1. 1.
    -6
    12 yaşında yeni ergenlğe girmiş erkek kardeşimle cinsel ilişkiye girip tanrıça oldum
    ···
  1. 2.
    -2
    during the past decade mexico has assumed a position somewhat similar to that of turkey. just as turkey abandoned its historic opposition to europe and attempted to join europe, mexico has stopped defining itself by its opposition to the united states and is instead attempting to imitate the united states and to join it in the north american free trade area. mexican leaders are engaged in the great task of redefining mexican identity and have introduced fundamental economic reforms that eventually will lead to fundamental political change. in 1991 a top adviser to president carlos salinas de gortari described at length to me all the changes the salinas government was making. when he finished, i remarked: "that's most impressive. it seems to me that basically you want to change mexico from a latin american country into a north american country." he looked at me with surprise and exclaimed: "exactly! that's precisely what we are trying to do, but of course we could never say so publicly." as his remark indicates, in mexico as in turkey, significant elements in society resist the redefinition of their country's identity. in turkey, european-oriented leaders have to make gestures to islam (ozal's pilgrimage to mecca); so also mexico's north american-oriented leaders have to make gestures to those who hold mexico to be a latin american country (salinas' ibero-american guadalajara summit).
    historically turkey has been the most profoundly torn country. for the united states, mexico is the most immediate torn country. globally the most important torn country is russia. the question of whether russia is part of the west or the leader of a distinct slavic-orthodox civilization has been a recurring one in russian history. that issue was obscured by the communist victory in russia, which imported a western ideology, adapted it to russian conditions and then challenged the west in the name of that ideology. the dominance of communism shut off the historic debate over westernization versus russification. with communism discredited russians once again face that question. president yeltsin is adopting western principles and goals and seeking to make russia a "normal" country and a part of the west. yet both the russian elite and the russian public are divided on this issue. among the more moderate dissenters, sergei stankevich argues that russia should reject the "atlanticist" course, which would lead it "to become european, to become a part of the world economy in rapid and organized fashion, to become the eighth member of the seven, and to put particular emphasis on germany and the united states as the two dominant members of the atlantic alliance." while also rejecting an exclusively eurasian policy, stankevich nonetheless argues that russia should give priority to the protection of russians in other countries, emphasize its turkic and muslim connections, and promote "an appreciable redistribution of our resources, our options, our ties, and our interests in favor of asia, of the eastern direction." people of this persuasion criticize yeltsin for subordinating russia's interests to those of the west, for reducing russian military strength, for failing to support traditional friends such as serbia, and for pushing economic and political reform in ways injurious to the russian people. indicative of this trend is the new popularity of the ideas of petr savitsky, who in the 1920s argued that russia was a unique eurasian civilization.(7) more extreme dissidents voice much more blatantly nationalist, anti-western and anti-semitic views, and urge russia to redevelop its military strength and to establish closer ties with china and muslim countries. the people of russia are as divided as the elite. an opinion survey in european russia in the spring of 1992 revealed that 40 percent of the public had positive attitudes toward the west and 36 percent had negative attitudes. as it has been for much of its history, russia in the early 1990s is truly a torn country.to redefine its civilization identity, a torn country must meet three requirements. first, its political and economic elite has to be generally supportive of and enthusiastic about this move. second, its public has to be willing to acquiesce in the redefinition. third, the dominant groups in the recipient civilization have to be willing to embrace the convert. all three requirements in large part exist with respect to mexico. the first two in large part exist with respect to turkey. it is not clear that any of them exist with respect to russia's joining the west. the conflict between liberal democracy and marxism- leninism was between ideologies which, despite their major differences, ostensibly shared ultimate goals of freedom, equality and prosperity. a traditional, authoritarian, nationalist russia could have quite different goals. a western democrat could carry on an intellectual debate with a soviet marxist. it would be virtually impossible for him to do that with a russian traditionalist. if, as the russians stop behaving like marxists, they reject liberal democracy and begin behaving like russians but not like westerners, the relations between russia and the west could again become distant and conflictual.(8)a confucian-islamic military connection has thus come into being, designed to promote acquisition by its members of the weapons and weapons technologies needed to counter the military power of the west. it may or may not last. at present, however, it is, as dave mccurdy has said, "a renegades' mutual support pact, run by the proliferators and their backers." a new form of arms competition is thus occurring between islamic-confucian states and the west. in an old-fashioned arms race, each side developed its own arms to balance or to achieve superiority against the other side. in this new form of arms competition, one side is developing its arms and the other side is attempting not to balance but to limit and prevent that arms build-up while at the same time reducing its own military capabilities.
    implications for the west
    Tümünü Göster
    ···
  2. 3.
