-
176.
+8Ben normalde 3 haftadan uzun süredir sigara içmiyordum. bırakma çabası içerisindeyim. siz diyorsunuz ya içinde kendimi buldum falan diye, siz bana ben size dertlenip geceden beri sigara içiyorum lan. kafa yapıyor namussuz uzun zaman içmeyince. neyse ki bitti de, daha da yakmam zaten
-
177.
+7Burada doğup büyümüş Funda. istanbullu yani. Anne babası yakın zamana kadar buradalarmış ama yurt dışında yaşamaya başlamışlar. Funda gitmek istememiş, seviyorum bu şehri diyor. Umut dolu şeyler var buralarda diyor, hafiften beni ima ederek. iyi ki de gitmemiş, ekgib bir insan olduğumun farkına varmamı sağladı.
Şimdi size abartılı gelebilir dün akşamdan bu akşama kadar geçen zamanda bu duygulara kapılmam. Haklısınız, bana da öyle geliyor zaten. Ama bir düşünün be, koskoca üç yıl sadece işte geçmiş. Kendime ayırdığım zaman sadece üç gün bu kadar zaman içince. Kendimi kaptırmak istiyorum bile bile. Üzülür müyüm sonunda, çok da önemli değil açıkçası. Anı yaşamak istiyorum sadece. -
178.
+2Baskan sen bi kitap yaz en iyisi reklamida benden
-
-
1.
0burda reklam yap da dinleyen çoğalsın :D
-
2.
0Bi kac yere salladik hayirlisi olsun :D
-
3.
0Eyvallah :D
diğerleri 1 -
1.
-
179.
+10Bir yandan birbirimize bir şeyler anlatırken, bir yandan da evi toparladık. E yorulduk haliyle.
-Sen nasıl bu kadar güzel çizdin o resmi anlat bakalım.
+Hakkımda bilmediğin tek şey, ben bu işi yapıyorum.
-Ressamlık mı yani?
+Öyle denemez aslında. Güzel sanatlar okudum ben. Zaten küçüklükten beri böyle şeylere merakım vardı, çizerdim kendi kendime bir şeyler. Sonra babamın bir arkadaşı var, iç mimarlık falan yapıyor. Tanırdı zaten beni, ailecek görüşürdük ben küçükken. Babamla bir gün konuşurlarken, bazı projelerinde çizimler olan yerler oluyormuş. Evler, restaurantlar falan işte, duvar süslemeleri gereken yerler yani. Beni sormuş babama, o da okulumdan falan bahsetmiş. Bir aile görüşmesi esnasında iş görüşmesi gibi bir konuşma da geçti aramızda. O günden beri istenildiği zaman gidip, duvarları renklendiriyorum.
-Harika olduğunu söyleyen oldu mu daha önce?
+Yüzlerce kez (gıcıklık yapacak ya aklı sıra işte)
Oturduk bir kanepeye, ne kadar oturmak denir tartışılır aslında. Yattık desek yeridir. Ben yayılmış vaziyette televizyon kanallarını geziyorum, Funda dizimde yattı. Saçlarıyla oynamaya başladım, hoşuna gitmiş olacak ki kedi gibi kıvrıldı iyice. Onun benim yanımda mutlu olması bana da huzur veriyordu. Çok sürmedi, televizyonun sesine rağmen uyudu kaldı dizimde. Ben ise hala saçlarıyla oynamaya devam ediyordum.
Benim de gözlerim kapanmaya başladı, oturduğum yerde uyumak üzereydim ama her ne kadar rahat olsa da kanepe, oturarak uyunur mu be. Yatmak istiyordu canım ama uyandırmak istemedim Funda'yı. Sessiz sedasız farkına bile varmadan bende uyumuşum sonra. -
180.
