/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +83 -9
    [1]

    Üniversiteye adım attığım yıllar liseden çok samimi olduğum Cem adında bir arkadaşım vardı. Sadece lisede değil aynı zamanda mahallede de arkadaşımdı. Bursada oturuyorduk.Ben Uludağ Üniversitesini kazanmıştım.Cem ise Erzurumda üniversiteyi kazanmıştı. Başlarda ayrılacağımıza üzülsekte sonradan bunun saçma bi duygu olduğunu anladık.
    Gel zaman git zaman derken,yaz bitti okula başladık. Dönemin bitmesine, sömestr tatiline kısa süre kala son finallerime hazırlanıyordum. Yine bir akşam oturmuş ders çalışırken telefonum çaldı arayan Cem di.Hal hatır faslından sonra direk konuya girdi.Önümüzdeki 1 aylık tatilin ilk 15 gününde Erzuruma gelmemi tatili Palandökende beraber geçirmek istediğini söyledi. Geri kalan 15 günde memleketimize Bursaya dönecektik.ilk başlarda çok diretsemde Cem in sürekli ısrarı sonucu finallerin hemen bittiği günün sonrası otobüse atlayıp Erzuruma doğru yola koyuldum.

    SON Part atıldı hikaye tamamlandı.
    Burayada bi uğrayın > le hospital
    ···
  2. 2.
    +24
    [2]

    Erzuruma indiğimde terminalde Cem le birlikte biri daha vardı. Karşılamadan sonra Cem yanındaki çocuğu benle tanıştırdı. Aynı üniversitedeydiler.Çocuğun ismi Kadirdi. Orta boylu, kilolu soğuk bir çocuğa benziyordu.
    Ayaküstü tanışmadan sonra Cem ve Kadirin kaldığı öğrenci yurduna doğru gittik.
    Cem bana Palandöken söylediğinde kayak merkezlerine gideceğimizi sanıyodum fakat çocukların aklında kamp fikri vardı.Bu karda ne kampı diye itiraz etsemde Cem bana her türlü malzeme ve imkanımızın olacağını belirli bölgelerde bir kaç gece kalacağımızı söyledi. Ayrıca Cem ve Kadirin dışında Bilal diye bi çocuk da bizimle gelecekti. Bilal Kadirin çok yakın arkadaşıydı. Erzurumda doğa gezilerinde gruplara rehberlik ediyordu.Bu bi kaç günlük gezimizde hem çevreyi daha iyi bildiği hemde bu alanda bizden daha profesyonel olduğu için Kadirin ısrarı üzerine bize katılacaktı. Diğerlerine belli etmemeye çalışsamda biraz endişeliydim. Daha önce hiç çadır kamp tecrübem yoktu.Üstelik kış ayındaydık ve Erzurum Bursaya göre aşırı derece soğuktu. Bana güvenli kamp alanlarında kalacağımızı söyleselerde yinede kaygı duyuyordum.
    Akşama doğru Kadir ve Bilal ellerinde büyük torbalarla yurda geldiler. Bilal uzun boylu yapılı ve yaşçada bizden büyük birisiydi. Ellerindeki torbalara göz attığımda 2 tane kiralık çadır ve kamp için gerekli el fenerinden ipine, tulumundan çakısına kadar her türlü malzemeyi almışlardı. Yemekten sonra hemen yattık. Sabah erkenden Bilalin aracıyla Palandökene gidecektik.

    okuyan varsa başlığı şukulayıp rez alsın beyler 2-3 kişiye anlatmıym.
    ···
  3. 3.
    +23 -2
    [3]