    0
    atın bunu
    ···
  3. 4.
    0
    gibertin bu modlarrr
    ···
  4. 5.
    0
    @2 ne alakası var yarak kafalı
    ···
  5. 6.
    0
    ananızı gibeyim bu sayede hem senin hem kardeşinin annesini gibmiş oluyom eheueheheueue
    ···
  6. 7.
    -1
    @6 http://imgim.com/30sfwxh.jpg
    ···
  7. 8.
    0
    Bugün: 1
    Bu hafta: 16
    toplam entry: 16
    toplam başlık: 0
    ···
  8. 9.
    -1
    @1 dıbına soktumun salağı böyle şeylerle mi gülüyosun sen beyinsiz
    ···
  9. 10.
    -1
    @9 aşırı dindar
    ···
  10. 11.
    0
    Kârlı bir hayvancılık için, öncelikle hayvancılık sevilerek yapılmalı ve ayrı bir iş olarak benimsenmelidir. Hayvancılıkta amaç para kazanmak ve kâr etmektir. Süt hayvancılığı doğası gereği her yönüyle uzun vadeli planlama, sabırlı ve düzenli çalışma isteyen zor ve bıktırıcı tarımsal bir faaliyettir. Hayvanlar doğumlarından itibaren tüm yaşamları boyunca titizlik gerektiren bakım ve ilgi isterler. Hayvanların bayramı, tatili, mesai saati ve ise ara vermeleri yoktur. Ancak, hayvanları seven ve hayvancılığı severek yapan insanlar, onların barınak, bakim ve besleme vb. her türlü isteklerini dikkate alarak basarili olurlar. Evinin ihtiyaçlarını karşılamak için 1-2 inek bulunduran ve ihtiyaç fazlası sütü satarak harçlık yapan ve diğer zirai islerle geçimini sağlayan üreticilerin, bitkisel üretimlerinin bir kısmini ve atıl işgüçlerini hayvanlarla değerlendirmeleri, dana-düve satarak sermaye sıkıntılarını asmaları için çok iyi bir yöntemdir. Ancak kârlı bir hayvancılık olduğunu söylemek zordur. hayvancılığı ayrı bir is olarak benimseyenler, günde en az 500 litre sütün pazarlanabildiği, 20 civarı sağılır inekle, yeterli isletme büyüklüğüne ulaşarak, verimliliği artırmak ve maliyeti düşürmek suretiyle kârlı bir süt sigirciligi yapabilirler. Ortalama (rantabl) isletme büyüklüğüne ulaşmış bir süt sıgırcılığı isletmesi, isletmecisine çok iyi bir refah düzeyi sağlayacaktır. Sanayi ile entegre olmuş, bilgiyi satın alabilen profesyonel hayvancıların, kendilerini ve isletmelerini sürekli geliştirerek, sürdürülebilir isletme yapısına ulaşmaları çok kolaydır. isletme kurulusunda yer tercihi ve planlama iyi yapılmalı, imar, sağlık ve çevre mevzuatı dikkate alınmalı, su, elektrik, yol, haberleşme ve pazar garanti edilmelidir. isletme kurmak için satın alınacak veya ayrılacak arazi, düşünülen ahir, sagimhane, depo, silaj yeri, bakici odası vb. yapılar için imar mevzuatına uygun seçilmeli, çevre ile hiçbir problem oluşturmamalıdır. Hayvanlara, yeteri miktarda ve insanlar tarafından da içilebilir özellikte, temiz su temin edilmeli, elektrik ulusal şebekeden alınmalı ve ayrıca jeneratörle yedeklenerek kesintisiz enerji sağlanmalıdır. isletmenin yaz ve kış her koşulda, her türlü vasıta (traktör, kamyon, taksi vb) ile ulaşabilecek yolu olmalı ve haberleşme imkanı sağlanmalıdır. Hatalı yer tercihi yapıldığında su temini, yol yapımı veya elektrik getirilmesi çok büyük masrafları gerektirmekte ve isletmenin ekonomik olmasını engellemektedir. Sütten iyi gelir sağlayabilmek için, üretilen sütün değer fiyatına satılması garanti edilmeli ve sütün mandıra, fabrika veya