/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 251.
    0
    "Can. Biliyorum şu an aklında benim nerede olduğuma dair onlarca soru var. Üzgünüm be evlat, çok üzgünüm bilemezsin. istemezdim böyle bir şey olmasını. Buralarda ki en güvendiğin insan bendim biliyorum ve bu güveni yok ettiğimi de biliyorum. Evlat, artık yalnızsın. Daha güçlü, daha dayanıklı olman gerekiyor artık. Artık hayatınızda hiç bir şekilde yokum, farzet ki Cemil abin de öldü. Gidiyorum evlat, Seda'mı benden alıp gidenlerin peşinden gidiyorum. Emin ol ki size hiç bir şekilde ulaşamayacaklar. Artık üç kişisiniz. Sen, Funda ve Selim. Birbirinize sahip çıkın. Daima. Her şey sana ait şimdi. Cafe, banka hesapları, diğer her şey ve bütün çevrem. Herkes siz onları görmediğiniz halde etrafınızda olacak. Kardeşim... Birinizin canını aldı, birinize daha dokunamayacak... "

    Zarfın içinde cafenin anahtarları, hesap cüzdanları, bir takım adresler ve yazılar bulunan bir de defter vardı. iyi de neden? Böyle her şeyi bırakıp, bana bırakıp gitmesinin nedeni ne?
    ···
  2. 252.
    0
    Beklemek için ömür çok kısa bence, sevdiklerimize koşmak için zaman kaybetmemeliyiz...

    http://c12.incisozluk.com ... 11509/9/1311839_oa49a.jpg
    ···
  3. 253.
    0
    -Cemil abi!
    +Abiiiiii!..
    ···
  4. 254.
    0
    iki gündür neden şok üzerine şok yaşıyorum ki ben ya. Gerçekten artık kafam çok karışık. Ne hissettiğimi, nasıl hissetmem gerektiğini bile bilmiyorum.
    ···
  5. 255.
    0
    ADAM Ne şuku istemiş ne rez ben okurum bunu kardeşşş
    ···
  6. 256.
    0
    Defalarca girdi o soğuk odaya, defalarda yaralar açtılar başında. Saçlarını kestiler, sakallarını kestiler. Ağzından, burnundan hortumlar soktular. ilaçlar verdiler ama hala gittiği yerden dönmedi sevdiğim adam.
    ···
  7. 257.
    0
    Cemil abi, Selim, Seda. Onlar da yakında burada olacaklar. Uzun sürdü işlemleri halletmeleri, o yüzden geç kaldılar yoksa hemen yola çıkacaklardı onlara haber verdiğimde. Belki onların geldiğini hisseder de, daha iyi hisseder kendisini. Daha çabuk toparlanır.
    ···
  8. 258.
    0
    Gözlerimi zar zor araladığımı hatırlıyorum, hala yanıyordu gözlerim. Can'ın yanına kıvrılıp uyumuşum, ne ara geldim yanına, ne ara sarıldım hatırlamıyorum...

    -Funda...
    ···
  9. 259.
    0
    +Kimse yok mu!? DOKTOR, HEMŞiRE! Biri baksın çabuk! Can... Can'ım... iyisin, Allah'ım... iyisin...

    -N... Nerdey...
    ···
  10. 260.
    0
    Dayanamadı daha fazla, tekrar kapattı gözlerini. Ama olsun, uyandı ya bir kere daha güzel bir şey olabilir miydi bu dünyada söyler misiniz?

    +DOKTOOOOR!

    Doktorlar, hemşireler geldi çığlıklarım üzerine. Ellerim fırtınaya esir kalmış bir ağacın yaprakları gibi titriyordu, gözlerimden yaşlar akıyordu onun yüzüne. Üzerine kapaklanmış, ona sarılmıştım. Bırakamadım, ayrılamadım doktorlar geldiğinde bile.

