıkarıp bir yudum aldım, sonra bir yudum daha. viski içimi ısıttı. gökyüzü saçlı kız da istedi, büyükçe bir yudum aldıktan sonra geri verdi.
    kafenin içindeki 2 delikanlı ve diğer garson kız başka masada oturmuş bir şeylere kahkaha ile gülüyorlardı.
    bizim masamızdaki garson kız -biz de onların yanına gidelim mi? diye sordu -baya eğleniyorlar!
    ona teşekkür edip burada iyi olduğumu söyledim, gökyüzü saçlı kız gidecek sanıyordum ki o yanımda kalmayı seçti, garson kız tek başına onlara katıldı.
    masada yine ikimiz kalmıştık, -boş boş durmayalım bari- dedi. kulaklığını çıkarıp telefonuna taktı, bir şarkı seçip kulaklığın birini bana uzattı.

    "wicked game" çalıyordu.
    ···
  8. 8.
    +2
    viskinin etkisiyle uyuya kalmıştık, uyandığımda saat 6 olmuştu, sevgilisi denizci olan genç kız hariç herkes bir kenarda uyuyordu. kız telefonda biriyle konuşuyordu.
    -haber aldınız mı? iyi miymiş?, tanrım şükürler olsun!
    fırtına dinmişti. garson kızdan tezgahın üstündeki radyoyu açmasını rica ettim, fırtınanın sonuçları çok kötüydü, yüzlerce yaralı ve birkaç ölü vardı. gökyüzü saçlı kız radyonun sesine uyandı.
    -fırtına dinmiş! sanırım artık özgürüz dedi gülümseyerek.
    -şimdi ne yapacağız? dedi.
    -sanırım herkes kendi yoluna! diye cevap verdim.
    -ama benim kalacak yerim yok ki? dedi.
    -senin için üzüldüm, ama benim artık gitmem lazım kendine iyi bak!
    kızın yüzü düştü,
    -senin evin yakınlardadır dedi kalacak yer bulana kadar beni ağırlar mısın? sana minnettar kalırım.
    ona bir şey yapacak değildim ama tanımadığı birinden hiç çekinmeyerek böyle bir teklifte bulunması beni çok şaşırtmıştı. teklifini kabul ettim, düşmüş çatı parçalarının arasından zorluklarla yürüyerek 2 sokak ötedeki evime ulaştık.

    kız içeri girer girmez -banyo ne tarafta? diye sordu
    ···
  9. 9.
    +2
    o banyoya doğru giderken ben kanepeye oturup köpeğimi yanıma çağırdım. kız yüzünü yıkayıp içeriye girdiğinde aristo kucağımdaydı. ben korkacak sanarken yanıma oturup köpeği sevmeye başladı. makyajı silinmişti, bu hali makyajlı halinden daha şirin gözüktü gözüme
    -adı ne? diye sordu
    -aristo
    -seninle birlikte saatlerimiz geçti ama senin adını bilmiyorum, peki senin adın ne?
    -benimki emre-
    -...
    -eee sen benimkini sormayacak mısın?
    adını öğrenmek istemiyordum, onu gökyüzü saçlı kız olarak düşünmek hoşuma gidiyordu nasıl olsa 1 ya da 2 gün sonra gidecekti, hayatımın en garip gecesini geçirdiğim bu kızı selin ya da pelin gibi salak bir isim ile hatırlamak istemiyordum.
    cevap vermeyince kızgın bir sesle
    -ben de idil! memnun oldum, ama sen pek memnun olmuşa benzemiyorsun-
    -neyse hadi kahvaltı yapalım dedi. mutfak ne tarafta ben hazırlarım diye de ekleyip ayaklandı.
    ···
  10. 10.
    +1
    kahvaltı sırasında bana evimi çok beğendiğini ve kendisinin de bu ilçede bir ev tutmak istediğini söyledi.
    -işin yoksa ortalık kendine gelince beraber çıkıp bana burdan bir ev bakabiliriz dedi.
    teklifini kabul ettim. buralarda ev tutmak istemesine içten içe çok sevinmiştim ama bunu ona belli etmedim.
    bu arada yaptığı omletin tadı da çok güzeldi, ama bunu da kendisine söylemedim.
    kahvaltıdan sonra balkona çıkıp sohbet etmeye başladık, bana çok sigara içtiğimi söyledi
    -buraya geleli daha 2 saat oldu ama şimdiden neredeyse yarım paket içtin! demişti. sen içtikçe benim de içesim geliyor içme artık. diye ekledi.
    elektrikler artık gelmişti. içeriye geçtik, televizyonu açtım, uzmanlar bugün dışarı çıkılmasını tavsiye etmiyordu, ikinci bir fırtınaya karşı hazırlıklı olun uyarısı vardı.

    kız birden bağırdı.

