saat gecenin biri veya ikisiydi . üçü de olabilir . dördü olmaması için de herhangi bi sebep yok yani .
zamanlama konusunda emin değilim .
telefonum çaldı . tahir abiydi arayan .
ne oldu abi dedim .
nabıyon la cızbız ? uyuyon mu ? dedi . sesi yakından geliyodu sanki .
yok abi gözlerimi dillendiriyorum sadece
o nasıl oluyo amk
ne bileyim abi ya anlamadım bende
neyse gibtir et , müthiş bi fikrim var deyip başladı anlatmaya yarım saat .
abi bi git ya kafa mı buluyon benle dedim .
ben de onu diyorum işte
off be abi hiç havam yok . yapamam
olum gelmezsen harbi bozuşuruz . senle bi daha oralet bile içmem yeminle

ısrarından vazgeçmeyeceğini anlayıp tamam be abi geliyom dedim .
güzel , her zaman ki yerde buluşalım o zaman deyip kapattı telefonu .

ben kendi odamdan tahir abi de kendi odasından çıkıp salonda buluştuk . tokalaşıp hal hatır sorduk birbirimize .
e napcaz şimdi abi
şevketin yanına gidcez , muhtemelen hala aynı yerdedir
evden çıktık . Şevket abinin çalıştığı balık restorantta gittik . restorantın kapısından geçerken yan tarafta vitrinde duran balıklara takıldı gözüm . tahir abi restorantın içine girip şevket abinin yanına gitti . vitrinde
levrek , kalamar , palamut , alabalık , sazan , karides ve çupra vardı .
çuprayı görünce gülmeye başladım . biraz daha yakından inceleyip kahkahayı bastım . kafası , pörtlek gözleri , vücut yapısı kahkahaya boğuyordu beni . ben gülmekten kırıldığım esnada , şevket ve tahir abi geldi yanıma .
ne gülüyon lan yapraam dedi şevket abi .
abi şu balığın tipine amk hahahaha
olum gibtir git deli misin
tahir abi , sen de bi yakından bak gözünü seveyim
tahir abi gözünü vitrine yakınlaştırıp çuprayı inceledi . birkaç saniye sessizlikten sonra gülmeye başladı .
harbi lan komikmiş amk , şevket sen de baksana hahahaha
olum gibtirin gidin işimiz var amk ya dedi şevket abi .
çupra biraz hareketenir gibi olunca abi yaşıyor bu dedim .
yaşayacak tabi amk deniz ürünü bu dedi şevket abi .
tam restorandan çıkacağımız esnada bi dakka abiler aklıma bişey geldi deyip yanda ki çöp kutusunu gittim .
abi bıçağınız var mı dedim . şevket abi verdi bıçağını . çöp kutusunda ki 2,5 litrelik cola şişesinin 4 te 1 lik kısmını kesip içine su doldurdum .
vetrafıma bakındım kimse var mı diye . etraf sakinleşince vitrinin cdıbını açıp çuprayı elimle aldığım gibi şişeye koydum . suyu görünce daha da canlandı hayvan . olum yapma işten attırcan beni dedi şevket abi .
bişey olmaz hadi hemen gidelim dedim .
restoranttan çıkıp yola koyulduk .şimdi fazilet ninenin evine gidip bahçesinde kazı yapcaz dedi tahir abi .
istihbaratı kimden aldın dedi şevket abi .
benim arkeolog arkadaşım haşim söyledi . o kadının evi 250 yıllık , evinin bulunduğu yer 1000 yıllık . bahçede tarihi iskeletler var . daha önce kazı yapmışlar orda ama sadece vücutları bulabilmişler . kafaları bulamamışlar . bahçede toplam 3 kafa var . her biri nerden baksan 1 milyon tl eder . ama biz kaçak ticaret yapcagımızdan %25 pay alcaz . buda her birimize 250 bin tl düşeceği anldıbına geliyor , zengin olcaz amk .

tahir abinin söyledikleri bizi heyecanlandırmıştı .

elimde tutuğum şişeye şişede ki çupraya bakarak gülmeye devam ettim ben . tahir abi de bazen bakıp kahkahayı patlıyordu .
3 maceraperest fazilet teyzenin evine doğru yola koyulduk .
kafaları bulmak için .