    +Uyandı! Seslendi bana! ismimle seslendi, Funda dedi. Uyandı sonunda, döndü tekrar bana sevdiğim adam...
    -Hemen gerekli tetkikler yapılsın, yaşamsal değerlerinin en detaylı grafisini istiyorum. Bir hemşire bir doktor 24 saat odada kalıp nöbet tutacak, tekrar uyanırsa kontrolleri yapılsın. Geçmiş olsun Funda hanım, beklediğimiz gelişme geldi sonunda. Bundan sonrasında işimiz çok daha kolay olacak, vücudu kendini gayet yeterli şekilde toparlamış demek ki. Bundan sonrasında eğer gözlerini açarsa size odaklanmasını sağlayın, mümkün oldukça uyanık kalmasını sağlayın. Herhangi bir beyin hasarı söz konusu mu, bunu ancak bilinci açıkken öğrenebiliriz. Doktor bey ve hemşire hanım size eşlik edecekler burada, herhangi bir durumda onlardan yardım alabilirsiniz. Tekrar geçmiş olsun, iyi günler.
    ···
  11. 261.
    0
    Rezzzzzzz
    ···
  12. 262.
    +1 -1
    24 Mayıs 2014

    Aile bildiğimiz beş kişi tüm günü beraber geçirdik. Sabah kahvaltısından tutun, akşam yemeğine kadar. Fazla geç olmadan evlere dağıldık. Sabah erkenden kalkıp, kuaföre gideceğiz. Oradan giyinip kuşanmaya, sonra fotoğraf çekimine yetişeceğiz.
    ···
  13. 263.
    0
    CEMiiiL!!

    Herkes kimin bağırdığını merak içinde arıyordu. Gözler bir anda kapının orada ki birine kilitlendi. Leş görünümlü bir adam, ortada dans etmekte olan Cemil abiye doğrultmuştu silahını. Herkes dondu kaldı bir saniye içinde, kanı çekildi insanların adeta.

    BEN SANA DEMEDiM Mi CEMiL, HESABINI SEVDiKLERiNLE GÖRÜRÜM DiYE!

    Silah birden Funda ve bana döndü, arkama aldım sevdiğim kadını. Siper oldum önünde. Cemil abi adamı ikna etmeye çalışıyordu, yeri ve sırası olmadığını anlatmaya çalışıyordu ama adam gözünü karartmıştı bir kere. Kan dökecekti bu gece, can alacaktı buradan gitmeden.

    Niyetini de gerçekleştirdi en nihayetinde. Eli tetiğe gittiği anda Cemil abi atladı adamın üzerine ama o silah patladı bir kere ve kimse artık zamanı geri alamazdı...

    http://www.imgim.com/kahvegüzeli.jpg
    ···
  14. 264.
    0
    HAYIIIIR!!!
    ···
  15. 265.
    0
    Herkes panik içinde yere attı kendini bir anda. Kim vurulmuştu peki? Birine isabet etmiş miydi lanet kurşun?
    ···
  16. 266.
    0
    Sanki kıyamet kopmuş gibi bir hava vardı salonda. Müzik susmuş, sessizliğe gömülmüştük...
    ···
  17. 267.
    0
    Düşünün... En mutlu gününüz, cehennemde bir çukurda alev alıyor...
    ···
  18. 268.
    0
    Ne Funda ne de ben bir anlam veremedik bunlara. Herşey bu kadar hızlı olmak zorunda mıydı? Yetişemiyoruz artık olanlara, aklımız allak bullak. Yatıp uyumak istiyorum, bu olaylardan biraz dahi olsa uzaklaşmak istiyorum. Bedenim ayakta durabiliyor ama ruhum yoruldu.

    Zaman ilerliyor her ne kadar güçlükle olsa da. Yavaş yavaş gündelik hayatlarımız normale dönüyor. Biz normale dönüyoruz ama Selim hala aynı. Hatta daha kötü. Bazen uğruyor cafeye, bazense günlerce yüzünü gören olmuyor. Onlarca kez Seda'nın mezarına gittik hep beraber. Her gidişimizde ona çiçekler zütürmeyi ihmal etmedi, her defasında ona sarılıp gözyaşlarını akıttı toprağa. Git gide çöküyor, kendini kaybediyordu. Yemek yemez, yüzü gülmez, hayatla bağlantısını koparmış biri olmuş çıkmıştı artık. Endişelerimiz yerini korkulara bıraktı, hayatına dair. Sanki bir an önce onun yanına ulaşmak istiyormuş gibi davranıyordu. Gün içinde defalarca yanına gidip durduk sırayla. Bazı geceler yanımıza aldık, bazen onunla sokaklarda sabahladık. Ne olursa olsun yanından ayırmadı o elbiseyi. Nerede olursak olalım, ne zaman kiminle olursak olalım hep elindeydi Seda'nın o gece ki kırmızı elbisesi. Kendi kendine bir şeyler konuşup duruyordu. Fotoğraflara bakıp bakıp dalıyordu gözleri. Artık bizimle de konuşmaz olmuştu. Tamamen kendi içinde kaybolmuş biriydi artık. Bir kendisi bir de sevgisi vardı kaybolduğu yerde. Çıkaramadık, yanımızda tutamadık onu her ne kadar destek olsak da...

