/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    Rezervasyon
    ···
  2. 102.
    0
    Rezervasyon
    ···
  3. 103.
    +6
    2 saat gibi bir süre kaldı dostlarım, sonrasında iki günlük sürekli yazı maratonu başlayacak
    ···
  4. 104.
    0
    Tamam dostum bekliyorum
    ···
  5. 105.
    0
    Rezerved
    ···
  6. 106.
    0
    Rez krdş kaleminde bıyıklı genç forvet edası sezdim yaz bakalım
    ···
  7. 107.
    +14
    Acaba sadece kendimi mi kandırıyordum? itiraf etmekte zorluk çekiyor olabilir miydim? Aşık oluyor olamam değil mi? Hem, akşamdan sabaha bu mümkün olabilir miydi? ilk görüşte aşk diye bir şey de var oysa ki... Of, gerçekten kafam karıştı şimdi.

    Zaman...

    Uzun zaman...

    ihtiyacım vardı sanırım buna. Neden yıllarca işten başımı hiç kaldırmadığımı anlıyorum. Benim, ekgib kalan bir yanım varmış ve bu tamamlanıyor gibi. Ama korkuyorum, gerçekten korkuyorum. Bem uzun yıllar boyunca kendi kendime yetmiş, kimseyi sevmek gibi bir ihtiyaç hissetmemiş, en ufak sevgi zerresine dahi muhtaç olmamış biriydim ama...

    Ama bugün yaşadıklarım? Henüz daha üzerinden kısacık zaman geçmiş olan yaşadıklarım?..

    Funda... Güzel isim. Daha önceleri sadece bir kişide duymuştum bu ismi, ki zaten onunla da hiç muhabbetim yoktu, telaffuz etmemiştim hiç bu kadar fazla.

    Yüzüne bakıyorum, dün akşam ki hali ile alakası yok. Dün yaşamayı öğrenmiş bir ceset vardı karşımda, bugün ise asla can vermek istemeyip hep bu halde kalmak isteyecek biri. Hala sormam gereken şeyleri sormadım kendisine. Meraklar içerisindeyim ona karşı. En büyük soru işaretlerim onu gösteriyor cevap bekleyerek. Gecenin ay ışığı, gündüzün serin gölgesi, uzanıp dinlendiğim çimenlerin kokusu vardı onda. Bir dakika! Size bahsetmem gereken bir şey daha var ona dair. Kokusu...

    Bugün, az önce, kahvaltıda iken, dans ettiğimiz sırada, ona sarıldığım anda hayallere dalmama sebep olan en büyük etkenlerden biri idi kokusu. Mest eder insanı içine çektiği anda. Huzurun kokusu olur mu? Mutluluk dediğinde o koku gelir mi aklına? Keşke tüm evren Funda koksun der misiniz? Dersiniz... Bir kez farkına varsanız, emin olun daha fazlasını istersiniz. Ben şu an istiyorum çünkü.

    -Funda!
    +Efendim Can?
    -...
    +...
    -Fundaaa...
    +EFENDiiiiM (gülümsüyor)

    Kalp atar, atar da ritmi tavan yapar hani. Akar ya damarlarından her bir zerrene o kan, akar da can verir ya sana. Bakar ya gözler görmek istediği şeye, kulaklar istediğini duyar bütün gürültünün arasından. Ter basar insanı, titremeye başlar elleri, bacakları sanki artık onu taşımakta zorlanıyor gibi olur ya insanın. Koşar koşar nefes nefese kalırsın da hızlı hızlı aldığın havada ki oksijen başını döndürür ya fazla geldiği için. ister de koşamazsın ya bazen, elini uzatır da tutamazsın hani bir şeyi. Yaşamaya dahi mecalin kalmaz, bitsin artık bu gün, akşam olsun, batsın güneş, yorgunluk çöksün üzerime ki uyuyup bu sıkıntıdan kurtulayım dersin ya. Bir şeyi ya çok seversin ya da nefret edersin ya. Ya olsun, ya da asla karşıma çıkmasın dersin.

