kanserli yakınları olanlar yada merak edenler

amme hizmeti

@254 panpam yazıyı tam anlamamışsın sanırım = ))) ben orda "deterjanlar 1000 yıl geçse sizi kanser etmez , rodyasyon/ışıma olmasaydı. onlar ciddi zemin hazırlar" yazdım. orayı atlamışsın sanırım = ))) aynı şeyleri diyoruz farkında değilsin.

@254 @1 yazısından kareler : "Yani sizin kansorejen maddeler dediğiniz şeyler aslında direkt olarak kanser yapmamakta , kanseri ciddi manada tetiklemektedir." "Şimdi ön bilgilendirmeyi geçtiğimize göre şunu o ışıldayan beyinlerinize şunu fısıldayabilirim ; DNA BOZULMASINI IŞIMA/RADYASYON DIŞINDA HiÇ BiRŞEY YAPAMAZ!!!" yani aynı şeyleri diyoruz.

re reserved.

@254 küçük bir virüs baskılanırken bile bağışıklık kuveetlendirerek yapılırken , kemoterapide bağışıklık baskılanmaktadır. bu baskılanmanın asıl nedeni , güçlü bir bağışıklık sisteminin kanserli hücreyi daha çok yayacağı kanısıdır. aslında bir yerde doğrudur , ama tamamen değil. bu yöntem , vücudunda çok fazla kanserli hücre olan , iş işten geçmiş bir insan için uygulanmalıdır. diğer yöntemlerde kanserli hücre ameliyat ile alındıktan sonra kemoterapi değil , bağışıklığı kuvvetlendirici (örneğin kandan besin , aminoasit ve protein takviyesi , vitamin komplksi) gibi vucüdün kendi savunma mekanizmasını destekleme ile kendi artıklarını temizlemesi gereklidir. yoksa siz baskıladığınız için immün bunun peşini bıraktıysa , ileride tekrar yapmaması için bir sebeb yoktur.

yalnız şunu da belirteyim , kemoterapi gören hastalarının bir çoğu kanserden değil , kaptığı ufacık virüslerden (grip gibi) yada ufak bir hastalıktan (nezle gibi) ölmektedir. ama biz "kanserden vefat etti" zannederiz. immün sistem yani savunma olmadığı için vucütta sizi herşey öldürebilir. bu da bir gerçektir. bu yüzden "ağır kemo" ile ölümünüz garantilenmekte gibi birşey.

@1 sana uzun cevap vermek isterdim belki daha sonra işe gitmem lazım ama kemo ve radyoterapiyi tamamen yanlış anlatmışsın yazıktır onca insan okuyor aksam sana ayrıntılı kemo dersi verip belgeler ile ebeni gibeceğim

şimdi senin saçın ve kaşın yok mu http://tr.wikipedia.org/w.../Alopesi_%C3%BCniversalis

Hasssgibtiiir dedim kanka geçmiş olsun umarım kimsenin başına gelmez çok kötü ya yaşayan için de, yaşayanın çevresi için de

çok güzel şeyler yazmış allah yardımcıları olsun

@261 tabiiki kardeşim. bilmediğimiz birşey varsa bilelim. ben her zaman bundan yanayım. ayrıca "ebeni gibecem" gibisinden laflar etmen hoş değil. bu başlık altında küfür istemiyorum. daha önce de tıpçı arkadaşlar yazdı , bende "buyrun sizde anlatın" dedim , ama düşünerek , kitaplardan ezberkledğiniz şeylerle değil. düşüneceksen gel , başkalarının yazdıklarıyla geleceksen gelme , keza yazının tamdıbını bile okumamışsın sanırım "sizin bildikleriniz bilinmesini istedikleri kadardır" dediğim yeri atlamışsın. "bilgileriniz" konusunda bende ispatlar koyarım ama birçok insan bundan sonra sapıtabilir , ayrıca suç duyurusu da yiyebilirim. bir kaç kişi ile bunu paylaştığımda "amk bildiğimiz şeyler hep yalan amk o zaman ne okuyacaz la" deyip olayı başka yönlere çekebildiler. anlatabiliyormuyum?

