karanlık çökmeye başladı

kilerden çıkmıştık acilen kendimizi dışarı attık. Kerime seslendim yanımıza geldi. Olanları anlattık. iyice korktu. Salim'i görüp görmediğini sordu namık , görmemiş. Salim neredeydi , bizle buluşmak için çıkmıştı ne buluşma noktasına gelmişti ne de buraya. iyice gibik bir durumdaydık. Durumu salih abiye ( salimin abisi) anlatsa mıydık diye düşünüyorduk. Namık tekrar girelim içeride ne olduğunu öğrendikten sonra bulamazsak hala salimi her şeyi anlatırız dedi. Kendi başımıza bir işe kalkışmıştık elimize yüzümüze bulaşmıştı. Zaten gibtiğim yerini sevmiyordum bi de bu çıkmıştı başımıza. Buradan gidince daha gelmemeyi düşünüyordum. giberim bağını bahçesini.

kerim yine nöbet yerine gitti. Eğer seyhan emmi gelirse onu oyalayamaya çalışacaktı. Kerim'in sesini duyunca biz de durumu anlayıp kaçacaktık. Gerçi içeriden sesini duyabilir miydik emin değildik ama başka türlü haberleşme imkanımız yoktu. Ben bu sefer flaşı açmıştım. Namık önde ben arkada tek tek merdivenleri inmeye başladık.Her gelen takırtı sesinde duraksıyorduk ama bu sefer inecektik. Hala onun telefonu açıktı son basamağa geldiğimizde namık eğildi telefonu almak için tam o sırada bir şey elinden tuttu yere düşürdü telefonun üzerine düşmüşlerdi. Benim telefon da yere düşüp bataryası çıktı. Bir an için kaçmayı düşündüm ama kaçmadım. Işığın aniden kesilmesiyle hiçbir şey göremiyorduk. Gözlerim alışana kadar rastgele elimi salladım . Boğuşma sesleri geliyordu. Zerre bir şey göremiyordum.

arkamı döndüğümde yazarların annesi vardı evet yüzlerinde bir mutluluk hali vardı ışığı açtığımda ise seyhan emmi hepsine sıcaklık veriyordu.

Siz kaşındınız binler susayım susayım dedim.

rastgele etrafıma yumruk sallarken bir şey bacağıma yapışmıştı , daha ne olduğunu anlamadan kendimi yerde buldum. Üzerimde bir şey tırnaklarıyla yüzümü çiziyordu. Tutup yana fırlattım. Hemen ayağa kalkıp biraz uzaklaştım. Gözüm tamamiyle alışmıştı. Kir pas içerisinde yırtık uzun kıyafeftli bir şey yerden kalkmaya çalışıyordu. Namık tam o sıra kafasına eline aldığı ilk şeyi geçirmişti. Namık diye seslendim. iyiyim ben dedi. Yere doğru eğildi telefonunu aldı camı parçalanmıştı. Ben de benim telefonu aramaya koyuldum. Batarya arka kap telefon farklı yerlerdeydi. Telefonu birleştirip açtım. Nefes nefeseydik. Flaşı açtığımda gördüğümüz manzara berbattı. Bizim yaşlarımızda biri yerde yatıyordu. Erkekti ama saçları uzundu. Kir pas içindeydi. Etrafta hayvan , fare leşleri vardı. Sağ köşede salimi gördük. Eli ağzı bantlanmış köşedeydi. Alnından yüzüne kan akıyordu. Korktum hemen yanına doğru koştuk, göğsü kalkıp iniyordu ölmemişti.

birkaç defa tokat attım kendine gelmedi , daha sert vurdum bir şeyler mırıldandı , ağzındaki bandı söktüm namık da ellerini çözüyordu. Tam o sırada kafama bir şey çarptı , yere yığıldım. Bayılmamıştım ama dünya dönüyordu , sesler net değildi . iki kişi boğuşuyordu , namıkla o ne olduğunu çözemediğim çocuk olduğuna emindim ama hangisi hangisi çözemiyordum. Üzerime doğru birisi eğildi yüzüme vuruyordu, ses duyuyordum ama ne dediğini anlamıyordum. Bir süre sonra yüzüm sızlamaya başladı, başımdaki salimdi. Zor bela iyiyim dedim. Omzumdan tutup sırtımı duvara yasladı. Namıkla "şey" yerde boğuşuyorlardı. Salim yanlarına doğru gidip "şey"i namıkın üzerinden aldı ve yumruklamaya başladı. Bir süre sonra ses kesildi. Namıkla salim yanıma gelip omzumun altına girdiler , yavaş yavaş merdivenleri çıktık, hala başım dönüyordu ama eskisi kadar değildi. Dışarı çıktık , kerim bizi görür görmez yanımıza doğru geldi. Açıklama beklercesine bize bakıyordu. Ama tek kelime etmediler , zaten benim de göz kapağımı açık tutacak halim neredeyse yoktu.

