1. 301.
    -2
    başlık gibertme işlemi başladı
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘... ] %1
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘... ] %8 başlık gibertme işlemi devam ediyor...
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘... ] %8 başlık gibertme işlemi devam ediyor...
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %37 başlık gibertme işlemi devam ediyor. bir grup liseli tespit edildi!
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %39 başlık gibertme işlemi devam ediyor. liseliler arındırıldı...
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %65 başlık gibertme işlemi devam ediyor. .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %80 başlık gibertme işlemi devam ediyor.
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %85 başlık gibertme işlemi devam ediyor. dikkat liseliler tesbit edildi!

    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘.] %97 başlık gibertme işlemi devam ediyor. liseliler bi tak yiyemedi...

    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘] %100 başlık gibertme işlemi tamamlandı.

    küfürler alınıyor...
    beddualar alınıyor...
    eksi oylar alınıyor...

    işlem tamamladı.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 302.
    -3
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘... ] %8 başlık gibertme işlemi devam ediyor...
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %37 başlık gibertme işlemi devam ediyor. bir grup liseli tespit edildi!
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %39 başlık gibertme işlemi devam ediyor. liseliler arındırıldı...
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %65 başlık gibertme işlemi devam ediyor. .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %80 başlık gibertme işlemi devam ediyor.
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %85 başlık gibertme işlemi devam ediyor. dikkat liseliler tesbit edildi!

    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘.] %97 başlık gibertme işlemi devam ediyor. liseliler bi tak yiyemedi...

    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘] %100 başlık gibertme işlemi tamamlandı.

    küfürler alınıyor...
    beddualar alınıyor...
    eksi oylar alınıyor...

    işlem tamamladı.
    eksi oylar alınıyor...
    başlık gibertme işlemi başladı
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘... ] %1
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘... ] %8 başlık gibertme işlemi devam ediyor...
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘... ] %8 başlık gibertme işlemi devam ediyor...
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %37 başlık gibertme işlemi devam ediyor. bir grup liseli tespit edildi!
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %39 başlık gibertme işlemi devam ediyor. liseliler arındırıldı...
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %65 başlık gibertme işlemi devam ediyor. .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %80 başlık gibertme işlemi devam ediyor.
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘... ] %85 başlık gibertme işlemi devam ediyor. dikkat liseliler tesbit edildi!

    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘.] %97 başlık gibertme işlemi devam ediyor. liseliler bi tak yiyemedi...

    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    başlık gibertme işlemi devam ediyor [◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘◘] %100 başlık gibertme işlemi tamamlandı.

    küfürler alınıyor...
    beddualar alınıyor...
    eksi oylar alınıyor...

    işlem tamamladı.
    işlem tamamladı.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 303.
    0
    Annen anlatsın o bilir xde xde
    ···
  4. 304.
    0
    Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve DNA (yeşil)
    Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. Sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. Sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. Canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. Protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

    Büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. Sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. Bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. içinde bulunan genel organeller şunlardır:

    endoplazmik retikulum
    mitokondri
    lizozom
    ribozom
    golgi aygıtı
    plastitler
    kloroplast
    koful
    Çekirdek[değiştir | kaynağı değiştir]
    Ana madde: Hücre çekirdeği
    Hücre çekirdeği yani Nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. Hücreyi yönetir. Çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. Çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. Nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. işlevi hücrenin yaşdıbını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. Çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. Çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. Çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. Rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

    Organeller[değiştir | kaynağı değiştir]
    Vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. Organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup Türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. Türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)

    Özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. Organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. Bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

    Mitokondri[değiştir | kaynağı değiştir]
    Ana madde: Mitokondri
    2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. Sosis veya çomak biçimindedir. Mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs döngüsü) burada gerçekleşir. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir.

    Lizozomlar[değiştir | kaynağı değiştir]
    Ana madde: Lizozom
    Hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. Birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    Golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    Ana madde: Golgi aygıtı
    Golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. Asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. Paketleme ve salgı görevi yapar. Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. Örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. Golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. Açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir. Enerji üretir oksijenli solunum yapar. Enerji üretmekte kullanılır. Hücre dışında salgı yapar.

    Endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    Ana madde: Endoplazmik retikulum
    Sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. Üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. Granüllü E.R üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz E.R ise yağ sentezi yapar. Ayrıca besin depo etmez

    Koful (Vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    Ana madde: Koful
    Kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. Genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    Ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    Ana madde: Ribozom
    Ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. Hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    Hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    Yapı Prokaryot Hücre Bitki Hücresice of cork. Robert Hooke
    Tümünü Göster
    ···
  5. 305.
    0
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

    büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. içinde bulunan genel organeller şunlardır:

    endoplazmik retikulum
    mitokondri
    lizozom
    ribozom
    golgi aygıtı
    plastitler
    kloroplast
    koful
    çekirdek[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: hücre çekirdeği
    hücre çekirdeği yani nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. hücreyi yönetir. çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. işlevi hücrenin yaşdıbını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

    organeller[değiştir | kaynağı değiştir]
    vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)

    özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

    mitokondri[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: mitokondri
    2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. sosis veya çomak biçimindedir. mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. hücre solunumunun sitrik asit devri (krebs döngüsü) burada gerçekleşir. organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir.

