/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 301.
    0
    Hail King Arthur
    ···
  2. 302.
    0
    Buralardayııım biriksin okuyacam akşama
    ···
  3. 303.
    +13
    Öyle böyle iki hafta daha geçirdik hastanede hep beraber. Cemil abi önemsemiyordu işini gücünü, parası batsın dedi kaç kere siz dönün dediğimde. Hep beraber dönecektik oralara, öyle istiyordu. Haklı da, baksanıza elimize yüzümüze bulaştırdık her şeyi.

    +Aşkım bugün çıkıyoruz.
    -Çok sıkıldım artık bence de hemen çıkıp gidelim. Hapiste gibi hissediyorum kendimi, görebildiğim tek yer bahçe, o da kısıtlı zaman boyunca. Gidelim artık hadi.
    +Çıkış işlerini Cemil abi halletti zaten, hazırlanmamızı bekliyorlar aşağıda.

    Erimiştim resmen. Ayakta durmakta güçlük çekiyordum. Funda bir saniye ayrılmıyor yanımdan, eskisinden daha fazla ilgileniyor benimle. Aşığım sana kadın. Deli gibi...

    Uçuş yasağım var, basınç değişimleri beklenmedik etkiler gösterebilirmiş beynimde. Bir süre daha buralardayız anlayacağınız. Herkes her şeyi geride bırakmış, benimle ilgileniyor. Kendime kızıyorum bunlardan dolayı. Hayatlarını berbat etmiştim ne de olsa. Otel odası hala bizdeymiş, eşyalar içerisinde duruyor olduğu gibi dedi Funda. Oraya gidiyoruz hep beraber. Bizimkiler de oraya yerleşecek. Bir kez daha denesem de abi siz gidin demeyi, çok iyi biliyorum o bakışların anldıbını. Eyvallah dedim, başım gözüm üstüne.

    Funda ile beraber sabahları ve akşamları birer saat yürüyüşe çıktık bir hafta boyunca. Hastane zaten fizik tedavi randevuları vermişti, aksatmadık. Hala zorlanıyorum tabi ki, düşündüğümden çok daha fazla kaybetmişim gücümü, kas denen bir şey kalmamış bu kadarcık zamanda. Neyse, dönüşüm muhteşem olacak meraklanmayın.

    Akşamları hep beraber yemekler yiyoruz, sinemalara gidiyoruz, her ne kadar bir şeyler geçmiş olsa da başımızdan, hala gezmekten ödün vermiyoruz.

    -Sedaaa, sende sayemde buraları gördün hee haha
    +Abi deme öyle, sen iyisin diye böyleyiz şimdi. Sen inanıyor musun sensiz tadı çıkar buraların?
    ^Uğraşma kızla hayta, cıvıl cıvıl neşesi yerinde baksana
    -Kanka?
    /Efendim kardeşim
    -Gel bakalım yamacıma şöyle, destek ol bana biraz
    /iste ölürüm sana lan
    -Sus sus, bilirim ben seni
    +Hepinizi çok seviyorum ben ya.
    ^Biz de seni seviyoruz Sedacım

    Muhteşem bir görüntü yansıyor gözlerime. Herkes mutlu. Gerçekten unutuldu yaşanan her şey. Sevdiğim kadın yanımda, abi bildiğim adam en büyük destekçim. Kardeşim dediğim insanlar da benimle. Söyler misiniz? Böyle bir tablo içerisinde, kim yorgun düşüp terk edebilir ki bu dünyayı?
    Tümünü Göster
    ···
  4. 304.
    0
    rezerved
    ···
  5. 305.
    0
    Rezerved
    ···
  6. 306.
    0
    Helal be devam
    ···
  7. 307.
    0
    Rez 103 bitti
    ···
  8. 308.
    +8
    Toparlanıyoruz...

    Sonunda dönüş zamanı geldi. Herkes artık evini özlemiş durumda tıpkı bizim gibi. Herhangi bir sorun teşkil etmiyor artık uçuşum. Havalimanına doğru yola koyulduk, herkese bir neşe hakim. Arabayı Cemil abi kullanıyor, yanında Selim. Seda, Funda ve ben arkadayız. Sonunda göründü havalimanı, her saniye daha da yaklaşıyoruz. Kalbim daha hızlı atmaya başlıyor, heyecanlanıyorum. Ellerim Funda'nın elleri arasında, Seda geçtiğimiz yerleri izliyor. Selim'in dilinde bir şarkıdır mırıldanıyor saatlerdir. Cemil abi bize, orada yokken olanları anlatıyor. Arada gözleri aynadan bize takılıyor, gözlerinin içi gülüyor adeta. Hiç biri aynı kanı taşımayan beş insan, şimdiye kadar karşılaşılmış en güzel aile ortamı... iyi ki varsınız sevdiklerim...
    ···
  9. 309.
    +8
    Saat 14:48...

