Evin herhangi bir yerinde bunlardan ölüp olmadığın sordu ben evde bi kuran olduğunu söyledim alaya telaşa kapıldı titremeye başladı çabuk çıkar onu diyerek ağlamaya başladı bende necla ağlama sana dayanamam dedim öptüm onun necla olmadığını biliyordum ama neclayı o kadar çok özlemiştim ki ona neclaymış gibi davranmaya karar verdim hemen hızlıca duvarda asılı olan kuranı aldım komşu nezehat teyzeye teslim ettim...

Alayaya evin güvenli olduğunu artık içeri girebileceğini söyledim ürkek adımlarla evden içeriye girdi ben bir şeyler içer misin aç mısın diye sordum cevap vermedi ben mutfağa gidiyorum acıktıysan gel dedim hareketleri çok garipti sanki robot gibiydi ne dersem onu yapıyordu mutfağa girdi yemek için bir şeyler hazırladım oturduk sofraya hadi başla dedim ben bunları yiyemem dedi neden diye sordum yine cevap alamadım yemeğe başlamadan alışkanlığımdan ötürü eğzubesmele çektim kız irkildi ağlamaya başladı ben özür diledim bir daha yapmayacağımı senin için tüm bu alışkanlıklarımı unutacağımı söyledim...

Yemeğimi bitirdim alaya hiç bir şey yememesine karşın sofrayı toplamama yardım etti sofrayı topladıktan sonra içeri geçip oturduk alaya benden ona neclayı tarif etmemi istedi bende bütün gece ona neclayı anlattım çok garipti karşımda necla oturuyordu ve ben ona kendisini anlatıyordum sesini çıkarmadan saatlerce beni dinledi sonunda beni uyku bastırdı alayaya yatacağı odayı gösterdim alaya sırıttı sanırım ilk defa insan gibi bi tavır sergiledi ben seninle beraber uyuruz sanıyordum dedi ben biraz heyecanlandım bir yıl sonra nihayet yeniden neclayla birlikte olacaktım alayayı benim yatak odama zütürdüm...

Odaya girer girmez soyunmaya başladı ben bu vücudu iyi tanıyordum bu neclamın bedeniydi bunca zaman sonra kanlı canlı yeniden karşımdaydı kendime hakim olamadım ve alayanın vücuduna dokunmaya başladım bu garip bi histi alayanın vücudu soğuktu göğüs uçlarına dokundum emdim saçlarını elimle geriye savurdum boynundan öptüm sonra kıpkırmızı dudaklarını necla tüm çıplaklığıyla karşımdaydı artık hiç birşey umrumda değildi bende soyundum alayayı yatağıma zütürdüm onu necla ile en sevdiğimiz misyoner pozisyonuna getirdim ve içine girdim içi necla kadar sıcak değildi ama ne de olsa o neclanın hayaletiydi tüm gece seviştik sonunda ansızın uyuya kaldım...

Sabah kalktığımda alaya yanımda değildi odaları aramaya başladım hiç bi odada yoktu nereye gitmiş olabilirdi en sonunda banyoya baktım banyoda küvetin içinde duruyordu buz gibi yeşil gözleriyle karşı duvara hareketsizce bakıp yine o anlamadığım garip dilde bir şeyler mırıldanıyordu seslendim sanki duymuyırdu yanına gittim dokundum buz gibiydi dün gece sevişirken en azından daha sıcaktı diye düşündüm bir süre tepkisiz kaldı en sonunda mırıldanmayı kesti kafasını çevirip yüzüme baktı günaydın üşümedin mi gel içeriye ısın dedim içeriye geçtik...

Ona neden banyoda oturduğunu sordum artık gayet insanca davranıyordu hatta biraz neclayı andırıyordu tavırları gülümseyerek cevap verdi biz cinler ücra köşelerde yaşarız hamamlar banyolar tuvaletler bizim yaşam alanımızdır kendimizi oralarda güvende hissederiz dedi ardından devam etti orada senin göremediğin bir çok dostum vardı dedi ve bana yine ona neclayı anlatmamı istedi ama bu sefer daha ayrıntılı bir şekilde...

