1. 76.
    0
    türbe mi lan orası
    ···
  2. 77.
    0
    1 fatiha 3 kulhu okusaydin rahmetlinin ruhu hurmetune
    ···
  3. 78.
    0
    gibtir amk can yücelin mezarı bu taştaki yazıyı photoshopla değiştirmiş bin
    ···
  4. 79.
    0
    Şukuladım seni bin
    ···
  5. 80.
    0
    3 kulhu 1 fatiha okusaydın
    ···
  6. 81.
    0
    165 @ sen harbiden liselisin yavrum, listeye aldım seni de
    ···
  7. 82.
    0
    @163 büyüyünce öğrenirsin yavrucum şimdi takma kafana bunları
    ···
  8. 83.
    0
    ccc marx reyiz ccc
    ···
  9. 84.
    0
    verdim şukunu bin
    ···
  10. 85.
    0
    beyler kimse açıklamıcak mı kim bu adam ?
    ···
  11. 86.
    0
    das kapital das
    ···
  12. 87.
    0
    ccc karl marxxx ccc
    ···
  13. 88.
    0
    @1 suphanallah suku panpa
    ···
  14. 89.
    0
    upupupup
    ···
  15. 90.
    0
    genelde marx’ın henüz 26 yaşında iken sarfettiği bu cümlenin farklı anlamlar taşıdığı koşulların değişimi ile anldıbını yitirdiği ya da aslen söylenmediği gibi yorumlar vardır. marx ‘ın bu sözü ölümüne dek yalanlamamış olması en azından söylenmediği ile ilgili tezleri boşa çıkarmaktadır. o zaman üzerinde durulması gereken ne anlama geldiği olmalıdır. alpaslan ışıklı'nın “kemalizm, sosyalizm ve din” adlı kitabında dine karşı mücadelenin sosyalizm için mücadele olamayacağını ve bu çıkarımın kesinkes yanlış olduğunu söyler. hatta bu yanlış çıkarımların sovyetler’de devlet politikası haline getirilmesinin ters etki yarattığını, yasaklanan her şey gibi tam ters eğilim yarattığı ve din’e yönelişe sebep olduğunun altını çizer. ışıklı'nın -aynı makaleden alıntı yaparsak- bu söz için yorumu şudur.

    " marx bu sözü söylemiştir çünkü 19.yüzyılda onun yaşadığı dönemde katolik kilisesi özellikle dönemin egemen sınıflarıyla iç içe geçmişti ve katolik kilisesi kurumsal düzeyde bizahiti avrupa’da geçerli kutsal ittifakın en önemli bileşenlerinden biriydi. dolayısıyla bu sözü ettiğinde hıristiyanlık ya da adı her ne olursa olsun özel olarak bir din hedef değildir. o dinin kurumsallaşmış biçimleri hedeftir. bu açıdan hıristiyanlık’la hıristiyanlığın kurumsallaşmış biçimi olan çeşitli kiliseleri birbirinden ayırmak gerekir. sözün hedefi kiliselerdir, kiliseler halkın afyonudur.”

    ışık'lı bu sözün spesifik olarak bir dine yöneltilmediğini ve hatta dinlere değil onların çürümüş ve egemen sınıfın hizmetine girmiş kurumlarına atfedildiğini söyler. yani bu statükocu ve mevcut düzenin sürdürülmesi için aracı rol üstlenmiş din kurumları halkın afyonudur anldıbına gelir. halkı uyutan din değil dinin kullanılış biçimidir. inanç ve din ayrımı burada kendini daha net göstermektedir.

    bilindiği üzere marx’ın diyalektik anlayışı hegel’den ayrılır. hegel’in doğaya yamanan diyalektiği ile marx’ın ki tamamen farklıdır. ordan filizlenmiş ancak tamamen farklı yolllardan farklı yerlere varmıştır. arkeitipi hegel’dir, hegel’i referans alarak marx ortaya çok başka bir diyalektik anlayışı koymuştur. hegel’in keyfiyetçi anlayışından ayrılır. işte bazı görüşler marx’ın bu sözü hegelci olduğu gençlik yıllarında sarfettiği yani “marksist” olmadığı yönündedir. marx’ın marksist olup olmadığı ise çok başka bir konu olmakla beraber özetle bu sözün marksist bir açılım sağlamadığı, hegel’e öykündüğü ve bildiğimiz marksist literatürün içine dahil edilemeyeceği söylenir. löwy’nin tezi de buna benzerdir. ya da ışıklı böyle yorumlamıştır. ancak bunun zorlama bir yorum olduğu da söylenmektedir.

    ışıklı’nın diğer referansı montly review’dir ve yine aynı makaleden alıntılarsak şöyle denmektedir.