+12Beyler pc ile tel arasında bi senkron yapmam gerekiyordu ama w8.1 kullanıyorum ben hala. Sistem 10 olması gerekiyormuş. Güncelleme paketini indirdim yükleme aşamasına geçmek üzere. Hem pc kendini update etsin, hem de ben biraz kafamı boşaltayım bu arada. Şöyle 1-1.5 saat arası bir mola verelim, sonrasında devam ederiz yine. Yine iyiydim bugün bayağı bir yazdım ha. PDF hazırlayıp altına yazın "bu hikayeyi yazan adam kör oldu". yordu gözlerimi pc. neyse hadi eyvallah. bende düşüneyim biraz daha, bakalım nerelere ilerleyecek karakterler.
-
181.
0Eyvallah baskanim eline yuregine saglik
-
182.
0Vıy vıy vıy
-
183.
+5Düşündüğümden daha uzun sürüyor beyler kusura bakmayın
http://c12.incisozluk.com...11503/4/1304884_o387f.jpg -
-
1.
0Sıkıntı yok be abi o kadar güzel yazıyosun ki her entryi sabırsızlıkla bekliyorum
-
1.
-
184.
0Ya %3 nedir? Burda meraktan öldürecen bizi heralde.. .s
-
-
1.
0tamamlandı, ve bir part yolladım bile
-
2.
0Teşekkür ederim *
-
1.
-
185.
+9Funda...
Yeni yeni tanıdığım ve yanımda olmasından mutluluk duymaya başladığım kadın...
-Uyan bakalım güzellik, biraz daha burada bu şekilde uyursak her yerimiz tutulacak heykel gibi kalacağız valla (yumuşak ve narin bir ses tonuyla uyandırdım onu)
+Lütfen kalalım böyle, ben bu anı çok bekledim lütfen... (gerçekten kalkmamak istiyordu. hem ses tonundan hem ısrarcı sarılışından belliydi)
-Hadi amaa, bir şeyler yiyelim ben acıktım (romantizmi bozan öküz vatandaş)
Aniden kalktı, gözlerini avdu ve bana dikti bakışlarını.
+Sen mi hazırlıyorsun!? (soruyu yöneltme şekli tamamen benim yapmamı ister şekildeydi)
-Ne yemek istiyorsun bakalım?
Ben pek yemek yapmayı bilmem ki. Evde kaldığım zamanlarda hemen alelade aparatif bir şeyler yaparım sadece o kadar. Keşke istemeseydi bunu benden...
+Neler yapabiliyorsun bakalım?
-Gerçeği bilmek istiyor musun?
+Hiç bir şey dimi? Biliyordum (gülerek)
-Hızlı öğrenirim (göz kırptım, öğretmenim olabilirsin anlamında)
+O zaman kalk bakalım hadi (yavaşça kalktı, gerçekten de her yeri tutulmaya başlamıştı ki bayağı bir gerilmek durumunda kaldı) inan şikayetçi değilim (ağrılarından bahsediyor)
-Evet hocam, mutfağa giriş derslerinde bugün hangi konuyu işliyoruz?
+Pizzaaa!
-Dışarıdan mı söyleyeceğiz?
+Ben de bilmem ki yemek yapmayı (kahkaha atarak söyledi ama onun da mahçubiyeti okunuyordu yüzünden)
-Hemen arıyorum, adresi sen söylersin. -
186.
0iyi iyi gelmis benm en sevdigim yazar
-
187.
+8Dııııt - Dıııt - ...Tümünü Göster
• Dominos?
-Merhaba, iki orta boy pizza sipariş etmek istiyorum. (-Nasıl yersin? +Nasıl istersen) ince hamurlu iki orta bol malzemos lütfen. Yanında içecek... (sipariş detaylarını bilirsiniz, bitmesi için iki taraf da içinden dua eder)
Yemeklerimizle beraber içeçekler, ekstralar ve tatlılar da söylendi ve beklemeye başladık. Bu zaman içerisinde evi gezdirdi bana Funda. Fotoğraflarımı gösterdi, hangi tarihte nerede çektiğini falan. Hepsi çok güzeldi, hepsine farklı farklı anılar yüklemişti.
Biz evi gezmeye dalmışken kapı çaldı.