Allah korusun ne olur ne olmaz reserved

@1 @265 te yazdıklarını okuyunca @261 de yazdıklarımdan da vazgeçtim sen komplo teorisine kuranın şifrelerine bağlamışsın ben dukkanın onunu kapamayayım

@260 kemoterapik ilaçlar hücre bölünmesini durduran ve hücrelerin ölmesine neden olan ilaçlardır.bu ilaçlar kanser hücrelerine etki ettiği gibi sağlıklı hücrelerede etki eder.en çok etkiyide hızlı bölünen hücrelere gösterir. vücudumuzda hızlı bölünen hücrelerden biride kemik iliği hücreleridir. peki kemik iliği ne işe yarar? kan hücrelerimizin üretim yeridir.kan hücrelerimizden biride akyuvar hücreleridir. akyuvarlar immün sistemimizin temelini oluştururlar.
kemoterapik ilaçlar kemik iliği depresyonuna neden olur. bunun sonucundada kanımızda ki beyaz küre sayısı azalır ve immün sistem baskılanmış olur. peki bu istediğimiz bir durum mu tabikide hayır. çünkü immün sistemimiz kanser hücrelerini yok etmeye çalışır. peki başarılımıdır. değildir.
kanser hücrelerinin yayılımına gelirsek bu kan ve lenf yoluyla olur. immün hücrelerimizin bunların metastazında hiç bir rolü yoktur. yani demek istediğim kemoterapideki amaçlarımız arasında immün sistemi baskılamak yoktur.
şimdi diğer dediğin duruma gelelim. kanserli hastalar bu tedaviyi aldıklarında enfeksiyondan ölür demişsin.bu doğrudur.ama tamamen bu sebepten dolayı ölmezler. hasta bu tedaviye başlayacağı zaman bu durum hakkında ona bilgi verilir ve kendi rızasıyla bu tedaviye başlar. hastalık kapmaması için artık daha dikkatli yaşaması gerekir. eğer gereken özeni göstermezse hasta olur.

@268 güzel demişsin kardeşim. ama benim dediğimde aslında bu. hücre bölünmesini engellemek de vucüdun koruma mekanizmasının çökmesi demek. bunu da kısaca bu şekilde söyledim. yoksa konu uzun uzadıya gidiyordu. benim dediğim zaten "aşırı yayılmış kanserli hastalarda kemoterapi mantıklıdır" kaç entrymde de yazdım. benim dediğim , ameliyatla alınan yada daha başlangıç seviyesinde olanlara bile kemo verilmesi. bu durumda immün sistem destekleyici ajanlar ile bunun önüne geçilebilir. insanı en iyi tedavi eden şey gene kendisidir bilirsin. ayrıca dna konusunda birçok "meçhul" durum sözkonusu dostum. bazen yaptığın tedavinin düzgün cevap vermemesi bu yüzdendir. buna göre kemoterapi , hücre bölünmesini engelliyorsa , e neden halen büyüyüp de devam ediyor kanser? burayı bir düşün derim. çok bilgi eksiğimiz var bu konuda. denilen tedavi şekli ve öğretilenlerle ; oluşan olaylar farklı.

@268 benim yazıda asıl göstermek istediğim "bilinmeyen 86 adet radyoaktif ışımanın dünya üzerinden bir yerlerden yayınlandığı" gerçeğidir dostum. bu yayınlar varken bu tedavi hiçbir zaman işe yaramayacak. ayrıca tıpçı isen git bakalım konunun üstüne , hangi yolda kazada gidiyorsun , yada bunalımdan intihar haberini izliyoruz gazetelerden. anlatmak istediğim bu. ben kimseyi yanlış yönlendirmek istemem. ama şu da bir gerçek "kemoterapi ile başarı oranı çok düşüktür" bilirsin. bunun yerine farklı birşeyler denemek daha faydalı da olabilir. ben "doğal şifacı" felan değilim , onu da desteklemiyorum. sırf "doğal" dye herşeyi yemek olmaz. özellikle de tohumlar. ama keşke bunun ilacı yapılsa diyorum , ama ne sen ne hocaların kimsenin gücü yetmez. aklı , zekası veya niyeti değil sorun , sorun bunu yapamayacak olması. anlamışsındır inş demek istediğimi.

