-
7.
+33Vakkasa bakarak sözlerime devam ettim. “Vakkas tarlaya gittim ama sadece gördüğüm şey yılandı” dedim. Vakkas “Baba biliyordum, gece vakti yılandan başka ne olacaktı” dedi. “Tarlayı çok suluyoruz ondan geliyordur” deyince hemen vakkasa bakıp “yarın tarlaya gidiyorsun kardeşinle yenecek durumda olan tüm mahsulleri topluyorsun ve o tarlaya daha bir şey ekmiyorsunuz” dedim. “Tamam baba” deyip karşılık verdi. Bir iş vardı fakat neydi, anlamaya çalışıyordum. O gece uyudğumda çok rahat bir uyku çekmiştim ama ne rahatlık böyle içim bile mutluydu, galiba son mutlu uykumdu anlayamamıştım. Sabah ezanı okunurken hanım tarafından uyandırıldım. “Bey hadi uyan” diyordu. Hanıma baktım ve uyandım abdestimi alıp, kıyafetlerimi giyip sabah namazını kılmak için caminini yolunu tuttum.
-
6.
+3Okuyan var
-
5.
+32ilk baş düşündüm “ulan bunlar bu saatte uyumaz hadi Vakkas uyudu, hanım uyumaz” neyse dedim girdim bahçeye, sol tarafımdaki çeşmeden “hoşşş hoşşş” su sesleri geliyordu. Çeşmeye doğru bakmak istesemde direk evime doğru gittim ve kapıya vurdum. Kapıya vurduğum anda evin tüm lambaları yanmaya başladı, pencereden yansıyordu. “haydaa” dedim bir anda nasıl hepsi açılıyor. 15 saniyelik bir bekleyiş sonrası hanım kapıyı açtı. “buyur bey” dediği anda “bismillah” deyip gözlerini patlattı. “Noldu hanım” dedim. “Bey bu ne hal yüzünün rengi bembeyaz olmuş noldu birşeymi oldu” dedi. ilk baş onları korkutmak istemedim tarlada yaşadığım olayı anlatmayacaktım, fakat arkada Vakkasın sesini duydum “Yılan görmüştür ondan korkmuştur” dedi. Vakkasa sert bir bakış attım. Direk içeri girdim elimi yüzümü yıkayıp, oturduğumuz odaya geçtim.
-
4.
+25“Noluyor lan hayt, huyt” tarzıyla etrafıma bakınca elimde gördüğüm şey beni çok ürpetti simyah bir yılan kocaman yavaş yavaş elime doğru sarılıyor. Sağa sola vurucam, vuracak yer yok. Direk sol elimle kolumda ki yılanın kafasını tuttum, boyun kısmından sıkmaya başladım. Tuttuğum anda yılan kendini kolumdan aşağıya doğru saldı ve ben yılanı tutup çevirmeye başladım, 3 tur,4 tur çevirdikten sonra sert şekilde yere vurdum ve yılan yerde hareketsiz kalmıştı. Bu olaydan sonra biraz korktum ve yılanı orada bırakıp direk tekrardan evime doğru yola çıktım. Ama kalbim “güm güm güm” atıyor, ölecekmişim gibi hissettim. Her geçtiğim yolda köpekler bana doğru bakıp “huaavvvğğğ” diye sinirli şekilde havlıyor. Nihayet evimin önüne geldim fakat tüm gaz lambaları kapalıydı. Camdan belli oluyordu.
-
-
1.
+1Ferese özenme fjfnfnjfng
-
-
1.
+3Feresle tanışıyorum. Fakat ona özenmiyorum çünkü o yaş olarakta, yaşanmışlık olarakta benden büyük.
-
1.
-
1.
-
3.