• Pizzalarınız efendim, trafikten dolayı biraz geciktim afedersiniz.
-Teşekkür ederim, sorun değil. Ne kadar?
• XX.XX TL efendim
-Buyrun, tekrar teşekkürler kolay gelsin
• Afiyet olsun, iyi günler
-iyi günler
-Fundaaa, masa hazırdır umarım çok acıktım ben.
+Masa yok, unut masayı. Bu gece benimsin ve dibinden bir saniye ayrılmak istemiyorum. Film açıyorum şimdi, oturduğumuz yerden izlerken yeriz.
-Harika!
Gerçekten de aramızdan su sızmıyordu. içime girecek kadar yakınımda duruyordu her saniye. Sanki yıllarda aramızda olan mesafelerin acısını çıkarıyordu. Ben filmi izliyordum pizzamı yerken, o beni izliyordu. Bazen gülümsüyordu fark ediyordum, bazense gözleri dalıp gidiyordu bakışlarında. Utanmasın diye ona pek bakmıyordum ama görebiliyordum yüz ifadelerini. Film falan hikaye aslında, göz ucuyla ben de ona bakıyordum. Çok yavaş yiyordu yemeğini. Yemeğe ayıracağı zamana bile kıyamayıp beni izliyordu. Hoşuma gidiyordu bu hareketi. içim gıcıklanıyordu.
+Biliyor musun? Ben seni çok seviyorum (kocaman gözlerini bana dikmiş ağzında lokmasını çiğnerken dolu dolu söyledi bunu bana)
-Emin olabiliyorum, bana da öğretiyorsun sevmeyi zaten.
+Ve çok özledim seni
-Yanındayım zaten
+Ama sarılmadım kaç dakikadır (bir panikle sıkı sıkı sarıldı, her yer içeçek oldu çünkü elimde ki bardağa çarpmıştı)
Önemsemedi. Bakmadı bile döküldüğüne. ikimiz de ıslandık, ikimiz de battık. Güldüm birden, hiç yoktan bir kahkaha geldi suretime. ilk önce baktı neye gülüyorum diye ama ortada bir şey yoktu, o da güldü. O da bana katıldı kahkahalarda. Sormadı hiç neye gülüyorsun diye, merak da etmediğine eminim. Anlıyorum artık, benimle olan her şey ona güzel geliyordu.
Yemek aklımızdan uçtu gitti zaten yine, film falan hak getire. Kendi kendine dönüp duruyor televizyonda. Bakakaldım gözlerine. O karnımı ağrıtan kahkahaların arasında birden odaklandım ve öylece kaldım. Çok güzel bakıyordu be. Yıllarca sigaramı içerek izlediğim deniz bile böylesine güzel bir görüntü sergilememişti gözlerime. Dakikalarca kırpamadım gözlerimi. Yanmaya başladıklarını hissediyordum ama bu durumdan kendimi alıkoyamıyordum. Kendimi anlatıyorum size ama o da aynısını yapıyordu. O da umursamadan her şeyi bana bakıyordu. Dedim ya, o kahkahaların arasında birden donup kaldık birbirimize bakarken.
Aşk...
Yeni yeni hatırlamaya başladığım bir duygu.
Aşk...
Zamana ihtiyaç duymadan insanı ele geçiren bir duygu.
Aşk en çok da;
Karşında ki insanla birbirinizi en iyi tanıdığınız zamanlarda doruklara çıkan bir duygu.
Bir şey yapmak için bir sebep aramanıza gerek kalmıyor. Gözleriniz bir kez denk gelsin yeter. Dünyaları anlatabilirsiniz o bir saniyelik bakışmada. -
188.
+8Aşkı bana anlat desem emin olabilirsiniz ki daha önce hiç bilinmeyen şekilde anlatır. Kelimelere hükmeder, işler içinize aşkın tanımını.
