1. 12.
    0
    Kanlı Gömlek

    Bu olay, Marmara 
    --Üniversitesi ingiliz 
    --Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 
    --yılında bitiren Dilek 
    --isimli bir kızın 
    --başından geçmiş gerçek bir hikayedir!! 
    --(Söyle anlatılıyor), 
    --(dilegin soyadı 
    --verilmemiş) 
    --Dilek bir gün okuldan 
    --çıkmış, 
    --durakta 
    --minibüs 
    --bekliyormuş. Yalnız korkunç 
    --yağmur yağıyormuş bu 
    --arada. 
    --Kızın önüne bir araba 
    --yanaşmış. iyi giyimli, temiz yüzlü bir 
    --genç, "yanlış 
    --anlamayın n'olur. 
    --Ben de yakın zamana 
    --kadar öğrenciydim. 
    --Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi 
    --yere kadar bırakayım" 
    --demiş. 
    --Dilek, başta biraz 
    --tereddüt etmiş ama 
    --çocuğun iyi niyetine inanmış ve 
    --arabaya binmiş.Yolda 
    --sohbet 
    --filan 
    --etmişler.Hoşlanmışlar 
    --birbirlerinden. 
    --Çocuk, "lütfen izin 
    --verin sizi evinize 
    --bırakayım. Bakın yağmur da iyice 
    --hızlandı" demiş, Dilek 
    --kabul etmiş 
    --tabii. Sohbet iyice 
    --koyulaşmış. 
    --Kızın evine gelmişler, 
    --bu arada telefon 
    --değiş tokuşu 
    --yapmayı da 
    --ihmal 
    --etmemişler. 
    --Dilek çok etkilenmiş 
    --çocuktan. O hafta 
    --her telefon çaldığında yüreği hop 
    --etmiş, "Ay benimki mi 
    --arıyor?" 
    --diye 
    --telefona koşmuş. 
    --Ama arayan olmamış 
    --maalesef. 
    --Dilek yüzünü kızartıp 
    --çocuğu aramaya 
    --karar vermiş, "Belki numaramı 
    --kaybetmiştir, n'olucak 
    --ki ben 
    --arasam" 
    --deyip kandırmış 
    --kendini.Telefonu 
    --ağlamaklı bi kadın sesi 
    --açmış. 
    --Meğer teyze, bizim 
    --çocuğun annesiymiş ve 
    --hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik 
    --kazasında öldüğünü 
    --söylemiş. 
    --Anlattıklarından Dilek 
    --anlamış ki, 
    --çocuk 
    --onu bıraktıktan 5 dakika 
    --sonra 
    --yapmış kazayı. 
    --"Keşke eve 
    --bırakmasaydı. Benim bunun 
    --sorumlusu" diyerek hemen kendini 
    --suçlamaya başlamış. 
    --Suçluluk duygusundan 
    --kurtulmak için 
    --teyzeden adresi almış, "En azından 
    --başsağlığına gideyim 
    --bari" diye 
    --düşünmüş. -- 
    --Ziyaret ağlamaklı ve de 
    --yaşlı geçmis. 
