-
1.
+4denizci her şeyden evvel yürekli insandır. cesurdur... çünkü başka türlü denizlere kafa tutamaz o.Tümünü Göster
denizci yaşadığı ortama, yani gemiye ve çalışma arkadaşlarına karşı merttir. sözünün eridir. denizin kendiside merttir. yalanı affetmez hemen yüzüne vurur...
denizci çalışkandır. tembel denizci bir seferlik yolcudur...
denizci özlem adamıdır. özler. özlenir. kavuşmanın ne güzel bir şey olduğunu ondan daha iyi kimse bilmez...
denizci duygu adamıdır. şairlerin kıskanacağı doğanın en güzel manzaralarını o görür. o yaşar ilk defa görünen ve bir daha dünyada görünmemek üzere kaybolup giden güzellikleri denizlerde...
denizci bilgedir. çok okur. hatta yazar. sürekli yalnızlığı bazen akıl almaz büyüklüğe erişir. allah'ın yarattığı doğanın ihtişamı karşısında kendini aciz hisseder. tüm bunlar bilgeliğinin elinde onu hoş görülü ve anlayışlı yapar.
insanı sever. yalan ve iftiradan uzak durur.
denizcinin kalbi sevgi doludur. onu güçlü kılan sevdiklerine olan bağlılığıdır...
denizci dosttur. arkadaştır, sefer dönüşü hep o arar arkadaşlarını, dostlarını. unutulmuşluğunu bilse bile.
denizci nankör değildir. milyonlarca çeşit canlıyla paylaştığı denizlerini kirletmez... onu ibadet yeri gibi temiz tutar. çevre bilinci yüksektir.
denizci için emanet kutsaldır. gemisi ve taşıdığı yük onun namusudur.
denizci güvenilir adamdır. binlerce hatta milyonlarca insani ilgilendiren ticari yolculuklar sadece onların ellerine teslim edilir.
denizci paylaşmayı bilir. adalet duygusu gelişmiştir. çünkü denizde hayatın başka türlü olmayacağını bilir. adalet "kutup yıldızı gibidir geri kalan her şey onun etrafında döner" (eflatun) sözünü iyi bilir.
denizci iyi bir yurttaştır. gittiği ülkelerde ülkesini temsil ettiğini unutmaz. o bilinçle hareket eder.
denizci varlığının sebebini kavrayarak ve hayatın mucizesini anlayarak her gün şükrederek yaşar. selâmetini allah'ın adıyla anarak duâlaştırır. bunu her gün yapar.
denizci ismini her gün kucağında uyuduğu, uyandığı hatta canını verdiği denizden almıştır... çünkü onunla özdeştir artık. oysa karada çalışanlara karacı denmez.
hülasa denizci farklıdır... ne demişti yunanlı filozof; insanlar ikiye ayrılır, denizciler ve olmayanlar... dolayısı ile bu farklılığın önemini algılamak denizci gibi hareket etmek büyük bir sorumluluk gerektirir. -
2.
+3- şunu bi yağlasana be
- napıcam yağlıyıp zütüme mi sokucam -
3.
+3kaptan başın ağrıyor mu ?
-
4.
+1rapte baya başarılı hele annesi vefat ettikten sonra kral oldu oç
-
5.
+1"... eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordum
gece yarısını yaşamaktan yorgunum... "
Atilla iLHAN -
6.
0o şimdi sivasta
- 7.
-
8.
0sen alkol iç ben dumanlıyım baba
-
9.
0kral mc melankoda ilk 5'e oynar
- 10.
-
11.
0ANNE YAKLAŞ BU GECE KALBiM AĞRIYOR
-
12.
0Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı Türkçe Dublaj Ve Altyazılı seçenekler ile.
-
-
-Yapım: 2016
-
-
-imdb: 7.9
-
-
-Tür: Macera, Savaş, Ölmeden izlenmesi Gerekenler, Bilim Kurgu, Türkçe Dublaj, Türkçe Altyazılı
-
-
!! -Dur !!! Aşşağıdaki Yazıda Filmin Kısaca Özeti Duruyor Spoilersiz izlemek istersen Aşağıda Link Var.
-
-
-
Konusu: Yenilmezlerden intikam almak isteyen bir adam. Bu konu üzerinde yoğunlaşır. Onları Eski Bir Olay ile Birbirine Düşürmek ister. Ayrıca Birleşmiş Milletler Yenilmezleri Kontrol Altına Almak ister Yani izinsiz Birşey Yapamazlar. Adam Başarılı Olur Birbirlerine düşerler. Demir Adam Ve Kaptan Amerika birbirleriyle yumruk yumruğa savaşırken kavgayı orda bitirirler. Demir Adam; O kalkanı haketmiyorsun onu babam yaptı diyerek tepkisini koyar. Ve Kaptan Amerika Kalkanını orada bırakıp Arkasına Bakmadan Oradan Ayrılır.
Sizce Kaptan Amerika Geri Dönecekmi? bir sonraki marvel filminde öğreneceğiz gibi duruyor.