    -LANET OLSUN TANRIM!! SENiN DERDiN NE?
    ···
  11. 11.
    0
    kimdi bu kız? nereden gelmişti? neden bankta otururken bu aralar moralim biraz fazla bozuk demişti.

    açıkçası hiçbirisi ile ilgilenmiyordum. insanlara fazla bağlanmamayı zaten önceki tecrübelerimden öğrenmiştim, benim için sadece bir tanrı misafiri sayılırdı. zor durumda olan bir insana yardım etmeyecek kadar düşüncesiz bir insan değildim.
    ama onunla daha çok zaman geçireceğimi biliyordum. nede olsa bizim ilçeye taşınmayı düşünüyordu.

    gözü kitaplığıma takıldı, bir süre oturup kitaplar hakkında konuşmaya başladık. kitap zevklerimiz çok benziyordu. kendisinin bir kütüphanesi olmadığını söyledi. kitapları internetten pdf olarak indirip kırtasiyeden çıktısını alıp okuyormuş. kitaplığımdan bir kitap çekti içini açtı ve kokusunu içine çekti, kanepeye uzanıp okumaya başladı.

    o okurken ben de belli etmeden onu izliyordum.
    ···
  12. 12.
    0
    kapı çaldığında lavabodaydım, kapıyı gökyüzü saçlı kız açtı. gelen demet'ti. demet 40lı yaslardaki dul alt komsumdu, 14 yasındaki kızıyla birlikte yasiyordu. sık sık bana uğrar "ay beyfendi evde tuz bitmiş sizde var mı?" gibi saçma bahaneler ile beni meşgul eder, çenesi durmazdı.

    - emre yok mu? dedi demet
    gökyüzü saçlı kız -lavaboda dedi
    - hemen onunla görüşmem gerek içeri girebilir miyim?
    gökyüzü saçlı kız onu içeri davet etti

    lavabodan çıkınca demet üstüme atıldı.

    -kızım! dedi. yardımınıza ihtiyacım var!
    ···
  13. 13.
    0
    demet konuşmaya devam ediyordu. -kızım dün akşam arkadaşının evinde kalmak için izin istemişti, ben de verdim,onu arkadaşına bırakıp eve döndükten sonra bu fırtına olayı oldu, onun için çok endişeleniyorum. arkadaşının evini arıyorum ama açmıyorlar. sizden onu getirmek için bana yardım edebilir misiniz diye rica edecektim. tabi bu bayanın burda olduğunu bilmiyordum isterse o da gelebilir. arabam ile gideriz.

    -gideriz tabi dedi gökyüzü saçlı kız. heyecanlanmış gibiydi.
    -size minnettar kalırım. 20 dakikamızı almaz.
    -onu hemen getiririz demet hanım, sizin gelmenize gerek bile kalmaz! dedim. -yalnız çabuk olmalıyız, fırtına bir kaç saate başlar.
    -aslında olabilir dedi. ben de siz gelene kadar bir şeyler hazırlarım. bizim evde yeriz.

    demet adresi verdi. çok uzak sayılmazdı cidden söylediği gibi en fazla 20dk sürerdi. saat 11'e ulaşmıştı. montlarımızı giyip aşşağıya indik. melek'in garajdaki arabasına binip kontağı çevirdim. gökyüzü saçlı kız yanımda oturuyordu.

    -ne macera ama! dedi coşkuyla
    ···
  14. 14.
    0
    öğlen saati olmasına rağmen dışarısı resmen karanlıktı, kara bulutlar tepemizde geziyordu.
    şehre ürkütücü bir hava hakimdi.

    gökyüzü saçlı kız yol boyunca susmadı.
    -çok güzel araba kullanıyorsun dedi. bana da öğretirsin değil mi?
    -öğretirim tabi. ama çok hevesli olma, sende pek araba sürebilecek tip yok
    -ney yok mu? benim teyzem uzun yol kamyoncusuydu be!
    2 saniye sessizlikten sonra dayanamayıp bir kahkaha patlattım.
    -teyzem uzun yol kamyoncusuydu mu dedin?
    -ne var beğenemedin mi?
    -şey biraz garip geldi. dayım filan deseydin neyseydi de.
    dayanamayıp o da gülmeye başladı.

    tanrım hayatımda gördüğüm en güzel gülüş ona aitti. pembe cildi gözümü alıyordu. ona karşı hayranlık beslememek elde değildi.

    biraz sonra demet'in verdiği adrese gelmiştik, demet'in kızı seda beni tanıyordu. beni annesinin arabasında görünce annesinin yolladığını anladı hemen, akıllı kızdı bu seda. arkadaşıyla vedalaştıktan sonra onu alıp geri dönüş yolunu tuttuk.

    bizim sokağa girdik, arabayı garaja bırakıp apartmana girip yukarı doğru çıkmaya başladık.
    demet bizi görünce -tam zamanında! dedi.
    ···