    --Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya 
    --giren kız, 
    --"Bana 
    --oğlunuzdan bi hatıra 
    --verir misiniz? 
    --Onu gerçekten çok 
    --sevmiştim" demiş. 
    --Bunun üzerine anne 
    --içeriye gitmiş, 
    --döndüğünde elinde çocuğun kaza günü 
    --üzerinde olan gömlek 
    --varmış. 
    --Üstelik de hala kanlar 
    --içindeymiş 
    --gömlek. -- 
    --Dilek çok kötü olmuş, 
    --gömleğin 
    --niye 
    --saklandığı! ve niye ona verildiği 
    --anlamsızlığına rağmen 
    --yine de kadını 
    --kıramayıp almış kanlı 
    --gömleği. 
    --Ama eve gelir gelmez 
    --ilk işi gömleği 
    --yıkayıp ütülemek olmuş. 
    --Bütün gece gömleğe baka 
    --baka, ağlamış. 
    --Sürekli de, "Onu ben öldürdüm, onu 
    --ben öldürdüm" diye 
    --tekrar ediyormuş 
    --kendi kendine. 
    --Artık ağlamaktan bitap 
    --düştüğünde 
    --gömleği yastığının altına koymuş ve 
    --yatmış. 
    --Sabah uyandığında 
    --kendini daha iyi 
    --hissediyormuş. 
    --Ama yastığı 
    --kaldırdığında bir de 
    --görmüş 
    --ki gömlek yine kanlar içinde. 
    --inanamamış bu duruma. 
    --"Herhalde dün o kafayla 
    --iyi yıkayamadım" 
    --diyerek yeniden yıkamış gömleği. 
    --Ama 
    --ertesi sabah da hiç 
    --bi değişiklik 
    --yokmuş gömlekte, yine kanlar 
    --içindeymiş. 
    --Bunun üzerine Dilek 
    --girdiği ruhsal 
    --çöküntünün de etkisiyle bir medyuma 
    --gitmeye karar vermiş. 
    --Çünkü başına gelen 
    --olayı mantıksal 
    --olarak bir türlü 
    --açıklayamıyormuş. 
    --Çevresinden 
    --edindiği 
    --bilgiyle medyum 
    --rizayi bulup olayı başından 
    --sonuna 
    --anlatmış. 
    --medyum uzun uzun dualar 
    --okuduktan sonra 
    --Dileke gömleği neyle yıkadığını 
    --sormuş. 
    --Dilek de tam iki kez 
    --deterjanla 
    --yıkadığını, ilk başta gömleğin temizlendiğini fakat sabah 
    --tekrar kanlar içinde olduğunu ağlayarak anlatmış. 
    --Bunu duyan medyum riza 
    --nin gözleri 
    --faltaşı gibi açılmış ve ellerini Dileğin 
    --kafasına dokundurarak 
    --sorunun 
    --çözümünü 
    --söylemiş : 
    --"A benim kızım, hiç 
    --normal deterjanla 
    --kan lekesi çıkar mı? Hem renkli 
    --hem de renksiz 
    --çamaşırlarında OMO 
    --kullanmalısın!" 

