Paylaşmak istedim kardeşlerim . Hayat insanı ne hallere düşürüyor okuyun ve görün.

.24 yaşında bi kardeşinizim. Daha önce de buradaki bazı kardeşlerime anlatmıştım. Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Varlık içerisinde büyüdüm. Ancak daha sonra dayımın ailemize vermiş olduğu zararlar ve babamın ailemize yapmış olduğu yanlışlar, bizi terk etmesi, dayımın tüm mal varlığımızı kaybettirmesi ve de sevdiğim kadının beni canımdan öte olan kardeşim ile aldatması, hayatımı inanılmaz derecede etkiledi. Yapmamam gereken şeyler yaptım. Annem bizi tek başına büyüttü ve hayat onu gerçekten çok yordu. Birşeyler yapmam gerekiyordu.
Tek hayalim çok zengin olmak ve annemi ve kardeşimi ömürlerinin sonuna kadar rahat ettirmekti. Bunun için inanılmaz bir 6 yıl geçirdim ve bu 6 yılı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Edit: Okurken dinlemenizi tavsiye ederim

Beni aldatan bu fahişe yüzünden günlerce yiyemedim içemedim. Aklımdan çıkaramadım. intihar etmeye kalkıştım ama deymezdi beyler. Ciğeri 5 para etmez insanlar için deymezdi.
Ben bu kız yüzünden sırf onu bekleyeyim diye kazandığım üniversiteye gitmedim. Herşeyi onun için yaptım ama onun bu büyük yanlışı benim hayatımı darmadağın etti. Elden gelen bir şey yoktu. Çalışmak zorundaydım. Bir iş buldum. Beşiktaşta bir çeviri bürosunda getir zütür işlerine bakıyordum. Herkesin tabiri ile office boy olmuştum

Bir patronum vardı. Hesapta çok yardımsever bir insan ayağına takılırdı ama az anasının gözü değildi. Adam bilgili bir adamdı. Büronun sahibiydi ve büroda tüm üst düzey çalışanlardan bile daha fazla dil biliyordu. Aynı zamanda inanılmaz derecede zengindi. işe muhtaç olduğum için beni asgari ücretin daha da altında bir ücrete çalıştırdı. Ben Anadolu yakasında oturduğum için günde en az 1 buçuk 2 saat de yol çekerdim. Sabah 8 buçukta paspasa başlardım 9 buçukta çalışan huur evlatları gelirlerdi. Hele bi tane kadın vardı hesapta benden sorumlu olan fahişe. Tam bir fahişeydi. Sıcağın altında sırf bana biraz daha iş olsun diye 1 hafta sonra gitmesi gereken evrakları o sıcakta daha yeni işten dönmüşken bana tekrar zütürtüyordu. Bu hayatı yaşamak canıma tak etmişti. Kafaya koymuştum bir kere, o parayı kolay yoldan kazanacaktım

insanın aklına türlü türlü yapılacak şeyler geldi. Banka soyma planlarımı dersiniz yüklü miktarda uyuşturucu alımı satımımı dersiniz. Artık her ne derseniz diyin işte. Aynen bunları aylarca düşündüm durdum. Ama pis işe bulaşacaksanda sermayen olacak bu devirde. Sonrasında aklıma belki çoğunuzun tasvip etmeyeceği bir fikir geldi. Zenginlik yanıbaşımda duruyordu aslında. Patron olacak şerefsiz dünyaları kazanıyordu. Ama ondan nasıl para koparacaktım yani tabiri caizse onu nasıl dolandıracaktım bunları düşünmeye başladım.

Evet beyler günlerim o taktan iş yerinde çalışmakla ve de zenginlik hayalleri ile geçiyordu. Öncelikle patronumdan yüklü bir miktar zütürmem gerekiyordu. Madem risk alıcaz tam olarak almamız gerek. Bu düşünceler aklımdayken patron iş yerine geldi ve , Bu akşam hepinizi akşam yemeğine bekliyorum , Hem yemek yeriz hem de büronun işleyişi hakkında konuşuruz dedi. işte aradığım fırsat ayağıma gelmişti. huur çocuğu bana dönüp seni de davet ediyorum anıl sende geleceksin dedi. O an çalışanlar benimle içten içe dalga geçti ve hepsinin yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu.