    Sabah şafak atarken yola koyulduk. Uzunca yolculuktan sonra bir sürü kayak merkezinden geçtik. Bakanlık izinli kamp alanlarına bakmaya başladık fakat kötü hava koşulları nedeniyle kamp yapmamıza izin verilmedi. Zaten kışın kamp yapmak çok saçma bi fikirdi.Cem kamp konusunda çok istekliydi sürekli Bilale farklı bölgelere bakalım diyordu fakat öğlene kadar konaklama izni verilen hiç bir bölge bulamadık.Cem en sonunda dayanamayıp sabahtan beri söylemek istediğini söyledi: Biz kendimiz bi yer bulsak olmaz mı?
    Ben hemen itiraz ettim işi tehlikeli boyuta sokmanın anlamı olmadığını söyledim. Kadir hemen ikna olmuştu son sözü Bilal söyleyecekti. Bilal başlarda benle aynı fikirde olsada Cemin övgüleriyle birlikte bize rehber olup açık ormanda kamp yapabileceğimizi söyledi.Ben ne kadar reddetsemde herhangi bir durumda yanımızda cep telefonu ve işaret fişeği gibi yardım çağırıcıların olduğunu söylediler. Ayrıca erzak çantamızda bizi 3 gün idare edebilecek su ve gıda vardı. Arabanın bagajıda kafaya kadar yakacak odunla doluydu.Bu kadar malzemeyi gördükten sonra yapacak bişey yoktu arabayı tekrar çalıştırıp hafiften buzlanmaya başlayan yoldan ağaçlı alana doğru ilerledik.

    Beyler en baştaki entryi şukulayın seri seri başlıcam atmaya.
    ···
  4. 4.
    +16 -1
    [4]

    Etrafımızı saran kar örtülü çamların arasında gece ateş yakıp kalabileceğimiz düzlük bir alan arıyorduk. Hava iyiden iyiye kararıyor vakit akşama yanaşıyordu. Arabayı Bilal sürüyordu bende bir yandan sürekli telefonumun sinyalini kontrol ediyordum. Yaptığımız iş içime sinmiyordu fakat bir yandada hayatımda hiç yaşamadığım bi deneyim yaşamak istiyordum. Hava iyice karardığında Kadir: Daha ne kadar gideceğiz Bilal ? diye sordu. Bilal kendinden emin şekilde kısa bi yolculuğumuzun kaldığını söyledi.
    Yarım saatlik yoldan sonra arabanın farlarının aydınlattığı genişçe bir alana geldik. Arabadan inmemizle titrememiz bir oldu. Hava inanılmaz soğuktu. Arabadaki gösterge -23 ü gösteriyordu. Böyle bi soğukta kamp yapmak gerçekten saçmalıktı. Oldukça yakın bi yerden akarsu sesi geliyordu.Kar kürekleriyle 2 çadırı ve ateşi kuracağımız alanı açtık. Hareketin verdiği enerjiyle biraz olsun ısınmıştık.
    Bilal ve Cem çadırları kurarken Kadir ve ben arabanın arkasındaki odunları ateş yakacağımız yere yığıyorduk.Çadırların ağızlarını karşılıklı kuracaktık tam ortayada ateşi yakacaktık. Ateş için odunları oldukça geniş ve koni şeklinde dizdik. Ateş ortamın ısısını artırmada etkili olmuştu fakat hala uyunamayacak kadar hava soğuktu. Alel acele yediğimiz hazır konserveden sonra Bilal ve Kadir bi çadıra ben ve Cem bi çadıra geçtik. Ateşin ısısı gelsin diye çadır ağzını açık bırakıp tulumlarımıza sarıldık. Ufak bi uyku öncesi sohbetten sonra uykuya dalmaya başladık. Kadirin horlamalarını duyuyordum fakat ben bir türlü uyuyamıyordum.Çok derinden gelen tiz bir sesle irkilerek çadırda doğruldum.
    ···
  5. 5.
    +17
    [5]