    Bugün onu bir hastaneye yatırmak zorunda kaldık. Gözleri devamlı bir noktaya kilitlenmiş kendi kendine konuşuyordu sadece. Yaptığı tek şey gerçekten de buydu. Selim, artık aklını kontrol edemez hale gelmişti. Bir sevdiğimiz daha bizi terk edip gitmişti bilmediği yerlere.

    Dikkatimizden kaçmaya bir şey var, ara sıra bir kaç adam geliyor, saatlerce oturup bir telefon edip gidiyorlardı. Bu aylarca devam etti böyle ve gerçekten rahatsız edici olmaya başlamıştı. Şu an için bize zararı dokunan bir durum yoktu belki ama görüntüleri bile rahatsız olmaya yeterliydi. Bir gece, cafenin kapılarını kapatırken bir araba yanaştı, içinden iki adam indi ve cam çerçeve ne varsa indirdiler ve hızla kayboldular. Kimse ile bir sorunumuz, bir problemimiz yada bir sürtüşmemiz olmamışken bu neydi şimdi!?
    ···
  19. 269.
    0
    ikimiz de korkmuş halde hemen polisi aradık. Çok geçmeden gelen memurlara olanları anlattık, kimin yapmış olabileceği hakkında hiç bir fikrimizin olmadığını ilettik. Etrafı incelediler, ifadelerimizi aldılar, kamera kayıtlarına el koyup gittiler. Yine bir kaç saat öncesinde olduğu gibi sadece Funda ve ben kalmıştık kapının önünde, eve doğru yola çıktık korkulu gözlerle. Bir kaç gün kapalı kaldı cafe, hala gelip bir şeyler arayan polisler vardı ve biz hiç bir şeyin bozulmamasını sağladık. Tekrar tekrar sormaları üzerine bir detayı atladığımızı fark ettik. O garip adamlar... Onlardan bahsettik memura, görünüşlerini tarif ettik, neler yaptıklarını ne yediklerini içtiklerini her şeyini en detaylı şekilde aktardık. Artık gelmeyeceklerinden emin olduğumuz bir zamanda cafeyi tadilata soktuk. Ziyaretçilerimiz ekgib olmadı bunca zaman içinde. Yardıma gelenler, geçmiş olsun dileklerini iletenler derken neredeyse hiç yalnız kalmadık. iki kişi kalmış olabilirdik ama biz hala kalabalıktık.

    Cafenin onarımı ve yeni dekorasyonu bittikten iki gün sonra en kalabalık saatlerimizde üç adam girdi içeri, siyah siyah takım elbiseler içinde. Duymuşlar ki başımıza talihsiz bir olay gelmiş, geçmiş olsuna gelmişler. Eyvallah, ama bu kadarla sınırlı değil olanlar. Başımıza daha kötü şeyler geleceğinden emin bir şekilde konuşuyorlardı. Sanki istedikleri bir şeyler var ve onu alamazlarsa daha kötü şeyler olacağının haberini veriyor gibiydiler. Ki konuşmanın ilerleyen dakikalarında amaçlarının gerçekten de bu olduğu anlaşılmıştı. Herkesin bildiği ama aslında kimselerin görmediği o karanlık insanlar derler ya, evet işte şimdi tam karşımda duruyorlar ve Seda'nın ölümüne üzüldüklerini söylüyorlardı!..

    Kendimi tutamadım üzerlerine atladım bir anda ve hemen tabi ki o kadar kalabalığın içinde silahlar göründü. Çoğu müşteri anında kapıya yöneldi tabi doğal olarak ama bizimle kalan dostlarımızın da olduğu su zütürmez bir gerçek. Bu gece için sayıca üstündük ve her ne kadar silahları olsa da illa ki buradan sağlam çıkamayacaklarını anlamaları üzerine, yakın zamanda tekrar görüşeceğimizi belirtip defolup gittiler. Demek, canımızdan can alan insanlar bunlar, yada bunlardan birileriydi. Cemil bunların bize asla ulaşamayacaklarını söylemişti oysa ki. Yoksa?!
    ···
  20. 270.
    0
    Eğer ki kalbinizin acıdığını hissediyorsanız, zayıflık sizi terk etmiştir...
    ···