"Aşkı bazen neye benzetiyorum biliyor musun Can? Simitin üzerinde ki susam tanelerine. Dur, öyle benzetme mi olur demeden bir dinle önce. Susam sarıp sarmalar simiti, kaplar her yanını. O kadar kaplar ki simitin kendisini bile göremezsin. Susamsız olmaz simit, yarım kalır. Mesela, koparır martılara atarsın o simitten parçaları ama susamlar eline yapışır kalır. Çayın yanında ısırırsın o simiti, dökülür her yerine susamları. Sonra tek tek toplarsın susam tanelerini ellerinle. Dudaklarına yapışır, dişlerinin arasına sıkışır. Uğraşırsın ordan çıksın diye ama inattır susam, kendisi ne zaman isterse o zaman gider. Aşk susam gibidir sevdiğim, her bir yanını kaplar insanın. Ne kadar ararsan ara kendini bile bulamazsın aşık olunca. Bazen öyle bir hale gelir ki aşk, kurtulmak istersin çünkü canını yakmaya başlar. Ama eline yüzüne bulaşmıştır çoktan, teker teker temizlemek istersin bu sefer de inat tarafına denk gelirsin, kendisi gitmez. Ben çok simit fırlattım martılara Can... Ben çok kırıntılar topladım üstümden, gitmedin. inat ettin resmen, terk etmedin. Ne zaman kendi isteğinle gidersin diye merak ederken ben tekrar acıktım ve bir simit daha aldım, tekrar seninle kaplandım. Her yanıma seni döktüm ben Can. Her yanım sensin... "
Kalemime sorsanız, şimdiye kadar asla böylesine bir yazı yazmadım der size. Kağıtların zaten dili yok ne söylersen atar içine. Ebedi bir aşkı edebi bir aşka çevirmişti resmen, toparlarken elime geçen başka bir kağıtta. Her cümlesine daha bir şaşkınlık, her hecesinde daha fazla aşk buluyordum.
Gece olmuştu artık, sabah işte olmam gerekirken ben hala onun evinde aylaklık yapıyordum. ilk defa dünyayı bu kadar umursamıyordum... -
189.
0Rezerved
-
190.
+7-Benim üzerimi değişmem gerek, malum evle beraber kendimizi de batırdık
+Kal burda, bir şey olmaz ki valla. Batsın ev, ama gitme sen...
-Rahatsız oluyorum. Gel sen de, beraber gidelim. Senin evin gibi iç açıcı değil benim evim ama, biraz da pistir incinlıktan ziyade.
+Olur! Hadi gidelim!
Söylediğim sözlerin arasından sadece davet ettiğim kısmını mı duydu, gerisini pek önemsemedi mi? Deli dolusun Funda, deli dolu...
+Yürüyelim mi?
-Uzak
+Olsun
-Olmasın, hava soğuk ve poların cafede
+Bir şey olmaaaz
-Hazırlanman için beş dakikan var, koş ıslak şeyleri çıkar üzerinden hadi.
+Of, tamam geliyorum hemen.
Buraya bizi getiren taksici kartını vermişti bize. Zaten mahallenin taksisiymiş, müşteri bırakmış dönerken biz denk gelmişiz. Aradım, çağırdım. Geldiğinde çağrı atmasını istedim.
-Hadiiii
+Geldiiiiim, nasıl olmuşum (şapşal gülümsemesini takınıp gelmiş)
Geldi evet, şapşal gülümsemesi ile geldi ama ne geliş. Saçımdan sakalımdan ne kadar salaş ama ne kadar da düzenli olduğumu bilirsiniz. Ev tipini severim genelde, rahat insanımdır. Eşofmanlarla, incin topuzuyla, bol ve uzun yeleğiyle çok ama çok tatlı olmuştu inanamazsınız.
+Nolduu?
-Ihım, şey... Çok tatlı görünüyorsun.
+Evde hep böyleyim ki
-Gözlerimi alamayıp sağa sola çarparsam?
+Haha, hadi çıkalım. (bir öpücük)
Taksi gelmişti zaten o zamana kadar. Bana doğru yola koyulduk. -
191.
0reis gece burdayım okuyacam hepsini yazmaya devam et lütfen
-
192.