    Yanımda yatan Cemi dürterek: Duydun mu? dedim.Cem başını sallayarak onayladı. Dışarı çıktığımızda Bilal arabadan el fenerini almış çevreyi kontrol ediyordu.Ne sesiydi o dedim. Bilal:Kurt yada köpek olabilir dedi.O kadar soğukkanlıydıki sinirimi bozuyordu.Ne demek kurt dedim. Elindeki feneri bana doğrultarak: Korkma ona karşıda tedbirimiz var dedi. Sesimizi duyan Kadirde uyanmış ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Bilal tekrar arabaya gitmiş elinde büyükçe bir tüfek çantasıyla dönmüştü. Yanımızda silah olması benim içimi rahatlatmaya yetmemişti.Çünkü tek tek çıkan tiz uluma sesleri gittikçe çoğalmaya başlamıştı. Anlaşılan bir sürü etrafımızda dolaşıyordu. Seslerin giderek kamp alanına doğru yükselmesi sadece beni değil tüm herkesi tedirgin ediyordu.Cem Bilale dönerek: Buralarda kurt olur muydu? Dedi. Bilalde yüksek ormanların hepsinde kurt olabilir dedi. Yavaş yavaş kor haline gelmiş ateşin yanına çömelmiş ellerimi ısıtarak kendimi rahatlatmaya çalışıyordum.Bu şekilde çadırda yatamazdım.Ben geceyi arabada geçirmek istediğimi söyledim. Kimseden ses çıkmadı. Diğerlerinin ne söyleyeceğini beklemeden arabaya doğru yöneldim. Arabanın kapısına bi kaç metre kala araba alarmı şiddetli bir şekilde çalmaya başladı. Alarmın çalması az önce ormanı titreten sürünün sesini kesmişti.

    Beyler seri seri yazcam diyorum okuyanlar şu partları bi uplayın bu akşam bitircem.
    ···
  6. 6.
    +20
    [6]

    Alarmı susturmak isteyen Bilal cebindeki anahtarı çıkardı fakat alarm bir türlü kapanmadı.Bir iki dakika sonra alarm kendiliğinden kesildi. Dördümüzde arabanın etrafında toplanıp alarmı çaldıranın ne olduğunu araştırdık.Bir anda arabanın gerisindeki karla kaplı çalılardan hışırtı sesleri gelmeye başladı. Hepimiz olduğumuz yerde donup gelen seslere kulak verdik. Beyazlarla örtülü ormanın sessizliğinde duyduğumuz tek ses çalı tarafından gelen hışırtı sesleriydi. Bilal bir anda arabaya binin! diye bağırdı. Saniyeler içinde arabaya bindik. Bilal Ceme dönüp Kurtlar alarma gelmiş dedi. Alarmın çalması çevrede gezen sürüyü alanımıza çekmişti. Dışarda akşamdan yaktığımız ateş tamamen köz olmuş alevleri nerdeyse görünmüyordu.
    Ne yapacaz diye? sordum. Bilal arabanın klimasını çalıştırıp arabanın içini ısıtmaya başladı. Sabaha kadar arabadayız sabah olunca ne olacağına bakarız dedi. Arabanın içi dışarıya göre oldukça iyiydi. Sabaha saatler kala hepimiz uykuya daldık.Ön tarafta koltuğu yatırmış bi şekilde uyuyordum. Uykuyla uyanıklık arası bi anda arabanın tavanından gökyüzündeki yıldızları görebildiğimi farkettim. Bunun nasıl olduğunu düşünürken gökyüzünden oldukça koyu renkli siyah duman bulutu göğsüme doğru gelmeye başladı. Göğsümün sıkıştığını ve nefes alıp vermemin zorlaştığını anladım. Hemen yanımda Bilal uyuyordu o tarafa doğru baktığımda yanım bomboştu. Sanki araba silinmiş ben saydam bir şekilde havada duruyordum.Bir süre sonra gözlerimi kapayıp içimden dualar ettim ve var gücümle kendimi sıkarak gözlerimi açtım. Arabanın hemen ön tarafında köpek büyüklüğünde suratı keçi suratına benzeyen bir şey vardı. Donuk kırmızı gözleriyle bana baktıktan sonra iki ayağı üstüne kalkıp arabanın üstünden sıçradı.Çalıların içinde hızla kayboldu.
    ···
  7. 7.
    +17
    [7]