-
-
(indirme Seçeneği Mevcut)Şimdiden iyi Seyirler Diliyorum:
http://www.izleyinfilmi.c...erika-kahramanlarin-s…/ -
13.
0yusuf güney'in kalbümü fakat sadece sevdaluğun sarmadı şarkısı sevdim.
-
14.
0Sür gemiyi kaptan
-
15.
0(bkz: uğur koşay)
-
16.
0kalabalıktılar, 6 kişiydiler. 6 kişi muallakler. bütün parayı aldılar, canımı zor kurtardım. sandal kıyıda kaldı. yalvardım, bi iki tanesini indirdim. ama çok kalabalıktılar. dedim bunlar bizim ekmek paramız. bir haftalık istikhakımız dedim. kaptan çok kızar beni öldürür dedim.
- 17.
-
18.
0anası ölmüş yazık
-
19.
0attila ilhanın muhteşem şiiri
-
20.
0http://www.youtube.com/watch?v=ypsz9Bf-SsETümünü Göster
eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordum
geceyarısını yaşamaktan yorgunum
ayazın avucunda unutmuştun ellerini
önünden geçtiğim halde beni tanımadın
ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım
şiirlerim külrengi kumrular gibi uçuyorlar
bakır çalığı göklere katiyyen tahammülüm yok
hele paris’in gökleri aklımı başımdan alıyor
bana seni senden evvelki poitiers’li kızı hatırlatıyor
ayazın avucunda unutmuştun ellerini
karanlığın arkasında kıvılcım gözlü huurlar
gölgelerine yaslanmış evliya gibi bekliyorlar
ışıklar kırmızı yandığı zaman duracaksın
ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım
soğuk gözlerinde buğulanmıştı ölsen tanıyamazdın
hâttâ ricardo bile hani vatansız ricardo
burnumun dibinden geçti geçen gün beni tanıyamadı
oysa au vieux châtelet’de akşam sabah beraberdik
üçümüz viyana kahvesi ve sıcak rom içerdik
üstelik o krapfen severdi güzel olurmuş rivayet
neden ve nasıl sevdiğini anlayamadım gitti
yalnızlıktan da kurtulup yalnız kalmak isterim
montmartre metrosu civarında seni gözden kaybettim
o zenci yine arkanda mıydı hiç dikkat etmedim
ağzında yoksul bir ıslık ıslak bir cıgara gibi
sidney bichet’nin caz havalarını çiğneyip tüküren
o saklasın varsın seni sevdiğini biliyorum ben
yüzünün renginden geliyor bütün üzüntüsü
bir gazete aldım ama evde okuyacağım
kahvelerden birine girip bir grog ısmarlasam
seni öldürmek için çareler tasarlasam
sükût bembeyaz buz tutsa bıyıklarımda
mağrur bir totem gibi sussam konuşmasam
ve türküm kaybolsa sessizliğin hırçın türküsü
ve ben unutulsam yazdığım şiirler
senin için yazdıklarım herkes için yazdıklarım
eski padişahlar gibi unutulsa birer birer
ve ben seni unutsam hiç hatırlamasam hiç mi hiç
ihanetini hatırlamasam şehvetini hatırlamasam
ellerim oldum olasıya seni unutsalar
yarı gecenin içinden bir zenci süt beyaz bakıyor
rue lafayette’de dünden bugüne geçiyorum
eflâtun gözlerini bir grog kadehinde unuttum
bu geminin yelkenlerine herifin biri paris yazmış
luxembourg garı’nın dirseğindeki çiçekçiyi bileceksin
yeşil muşamba ceketli sarışın küskün kızcağız
en dokunulmaz kızı en temizi fikrimce paris’in
pablo’ya sorarsanız bir taksi şoförüyle yatıyor
pablo!.. ah pablo!.. onunla bir tanışsanız
önüne gelene salamança’dan bir şeyler anlatıyor
babasını orada bir duvar dibinde bırakmış
halbuki konuştuğu zaman fransız sanırsınız
saint-michel’de bir talebe kahvesindeyim yalnız
gündüz olduğu halde bütün ışıkları yakmışlar
bir cumartesi günü saat dört buçuğa beş var
ellerim kırılsa ben senin için bu şiirleri yazmasam
dinamit taşırmış gibi gözlerini taşımasam
avanue wagram’da bir akşam yeter bana ağustos’ta
yapraklara serilmiş yirmi beş franklık yıldızlar
bir mısra yeter geceleyin bir tren gibi pırıl pırıl
sen kendine yetmiyorsun hiç kimse sana yetmiyor
birini bitirmeden aklın öteki yolculukta
dün gece chatelet’de metro’nun yanıbaşında durdum
yağmur bilmediğim başka bir gökten yağıyordu
yağmur saint-jacques kulesine doğru yağıyordu
yanımda olduğun zaman her zamankinden yalnızım
şimdi bir nefeste café de l’écluse’ü hatırladım
seine kıyısındaki küçük nehir kahvesini
kapısında bir gemici feneri asılmış duruyor