+31Seyrederken yavaş yavaş tarlaya doğru yaklaşıyordum. Ben tarlaya yaklaşınca hışırtı sesleri yavaşça kesiliyordu, iyice yanaştım yanaştım kendi kendime “ Ulan Bilal ağa korktun mu yoksa hay Allah seni” dedim ve cesaretli şekilde tarlaya girdim. Ama öyle bir atmosfer vardı ki o hışırtı seslerinin geldiği yöne bir türlü bakıp, kafamı çeviremiyordum, yavaş yavaş mahsülü kontrol etmeye başladım. Vakkasın dedikleri doğruydu, birkaç sebze, meyve zedelenmiş ve yenilmeyecek hale getirilmişti. Nitekim sağa doğru adımımı attım ve hareketlenmelerin olduğu yere doğru yürümeye başladım. Her bir adım atışımda hışırtı sesleri çoğalmaya başladı. Yaklaştım, yaklaştım yaprakların ardına elimi atmamla beraber elimde bir sıcaklık ve sanki biri elimi tutmuş gibi hissettim.
-
-
1.
0Sıçırtmalı olur inşallah rezzzz
-
2.
0rezzzz alalım
-
1.
-
2.
+37Gece karanlık çökünce saat 23:00 civarı eşime ve oğullarıma “ben tarlaya gidiyorum gelen varmı, gelmek istiyormusunuz” dedim. Ev ahalisi suratıma gitme manasıyla, sıkkın şekilde baksalarda sözüme devam ettim. En büyük oğullarımdan Vakkas ve Fikrete “Hadi Vakkas, Fikret sizde gelin” dedim. Fakat ikiside gelmemekte ısrarcıydı. “Aman gelmezseniz gelmeyin” dedim ve evden çıktım. Hava epey karanlıktı, köpek uluma sesleri ve havlama sesleri gecenin sessizliğini bozan tek seslerdi. Gökyüzüne baktığımda sadece yıldızları ve koskocaman dolunayı görüyordum. Evin bahçe kapısından yola çıktım bir 15 dakika yürüdükten sonra patika yola girdim ve tarlaya doğru yürümeye başladım. 15-20 dakika yürüme sonrası gözle görülür mesafeden tarlamı görebiliyordum. Fakat çiçeklerin ve yaprakların arasında bir kıpırtı ve hışırtı vardı. Birden sendeledim ve seyretmeye başladım.
-
-
1.
-2Panpa özelden köyün ismini söyler misin ?
-
-
1.
+11 -1ananın amı köyü.olm bide salak veletler bunlara inanıp korkuyor filan asudgaustdgıasdas
-
2.
+2Iiyyyyy pis tak şeytan
-
1.
-
2.
+1Korkunçlu hikaye var rez
-
3.
+1rezervasyon
diğerleri 1 -
1.
-
1.
+120 -19Olay Çanakkale’de yaşayan Bilal Bey dilinden anlatılacaktır.
Bilal Bey anlatıyor: Yaklaşık 7 yıldır köyün ağalığını yapıyordum. Köyde herkes adaletli birlikten memnun ve hoşgörülüydü. Fakat son 1 yıldır köyde işler ters gitmeye başlamıştı, buğday bereketimiz yoktu, tarlalarda yetişen mahsülün bereketi yoktu. Tarlaların verimi epey düşmüştü ve köyde kıt kanaat geçim başlamıştı. Herkes artık kendini düşünüyor, pazara çıkmıyor ve kendine yetecek kadar mahsül topluyordu. Sürekli köylüler yanıma geliyordu “Bilal aga bak köyde kıtlık var birşeyler yapmazsan artık bu köyün ağası demem” sana deyip gidiyorlardı. Sürekli düşünüyordum acaba bu köy, bu verimli, mutlu insanları barındıran köy neden bu denli kıtlığa çarptırılmıştı, bir türlü anlayamadım. Bir gece yanıma oğlum Vakkas geldi. “Baba tarlamızda ki meyveler, sebzeler sürekli biri tarafından koparılıyor, biçiliyor, üstüne basılıyor artık toplanamaz hale geldiler napıcaz” dedi. “Aman oğul olur mu öyle şey, çocuklar oynarken dozunu kaçırmışlardır veya birilerinin canı çekmiştir ondandır” dedim. Vakkas suratıma baktı “baba bu gece tarlaya git ve bak ne oluyor, ne dönüyor yoksa sonumuz cidden kötü olacak” dedi. Düşündü Vakkas haklıydı bu gece tarlaya gidip neler olup bittiğine bakacaktım.
Tek başlıkta okumak için: http://www.incisozluk.com...C4%9Fullar-1998/sahibi/1/
başlık yok! burası bom boş!