+9Benim evim ufak bir binanın üçüncü katında. Evin kendisi ile beraber, bir merdivenle çatıda ki terasa çıkabiliyorsun. Manzarası gerçekten güzeldir çünkü önünde ki açıklıktan dolayı denizi görebiliyorsun. Denize pek yakın değil, o yüzden kirası falan pek dokunmuyor ama şans işte, bedava deniz manzarası.Tümünü Göster
Takside hiç öne oturmam ben, bu sefer arka koltuğa oturuşum Funda'nın işine geldi, yine ayrılmadı dibimden, başı yine omzumda, nefesi boynumda... içim gıcıklanıyor böyle olunca, hoş bir duygu ama huylanıyor gibiyim de. Bunu fark ettiğine eminim zira özellikle bana doğru nefes alıyor.
Taksiciye adresi tarif ettim, yolu izlemeye koyuldum. Bu çevrede de güzel parklar, bir şeyler içilebilecek mekanlar varmış. Dışarıdan göründüğü kadarıyla sıcak ortamlara benziyorlar. Yarım saat kadar sonra evimin olduğu sokağa girdik. Ağırdan aldı bu sefer şoför, galiba zaman yavaş aksın istedi o da arkada oturanlar için.
-iyi akşamlar abi, kolay gelsin
+iyi akşamlar gençler
Ücretini ödedim taksinin, indik. Funda zaten biliyordu evimi, benden önce o koştu binanın girişine ama anahtarı yoktu. Bekledi el mecbur. Elimden aldı anahtarı, hızlı hızlı açtı kapıyı ve merdivenleri tırmanmaya başladı koşar adımlarla. Sanki acelesi vardı, bir şeye yetişmeye çalışıyor gibiydi. Bende onun arkasından koştum.
-Ya dur acelen ne ne bu hız?
+Sus da gel peşimden (neşesi yerinde yine)
-Tam... Tamam... Of...
Nefes nefese kaldım sigara içen adamım ben merdivenler benim için düşmandır bilmez misin sen. Neyse, yukarı vardığımda o çoktan girmişti evin içine.
-Fundaaa!
+Yukarıdayım.
Hah, bir merdiven daha. Yok yok, bittim ben. Sürüne sürüne çıktım merdivenleri yine. Terasta binanın en dibinde denizi izlerken oturduğum sandalyeme oturmuş, mehtabı izliyor.
-Ne yapıyorsun sen orda?
+Seni anlıyorum.
-Hı?
+Neden çoğu gece gelip buraya oturduğunu anlıyorum. Muhteşem görünüyor.
Ağır ağır yanına gittim, duvarın kenarına oturdum ona doğru. izlediği manzara ile arasına girdim.
+Dur!
-Noldu?
+Sus sus, hareket etme sakın!
-Ya noldu?
+Sussana ya sen bi! (kız ciddi)
-...
Yaklaşık on dakika boyunca izledi beni öylece. Tek kelime etmedi, mümkün oldukça az kırptı gözlerini. Bütün ilgisi odağı bendeydi. Bozmadım bende, dediği gibi sustum. Hiç de oynamadım yerimden, ben de onu izledim. Işıl ışıl parlıyordu gözleri o karanlıkta. Gözlerini kapattı sonra, dudakları yanaklarına doğru yükselmeye başladı, dişleri ortaya çıktı. Çok içten gülüyordu ama ne düşünüyordu çok merak ettim. Ne geçiyordu gözlerinin önünden şu an acaba...
Elini tuttum, buz gibi olmuştu.
-Üşümüşsün kalk hadi inelim artık.
Funda hayaller dünyasına ulaşmıştı bile, şapşal şapşal gülerek geldi peşimden. Üzerimi değiştirdim bende her ne kadar geç olsa da, salona geçtim.
-Saat geç oldu artık, istersen kal burda. (direkt olarak kal diyemem, ne düşüneceği hakkında bir fikrim yok) rahat edemem dersen bırakayım seni eve, dönerim ben geri.