toplama merkezlerine taşınması ucuz, kolay ve güvenli olmalıdır. Hedeflenen isletme kapasitesi belirlenmeli, ise az hayvanla başlanmalı ancak, ekonomik isletme büyüklüğüne kısa sürede ulaşılmalıdır. Yurtiçi ve yurtdışındaki modern isletmeler ziyaret edilerek, etüde edilmeli ve danışmanlık hizmeti alınarak, ne kadar yatırımla ne yapmak istendiğine doğru karar verilmelidir. Bu safhada, öz kaynaklara güvenmelidir. Devletçe sağlanacağı vaat edilen imkanların hiç kullanılamayacağı veya çok gecikebileceği, derde derman olmayabileceği düşünülmelidir. Özkaynaklar barınağa harcanarak, hayvansız veya isletme sermayesiz kalmamalıdır. Süt sığırcılığı isletmelerinde inek adedinin belli bir sayının üzerinde olması arzu edilir. Ülkemizde de bu tür isletmelerin ticari isletmelere dönüştürülmesi, örneğin inek sayısının en az 20"ye çıkarılması hedeflenmelidir. Böylece isletmelerde modern sağım yerinin kurulması ve modern ahir sistemlerinin yapılması mümkün olacaktır. Başlangıçta inek sayısı az olsa bile ilerideki gelişmeler dikkate alınarak en az 20 sağılır ineğe göre ahırlar planlanmalı, böylece isletmelerin gelişmelerinde teknoloji kullanılmasına olanak verilmelidir. Süt hayvancılığında yoğun iç ve dış rekabet yaşanmakta olup, ekonomik bir büyüklüğe ulaşamayan isletmeler yasama şansı bulamaz. ingiltere'de 1933 yılında 17 bas olan ortalama hayvan sayısı 1994 yılında 74 hayvana yükselmiş olup, Hollanda'da ortalama isletme büyüklüğü ise 50 büyükbaş hayvanin üzerindedir. ise düşünülen kapasitenin ¼ kadar hayvanla başlanmalıdır. Kısa zamanda isi öğrenerek kendi tecrübesi ve diğer çalışanların tecrübesi artacaktır. Sürü yönetiminde karşılaşılan problemlerin aşılması öğrenildiğinde, diğer bir değişle 3-6 ay içinde sistem yerleştiğinde, kapasite artışlarına sıkıntısızca uyum sağlanabilir. Buzağı doğumlarının her aya dengeli dağıtılması, is verimliliği, muntazam süt geliri vb. bir çok yönden yarar sağlayacaktır. Mecbur kalmadıkça kredi kullanılmamalıdır. Özel hayvancılık proje kredileri dışında, normal faizli, orta vadeli kredi kullanarak hayvancılık isletmesini yürütmek mümkün olmaz. Hayvancılığa başlangıçta, ilk iki - iki buçuk yıl gelirler çok az olup giderleri karşılayamamaktadır. Ancak gebe düvelerle kurulan bir isletmede doğan dişi yavrular 20 aylık damızlık düve olarak satıldıklarında veya 24 aylık olup, doğurmak suretiyle buzağı ve süt geliri sağladığında veya erkek buzağılar besisini tamamlamış olarak satıldıklarında isletmede mali düzen kurulur. Üçüncü yıl isletme kâra geçer. O nedenle, süt sigirciligi isletmeleri kurulusunda ilk iki yılı faiz ödemeli 6-7 yıl vadeli özel krediler gerektirmektedir. Mecbur olmadıkça kredi kullanmamalıdır. isletme kısa zamanda büyüyecek, hedeflenen kapasiteye ulaşacaktır. 