    Venedik Havalimanı...

    Uçuş yönü istanbul...

    Uçuş saati 16:10...

    Bir saatten daha kısa bir zaman var yuvamıza doğru yola çıkmamız için.
    Havalimanını geziyoruz ellerimizde çantalarla. Bir şeyler içelim diyor Seda, bir mekana doğru yöneliyoruz. Soğuk bir şeyler içiyor Seda ve Selim. Cemil abi çay söylüyor demli olsun! Gözlerimin içine bakıyor Funda, gülümsüyor. Biliyorum ki ikimiz de aynı şeyi isteyeceğiz.

    -+Acı birer kahve alabilir miyiz?

    Bir kez daha aynı kelimeler dökülüyor o saniye.

    ^Bak Cemil abi bak. Düşüncelerini geçtim, aynı anda aynı şeyi bile söylüyor bunlar. Kafa yapınız aynı olur da, cümleleriniz de mi aynı olur be birader!
    -+Patavatsız herif
    Herkesi bir gülmedir alıp gidiyor o an. Gözlerimizden yaşlar geliyor adeta.

    "691 Sefer sayılı istanbul uçağı için son çağrı!"

    Apar topar kalkıyoruz yerimizden, çantaları kaptığımız gibi fırlıyoruz ordan. Sonunda uçaktayız. Yine dışarıya dalıyor Funda'nın gözleri. Buğulandığını görüyorum...

    Dönüyor bana, elini yüzüme koyuyor şefkat dolu.

    +Her şey böyle başladı. En mutlu günlerimden tut ki acıların vücudumu ele geçirmesine kadar. Yine dalmıştım dışarı, bulutlara bakıyordum. Tahmin edemezdim... Ve şimdi her şey son bulmuş bir şekilde daha güzel daha coşkulu bir halde evimize dönüyoruz. Ailemizle birlikte...

    Selim takmış kulaklığı dalmış artık ne dinliyorsa pis herif. Cemil abi de Seda'yla sohbet ediyor.

    Biz de kendi halimizde uçağın kalkışını beklemeye başladık. Gözlerimi kapadım, Funda'nın nefesini boynumda hissederek...
    ···
  10. 310.
    0
    Yerleşim yeri
    ···
  11. 311.
    +8
    Saat 17:53...

    istanbuldayız...

    Koşmak istiyorum evime doğru. Çantalar kalsın burada ben yeter ki terasa çıkıp sigaramı yakayım. Ama ne mümkün, bırakır mı Funda elimi hiç. Bırakmasın da zaten hiç...

    Başım ağrıyor biraz. Yorgunluktan mıdır, başka sebebi mi var bilmem. Çıkıyoruz artık, Cemil abi aramış birilerini geldi büyükçe bir araba. Hem biz kalabalığız, hem de o kadar çanta var, iyi oldu yani. Seda'yı bırakıyoruz ilk önce evine, sonra Selim iniyor arabadan. Bizim nereye gideceğimizi soruyor Cemil abi, birbirimize bakıyoruz Funda'ya. Bana demeye yeltendiğim anda lafımı kesiyor Funda. Tarif edeceğim ben abi, bana gidiyoruz, yalnız bırakmam artık onu diyor, beni kastederek. itiraz edemiyorum, çünkü benim de hoşuma gider onunla yaşamak. Hem ekgib kalan zamanlarımız var onca geçen süre içinde. Tamamdır abi ama ilk bana gidelim bir kaç eşya alayım evden.

    Yarım saat kadar sonra evde oluyoruz, Funda yanımda geliyor yukarı kadar. Boş sayfası kalmayan defterlerimi alıyorum yanıma, kalemlerimle beraber. Üç beş kıyafet, boş fotoğraf çerçeveleri, kahve fincanım da yerini alıyor başka bir çantada. Ağır ağır çıkıyorum kapıdan, sanki terk ediyorum evimi, öyle bir his. Dönüp dönüp bakıyorum arkama. Bütün gece açık kalan televizyonum, asla toplanmayan kanepem, yerlerde kalem tıraş artıkları...