Ama beni rencide etmiş olması umrumda bile değildi. Nasıl olsa ondan büyük intikam alacaktım. Ne yapmam gerektiği ile ilgili düşünmeye başladım. Şık giyinmem gerekiyordu. En azında iş yerinde benimle alay etmemesi gerektiğini göstermem gerekiyordu ve herkesin önünde itibarımı kurtarmam gerekiyordu. Öyle de yaptım. Elimdeki paranın nerdeyse tamdıbını bir takım elbiseye verdim. Boyum uzun olduğu için takım elbise bana gerçekten çok yakıştı. Buna emindim. Yola koyulma vaktiydi. Patronun evine doğru yola çıktım

Akşam 7 gibi patronun evine geldim. Ev gerçekten de mükemmell ötesiydi. Fulyanın en güzel eviydi diyebilirim. Adamın bir karısı vardı. Kendisinden 10-15 yaş küçüktür. Nerdeyse yaşıtız. Kadın inanılmaz güzeldi. Bir o kadar da iyi niyetliydi. Adamın bir önceki evliliğinden olan çocukları da o evde yaşıyordu. iş garip bir hale bürünmeye başlamıştı. Adamın karısı bana ilgi göstermeye başlamıştı. Benim tek ihtiyacım adamın parasını almaktı. Kadın umurumda bile değildi

Yemek faslı başlamıştı. Ben çorbamı içtikten sonra lavaboya gitmek istedim. Amacım evinde kasa varmıydı. Varsa bu kasaya nasıl ulaşabilirdim. Kafamdaki bu soruları yanıtlamak için evin içinde küçük bir tur atmam gerekiyordu. Adamın karısı bana lavaboyu göstermek için bana eşlik etti ve sonra içeriye döndü. Bende hemen çıktım dışarı yatak odalarına doğru girdim. Tam beklediğim gibi. Bankalarda göremeyeceğiniz kadar büyük kasası vardı evinde huur evladının. 8 haneli bir şifreleme sistemi vardı. Bunu nasıl çözecektim. Bu muallaknin paralarını nasıl alacaktım. içeriye döndüm ve kafamda yeni bir plan oluşturmaya başladım

Bizim patron karısına acayip derecede güveniyordu belliydi her halinden. Karıyı kafalarsam patronun milyonlarına ulaşabilirdim. Ama nasıl olacaktı. Tamam karı bana ışığı yakmıştı ama yine de öyle bir yağlı kapıyı bırakmayabilirdi. Bu hiç kolay olmayacaktı. Ama bu parayı almak zorundaydım. O yüzden kafamda oluşturmuştum herşeyi. Karıya yavaş yavaş sokulcaktım.

Patron bana ısınmaya başlamıştı. Güveni sağlamıştım artık. Arabasını bana veriyordu bazen. Akşam özel davetlere falan giderken bildiğin şoförlüğünü yaptırıyordu pekekent. Bir akşam yurtdışından müşterileri geldi ve bana akşam saat 8 de onu evinden almam gerektiğini söyledi. Akşam 8 e doğru kapısının önündeydim. Karısı da yanındaydı. Ama tam bir afet olmuştu. Yine göz ucuyla o bakışını attı. Patronu ve karısını yemeğe zütürdüm. Kapıda bekliyordum. Can sıkıntısından sigara üzerine sigara yaktım. Patronla karısı o akşam o mekanda yaklaşık 4 saat kadar kaldılar. Çıktıklarında patron bana ben eve geçmicem otelde kalıcam(kendi oteli) sen yeşim ablanı eve bırak ordan da evine geç araba sende kalsın yarın beni otelden alırsın dedi, cebime de 100 lira sıkıştırdı. Bir anda aradığım fırsat bu dedimm içimdenn