+Saçmalama tabi ki kalıyorum. Burası da diğer evim benim artık, kovamazsın da beni (sinsi sinsi gülüyordu var ya pislik)
-Eh, geç bakalım o zaman hadi. Keyfine bak yeni evinde.
+Sana mı sorcam be (kıkır kıkır gülüyor da bana çaktırmıyor)
Ben hep salonda yatarım, kanepenin üzerinde. Açarım televizyonu, izlerken izlerken uyuyup kalırım oracıkta. Ses olmazsa, ışık olmazsa uyuyamam. Yatağımı falan da toplamam, zaten bir ben yaşıyorum evde, kim gelecek de görecek ki. Hafiften düzeltirim çıkar giderim evden. Tabi, yalnızlık da bir yere kadar dimi. Eninde sonunda biri tanık oldu incinlığıma. Hiç şikayet etmedi, hiç iğrenir gözle bakmadı. Zaten iğrenilecek bir şey yok evde, sadece incin biraz da tozlu eşyaların üzeri. Ama onun evine kıyasla bir erkek eviydi sonuçta, başka bir kız gelmiş olsa eminim ki hoşlanmazdı evin bu halinden. Açtım televizyonu, sesi hafiften açık, maksat ortamda sessizlik olmasın.
Geçtim kanepeye, kenarına yaslanarak oturdum, o da yanıma geldi kıvrıldı yine dizlerime. Ben televizyona o bana odaklandı. Ellerim yine saçlarına gitti, o ise yine mırıldayan bir kedi.
+Sana sarılıp uyumak istiyorum bu gece...
-...
+Bakma öyle, en iyi tanıdığın yabancıyım sadece.
-Deli yatarım
+Ahtapot gibi yapışırım hareket edemezsin
-Gece sıçrayarak çok uyanırım
+Öperim, okşarım yüzünü uyuturum yine
-Sığmayız buraya ikimiz (eskidende hiç açmazdım ben kanepeyi uyurken. eski şehrimde ki evimde yani. bunda da hiç açmamıştım hatta açılabildiğini merak dahi etmemiştim)
+Açarsak sığarız, sığmazsak üst üste yatarız
-Sarılacaksın yani
+Kaçışın yok
-Pekala (öpücük)
Açtı kanepeyi, kocaman oldu. Kapadı ışıkları, sokuldu yanıma, geçti arkama. Ensemde hissettim nefesini, ürperdim. Sonra kolları sarmaladı beni. Isındım. Bedenimden ziyade ruhum ısındı. Kapadım gözlerimi en sonunda bende, uyumaya çalıştım ama kalbim yine fazla mesai yapıyordu. yavaşlamadı ki gözüme uyku girsin.
Döndüm durdum sağa sola. Bir ara yüzüm Funda'nın yüzüne yapıştı adeta. Pencereden giren hafif ışıkla onu izlerken sakinleştim, ancak daldım uykuya... -
193.
+10Bu hikayenin sonu ne zaman gelecek hiç bir fikrim yok. Gerçekten. Belki bir iki güne biter, belki bir yıl sürer. Çünkü her partın sonunda daha farklı olaylar gelişiyor her ne kadar bağlantılı olsa da partlar. Sıkılmazsam uzun zaman devam edebilirim yazmaya. Sonuna geldiğimizde hikaye ile alakalı çok önemli şeyler paylaşıcam sizinle. tahminler oluştursanız dahi boşa çıkacak hepsi buna eminim. neyse beyler, kısa bir mola. Bir acı kahve ile zehirleyelim damak tadımızı hep beraber hı, ne dersiniz?
-
194.
0Yaz panpa adamın dibisin yıllar sürsün okurum sıkılmadan
-
195.
0Yine bekliyoruz merakla. Hikaye uzun sürebilir. Ama yazabildiğince seri yaz. Başka bişi istemem. He birde şimdiden sonu planladıysan eğer kötü bitirmeyesin sakın!
başlık yok! burası bom boş!