    Gördüklerimin şokunu atlatmam bir kaç saniyemi aldı. Hemen yanımdaki Bilali uyandırıp sende gördün mü? diye sordum. Bilal uyku sersemliğinde ne dediğimi anlamamıştı.Cem ve Kadiride uyandırıp az önce gördüğüm rüyayı ve uyandığımda arabanın üstünde duran varlığı anlattım.Cem akşamdan beri yaşadığımız olaylardan dolayı kafamın karıştığını söyledi. Gökyüzündeki yıldızları ve siyah bulutu gördüğümde uykuda olduğumu anlıyordum fakat arabanın önündeki varlığı gördüğümde uyanık olduğuma emindim. Defalarca hayvan suratlı fakat insan gibi ayakta durabilen bir varlığı gördüğümü anlatsamda bunun gerçek olduğunu çocuklara inandıramamıştım. Gördüklerim karşısında hissettiğim korku gitmiş, içimi dediklerime inanmadıkları için öfke kaplamıştı. Arabanın kilidini kaldırıp kapıyı açtım. Dışarı çıkıp sigara yaktım. Dışarısı buz kesiyordu fakat soğuk hava bir anlık kendime gelmemi sağladı.Cem elini sallayarak arabaya girmemi söyledi.Bir kaç kez daha çektiğim sigarayı bitirmeden atıp arabaya bindim.Az önce gördüklerimi tekrar yaşamaktan korktuğum için uyumak istemiyordum. Diğerleri uyurken ben günün ilk ışıklarını bekledim.
    ···
  8. 8.
    +16
    [8]

