karşı komşum bir hayat kadını

Reserved

Fatih taksiyi çekmişti bile, doluştuk içeri. Fulya içeri girerken tehlikeli şekilde sallandı göğüsleri, fatih’in dikkatinden kaçmamıştı bu durum. Fatih ise, benim dikkatimden kaçmamıştı. Bunu sık yapardım eskiden, sokakta kızları kesmekten çok kızları kesen erkekleri izlemek hoşuma giderdi. Fatih ona baktığımı fark edince anlayışla karşıla abi der gibisinden büzdü yanaklarını.

- Zeynep şimdi fikri olayı… son olarak napmaya karar verdik?

Bir kez daha sormakta sakınca görmedim, ille de itirafımı duymak isterseniz, evet korkuyordum. Şimdi o etli parmaklarınızla beni işaret edip çekiştirin bu zavallıyı.

ayıraç

- oğlum sen korkuyor musun?

Evet.

- hayır?
- ee gelirse gibtir edersin. Yapamam dersen gelme, zorla güzellik olmaz.

Zeynep ona olan bağımlılığımı bir şekilde fark etmişti. Erkekleri bir mimiklerinden, zamansız bir yutkunmadan tanıyacak kadar deneyimliydi ne de olsa. Normalde beni ikna etmeye çalışırdı fakat bana bırakmıştı işte. Blöf falan değildi bu, bildiğin elimi görüyordu.

Cevap vermedim. Vermeme gerek yoktu zaten, Zeynep oyun tarzımı öylesine çözmüştü ki muhtemelen şimdiden oyun sonundaki matı hayal ediyordu.

şükür yaz yazabildiğin kadar panpa uyumaaa

Fatih temkinli bir şekilde inerken bakmadı fulya’ya. Üzüldüm o an, benim yüzümden olmuştu. Nedense istemeyerek iyilik yapamıyorduk kimseye, genelde kötülüğümüz dokunuyordu. Ve buna yüzsüz gibi istemeyerek ismini koymuştuk. Her neyse, insanoğlunun pisliklerini dökmek benim görevim değil. Aslında herkes kendi içindeki pisliği süpürse dünya tertemiz olur, avrupa’da böyle mesela…

Fikri bizden önce +2’siyle gelmişti kendi deyimiyle allah’ın olmadığı mahalleye. Açıkçası iki arkadaşını önceden haber vermediği için bozuldum biraz, bizler hatta ekşiciler bile bir zirveye giderken artılarımızı belirtecek kadar medeniyken, fikri’den gelen bu beklenmeyen yumruk canımı acıttı. Şu an başarısız bir foreshadowing yaptığımı belirtecek kadar onursuzum arkadaşlar, aynı zamanda yaptığım espriyi karşımdaki insanlar anladığı halde açıklamaya kalkışacak kadar kibirli ve küçümseyici bir huur çocuğu olduğumu da belirtmek isterim.

gerekirse sabaha kadar devam ettt

yinemi uyudun yannanım

Zeynep, fikri ve dadaşları fark etmemişti ya da fark ettiğiyle ilgili bir şey söylemekten kaçınıyordu. Bu iki adam komşunun bahçesinden narenciye toplamak üzere gelmemişti buraya. Sigara ardına sigara yakıp bakışlarıyla vücudumda değmedik yer bırakmamışlardı. Bu sırada arabalar önümüzde duruyor fakat Zeynep hiçbirine yanaşmıyordu. Fulya ise bir kez gidip gelmiş, şu an ikinci arabayla pazarlık yapıyordu. Pazarlığı bitirip atladı arabaya, fikri’nin beklediği işaret de buydu sanki.

- hayırlı geceler kardeşim.

iki warrior bir asas partisi vardı karşımda. Ares’e ilk kaydolan ekipten olabilecek kadar eskilerdi, ben ise hatırlayabildiğim kadarıyla ronark’ta solucan kesmekle meşguldüm

lan sayende kpss de okuma hızı eksiğimi kapatıcam

hahaha 2 warrior 1 asas :D

@898 şuku amk haha

ulan hasta oldum adres ver geliyim gotumu gib panpa adamsın devam

- eyvallah.
- biz senle bir mevzu konuşmuştuk.

2048 oynamak geçti içimden konuşmamızı hatırlayınca. Fikri ve 2048 arasındaki bağıntı hala kafamı kurcalıyordu.

- doğrudur, diyerek Zeynep tarafına baktım yardım umuduyla. Dizi izler gibi izliyordu bizi, müdahil olmaktan fazlasıyla uzak ve desteklediği karakterin kazanmasından başka hiçbir şeyi düşünmez bir biçimde. Ve o an içimden bir ses, ki içimde birçok ses olduğuna sizi temin ederim, zeynep’in bahsi benim üzerime oynamamış olabileceğini fısıldadı.

- güzel, o zaman niye benim sokağa geldiğini sorsam, tabi seni rahatsız etmeyecekse, ne cevap verirsin acaba? Lütfen, cevap vermeye mecbur hissetme kendini, sadece merak ediyorum sebebini.

(bkz: özel üni muhabbeti)

Herkes gibi fikri de etkilenmişti hollywood’dan. güç onun elinde olmasına rağmen karşımda aman diler bir üslupla konuşarak başarısız bir sahne sergiliyordu.

- sokak ikimize yetecek kadar büyük, dedim klişe basamaklarını çıkarak.
- anlıyorum… fakat bende, bilmiyorum fobilere aşina mısın, zenofobi mevcut ve bu büyük bir sıkıntı.

Ben anlamaz gözlerle bakınca devam etti.

- yabancı korkusu. işin üzücü yanı ise sende mastigofobi olmaması.

Evet, filmlerdeki kötü adamları ilgi çekici kılmak adına en az bir tuhaf özellik sahibi yapmak, fikri’yi yaratan mizah sahibi tanrı’yı da etkilemişti. Fakat fobileri ezberletmek, yaratıcılığı takdire şayan bu yaratıcının, bir yaratıcıya edilebilecek en güzel iltifat da budur galiba.

- mastigofobi?
- cezalandırma korkusu.

yaz bin harbi baya sardı

reserved süper gidiyorsun

reserved

yaz hadi bekletme