0
atatürk'ün devrimlerinden olan soyadı kanunu sonucunda, her türk kendi adından başka ailesinin ortak olarak kullanacağı bir soyadı almıştır.
cumhuriyet öncesi türk toplumunda ailelerin dinî, sosyal, ailevî ve asalet kaynaklı lakaplar taşımaları, gerek insanlar arasında ayırıma yol açmakta, gerekse toplumsal ilişkilerde (nüfus işlemleri, askerlik vb.) karışıklıklara neden olmaktaydı. bu durum, cumhuriyetin millî sınırlar içinde tüm insanları eşit kabul etme mantığıyla bağdaşmıyordu. dolayısıyla hızla modernleşen türk toplumunda böyle bir bölünmüşlüğe yer verilmemeliydi. bu gaye ile 21 haziran 1934'te “soyadı kanunu” kabul edilmiştir. bu kanuna göre, her türk kendi adından başka ailesinin ortak olarak kullanacağı bir soyadı alacaktır. alınan bu soyadları türkçe olacak, yabancı milletlere ait adlar kullanılmayacak, soyadlarının ahlaka aykırı ve komik olmamasına özen gösterilecektir. ayrıcalık belirten unvanların kaldırılması ile birlikte halk arasında eşitlik sağlanması atatürk ilkelerinde "halkçılık" ile ilgilidir.
24 kasım 1934 tarihinde kabul edilen bir kanunla da mustafa kemal’e tbmm tarafından “atatürk” soyadı verilmiştir.
yine bu tarihte 'ağa', 'hacı', 'hafız', 'molla', 'hoca', 'efendi', 'bey', 'beyefendi', 'hanım', 'hanımefendi', 'paşa', 'hazret' gibi unvan ve lakapların soyadı olarak alınması yasaklanmıştır. soyadı kanununun kabul edilmesi ile toplum hayatında yeni bir düzen ve disiplin sağlanırken, aile ve fertlerin de tam olarak tanınması mümkün olmuştur.