    http://c12.incisozluk.com...11509/5/1601835_o41eb.jpg
    Tümünü Göster
    ···
  2. 11.
    0
    Bu olay, Marmara Üniversitesi ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü ü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş.(Böyle anlatılıyor , soyadı yok ) Dilek bir gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyormuş. Yalnız korkunc bir yağmur yağıyormuş.

    Kızın önüne bir araba yanaşmış. Iyi giyimli, temiz yuzlu bir genç, Yanlış anlamayon n olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar birakayim demiş. Dilek, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyi niyetine inanmış ve arabaya
    binmiş. Yolda sohbet felan etmişler. Hoslanmışlar birbirlerinden.

    Çocuk, lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı demiş, Dilek kabul etmiş tabii. Sohbet iyice koyulaşmış.

    Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemisler. Dilek çok etkilenmiş Çocuktan.
    O hafta her telefon caldığında yüreği hop etmiş, Ay benimki mi arıyor? diye telefona koşmuş. Ama arayan olmamış malesef.
    ···
    1. 1.
      0
      Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, Belki numaramı
      kaybetmiştir, n olucak ki ben arasam deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlamakli bi kadın sesi açmış. Meğer teyze, bizim çocugun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü soylemiş.

      Anlattıklarından Dilek anlamış ki, Çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. Keşke eve bırakmasaydı.
      Benim bunun sorumlusu diyerek hemen kendini suçlamaya baslamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, En azından başsağlığına gideyim bari diye düşünmüş. Ziyaret ağlamaklı ve de yaşlı geçmiş. Ayrılma vakti
      geldiğinde iyice havaya giren kız, Bana oğlunuzdan bir hatıra verir misiniz?
      Onu gerçekten çok sevmiştim demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş,
      döndüğünde elinde çocugun kaza günüz üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. Dilekçok  kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ! ve
      niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği.
      ···
  3. 10.
    0
    hoca ayşe teyzenin kocası aq
    ···
  4. 9.
    0
    okuyun lan
    ···
  5. 8.
    0
    okuyun okutun panpalar
    ···
  6. 7.
    0
    yarısınA KADAR OKUDUM
    ···
  7. 6.
    0
    updullah
    ···
  8. 5.
    0
    Okuyunda duygulanın duygusuz binler...
    ···
  9. 4.
    0
    @3 beni gerçekten etkiledi, sende birşey yokmu panpa?
    ···
  10. 3.
    0
    @1 tam bir huur cocugusun
    ···
  11. 2.
    0
    okumadım
    ···
  12. 1.
    0
    Evet sevgili binler derinden etkileyen bir hikaye ile karşınızdayım, özet geç demeyin mutlaka okuyun, çok etkileyici

    Bu olay, Marmara Üniversitesi ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü ü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş.(Böyle anlatılıyor , soyadı yok ) Dilek bir gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyormuş. Yalnız korkunc bir yağmur yağıyormuş.

    Kızın önüne bir araba yanaşmış. Iyi giyimli, temiz yuzlu bir genç, Yanlış anlamayon n olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar birakayim demiş. Dilek, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyi niyetine inanmış ve arabaya

    binmiş. Yolda sohbet felan etmişler. Hoslanmışlar birbirlerinden.

    Çocuk, lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı demiş, Dilek kabul etmiş tabii. Sohbet iyice koyulaşmış.

    Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemisler. Dilek çok etkilenmiş Çocuktan.

    O hafta her telefon caldığında yüreği hop etmiş, Ay benimki mi arıyor? diye telefona koşmuş. Ama arayan olmamış malesef. Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, Belki numaramı

    kaybetmiştir, n olucak ki ben arasam deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlamakli bi kadın sesi açmış. Meğer teyze, bizim çocugun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü soylemiş.

    Anlattıklarından Dilek anlamış ki, Çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. Keşke eve bırakmasaydı.

    Benim bunun sorumlusu diyerek hemen kendini suçlamaya baslamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, En azından başsağlığına gideyim bari diye düşünmüş. Ziyaret ağlamaklı ve de yaşlı geçmiş. Ayrılma vakti

    geldiğinde iyice havaya giren kız, Bana oğlunuzdan bir hatıra verir misiniz?

    Onu gerçekten çok sevmiştim demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş,

    döndüğünde elinde çocugun kaza günüz üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. Dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ! ve

    niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği.

    Ama eve gelir gelmez ilk iii gömleği yıkayıp ütülemek olmuş. Bütün gece gömleğe baka baka, ağlamiş.

    Sürekli de, Onu ben öldürdüm , onu ben öldürdüm diye tekrar ediyormuş kendi kendine. Artık ağlamaktan bitap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyormuş. Ama yastığı kaldırdığında bir de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. Inanamamış bu duruma. Herhalde dün o kafayla iyi yıkayamadım diyerek yeniden yikamiş gömleği. Ama ertesi sabah da hiç bi degişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş. Bunun üzerine Dilek girdiği ruhsal çöküntün de etkisiyle bir hocaya gitmeye karar vermiş. Çünkü başına gelen olayı mantıksal olarak bir türlü

    açıklıyamıyormuş. Çevresinden edindiği bilgiyle değerli bir insan olan

    Rıza hocayı bulup olayı başından sonuna anlatmış. Rıza hoca uzun uzun dualar okuduktan sonra Dilek e gömleği neyle yıkadığını sormuş. Dilek de tam iki kez

    deterjanla yıkadığını , ilk başta gömleğin temizlendiğini fakat sabah tekrar kanlar

    içinde olduğunu ağlayarak anlatmış. Bunu duyan Rıza hocanın gözleri

    faltaşı gibi açılmış ve ellerini Dileğin kafasına dokundurarak sorunun çözümünüz

    söylemiş :

    A benim salak kızım, hiç normal deterjanla kan lekesi çıkar mı?

    Hem renkli hem de renksiz çamaşırlarında Ariel kullanmalısın !
    Tümünü Göster
    ···