    -Funda bir şey söylemek istiyorum... istiyorum da, nasıl seçerim kelimelerimi, nasıl dile getiririm, nasıl söylerim bilmiyorum.
    +Dinliyorum, hem korkma benden daha adam yemiyorum ki (şapşal bir gülümseme takınır anında)
    -Bir fincan acı kahvenin telvesinde okudum seni dün akşam. Meraklandım, soramadım. Yanına gelmek istedim, vazgeçtim, yapamadım. Korktum mu? Hayır, korku değil. Anlamadığım bir şey var. Cevabını bilmediğim. Soramadığım. Sormaya cesaret etsem de doğru cümleyi kuramadığım bir sorum var. Neden Funda? Neden? Beni sana çekiyor oluşun için bana bir tek neden ver. Bir cümle, bir kelime bile yeter. istersen saatlerce en anlamsız cümlelerini savur bana. istersen sadece bakışınla anlat istediğini ağır ağır işle ruhuma. Neşelendim, hüzünlendim, büyülendim, heyecanlandım, korktum senin yanında ve yaşayabileceğim daha ne kadar duygu varsa akşamdan beri senin yanında yaşıyorum. Neden? Anlat bana bunu. Kimsin sen?
    +Can...
    -Efendim?
    +SENi SEViYORUM... (Dolu dolu gözlerle söyledi bunu bana ve lafı biter bitmez kemiklerimi sızlatarak öyle bir sarıldı ki)
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Yeah bro nice
      ···
  8. 108.
    0
    özlettin be hadi seri devam çok bağlandım bu hikayeye
    ···
  9. 109.
    0
    Rez okicam hoşuma gitti
    ···
  10. 110.
    +5
    Hazır isek başlayalım...