    +Gidelim mi?
    -Neden böyle hissediyorum?
    +Nasıl?
    -Bir daha gelmeyecekmişim gibi...
    +Göndermek gibi bir niyetim yok zaten, artık tamamen benimsin, ömrünün sonuna dek benimlesin (gülümseyerek)
    -insan evini terk edebilir mi hiç ne diyorsun sen?
    +Üç yıl öncesinde bilinmeyene doğru gelirken bıraktın evini. Şimdi geleceğin hakkında planlar yapabileceğin biri var yanında. En azından aydınlık bir yoldasın bu sefer.
    -Haklısın...

    Cemil abi bizi Funda'nın evine bıraktı. Artık havalar iyice soğumuştu, çiçeklerden eser yoktu anlayacağınız. Ağaçlar yapraklarını dökmüş, rüzgar sağa sola savurmuş tüm bahçede. Çiçekler solmuş, sadece sapları kalmış bir çoğunun. Yağmurlar yağmış, yerlerde çamurlar. Bıraktığım gibi bulamadığım için yüzüm asıldı ister istemez. Rengarenkti buralar giderken, bir de şimdi bakın... Evin kapısını açtı Funda, ilk o bıraktı çantaları yere, sonra bana yardım etti. Yorma kendini, hastasın sen hala dedi. Biraz abartıyor sanki, toparladım kendimi ama farkında değil bunun. Belki de bilerek böyle davranıyor. Rahat etmemi söylüyor, senin de evin burası. Artık her şeyimiz bir. Elbette öyle, ama garipsiyor insan illa ki. Duşa girmem gerektiğini söyledim, kapıya kadar zütürdü beni. Her şeyin yerini gösterdi, bir bornoz çıkarıp getirdi. Yorgunum. Bir bitkinlik var üzerimde. Bu yüzden girmek istedim biraz da, sıcak suyun altında dinlendiğimi hissediyorum. Çıktığımda Funda odasında ki bütün dolapların içini boşaltmıştı. Artık o odanın ikimizin olduğunu, bu yüzden dolaplara da ortak olduğumu söyledi. Yeniden şekillendiriyordu hayatını bana göre. iki kişilik düşünüyordu her şeyi artık.

    Yoldan geldin sende, gir hadi duşa dinlenirsin diyerek gönderdim onu da. Salona geçip televizyon izlemeye koyuldum. Gözlerimde bir ağırlık, açık tutmakta zorlanıyorum...
    Tümünü Göster
    ···
  12. 312.
    +1
    vay amk
    ···
  13. 313.
    +6
    Oturduğum yerde uyumuşum, ne kadar sürdü bilmem. Gözlerimi açtığımda Funda dizlerimde uyuyordu, onu izlemeye başladım. Şarkılarımı mırıldanmaya başladım usul usul, en güzellerini seçtim içlerinden. Her birini ona armağan ettim. Gülümsemeye başladı görüyorum. Uyandı ama açmıyor gözlerini devam edeyim diye ama gülümsemesine de engel olamıyor. Gıdıklamaya başladım olduğu yerde, nasıl da kalktı hemen ayağa.

    +Ne yapıyorsun sen ya neden bozuyorsun ki!
    -Gel buraya sıpa seni

    Yakaladığım gibi kanepeye yatırdım, karnına oturdum devam ettim gıdıklamaya. Çırpınıyordu kurtulmak için ama nafile.

    -Bak, gördün mü ne kadar da güçlüyüm hala. Kurtulamıyorsun bile benden hahaha
    +Tamam gördüm yeter artık bıraaaak!

    Ellerimi tuttu en sonunda, gözlerime kenetlendi gözleri. Nasıl çekti birden anlamadım ama yüzümü yüzüne yapıştırdı.

    +Seni seviyorum...

    Ve ilk öpücük dudaklarımda...
    ···
  14. 314.
    +1
    Senin cukunu gezdirenler yesin nasil bir yazar kapasitesi var ya hala cozemedim
    ···
  15. 315.
    +6
    Ellerimiz iki yanda, biz üst üste kaldık öylece oracıkta. Ne ben beklerdim böyle bir şeyi, ne o cesaret edebilmişti şimdiye kadar. Hemen toparlandık, ikimiz de kanepenin iki ucuna oturduk. Yüzlerimiz kızarmıştı. Çok çocukça değil mi sizce de?

    Ben eşyaları yerleştireyim deyip kaçtı hemen pıtı pıtı. Ardından ben gittim odaya. Beraber katladık tüm kıyafetleri, beraber yerleştirdik. Çantaları kaldırdık yerlerine, şimdilik tamamdı o odanın işi. Duvarlarda ki bütün fotoğrafları topladık, tamamen farklı bir şekilde tekrar yerleştirdik. Ama her bir çerçevede ben vardım. Tatil boyunca çektiğimiz bütün fotoğrafları çıkarttırmam lazımdı. Bende getirdim bir kaç çerçeve ama yetmez, daha fazlası lazımdı hatta bize devasa bir albüm gerekiyordu.