1 gebe düveden 6 yıl sonra 8 adet olacaktır. Bu nedenle kaliteli sperma kullanarak hayvanların genetik seviyesini, dolayısıyla verimlerini sürekli artırmak çok önemlidir. işletme bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ahir, hayvanların sağlıklı ve yüksek verimi sağlayacağı, yem dağıtımı, gübre temizliği, sağım ve diğer bakim islerinin kolaylıkla yürütülebileceği bir mekan olup, süt sığırı isletmelerinin can damarıdır. Planlı ve sağlıklı barınak, üreticinin altyapısı, üretimin sigortasıdır. Bu nedenle ahir planlarına büyük özen gösterilmelidir. Hayvancılığa barınakların yapımı ile başlanır. Verimli ve sağlıklı hayvanların modern ahırlarda barınma zorunlulukları vardır. barınak sağlıklı olursa basari şansı artar. Hatalı barınakların sonradan düzeltilmesi çok zor ya da imkansızdır. Süt sığırları için planlı ve uygun ahir yapımı oldukça önemlidir. Çünkü isletmenin değerli ve hassas olan hayvanlarını belli bir disiplin altında uzun süreli barındırmak, gerekli olan bir çok işlemi belli bir düzen içerisinde gerçekleştirmek zorunluluğu vardır. işletme bir bütün olarak ele alınmalı, sağılır inek ahiri yanında, buzağı, dana, düve ve kuru ineklerin barınacağı ahırlar ile ot, silaj, kati-sıvı gübre depoları, çeşitli koruma yapıları isletme sahibi ya da çalışacak isçinin barınacağı evin de birlikte düşünülmesi gerekir. Başlangıçta planlanan sürü büyüklüğünün ilerde değişebileceği mutlaka ele alınmalıdır. Bu nedenle süt sığırı ahiri planlamasına başlanırken önce ölçekli bir yerleşim planı yapılmalı, bu plan üzerinde neyin nerede olacağına bu tesislerin ilerde nasıl büyüyebileceğine ve isletme için alt yapı ve ulaşımın nasıl karşılanacağına karar verilmelidir. yerleşim planı ve yerleşim planı üzerinde düşünülen yapılardan hangilerinin öncelikle yapılacağına ve nasıl bir ahir sistemi inşa edileceğine karar verilirken uzman kişilere danışılmalı, plan ve projelerinin özel özenle hazırlatılması sağlanmalıdır. Ahir tekniğine uygun olarak, inşa ettirilmelidir. Barınakta uygun şartlar sağlanmadan kârlı bir hayvancılık yapılamaz. Kapalı ve bağlı duraklı süt sığırı ahırlarında, yeteri kadar havalandırma ve aydınlatma sağlanamayıp, yem kısıtlı, yanlış ve besleme değeri yönünden yetersiz kalitede verildiğinde, hastalık riski artmakta, hayvanların verimi düşmekte ve yetiştirici kısa sürede zarar ederek, isletmesini tasfiye etmektedir. Süt sığırları için +5 ile +200C arası ısılar uygun olmakla birlikte, +10 ile +150C arası isi en normaldir. Alıştırmış olmak ve yeterli yem vermek şartıyla -25 dereceye kadar inen ısılarda bile süt sığırlarının verimlerinde önemli bir düşme olmaz, sağlıkları bozulmaz. +250C yi, bilhassa + 350C yi geçen sıcaklıklar hayvanları rahatsız etmekte, süt verimi ve sütün yağ oranı düşmektedir. Aşırı sıcaklarda hayvanları rahatlatıcı önlemler (gölgelik, fanlarla havanın sirkülasyonu, su püskürtme vb.) alınmalıdır. Çoğu yetiştiricinin ahırında olduğu gibi, havasız, pis kokulu, nemli ve aşırı sıcak ahırlarda hayvanları tutmak, onlara eziyet olup, sağlıklarını sürdürmelerine ve verimli olmalarına imkan yoktur
    Tümünü Göster
    ···
  11. 12.
    -1
    babanla gibişmen lazımdı, kardeş olayı yahudilik yaradılışında..
    ···
  12. 13.
    0
    @10 ne sandın kefere-ün talebe
    ···
  13. 14.
    0
    lan binler bu uzun yazılar ne lan 20 kelime sınırı konulması lazım
    ···
  14. 15.
    0
    afferim sana devam et bin
    ···
  15. 16.
    0
    @2 türkce konus lan

    @10 aferin ama özet geç bin
    ···
  16. 17.
    0
    (bkz: i ş t e karne harçlığım capsli)
    ···