    http://c12.incisozluk.com...11509/3/1302223_o3a59.jpg
    ···
  11. 111.
    0
    Rezervasyon otelleri
    ···
  12. 112.
    +10
    -Ne!? Ne dedin sen!? Yanlış mı duydum? Kulaklarımın o kadar gürültü içinde duymak istediği şeyi duyduğundan şüpheliyim.
    +Doğru duydun Can. Funda... Dün akşam tanıdığın, gece boyu hasta yatağında yanından ayrılmadığın, zihnine yüzlerce soru işaretini eken Funda. Aşık sana. Deliler gibi...
    -Ama nasıl olur bu? (hayatta yaşadığım en büyük şoklardan birini ifade edercesine sordum)
    +Nasıl mı? Sen bilmezsin beni, tanımazsın, görmezsin, duymazsın. işi başından aşkın olan Can, şarkılarında, ezgilerinde, şiirlerinde yok olan Funda. Evet. Uzun zamandır tanıyorum seni. Hatta bu şehire, istanbul'a geldiğin ilk anlardan beri. O cafede işe başladığın, not defterinde parklarda yatmaya başladığın, denize karşı derin derin sigaranı içtiğin o ilk geceden beri tanıyorum seni. Uzaktan uzaktan, sessiz sedasız, kendi kendime seviyorum seni. içimde, derinlerde bir yerlerde yaşatıyorum seni. Karanlıklarımda, gök yüzümde, sokaklarımda, yağmurlarımın altında yaşatıyorum seni. Görmedin beni hiç dimi sen! Fark etmedin dimi bunca zaman! Bilmedin! Haberin dahi olmadı varlığımdan! Duymadın ki çığlıklarımı! Üç yıl boyunca her şiirini, her besteni, her adımını ezberledim. Her gece, sabahlara kadar seni dinledim. Seni izledim be adam! Seni özledim durmadan, sana hasret kaldım dokunmadan! Ne vardı da geldin buralara söyler misin!? Neden ilk geldiğin gün girdin o cafeye? Neden içtin söyler misin o zehir gibi kahveyi!? Ne vardı, o günden sonra neden bir daha asla ağzına sürmedin o kahveyi? Ben çok mu seviyorum hı!? Ben bayılıyor muyum o iğrenç kahve tadına?
    -Kahve?.. Hayatımda içtiğim ilk sade kahve. Otobüsten inip ayılmak için içtiğim, zar zor yudumladığım o kahveyi mi diyorsun sen?
    +O tabi geri zekalı başka ne olabilir ki? Yanında ben vardım sen o kahveyi içerken. Dibinde, bir adımdan daha yakın yerde. Ben. Funda! Ben o gün o dakika gördüm seni işte. Yazdın, yazdın. Saatlerce bir şeyler karaladın durdun o deftere! Gözüm ilişti bazen, acı dedin. Kahveden daha acı bu ayrılığın tadı. Ben daha bir fincan kahveye dahi dayanamazken nasıl dayanır yürek asla ama asla bir daha görüşmemeye... (hüngür hüngür ağlamamalıydın karşımda be) Merak ettim, takip ettim, peşine düştüm. Bu ceket. Bu siyah, eski deri ceket sana ne kadar yakışıyor diye düşündüm günlerce. Hiç dedim, hiç çıkarma onu üzerinden. Bu kadar yakışmaz sana başka bir şey. Saçın... Sakalın... Üç yıldır hiç kesmedin. Hep aynı kaldı. Hep seni tanıdığım gibi kaldın. Ben seni takip ederken sahillerde, sen ciğerlerine çekerken dumanı, hep acı kahve vardı benim elimde. Hep... Bir gün bile olsa o kahveyi içmeden geçirmedim. Anlamak istedim seni. Ne hissettiğini öğrenmek istedim.
    -Peki öğrendin mi? Anladın mı ne geçiyormuş aklımdan?
    +Anladım Allah'ın cezası anladım. Kahrolsun ki anladım. Üç yıl lan. Koskoca üç yıl peşindeydim. Yemedim. içmedim. Uyumadım. Adım adım arkandaydım. Ayrılmadım bir kez olsun. Sen sanıyor musun ki, akşam ki kahve, yüzümün hissizliği şans eseri. Yetti artık Can. Yetti bu kadarı. Daha fazla anlayamıyorum seni. Daha fazla derinlere inemiyorum. En dipteyim. En zifiri karanlıklarımdayım. Üşüyorum sensiz be adam. Ölüyorum be anlasana...
    Tümünü Göster
    ···
  13. 113.
    0
    Yüreğine sağlık panpa devam et
    ···
  14. 114.
    0
    Oha duygu krizine girecem şimdi. Panpa derinden girdin be şair şairden anlar yak bi sigara
    ···
  15. 115.
    0
    dcrgevwfqfqh
    ···
  16. 116.
    +9
    ilk önce bu şarkıyı açın dostlarım.
    https://www.youtube.com/watch?v=JG1Cvbw-rAY

    +Kaç şarkında anlattın onu? Kaç şiirinde yer verdin? Kaç gün kaç gece ondan bahsettin söyler misin bana! Vardı birisi biliyorum. Yüreğine ekilen zehirli tohumların bir sahibi vardı ve sen ondan kaçıyordun. Ama sen onu anlatmıyordun geceler boyu. Sen hayallerini anlatıyordun. Gerçekte olanları değil de, olmasını istediklerini. içinde kalanları anlatıyordun. Ben o bestelerin sahibiyim Can. O şiirleri bana yazdın sen. Gecelerce insanlara beni haykırdın. Benim sözlerim vardı cümlelerinde, benim bakışlarım, benim sarılmalarım. Benim kokum vardı senin zihninde Can. Benim hayallerim vardı. Senin üç yıldır kafanda yarattığın insan benim. Olmasını istediğin, aradığın, bulamadığın o insan benim. Kalemin defterin elindeyken hayal ettiğin yüzü olmayan o insanın yüzü benim. Ben, sen'im Can. Her şeyimle. Benliğimle. Hayallerimle. Ömrümün her saniyesi ile, ben sen'im...