@94 dostum bizim bahçe evinde kiler zemin kattan aşağıda olur , biraz eşilip yapılıyor kiler dışında aşağı katta oda olmuyor.

Patikaya çıkıp biraz daha ilerledikten sonra bi yerde oturduk. Ben hala kendime gelememiştim. Salim anlatmaya başladı, bizle buluşmak için geç çıkmış ve bu nedenle seyhan emmilerin evine gitmeye karar vermiş. Bizi beklerken merak edip eve girmiş. Yatak odasına girdiğinde kafasına darbe yiyip bayılmış. Uyandığında kilerde elleri kolları bağlı duruyormuş Seyhan emmi 'nin yanında biri daha varmış "şey" dediğim. Giderken seyhan emmi denen gavat bu "şey"e zarar verme gibisinden bir şey diyip gitmiş. Akşam geldiğimde karar vereceğiz demiş. Fare, sincap ne bulsa yiyormuş. O sırada biz geldiğimizde korkup düşmüş , salim de ses çıkarmaya çalışmış, sonra da kafasını duvara çarpmaya başlamış bir yandan da bağırmaya çalışıyormuş ama mırıltıdan başka ses çıkaramıyormuş. Sonra "şey" gelip salimin kafasına vurmuş ve bayılmış.

Sonrası zaten biz kaçmıştık, anlamadığımız nokta bu "şey" neydi seyhan emmi ile bağlantısı neydi. insan mıydı ona bile emin değildik , dış görünüş olarak insan benziyordu , bayılıyordu ama bir insan nasıl böcekle fareyle beslenirdi, ya da adam akıllı konuşmayı bilmezdi. Ben de kendime iyice gelmiştim artık başım çok ağrıyordu ama dönme geçmişti. Ben doğrulunca yanıma geldiler, iyi misin dedi namık, iyi olduğumu söyledim. Şimdi ne yapacağız ? Kerim gidip durumu birilerine anlatalım dedi, tekrar girmek akıllıca olmaz. Namık kahveci dayının yaptığını hatırlattı, belki de köydeki herkes biliyordu gizleniyordu bu durum. Namıka hak vermemek elde değildi. Aklıma seyhan emmiyi yakalayıp konuşturma fikri geldi. Salim'i yakalayıp kilerde kitleyecek kadar nevri dönmüşse, belki de öldürecekti , kimseye söylememek en akıllıca şey olurdu. Karar verdik eve gidip dinlendikten sonra kahveye gidip seyhan emminin çıkmasını bekleyecektik. Kahveden ayrıldığında tenha bi yerde yakalayıp konuşturacaktık. Birbirimizden ayrılmama kararı aldık ve kerim'lerin eve geçtik. Kerim'in kendine ait bir odası vardı odada oturup konuşuyorduk. Havanın kararmasını bekliyorduk.

bir bardak çay alıp geliyorum beyler.

Biraz kendimize gelmiştik , kerim yiyecek bir şeyler de getirmişti. Karnımızı doyurduktan sonra kahvenin yolunu tuttuk. Yolda aklıma salim geldi. Eğer seyhan emmi salim'i görürse işkillenecekti. Temkinli olacak belki bizden önce atak yapacaktı. Planı riske atmamak için salim'e beklemesini söyledim. Durumu anlattıktan sonra yolda saklanacağını söyledi. Biz seyhan emmi'yi yakaladıktan sonra ortaya çıkacaktı. Üçümüz millete selam verdikten sonra bir masaya oturduk. Kahveci dayı bizi görünce seyhan emmiye doğru baktı. O pekekent de işin içindeydi belli ki. Çaylar daha biz istemeden gelmişti. Bir dakika deyip bizimkileri dışarı çıkardım. Çayı içmemelerini söyledim bu bin kahveci de işin içindeyse çaya uyku ilacı katmış olabilirdi. Ava giderken avlanma niyetinde değildim. Tekrar içeri girdikten sonra 52 kağıdı istedim. Çayları almasını söylemedim eğer cidden ilaç koyduysa çayları geri al dediğimizde işkillenebilirdi.