    Evi baştan aşağı temizlemeye başladık. Ben pek anlamam zaten, sadece Funda'ya yardım ediyorum. Bez getir Can, suyu değiştir Can, CAAAN DETERJAN NERDEEE. Ne bileyim ben nerde, söyle de getireyim dimi. Ama yook, bulacak Can o istenilen şeyi. Hey Allah'ım. Yorucu ama hoş saatler geçti.

    -Hadi gidelim
    +Nereye?
    -Cafeye tabi nereye olacak.
    +Hazırlanayım bekle
    -Gerek yok hadi gel çabuk. Montunu giy üşüme yeter.
    +Ya dur. Can. Of ne bu acele
    -Hadiiiii
    +Uyuz musun oğlum sen!?
    -Aşığım! Var mı itirazın hatun!?
    +Yiaaa, yerim ama seni ben Caaan.

    Kedi gibi oldu hemen var ya. Hemen bir yumuşamalara, mırlamalar, cilveler falan ama daha ne bekliyoruz biz!

    -Ben gidiyorum, kal sen burada. Bak çıkıyorum, aha da çıktım.
    +Geldim geldim beklesene yaa
    -Koş hadi koş (nasıl gülüyorum ama göreniz. bir montu giyecekti güya, türlü sakarlıklar yaptı panikten. canım benim)
    +Ne bu acele hı, birine bir şey mi oldu
    -Saçmalama öyle bir şey olsa gülebilir miyim ben
    +Yani, o da doğru.
    -Artık bir arabaya ihtiyacımız var farkındasın dimi?
    +Evet, evet de, korkuyorum ben...
    -Sen kullanırsın (gülerek söyledim)
    +OLUR! (havalara uçtu.)

    Araba kullanacağı için değil, kendisi sakin kullanıyor arabayı. En azından o durumda güvende olacağımı düşünüyor işte. Ne diyeyim, haklı sonuçta. Aynı şey ona olsa, bende onun üzerine titrerdim. Yine taksiye bindik, ama Funda'nın bilmediği şey cafede ne beklediğiydi. Bugün doğum günü onun, bunu tabi ki biliyor ama bizimkilerin onu beklediğini bilmiyor. Bakın kızacak bana oraya gidince çünkü hazırlanmasına müsaade etmedim. içeri girdik, her yer süslü püslü, bizimkiler ışıl ışıl bir şeyler takmışlar kafalarına gözlerine falan görür görmez beni bir gülme tuttu. Selim'i görmeniz lazımdı, yaldız kaplanmış maymuna benzemişti, resmen kahkaha atmaya başladım.

    MUTLU YILLAAAAAR!

    Dışarıda tüm cafenin etrafında havaifişekler alev aldı gökyüzüne doğru, içeride konfetiler, maytaplar ışıldadı. Biz üzerimizde eşofmanlar olanları izlerken başımıza yağıyordu patlayan konfetiler. Her yer şıkır şıkır, müzik son ses içimizi kıpırdatıyor. Gökyüzünde yıldızlara yıldız ekliyor fişekler ve ben sevdiğim kadının önünde diz çökmüş şoku atlatmasını bekliyorum...
    Tümünü Göster
    ···
  16. 316.
    +6
    Canım... Ruhum... Ekgib kalan yanım... Mutluluğum...

    Nefeslerini ekle nefesime, en güzel bahçelerin meltemi olsun essin ansızın.
    Gözyaşların sadece mutluluktan çağlasın yanaklarında.
    Sen, bana eş ol, en güzel şiirlerim canlansın seninle dudaklarımda.
    Gel, bana eş ol, ömürlük bir bestenin notaları olalım seninle.
    Funda. Funda'm... Seni seviyorum.
    ···
  17. 317.
    +5
    BENiMLE EVLENiR MiSiN?
    ···
    1. 1.
      0
      Eveeetttt askimm
      ···
    2. 2.
      0
      Ya bi giptir sjsjsjjsjs
      ···
  18. 318.
    0
    Ne hizli yasiyolar hayati acaba biz mi yavas yasiyoz?
    ···
  19. 319.
    0
    Hikaye bitmeye az kaldı sanırım, biraz dahha uzun sürse keşke.
    ···
  20. 320.
    +1
    Bitirmez benim yazarim beyler entry girin bol bol adami tasiyalim yav
    ···