Kadınla yola çıktık. Adamın sahibi olduğu otel ile evi arasında yarım saat mesafe vardı. Gece yol boş olduğu için 10 dakikada zütürdüm kadını eve. Davet bekliyordum kadından. Lafa tuttum biraz. Bi yandan da çok şanslısınız yeşim hanım ahmet bey gibi bir eşe sahipsiniz dünyalar sizin olmuştur diye laf attım ona. Hiç beklemediğim sözlerle karşılaştım. Parası çok ama yemeyi bilmiyor. Bu kadar parası olup benim gibi de bir karısı olup nasıl bu parayı yiyemiyor anlamıyorum dedi. Sohbet koyulaştı gel bişeyler hazırliyim sana ondan sonra gidersin dedi. Bende kendimi ağırdan satmak için gidiyim ben geç oldu rahatsız etmim dedim. Ama kadında inceden sarhoş tabi. Aaaaa hayatta bırakmam lütfen gel bişeyler ye ondan sonra gidersin bırakıcam merak etme tarzında bir espri yaptı.

Okuyan kardeşlerim olursa devam edeceğim

Kadının davetini kırmadım ve kabul ettim. Kadın eVe girer girmez tuvalete koştu ve kusmaya başladı. Daha sonra kadını salona yatırdım ve dokunmadım bile. Çünkü dediğim gibi asıl önem arz eden şey paraydı benim için. Bu yola para için çıkmıştım zengin olmak için çıkmıştım. Benim 2 arkadaşım vardı çok samimi olduğum. Birisi hikayenin başında da anlattığım gibi sevgilimle birlikte olan huur çocuğu. Öteki ise cengiz adında bi kardeşim. Ama gözü kara bi çocuk yani. Tek sözüme ölüme gelecek cinsten. O da orta halli asosyal takılan tiplerdendi. Kolay para peşinde koşan ama başarısız olanlardandı. Karı salonda adamın çocukları ise odalarında uyuyordu. Hemen cengize telefon ettim ve cebinde ne kadar para varsa bir taksiye binip bu eve gelmesini söyledim.

1 Saat sonra arkadaşım verdiğim adrese geldi. Resmen film gibi olayların içerisindeydik. Ben arabayı aldım ve otele doğru yol aldım. Giderken de çocukların odasının kapısını kilitledim ve cengizle birlikte karının ağzını bantlayıp bağladık. Otele geldim ve patronun kaldığı otele çıkarak karısının delirdiğini ve evi kırıp dökmeye başladığını acilen kocamı görmek istiyorum dediğini patrona söyledim. Adam çıldırmış gibiydi. Çocuklarıma zarar verdi mi falan diye sormaya başladı. Hayır vermedi ama tehlikeli olmaya başladığını söyledim. Hemen gidelim dedi ve eve doğru yol aldık.

ilk defa bana güvenen bir insana ihanet ettim ama etmek zorundaydım. isteyen istediğini diyebilir küfür edebilir ama biz birilerinin canını yakmadıkça birilerini korkutmadıkça herkes bizim üzerimize basıp geçiyor. Eminimki çoğunuz buna katılıyorsunuz ama yalnızca ahlaki açıdan doğru bulmuyorsunuz. Herkes canımı yaktı benim bu hayatta. Bu sebeple çok kişinin canını yaktım.
Herneyse, patronla eve girdik koşarak çocuklarının odasına gitti. Kapı kiltliydi. Tam bana dönüp kapıyı aç dediğinde elime vazo aldım ve var gücümle kafasına vurdum. Olduğu yerde yığılıp kaldı. Cengiz yanıma geldi ve onu da bağladık ve ağzını bantladık.

Patron kendine geldiğinde saat sabah 6 civarıydı. Ağzındaki bandı çıkarttım ve bana küfür etmeye başladı. Bıçağı boğazına dayadım ve eğer bir kelime daha edersen önce o fahişe karını sonra da seni doğrarım dedim. Ne istiyorsun benden dedi. Bende 8 haneli bir şifre istediğimi söyledim. Bana yine bakarak ağır hakaretler etti ve bende koluna çok derin olmayan ama canını yakacak bir çizik attım. Eğer kasanın şifresini söylemezse bu çiziklerden karısına da atacağımı ve beni daha fazla zorlarsa çocuklarına da zarar vereceğimi söyledim. Tabiki yapmazdım ama o sıra ona öylesine baktım ki yapabileceğime inandığına emindim.