seine gemicileri her akşam burada toplanırlar
onlar için birtakım maceralar düşünürüm
seine sanki petrolmüş gibi iştahlı ve obur akıyor
dupont’daki kızlar yalnız cıgara içerek yaşıyorlar
utrillo’nun bir sokağından seni çektim çıkardım
elin yüzün kirlenmiş üstün başın toz içinde
sana mardi gras için bir japon maskesi aldım
sen bana kaptan diyorsun herkes bana kaptan diyor
sahici bir kaptanmışım gibi tükürüyorum
yalın kılıç bir kasım sabahını paris’te yaşadım
sokaklarda sonbahar şiirleri salkım salkım
faubourg saint-denis’de işte yine pazar kurulmuş
beş franga çorba içtiğimiz julien’in kapısı önünde
kırmızı ve siyah ve sarı saçlı bir kadın durmuş
muzaffer patatesler satıyor üç renkli neşesi içinde
camların arkasında ekmekçi kızlar mavi beyaz
raflarda uzun uzun herifler gibi tâze ekmekler
üstüne bir yağmur yağdırmak hevesi uyanır içinde
ben bu mısraları yazarım tout-va-bien kahvesinde
concorde’da bütün fıskiyeler birden ayaklanacak
eğri bir demir gibi ensende hissedeceksin ebem kuşağını
paris’in göklerinden uzanıp bir yıldız kopardım
kırmızı bir karanfilmiş gibi yıldızı saçlarına taktım
on beş dakika sonra bordeux’ya bir tren kalkacak
garın merdivenlerinde benim için ağlayacaksın
ellerim yağmura açılmış sakallarım ıslak
ben ki cehennemde bir allah gibi yalnızım
st-vincent de paul kilisesi benim otelin arkasına düşer
saat kulesi her gece uyur uykumdan uyandırıyor
her seferinde seni tekrar bordeaux’ya yolcu ediyorum
saadetin ıstırap çekmek olduğunu ben keşfettim
çarmıhta bir isa gibi ben ıstırap çektim
bir sulfat acılığı sinerse parmaklarına şiirlerimden
gözyaşları sinerse eğer küstahça kafiyeli
anla ki ölümle hayat arasında zaman gibi mesudum
kendimi öldürecek haldeyim seni öldürecek saadetimden
donna-maria! bir kahvede isyan halinde bulduğum
çekik gözleriyle ermenice küfürler yazıp çizen çocuk
sen! bordeaux’ya yorgun bir flâmingo gibi yolladığım
geceleri benim için dua etmelisiniz
renault’daki grevciler toptan sokağa atıldılar
paris’in duvarlarını boydan boya afişler kapladı
seni hatırladıkça bir kadeh armagnac içerim
armagnac demek yirmi beş damla gözyaşı demekmiş
demek her akşam yirmi beş damla gözyaşı içerim
senin dağlardan ve sarhoşlardan korktuğunu bilirim
ben sarhoş olduğum zaman korkmuyorsun hiç korkmuyorsun
gözlüklerim kırılmasın diye sakladığını bilirim
kalbim bakır bir mangır gibi boynuma asılmış
ondan kurtulmak için sürgünlere gitmeye razıyım
nehir gemilerinde muçoluk etmeye ölmeye
seni terk etmeye razıyım parasız pulsuz çekip gitmeye
kur’andaki bütün belâlara tevrattaki bütün belâlara
ibranice öğrenmeye razıyım hapis yatmaya
kalbim yüzünden madem ki ellerimi parçaladım
kalemimi kırdım hayatımı çiğnedim ağladım
madem ki en büyük düşmanım kalbim benim kendimim
onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum
geceleri benim için dua etmelisiniz
üçüncü paralelde eski bir dünya gibi batacağım
malgaş halkı birkaç yüzyıl hikâyemi anlatacak
-
hakikimall vardi aga be
-
cok konusma wow girlcik
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 11 2024
-
ramstein nobete misin
-
başı açık kadın görmekten gına geldi
-
topal odlek ordek hayırlı sabahlardiler 25 11 2024
-
ulan birfoto atsan nolur
-
videom yuklenmiyo sozluge
-
hayatımda hiç bir kız bana bakmadı
-
pümberte abim
-
adam filistindeki çocuklara bile acımıyor
-
29 11 2024 cumaya gelmiyenlerr
-
anada
-
böcek eti yiyceksiniz nakit para kulanmıcaksınız
-
wow girl nude bir fotonu pm kutuma
-
pehh yine akşamı ettik pehh 25 11 2024 19 05
-
strs nobetleri
-
allahtan başka tanrı olmadığına
-
hani inci disk yanınca 2020 ye ışınlandı ya
-
inci puan ne gibeme yarar zaten
-
nivtra
-
aylatna
-
zalinazurt ablana selam söyle
-
bana 10 yıl önce bir o çocuğu
-
birgün ateist hocaya hoca hoca ben
-
namayıda
-
nıdya
-
noyfa
-
ulob
-
kadinlar niye içine alıyor
- / 3