    "marx ve marksizm’in dinin ölümcül düşmanı olduğu tezi tümüyle marksizmin düşmanları tarafından özel olarak uydurulmuş bir tezdir. hiç böyle bir şey yok. marx’ın din karşısındaki tutumu ya da tavrı hiç bir şekilde özellikle dine karşı, dine düşman değildir. tersine marx din halkın afyonudur dediğinde dini olumluyordur. niçin bir olumlama olarak algılanıyor; çünkü nasıl afyon kanserli hastanı acısını dindiriyorsa bu dünyada çaresizlikle, umarsızlıkla baş başa kalmış insanlığın acılarını dindiriyordu din. bu açıdan marx dinin son derece önemli bir rolü olduğunu vurgulamak istemiştir.”
    Tümünü Göster
    ···
  16. 91.
    0
    sözlükte kendini solcu/sosyalist olarak adlandıran, daha doğrusu öyle oldukları sanrısı ile yaşayıp giden, halbuki meseleyi kavrayamamış, ideolojik ebleklikten başka bir halt yapmayan bir grup yazar var. inci sözlük solculuğu üzerinden gidersek oldukça geniş bir kümeye de tekabül ediyor kendileri. bu solcu oldukları iddiasını taşıyan ve tek dertleri şeriat mı geliyor, iran mı oluyoruz, laiklik elden mi gidiyor olan, islamı ile dalga geçmeyi kendilerine farz edinmiş olan grubun pek çok ortak özelliği olmakla beraber en fazla dikkat çekeni din düşmanlıkları. herhangi bir dine mensup olmayan şahsımı dahi tiksindirttikleri bu tavırları ile ne yaparlarsa yapsınlar da bunun adına solculuk falan demesinler, kendi aralarında cici cici takılsınlar, bu gerizekalı duruşlarına başka isim bulsunlar da rica ediyorum sosyalizmi falan buna alet etmesinler.

    şimdi meseleye ufacık bir temas yapmak için ak sakalkı nur yüzlü marx amcamız üzerinden gidip marksizmin din ile olan ilişkisine bakmakta fayda var. zaten üzerine çokça konuşulup tartışılan, marksistlerin fikir birliğine varmakta en çok zorlandıkları alan marksizm ve din konusudur. marksizm’in dini dışlayıp dışlamadığı veya şöyle söyleyelim dinin marksist bakış açısı içerisinde ele alındığında marksist ideallere ulaşmak için eninde sonunda yıkılması gereken bir üstyapı kurumu olup olmadığı tartışılmaktadır. bununla alakalı konuşmadan önce sıkça yapılan bir ayrımı tanımlamakta fayda var. bahsedilen inanç değil din'dir. inanç tarih içerisinde din'in azımsanmayacak ama bütün içerisinde ufak bir yer teşkil ettiği bilinmelidir.

    marksizm’in din ile olan ilişkisini anlamak için ilk önce marx’ın din konusuna yaklaşımı ele alınmalıdır. tüm bu çözümleme çabalarında olduğu gibi marx’ın meşhur sözü üzerinden farklı görüşlere yer vererek bir nebze de olsa konunu ne denli muğlak bir alan olduğu görülebilir. meşhur söz ise elbette ki marx’ın “din halkın afyonudur” cümlesi. ve çok farklı şekillerde tevil edilerek elastik bir forma büründürülemesi.

    marx’ın bu sözü üzerinden hareket eden ayhan yalçınkaya’nın konuyla alakalı makalesinde çeşitli bakış açılarından örnekler verilmiş. asıl mesele şu; “dine karşı mücadele sosyalizm’e karşı mücadele midir?” o kadar hassas ve pamuk ipliğine bağlı bir yerde konumlanıyor ki bu, verilecek cevap çok önemli. ancak cevabın olumlanması da saf haliyle din karşıtı bir marksizm çıkarmıyor karşımıza. dine karşı mücadele sosyalizm için mücadele ise dahi dine karşı verilen mücadelenin onu ortadan kaldırmaktan ziyade çürümüş yapısını elden geçirmek olarak karşımıza çıkabiliyor. bu son derece kaba tanımlamayı açacağız. önce bir kaç örnek üzerinden marx’ın meşhur sözünün yorumlarına bakmakta fayda var.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 92.
    0
    sen de karl marx okuyorsan... (bkz: her yerde yazım hatası)
    ···
  18. 93.
    0
    http://inciswf.com/1293185723.swf
    ···
  19. 94.
    0
    gözlerim yaşardı o.ç, şukular feda olsun
    ···
  20. 95.
    0
    hacı abime mübarek sakalları hayrına üç kulhu bi elham okusaydın ya la.
    ···