gömmeli batak oynuyor bir tarafdan da etrafı süzüyordum. Bir süre sonra kahveci ipne yanımıza geldi neden içmediniz çayları soğuttunuz dedi. iyice şüphe düştü içime oyun daldık unuttuk bunları al da sıcağından getirsene dayı dedim. Hemen dedi sırıtarak bardakları aldı gitti. Gelen çayları da bir süre sonra içmemeliydik. En azından seyhan emmi çıkana kadar. Çaylar yenilendi hiç birimiz ağzımıza vurmadık. Tekrar geldi kahveci dayı bak gene içmediniz dedi , zehir katmıyoruz yiğidolar. Artık sonuç ortadaydı, çaylara bir şeyler katıyordu bin ve biz onları içmeden gitmeyecekti seyhan yavşağı da evine. Plan taka sardı. Dayı çayları tekrar yenile daldık yine dedim. Kimse salim'i sormamıştı bile. Normalde hep 4lü gelirdik bu kahveye. Kahveci bin de işin içindeydi. Bu haltı öğrenecektik bu gece ama nasıl. Yeni çaylar geldiğinde abi çayı boşver de kahve getirsene dedim. binin elindeki her neyse elbet bitecekti. O zamana kadar oyalanmamız gerekiyordu. Sinirlendi kahveci bin dayı sinirlenme yaz hesaba sen merak etme dedim. O sırada bizi kurtaran hamle geldi yan masadaki kamil emmiden. Yiğidoların çayları bize ver biz içeriz dedi , hesabı da bize yazarsın. Daha yeni gelmişti çaylar sıcaktı ama kahveci bin yok abi bunlar soğumuştur durun yenisini getiriyorum dedi. Kamil emmi itiraz etti daha yeni koydun masaya dedi, kahveci bin yok yok abi yeniliyorum hemen dedi. Kamil emmiyle göz göze geldik. iyi peki madem yenile ben bir sigaraya çıkıyorum dedi. Bu sırada da bana el işareti yaptı. Ben de bir süre bekleyip sigara içmeye diyip dışarı çıktım.

kamil emmi neler oluyor dedi. Durumu kısaca çok detaya girmeden anlattım. Bu köyde en babacan en iyi adamlardan biriydi kamil emmi. Şeker gibi bi adamdı , sigaramız olmadığında sigara alır , bayramlarda yüklü miktar para koyardı cebimize. Okuyanları severdi alamanya'dan geri dönüş yapıp dönmüştü memlekete. O seyhan'ın bir çocuğu olduydu özürlü ama öldüydü dedi. Taşlar yavaş yavaş yerine oturdu. Hay aklımı gibeyim dedim başta gelseydik keşke kamil emminin yanına. unutmuştuk o korkuyla aklımıza dahi gelmemişti hatta. Kamil emmiye çay durumunu şüphemi söyledim. Ben halledicem dedi. içeri girdiğimizde bizim kahveler gelmişti. Kamil emmi masasındakilere kahve içelim çay çay çay bıkmadınız mı dedi bizim masadaki kahveleri aldı kendi çaylarını da bize verdi. Kahveci bin itiraz etmişti ki höst bre yezid sana mı soracam ne içeceğimi dedi kamil emmi Bana da göz kırptı. On numara adamdı. Kahveci bin seyhan emmi'nin yanına geldi bir şeyler mırıldandı. Pes etmişlerdi anlaşılan ki seyhan emmi kalktı masasından. Biz bir süre bekledik . Sonra biz de kalktık. Kerim'e Kahveye geri dönmesini kamil emmilerin başını beklemesini söyledim. Adamlar bizim yüzümüzden tehlikeye girdi maden biz de bir şeyler yapmalıydık. Kerim içeri doğru gitti biz geriden geriye seyhan yavşağını takibe başladık.

Seyhan bini şüphelenmesin diye aramıza baya mesafe koymuştuk. Ama eve gelmeden yakalamamız gerekiyordu. Yoksa evdeki o "şey"le beraber iki kişi olacaklardı. Oldukça da güçlüydü it oğlu it. Namık'a böyle olursa yakalayamayız dedi. Haklıydı ondan hızlı gidip önünü kesmeliydik ama görünmeden nasıl yapacaktık. Keşke salim'e deseydik o yolda saklanıyordu zaten görünce atlasaydı üzerine. Ama geç kalmıştık salime biz yakalamadan seslenmeden çıkma demiştik. Görünmeden de önüne geçme ihtimalimiz yoktu. iyice yaklaşmıştık orta bağ'a şansımız azalmıştı. Birden namık koşmaya başladı seyhan bini farkedince o da ileri doğru atıldı. Ben de fırladım , salime sesleniyordum çıksın diye. Üçümüz bunu kovalıyorduk. Birden yön değiştirdi. Ağaçların içine dalmıştı. Biz de ardından daldık tabi. Ama kaybettik ipneyi. Etrafta görünmüyordu. Etraf iyice karanlık olmuştu. ileri doğru yavaş yavaş ilerliyorduk. Ama nafile bini kaybetmiştik. Plan taka sarmıştı şimdi ne yapacaktık bu gece bulmamız gerekiyordu.