    Her ne kadar şaşkınlığımı ona karşı bastırmaya çalışsam da bunu başaramadığımı o kadar iyi biliyordum ki. Gerçekten de oydu. Benim yıllarca hasret çektiğim, kendime bile itiraf edemediğim insan oydu. O benim gecelerim, o benim yağmurlarım. Sabahlara kadar dinmeyen fırtınalarım. Dallarımı savuran rüzgarlarım tam tdıbına oydu.

    -Peki şimdi ne olacak?
    +Ne mi olacak. Akşam olacak, güneş batacak, Funda yine karanlıkta sokaklara çıkıp seni arayacak. Yine nefret ettiği kahvesini yudumlayıp, şarkılarında kaybolacak. Biliyorum. Sevemezsin sen. Yapamazsın. Korkuyorsun sen Can. Canından korkuyorsun. Kendinden. Hayallerinden. Benden... Kendi yarattığın insandan köşe bucak kaçacak kadar çok korkuyorsun...
    -Korkmuyorum! Korkmadım! Asla ama asla böyle biri olmayacağını bildiğim için ben o insanı hayallerimde yarattım! Nerden bilebilirim söyler misin? Sen tahmin edebilir misin kelime kelime yıllar boyunca var ettiğin insanın karşına çıkacağını? Bende bilemedim. Bilemezdim...
    +... (ağlamasın o gözler be)
    -... (gelsen sarılsan ya bana)
    +... (bakma bana öyle, daha çok akıyor gözümden yaşlar)
    -Funda... (gerçekten korkuyorum. hayal olmasından korkuyorum. tamam yaşadığımız şeyler var ama ya rüyadaysam)
    +Can'ım... (canına can olayım be kadın)
    -Gel benimle (sarılmak için kollarımı açtım)
    +Nereye? (bir yandan da yavaşça yaklaşıyor)
    -Hayallerin gerçekleşmesini istediğimiz herhangi bir yere. Kendi dünyamıza, kendi karanlığımıza. Beraber yaratalım en büyük boşluğu ve oraya hapsolalım sonsuza dek...
    +Ciddi misin sen? Kaçmayacak mısın benden? Gitmeyecek misin arkanı dönüp? (aslında gidecektim. ondan kaçmak için değil, peşimden geleceğinden emin olduğum için, takip etmesini istediğim için)

    Başımı salladım iki yana hayır dercesine ve sıkı sıkı sarıldı bana. Sesi titreyerek, çığlıklar içinde, hıçkıra hıçkıra ağlayarak sarıldı. o kadar uzun sürdü ki inanamazsınız. Şikayet etmedim. Edemedim. içimde ki her şey artık onunla dolmuştu. Çok hızlıydı bu, bir gecelik bir mesele. Bir fincan kahvenin, ömürlük hatırının hikayesiydi bu bir gece...
    Tümünü Göster
    ···
  17. 117.
    0
    Rezezezezexdxre etxgxioswokxc öhöm rez bakalım bak unutma 50 yi
    ···
  18. 118.
    +10
    Her daim güzel şeyleri hak eder insanoğlu. Candır sonuçta, tatlıdır. Yanmasın kimsenin canı...

    http://c12.incisozluk.com...11501/2/1302382_ob574.jpg
    ···
  19. 119.
    +21
    Anlaşılan o ki, pek takan yok hikayeyi. Anasayfada da en altlarda zaten. Devam etmek bir nebze dahi olsa gelmiyor içimden.
    ···
    1. 1.
      -1
      Yaz panpa ben dinliyorum ama betimlemeler uzun geldi sıkıyor bi süre sonra
      ···
  20. 120.
    0
    Panpa ben takipçinim
    ···
    1. 1.
      +1
      Yeni patları girmeye başladım
      ···