    Sabah uyandığımda arabada sadece Kadir vardı diğerleri dışarıda sönmüş olan ateşle uğraşıyorlardı. Gece olanları düşündüm. Hayatımda öyle bir varlık görmemiştim. Gördüğüm şeylerin gerçekliğinden bende şüphelenmeye başlamıştım. Arabadan çıkıp Cemlerin yanına gittim. Hava güneşliydi fakat çok kuru bir soğuk vardı. Bilal Kadiride uyandırıp ateş için çevreden çalı, odun toplamamız gerektiğini söyledi. Getirdiğimiz odunlar bizi daha fazla idare edemezdi. Kadiride uyandırıp sönmek üzere olan ateşte getirdiğimiz erzaklardan kahvaltı hazırladık. Yemekten sonra çadır kurduğumuz alandan fazla ayrılmadan etrafta yakacak malzeme aramaya başladık.
    Karın üzerinde çalı çırpı bulmak çok zordu.Kar örtüsü kalın olduğu için altta kalan malzemeyi çıkarmak zor oluyordu.Çok fazla uzaklaşmamıştık ki Kadirin bağırmasını duydum. Buraya gelin diye bağırıyordu.Kar üzerinde yürümek oldukça zor olsada koşar adım yanına gittik. Eliyle işaret ettiği yere baktık. Beyaz karın üzerinde irili ufaklı kan damlaları vardı. Bilal yere eğilip kontrol etti. Damlalar donmuştu.
    ···
  9. 9.
    +13
    [9]
    Dördümüzde gördüğümüz izlerden sonra donup kalmıştık. Bilal farkettirmemeye çalışsada yüzünde endişesi okunuyordu.Cem kanların olduğu alandaki karı kaldırıp altında birşeyler aradı. Karın altı temizdi. Kanların nerden geldiğini araştırırken bu seferde Bilalin sesiyle irkildik.Az ileride ufak çam ağaçlarının altında eliyle bizi çağırıyordu. Ağaçların altına gittiğimizde az öncekinden çok daha büyük bir şok yaşadık. Nerdeyse her ağacın altında karınları deşilmiş, bağırsakları dışarı çıkmış kurt leşleri vardı.Üstelik leşlerden birinin karnında yavrularda vardı.Bir tanesi hala canlıydı.Son anlarını yaşıyordu. Elimle Cem’e işaret edip gelmesini istedim.Bir kenara çekildiğimizde ben artık kamp filan istemiyorum hemen şimdi en yakın kayak merkezine döneceğiz dedim.Cem sakin olmamı söyledi. Bilal ise bu kadar hayvanın nasıl böyle bir vahşetle öldürüldüğünü düşündü. Bunu başka bir hayvan yapamazdı.Çünkü hayvanların boyunları yada diğer uzuvlarında hiçbir çizik, kegib yoktu. Bunu yapsa yapsa bir insan yapar dedi Bilal. Bunun üzerine uzun süre konuşmayan Kadir sessizliğini bozup dönmek istediğini söyledi. Bilalle Cem kısa süre bakıştıktan sonra dönüş kararı aldık.
    Kamp alanına döndüğümüzde ilk iş çadırları toplamaya koyulduk. Bilal o sırada ateşin üstüne kar atıyordu.O kadar gerilmiştimki sabahtan beri sigaram bitmeden ötekisini yakıyordum. Toparlanmamız 1 saati buldu.Her şeyi iyice arabaya yerleştirdikten sonra arabaya bindik. Bilal kontağı çevirdi fakat araba çalışmadı. Tekrar tekrar denesede araba çalışmıyordu. Yakıt göstergesine baktım, yarıdan fazlası doluydu.
    ···
  10. 10.
    +13
    [10]
    Defalarca denemeye rağmen araba çalışmadı. içimden defalarca kendime sövüyordum sanki bunların olacağını biliyor gibiydim.Ne yapacaz şimdi? diye sordum. Bilal bana bakarak yakıt donmuş olabilir bi kontrol edeyim dedi. Arabadan inip arka tarafa geçti. Arabanın içinde Cem’e sürekli neden böyle bişey yaptığımızı, yaptığımızın çok mantıksız olduğunu söyleyip duruyordum. Bilal tekrar içeri girdiğinde yakıtın donmadığı başka bir sorun olduğunu söyledi. Arabayı inip itmeye çalıştık fakat hiçbir şekilde çalışmıyordu. Telefonla yardım çağırmayı düşündük. Sinyal yok. Artık tamamen kaderimizle başbaşa kalmıştık. Hava kararmadan arabaya binip ısıtıcıyla ısınmaya başladık.
    Son güneş ışıkları vururken hazır konservelerle akşam yemeğimizi yedik. Bilal yemeği idareli kullanalım burda ne kadar süre kalırız bilmiyoruz dedi. Bende nasıl kalmak sen bu çevreyi bilmiyormusun dedim. Bilal bilsem ne olacakki araba çalışmadan hiçbir yere hareket edemeyiz dedi. Artık herkes gergindi. Uzun süre aramızda konuşmadık.Bir ara Bilal araçtan inip telefonun sinyal aldığı bi yer aldı fakat bulamadan geri döndü. Saat ilerledikçe düşünmeyi yarına bırakıp yatmaya karar verdik. Aracın içindeki ışığı açık bırakıp koltuklarda uyuma düzenine geçtik. Kısa süre sonra Cem ses duyduğunu söyledi.Önce korkutmak için şaka yaptığını söylesekte sesi sonradan bende duydum. Sanki dışarıda ağaç dalları kırılıyordu. Yine kurtlardan şüphelendik. Bilal aşağı inip bakma fikrini ortaya atsada buna Cem izin vermedi. Arabanın içi bizim için en güvenilir yerdi. Sesler bir süre sonra kesildi. Fakat kimse uykuya cesaret edemiyordu. Arabanın tavanında gelen yüksek sesle tekrar ayaklandık.Ses çok yüksekti arabanın üstüne sanki bir şey düşmüştü. Bilal kar düşmesinden şüphelendi. Benim aklımaysa dün akşam yaşadıklarım geliyordu. Saatlerdir belli etmemeye çalıştığım korkumu daha fazla dayanamadım. Dünkü gördüğüm şey bu dedim. Diğerleride artık bana korkulu gözlerle bakıyorlardı. Sonunda galiba bana inanmışlardı. Tavana attığımız birkaç yumruktan sonra hiç ses gelmiyordu. Acaba gerçektende tavana kar mı düşmüştü?Cem bir süre dikkatlice dışarıyı inceleyip bir anda Bilale farları aç! dedi. Bilal kontağı açtığında dün gördüğüm şey tam karşımızdaydı.
    ···
  11. 11.
    +13 -1
    [11]
    Cem ve Kadir çığlık içinde bağırıyorlardı. Bilal ise şoku atlatır atlatmaz farları kapattı. Hepimiz titriyorduk. Karşımızda gördüğümüzün ne olduğu bile belli değildi.Cem Bilale hemen farları açmasını söyledi. Bilal yapmayınca kendisi ışıkları açtı. Gitmişti.Az önce karşımızda dikilen şey eski yerinde değildi. Bilal tekrardan kontağı yokladı fakat araba hala çalışmıyordu. Arabada artık herkes panikteydi.En sakinimiz Bilal bile ne yapacağını şaşırmıştı. Tavandan yeniden sesler gelmeye başlayınca Cem yeniden tavana yumruk atarak küfretmeye başladı.Ben ise içimden dua ediyor yaşadıklarımın kabus olduğunu düşünüyordum. Kadir de dua etmeye başladı.Cem’e tavana vurmayı bırakıp dua etmesini söyledim. Arabanın üstünde olan varlık aşağı inmiş yan camlardan arabaya saldırmaya devam ediyordu.Bir ara kafamı kaldırıp dışarı baktığımda pençe gibi elleriyle cama hızlı darbeler indirdiğini gördüm. Vurduğu kısımlar kanla boyanıyordu. Pençeleri kanlıydı. Sesler bir süre sonra kesildi. Dışardan çıt sesi gelmiyordu.Tek duyduğumuz hızla alıp verdiğimiz nefeslerdi. Bilal tekrardan kontağı çevirdiğinde araba çalıştı. Hayatımda hiç bu kadar korku ve mutluluğu bir arada yaşamamıştım. Hemen gaza yüklenip bir iki patinajdan sonra aracı karda sürmeye başladı.Ben geldiğimiz yoldan sapmadan en yakın kayak merkezine sürmesini söylesemde o nereye gideceğimizi benden iyi biliyordu.O kadar mutlu olmuştukki herkesin yüzünde tebessüm vardı. içinde bulunduğumuz olayın şokundan neler yaşadığımızı bile sorgulamıyorduk. Kimse konuşmuyordu. Herkes yola bakarak Bilale daha hızlı gitmesini söylüyordu.Bir ara aniden önümüze bir hayvan fırladı Bilal fren yapsada mesafe durmak için yeterli değildi.Ön camın sol tarafı hayvanın çarpmasıyla çatlamıştı.