@123 nasıl bir travma yaşamıssın sen sıcaklığı hissettin galiba

salim eve gidelim dedi elinde sonunda gelecek. eve doğru yola koyulduk, hem "şey"i de yakalayıp bağlayacaktık. Böylece bize saldıramayacaktı. Eve geldiğimizde ışık açıktı. Pencereden girdik, şey ortalıkta yoktu, kilere girersek sıkışıp kalacağımızdan ses çıkarttım , şey geldiğinde yakalayacaktık. Ayak sesleri geliyordu. Oltayı yutmuştu. Salonun kapısı açılınca namık ileri hopladı ama karşısındaki kahveci binti. Ne olduğunu anlayamadan arkadan şey saldırdı. Üzerime çıkmıştı üzerimden atamıyordum. Salimin yere düştüğünü gördüm seyhan bini de gelmişti. Ben şeyle boğuşurken seyhan namıka da bir tane vurdu. O da yere düşmüştü. Sonra da beni bağladılar. Hepimizi kilere taşıdılar. Acaba kerim'e ne olmuştu, kamil emmiler neredeydi.

içimden kendime küfrediyordum kafamızı gibeyim birilerine söyleseydik keşke diye. Gerçi söyleseydik kim bize inanırdı ki , buradan gitmek isteyen 4 gençtik. ilçeye gitmek için uydurduğumuzu söylerlerdi. Şimdi ne tak yiyecektik. Ailelerimiz eve gitmeyince ne düşüneceklerdi acaba ilçeye kaçtığımızı düşünürlerdi herhalde. Bizi öldürseler kimsenin ruhu duymazdı , kimse de şüphelenmezlerdi bu binlerden. Ulan ne yannan bir köydü amk içine düştüğümüz duruma bak. Ben düşüncelere dalmışken Namık gözlerini açtı. Bir şeyler söylemeye çalıştı ama boşuna. Kapı açılınca ikimiz de oraya baktık. Kerim , kamil emmi ve arkadaşlarını da tek tek içeri taşıdılar. Ulan yıllardır sessiz dediğimiz adam ne sadistmiş anasını gibeyim.

Seyhan bini şakır şakır konuşuyordu. Sessiz dediğimiz bin kahveciye bizi nasıl öldüreceğini anlatıyordu. Yukardan uyduruk bir masayı taşıdılar. "Şey" başımızda bekliyor sırıtarak ellerini çırpıyordu. Burda olduğumuzdan kimsenin haberi yoktu. Yukarıdan bıçak , pense , tornavida gibi ıvır zıvırı getirdiler. iyice korkmaya başlamıştım. Seyhan bininde garip bir mutluluk vardı , ilk defa bir insana işkence edeceğini söylüyordu. Yıllarca hayvanlara neler yapmıştı itin soyu. Kahveci bin cesetleri ne yapacağız diye sordu. Bildiğin öldüreceklerdi bizi aklım almıyordu dıbına sokayım. Lan köydeydik anasına sokayım şehirde değildik , var mıydı burada böyle adamlar. Seyhan bini elindeki bıçakla "şey"i işaret etti artık daha iyi şeyler yiyebilir. Rüya olmalıydı amk bu nasıl bir işti lan bu. Salim'i kollarından bacaklarından tutup masaya yatırdılar. Üzerindeki kıyafeti yırttılar. Seyhan Elindeki bıçakla kolundaki deriyi kazımaya başladı. Salim çığlıklar içinde uyandı, debeleniyordu ama bağlamışlardı çoktan.

son partı da yazıp bitiriyorum. Yarın hava karardığında anlatmaya başlarım yine.

"şey" masanın altına geçmiş akan kanları yalıyordu. Nasıl bir huur çocuğuydu ki böyle bir şeyden zevk alıyordu. Salim acı içinde kıvranıyordu. Gözümü kapatmıştım , artık bakamıyordum. Bir ses duydum gözümü açtığımda namık yerinden fırlamış "şey"i yere yıkmıştı bile. Masada aldığı bıçaklardan birini önüme doğru fırlattı. Sürünerek bıçağı elime aldım. Elimi biraz kestim ama ipi kesmek için mecburdum. Ellerimi çözdükten sonra ayaklarımı da hızlıca çözdükten sonra bıçağı yerden kalkmaya çalışan "şey"e sapladım. Namık seyhan'ı yere indirmişti ama kahveci bin tornavidayı bacağına saplamıştı. Elimdeki bıçağı kahveci bine fırlattım. Bağırarak yere düştü annesi kirletilmiş huurnun sıçtığı. Namık elindeki bıçağı seyhan tekrar tekrar saplıyordu. Siniri geçince bıçağı bıraktı ve yere oturdu.

edit : panpalar hikaye daha iyi bir sona sahip olacaktı ama sıcak seven ipneler kafamı gibti. Yarın hava karardığında yeni bir hikayeyle tekrar döneceğim. Uyumazsanız gece 2 gibi de yeni hikayeye başlayabilirim.

http://inci.sozlukspot.com/w/gece-yarısı-sonrası/ yeni hikayenin linki bu beyler. Buradan devam edeceğim.