Belirli uğraş ve tehditlerden sonra kasanın şifresini verdi. Kasayı açtım ve toplam 3 milyon liraya yakın nakit para vardı. Ama bu adamın bir açığı olmalıydı. Ben bu parayı aldıktan sonra polisi arasa kolundaki çiziği gösterse ne yapabilirdim. Hiç bir fikrim yoktu. Ama aklıma dahice bir fikir geldi. Patronun telefonunu aldım ve Şirketteki o fahişe muhasebeciyi arattım ve aynen şöyle dedirttim.
Ayça şimdi officeboyu gönderiyorum ve ona 3 yıl içerisindeki tüm hesapları vereceksin o da bana getirecek dedirttim. O karı da ne diyebilir ki patronuna hemen hazırladı ve ben arabaya atladım ofise gittim. Tüm hesap bilgileri elimdeydi. Şirketle ilgili aklınıza gelebilecek herşey elimdeydi. Böylesine aç gözlü bir adam kesinlikle vergi kaçırmıştır ve bunlar sadece o evrakların içinde vardır diye umdum ve bunun için resmen dua ettim. Yaklaşık 3-4 saat boyunca tüm evraklarını kontrol ettim ve kayda değer çok fazla bilgi buldum.

Dediğim gibi adamın yapmadığı pislik kalmamış. Milletten fazlasıyla hortumladığı paraları o kaşar muhasebecisine aklatmış ortalığın dıbına koymuş diyebilirim. Bu yaptıklarını elime delil olarak geçirdim ve o kasadaki paraya dokunmadım. Benim adıma yazmayacak cengizin adına 5 milyon tl değerinde bir çek yazdıracaktım. Yaptığı bütün pisliklerin elimde olduğunu söyledim. Parayı elimize geçince evrakları ona verecektim. Yani ona öyle söyledim. Çaresizdi öfkeliydi. Çünkü aç gözlüydü. Bana yaptıklarını unutmadım acımadım ona. Tehdit üzerine tehdit yağdırdım. Çaresiz bi şekilde dediklerimi kabul etti

Evet herşey tıkırında gidiyordu. Yola 1-2 milyon hayaliyle çıkmıştım ve tek başımaydım. Şimdi ise cengizleydim ve elimizde tamı tdıbına 5 milyon tl vardı. Azımsanacak bir para değildi. Çok büyük bir paraydı. Ama daha bitmemişti daha neler neler yapacaktım. Parayı alıp zütü sağlama aldıktan sonra evraklarla birlikte patronu vergi kaçırdığı için ihbar ettim ve herşeyini kaybetti. O iş yerindeki kaşar ve patron hapise girdiler. Onlardan tüm intikamımı almıştım. Artık sıra başkalarına geliyordu. Otelde ortak olduğu bir eleman vardı. Adı enisti. Tam böyle am üzerinde ölecek bir tipi vardı. Gelmiş 60 yaşına. Huur çocuğu her Allahın günü başka karıyla. Karısını aldatıyordu. O da bizim muallak patron gibi çalıp çırpıyordu emindim. Ama o önlem almıştı. Yapabileceklerime karşılık

Bu arada o elimizdeki parayla hep yapmak istediğimiz şeyi yaptık. Bizim hayalimiz meyhane açmaktı. Galata yakın bir yerde çok güzel bir meyhane açtık. Hayatımız çok güzel bir hal almıştı. Lüks arabalara ve evlere sahiptik ailemi rahata da kavuşturmuştum. Ama birşey vardı içimde. Ekgib kalan şeyler vardı. Benim babam intihar etmişti dediğim gibi. Ben gençliğimi babasız geçirdim. Buna rağmen o beni aldatan fahişe inanılmaz derecede canımı yakmıştı ve ben hiçbirşey yapmamıştım. Onların canını yakmam gerekiyordu. Bunun için de plan yapmaya başladım. Aynı zamanda o enis denen şerefsizinde açığını aramaya başladım