    Sona geliyoruz beyler başlığı şukulamayı unutmayın.
    ···
  12. 12.
    +16
    [12] SON Part
    Bir saat kadar süre yolculuktan sonra en yakındaki kayak merkezine ulaştık. Geceyi orda geçirdik. Sabah olduğunda şehir merkezine indik. Polise gidip gitmeme konusunda arada kalsakta en son gitmeye karar verdik. Yaşadığımız olayları, parçalanmış kurtları, gördüğümüz varlığı en ince ayrıntısına kadar anlattık. Fakat ne kadar anlatsakta anlattığımız varlığı vahşi hayvan olarak anladılar ve kurt ölüleriyle ilgili bölgede araştırma yapacaklarını söylediler. Tatil ve kamp planları suya düştüğü için Cemle erkenden Bursaya dönmeye karar verdik. Fakat dönmeden önce gördüğümüz varlığın ne olduğunu Cemin yurdundan bir çocuğada anlattık.Çocuk bize bir adres verip filan kişiyle konuşun o size istediklerinizi verir dedi. Verdiği adres yakınlarda bir köydü.Cem ve Kadirle birlikte köye gittiğimizde taştan eski bir evin içinde yaşayan 60 lı yaşlarda bir adam karşıladı bizi. Yaşadığımız tüm olayları en ince ayrıntısına kadar anlattık. Adam hiç bir şey söylemeden söylediklerimizi dinliyordu. Söylediklerimiz bitince konuşmaya başladı.. Gördüğünüz hayvana benzeyen şeyin adı karakuura. Bunda çok daha eski zamanlarda daha çok halk içinde görülürdü. insanları korkutmak için karabasan gibi insanların boğazına oturur nefesini keser. Sonrada karınlarını deşerek ciğerini söküp zütürür. Gün ışığına çıkamadığı için görenler geceleri görür.
    Adamın anlattıkları bittikten sonra nasıl bi olayın içinden çıktığımızı Cemle göz göze gelerek onaylamıştık. Adama teşekkür edip evden ayrıldık. Ertesi gün erken saatte aldığımız biletle Bursaya yola koyulduk.Cem olayın hala şokunu atlatamamış, yolculuk boyunca yaşadığımız olayları evdekilere anlatıp anlatmayacağımızı soruyordu.Ben ise 3 günlük kamptan erken sıkılıp döndüğümüzü söylemeyi planlıyordum.

    Zaman ayırıp okuduğunuz için eyvallah. ilerleyen zamanda başka olaylarda paylaşacam.

    Burayada bi uğrayın > le hospital
    ···