@268 ayrıca ben de alopecia universalis geçirdim. bu hastalık 100.000de bir sans ile insana vurur ve kurtulmakda 10.000'de 1 dir. yani kanserde bile daha fazla şansın var. ben bu hastalıktan kurtuldum dostum. ve bunun için hiçbir tıbbi yardım almadım. kortizon iğneleri vuruldum , ilk önce iyileşir gibi oldum sonra daha da şiddetlendi , ışın tedavisi oldum , 3 seanstan sonra kafamda 11 tane ben türedi derimde bıraktım. "giberim lan deri kanserimi olcaz bide" dedim kendi kendime. türkiyenin en iyi doktorlarına bile gittim olmadı. "bununla yaşamaya alış" dediler , alışmadım. ben şimdi buraya alopesia universalis hastası olmadan , bu hastalık hakkında aynı böyle birşeyler yazsam bir dermatolog çıkıp da senin gibi "ebeni gibecem" deme olasılığı vardı "ne saçmalıyorsun sen yok öyle şeyler" diyerek , ama bak ne oldu? ben başardım , o dermatologlar beni pgibiyatra yönlendirdi "buna alış" diye. anlatabiliyormuyum? bağışıklık sistemi ve dna hakkında birçok konuda saptırmalar var dostum. okuduğun , ulaşabileceğin her kaynakta hemde. burda paylaşamam. hatta özelden bile atabileceğimi zannetmiyorum. yan yana olabilirsek bir gün ancak o zaman.

@268 ben burdaki aıl amacımı da açıklayayım o zaman. aranızda birkaç doktor olurda bir şekilde gizli bir biçimde örgütlenerek el altından üretirler bunu sonra da bi yayıldımı zaten daha durduramazlar dediydim , belki aranızdan bir kaç doktorun buna cesareti olur demiştim , ama tıpçı arkadaşlar "okuduğu herşeyi ayet kabul ettiğinden" böyle birşey olmuyor. bugüne kadar bekledim ama çıkmadı. umudumu yiytirdim artık. türkiyede doktorluk "geleceği parlak olmak , zengin olmak , konum sahibi ve saygıduyulan biri olmak vb." gibi durumlarla kazanılan bir meslek genellikle "insanlara yardım etmek için" değil.

@268 "panpa inceleyelim o zaman amk" diyen bi allah kulu çıkmadı tıpçılardan. hepsi "o öyle değil böyle" diyerek bilgi tasladı. la tamam en zekiler sizsiniz kabul ediyorum , o zaman bi el atın la şuna zekanız uçsun. ben bu ısırganların içinde yaşıyorum , hem sscb ve venezuellada bu ısırgan ve radyasyon ile ilgili ciddi deneyler var onlara ulaşın. olum söylemek istemiyorum burdan da zorlayın daha biraz. çıkın o duvardan amk. o kadar doğru olsa o kitaplar her 5 senede bir "tıp gelişiyor" adı altında değişiklikler yapılmazdı. güvenmeyin şunlara amk. bugün tıp için "ayet" kabul edilen bilgiler yarın "tamamen yanlışmış yaa tüh boşuna o kadar adam öldü" diye değiştirilebiliyor. bi durun düşünün şunları başka birşey istemiyorum sizden.

hele tıpa ve tıpçılara sallamayı bırakta kim neden çaresinin bulunmasını istemiyor dök bakalım bildiklerini ortaya bide destekli olsun komplo teorileriyle anlatma

bu arada hangi entriyi kimin yazdığına bakmayıda unutma