karalamak

her şairden alıntı yapmak istiyorum biraz. ama tek bir şair değil. hepsinden bir kaç kelime sadece. kendi cümlelerimi kuramayacak kadar halsizim.

yeter sıkıldım sol frameden, en iyisi burası aga

böyle geceleri seviyorum. böyle gecelerden kastım, ortada hiçbir şeyin olmadığı, ama her an her şeyinde mümkün olduğu geceler. sanki az sonra ay güneşe isyan edip, "yeter lan alla alla, yoruldum olm hep karanlıkta kalmaktan. gel bi de sen gece ol, ben gündüz olayım" diyecek. öyle bir hava var böyle gecelerde. sanki az sonra sevdiğin şarkıyı yakalayacaksın radyoda, "acaba oda dinliyor mudur şuan" diye yerli yersiz düşüncelerin olacak. böyle gecelerde, tam da böyle anlarda zaman dursun istersin. zaman dursun, her şey mümkün olduğu halde hiçbir şey olmasın. radyoda sevdiğim şarkıyı yakaladım, her ne kadar yerli yersiz de olsa öyle icap eder, "acaba?" diye düşünmem lazım.

bu geceki şarkımız, kendinden kaçmaya çalışırken bile en çok kendini özleyenlere, içinden geçenleri kendine bile anlatamayanlara, yüreği elinde, bir sırrını söylemek için gelmeyen bir gideni bekleyenlere, uzaktan sevmeleri alışkanlık edinenlere, acıdan başka bir şey olmayanlara gelsin..

düşlerim tutsak,
yüreğim sürgün..
içimde bir çocuk tedirgin..

https://m.youtube.com/watch?v=nYumL4QSxng

insanlara uyanmalarını kim söylüyor füsun?
kim sabah oldu diyor onlara?

şu anda yaşayan herkes ama herkes yüz sene içinde ölecekse, neden hepimiz grand grave’in dokuzuncu katından atlamıyoruz?
dünya, durup dinlenmeden kazarak birbirimizi gömdüğümüz bir mezarlıksa…
süremiz belirsiz, zamanımız kısıtlıysa, gerçekten vaktimiz var mıdır? bence yoktur, kendi adıma konuşayım: benim yok.
ermişler de, reklamcılar da aynı şeyi söylüyor. “an’ı yaşa”. an’ı yaşamak mı istiyorsunuz? buyurun grand grave’in dokuzuncu kat penceresine.
işinize gelmedi mi?
halbuki her birimiz dokuzuncu kattan düşüyoruz. kimimiz üç saniyede, kimimiz yüz senede.
bu kadar basit.

önce patatesleri yiyip köfteleri sona bırakan, küçükken çok canlar yakacak bu denildiği halde hiç can yakamayan, tabakta kalan son bisküviye bile elini uzatamayan insanların gecesi olsun bu gece.

iyi geceler çekik gözlü, sarı saçlı kız..
ve onun babası..
iyi geceler yelpaze bıyıklı keltoş amca..
gece yarısı patates kızartması ve pilav yiyen dar paça eşofmanlı çocuk, sana da iyi geceler.
iyi geceler ice tea şeftali..
iyi geceler nerede olduğumu bilmediğim ama yakınında halı saha olduğu için güzel olduğuna inandığım yer..
iyi geceler dinlenme tesislerinin çirkin ama sıcak çayları..
pompa tutan benzinlikçi ağbii huuoop sana da iyi geceler.
çam ağaçları, yarım kalmış inşaat, rengi solmuş tabelalar, gece yarısı işten, güçten eve dönen babalar; öpüyorum ellerinizden, sizlere de iyi geceler..
iyi geceler istanbul, antalya, adana, hakkari, new york, londra, san siro, guiseppe meazza, barcelona,st.margrethen..
iyi geceler insanlar,
iyi geceler insan olmayı bilenler ve öyle kalabilenler..
iyi geceler yahu.

ben mutluluğa aç bir insanım, öpecekmiş gibi bakma bana.

gönül kimi severse, aşk o'nda güzeldir.

https://m.youtube.com/watch?v=7yQI2mUX7Rc

hadi iyi geceler

kaçta uyursam uyuyayım, hep yorgun uyanıyorum

olum çok güzel lan vallahi

gözlerinden öpmek istedigim kadin

iki yüzlü, yalancı, sahtekar, çıkarcı insanların kafası kopsun

ünlü olup parayı kıramayan bi biz kaldık herhalde, yazık

uyumadan önce içtiğim sigara gibisin, canım çekmiyor ama mecburum

ne zaman gün sonunda; oh ulan sonunda herşey yoluna girdi şükürler olsun. deyip sigara yakıcam

insanlar, zengin baba

ben jack'in kaybolmuş ruhuyum

görünce mutlu olduğumuz insanlar vardır.
Allah o insanların sayısını arttırsın.