Tuvalet molası genjler üzerinize afiyet takum geldi de

Aralıksız 3 saat neclayı anlattım neclayı her andığımda içim burkuluyordu fakat karşımda onu görünce yaşama hevesimi yeniden kazanmış gibi oluyordum alaya kalktı bu sefer daha neşeliydi mutfağa gidiyorum sana yemek hazırlayacağım dedi artık neclaya daha çok benziyordu peşinden gittim yaklaşık yarım saat sonra yemekleri hazırladı bende sofrayı kurdum oturduk ben çok mutluydum neclayla hiç yapamadığımız evliliği yaşıyordum sanki yemekleri çok güzel olmuştu sen neden yemiyorsun diye sorduğumda bizler sizin yediklerinizi yiyemeyiz dedi bizim hakkımızda bilmediğinçok şey var ama ben necla olmak için geldim alayayı unutmalısın artık dedi alaya artık daha canlı görünüyordu hareketleri tıpkı necla gibiydi tek sorun yemek yiyemiyordu ama bu benim sorunum değildi...

Akşam olmuştu alayaya yatağa geçelim mi diye sordum sen nasıl istersen hayatım dedi yatağa geçtik bu sefer onu ben soydum ona neclanın elbiselerini giydirmiştim artık ona bağlanmıştım üstünü soyduğumda neclanın süt kadar beyaz göğüslerini avucuma aldım çok garip bi şekilde teni sıcaktı bu daha çok hoşuma gitmişti sonra o da benim üzerimi soydu erkekliğim dimdikti eline aldı sıktı sonra yavaş yavaş ağzında gezdirdi ağzının sıcaklığı çok hoştu sonra alayayı kucağıma aldım necladan çok daha hafifti ama bu benim için daha iyiydi kucağımda hiç yorulmadan seviştim içine boşaldığımda çok mutlu görünüyordu sanırım o da zevk alıyordu...

Sabah kalktığımda alaya yanımdaydı onu öperek uyandırdım günaydın diyip ayağa kalktı çok mutlu görünüyordu mutfağa bana kahve yapmak için gitti yatakta yalnız kalmıştım kafam biraz karışıktı buraya geleli iki gün oldu ama hiç para konusunu açmamıştı ve artık ben ona bağlanmaya başlamıştım neclamın yokluğunu hissetmiyordum artık onu unutmuştum bile peki ya bu ona ihanet miydi ben düşünürken alaya bağırdı kahven hazır hayatım üstümü giyip mutfağa yanına gittim kahvemi içerken bana neden bi işim olmadığını sordu bende necla ölmeden önce babamın bana bıraktığı plastik fabrikasının başında olduğumu ama neclanın ölümüyle hayata küsüp yaklaşık bir yıldır evden hiç çıkmadığımı söyledim alaya yani paran var öylemi diye sordu bende evet hemde çok dedim sonunda parasını isteyecekti sanırım para sorun değildi ama parayı aldıktan sonra ya giderse diye korkmuyorda değildim...

Param olduğunu öğrenmişti ama sonraki bi kaç gün hiç para konusunu açmamıştı yoksa bana aşık mı oluyordu her gece onunla saatlerce sevişiyorduk her geçen gün neclaya daha fazla benziyordu resmen neclayla hiç kuramadığımız hayatı yaşıyordum onunla alaya çok mutlu gibiydi ama gerçek duygularını kestirmek kolay değildi çünkü tüm bu yaptıkları rol icabıydı aradan bir hafta geçmişti alayaya bir şeyler oldu ağlamaya başladı ne oldu diye sordum cevap vermedi tıpkı ilk karşılaştığımız gibi soğuk ve ifadesizdi nihayet kendine geldiğinde neler olduğunu sordum ve bana büyücü kadının para istediğini söyledi ben göz yaşlarını sildim ağlama ne istiyorsa vereceğim dedim yeter ki bizi rahat bıraksın...

Ertesi gün bankaya gidip on bin nakit çektim necla için herşeyi yaparım eve geldim alaya beni kapıda karşıladı öpüştük girdim içeriye paltomu alıp astı artık evli çiftler gibiydik yemek hazırlamıştı sofraya oturduk her zaman ki gibi yemeği yalnız yedim bu biraz garipdi ama artık alışmaya başlamıştım yemeği bitirdim sofrayı beraber topladık içeri geçip oturduk parayı getirip getirmediğimi sordu parayı getirdim dedim birazdan büyücü kadının evine gidip vericem ve bizi rahat bırakmasını söyleyeceğim dedim alaya hiddetlendi hayır olmaz büyücünün neler dediğini duymadın mı parayı bana vereceksin ona parayı ben zütüreceğim dedi günlerdir aklıma takılan bir soru vardı alayaya sordum peki ya bu paranın içinde senin ne kadar payın var...

Alaya bi an duraksadı benim o parada hiç payım yok dedi çok şaşırmıştım peki ya neden bu işi kabul ettin diye sordum alaya biz cinlerin paraya ihtiyacı olmaz dedi ama büyücü kadın bir insandır paraya ihtiyacı olan o lütfen bana bu konu hakkında sorma parayı bana verki büyücü kadın bizi rahat bıraksın parayı alayaya verdim alaya parayı alır almaz gözden kayboldu artık onu göremiyordum sanırım beni aldatmıştı...

O gece tek başıma yattım alayanın beni terkedip gittiğini düşünerek sabah kalktığımda alaya yanımdaydı neden geldiğini sordum daha fazla mı para istiyorsun yoksa diye bağırdım ağlamaya başladı ve benim yardımıma ihtiyacı olduğunu sordu bende sana nasıl yardım edebilirim ki dedim alaya anlatmaya başladı büyücü kadın bu zavallı cin kadını bağlama büyüsü yaparak etkisi altına almış benden bu büyüyü bozabilmek için yardım istedi beni kendine yakın gördüğü için itirafettiğini söyledi çünkü bunu yapmak onun için çok tehlikeliymiş büyücü kadın gerçekleri öğrendiğimi anlarsa alayayı yakabilirmiş tamam özgürlüğüne kavuşman için sana yardım edeceğim dedim o gece onunla son sevişmemizdi ben aslında onu sevmiyordum yalnızca neclanın hayalini seviyordum artık aklımı başıma toplamıştım alayaya yardım edip bu işlere bir daha bulaşmayacaktım...

Sabah kalktık alaya her zaman ki gibi neclaymış gbi davranıyordu bumu yamasını kesmesini söyledim artık neclanın bedeninde çıkabilirsin dedim alaya onu ilk gördüğüm zaman ki gibi yirmili yaşlardaki genç kıza dönüştü senin normal görüntün bu mu diye sordum benim gerçek görüntümü sen göremezsin dedi bende alayaya bu büyüden kurtulman için ne yapmamız gerektiğini sordum o da bana iyi bir hocaya danışmamı istedi bunu neden sen yapmıyorsun dediğimde kuvvetli hocalar yanlarına gelmemi engelliyorlar bu yüzden senin yardımına ihtiyacım var dedi bende kabul ettim dışarı çıkıp hiç gitmediğim caminin yolunu tuttum...

Camiye vardığımda cemaate hocanın nerede olduğunu sordum sonra hıcanın yanına gittim bu konuların hepsini hocaya danıştım bana bu kadar güçlü bir büyüyü kendisinin bozmayacağını söyledi ve bana necip hoca denilen feyzlibir hocanın evini tarif etti hiç durmadan necip hocanın evinin yolunu tuttum nihayet eve varmıştım evden giren çıkan ekgib olmuyordu gerçektende etkili bir hoca olmalıydı kapı açıktı içeri girdim...

Misafirim geldi beyler mecburen sizi bekletmek zorundayım kusura bakmayın ilginiz için teşekkürler

Beyler kusura bakmayın ne deseniz haklısınız misafir azönce gitti hemen yazmaya başlıyorum bu arada bu niye hala trend değil amk neyse gibtir edin trendi

içerden biri kime baktığımı sordu bende necip hocayla konuşmak istediğimi söyledim sıra olduğunu ve beklememi söyledi beklerken necip hocanın para için bunları yaptığını düşünmeye başladım acaba benim işimi halledebilecek miydi başarabildiği sürece para hiç sıkıntı değildi nihyet sıra bana gelmişti necip hocanın odasına girip selam verdim necip hoca elinde yeşil tespihiyle sedirde bağdaş kurmuş oturuyordu selamımı aldı ve niçin geldiğimi sordu bende yanına bağdaş kurdum ve başladım anlatmaya...

Hoca tüm anlattıklarımı dinledi ve bana birkaç soru soracağını söyledi bende estağfirullah hocam sorabilirsiniz dedim öncelikle sen çok büyük bir günah işlemişsin ama bu senin en son düşünmen gereken mesele dedi bana cin kadının göz rengini sordu bende yeşil dedim alayanın zümrüt yeşili parlak gözleri vardı sonra cinin neclaya ne kadar benzediğini sordu bende fiziksel olarak bire bir kopyasıydı dedim hoca beni yanlış anladın huy olarak ne kadar benzediğini sordum dedi bende çok inandırıcı olmasada neclaya benziyordu dedim hoca kendimi kaybedip kaybetmediğimi sordu yani alayaya aşık olup olmadığımı öğrenmek istedi bense alayaya hiçbir zaman aşık olmadığı her zaman neclayı sevdiğimi hiçbir zaman kendimi kaybetmediğimi söyledim son olarak benden büyücü kadını tarif etmemi istedi büyücü kadını betimlediğimde hocanın gözleri fal taşı gibi açıldı...