    lizozomlar[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: lizozom
    hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: golgi aygıtı
    golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. genellikle çekirdeğe yakındır. bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. paketleme ve salgı görevi yapar. salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir. enerji üretir oksijenli solunum yapar. enerji üretmekte kullanılır. hücre dışında salgı yapar.

    endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: endoplazmik retikulum
    sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. granüllü e.r üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz e.r ise yağ sentezi yapar. ayrıca besin depo etmez

    koful (vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: koful
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    Tümünü Göster
    ···
  6. 306.
    0
    reserved
    ···
  7. 307.
    0
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

    büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. içinde bulunan genel organeller şunlardır:

    endoplazmik retikulum
    mitokondri
    lizozom
    ribozom
    golgi aygıtı
    plastitler
    kloroplast
    koful
    çekirdek[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: hücre çekirdeği
    hücre çekirdeği yani nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. hücreyi yönetir. çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. işlevi hücrenin yaşdıbını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

    organeller[değiştir | kaynağı değiştir]
    vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)

    özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

    mitokondri[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: mitokondri
    2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. sosis veya çomak biçimindedir. mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. hücre solunumunun sitrik asit devri (krebs döngüsü) burada gerçekleşir. organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir.

    lizozomlar[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: lizozom
    hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: golgi aygıtı
    golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. genellikle çekirdeğe yakındır. bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. paketleme ve salgı görevi yapar. salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir. enerji üretir oksijenli solunum yapar. enerji üretmekte kullanılır. hücre dışında salgı yapar.

    endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: endoplazmik retikulum
    sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. granüllü e.r üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz e.r ise yağ sentezi yapar. ayrıca besin depo etmez

    koful (vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: koful
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    v
    Tümünü Göster
    ···
  8. 308.
    0
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

    büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. içinde bulunan genel organeller şunlardır:

    endoplazmik retikulum
    mitokondri
    lizozom
    ribozom
    golgi aygıtı
    plastitler
    kloroplast
    koful
    çekirdek[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: hücre çekirdeği
    hücre çekirdeği yani nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. hücreyi yönetir. çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. işlevi hücrenin yaşdıbını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

    organeller[değiştir | kaynağı değiştir]
    vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)

    özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

    mitokondri[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: mitokondri
    2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. sosis veya çomak biçimindedir. mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. hücre solunumunun sitrik asit devri (krebs döngüsü) burada gerçekleşir. organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir.

    lizozomlar[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: lizozom
    hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: golgi aygıtı
    golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. genellikle çekirdeğe yakındır. bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. paketleme ve salgı görevi yapar. salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir. enerji üretir oksijenli solunum yapar. enerji üretmekte kullanılır. hücre dışında salgı yapar.

    endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: endoplazmik retikulum
    sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. granüllü e.r üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz e.r ise yağ sentezi yapar. ayrıca besin depo etmez

    koful (vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: koful
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    Tümünü Göster
    ···
  9. 309.
    0
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hütarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

    büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. içinde bulunan genel organeller şunlardır:

    endoplazmik retikulum
    mitokondri
    lizozom
    ribozom
    golgi aygıtı
    plastitler
    kloroplast
    koful
    çekirdek[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: hücre çekirdeği
    hücre çekirdeği yani nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. hücreyi yönetir. çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. işlevi hücrenin yaşdıbını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

    organeller[değiştir | kaynağı değiştir]
    vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)

    özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

    mitokondri[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: mitokondri
    2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. sosis veya çomak biçimindedir. mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. hücre solunumunun sitrik asit devri (krebs döngüsü) burada gerçekleşir. organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir.

    lizozomlar[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: lizozom
    hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: golgi aygıtı
    golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. genellikle çekirdeğe yakındır. bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. paketleme ve salgı görevi yapar. salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir. enerji üretir oksijenli solunum yapar. enerji üretmekte kullanılır. hücre dışında salgı yapar.

    endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: endoplazmik retikulum
    sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. granüllü e.r üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz e.r ise yağ sentezi yapar. ayrıca besin depo etmez

    koful (vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: koful
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    Tümünü Göster
    ···
  10. 310.
    0
    dıbına koycam senin bekleee voyvoda giberrr
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hüc
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

    büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. içinde bulunan genel organeller şunlardır:

    endoplazmik retikulum
    mitokondri
    lizozom
    ribozom
    golgi aygıtı
    plastitler
    kloroplast
    koful
    çekirdek[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: hücre çekirdeği
    hücre çekirdeği yani nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. hücreyi yönetir. çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. işlevi hücrenin yaşdıbını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

    organeller[değiştir | kaynağı değiştir]
    vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)

    özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

    mitokondri[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: mitokondri
    2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. sosis veya çomak biçimindedir. mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. hücre solunumunun sitrik asit devri (krebs döngüsü) burada gerçekleşir. organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir.

    lizozomlar[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: lizozom
    hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: golgi aygıtı
    golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. genellikle çekirdeğe yakındır. bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. paketleme ve salgı görevi yapar. salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir. enerji üretir oksijenli solunum yapar. enerji üretmekte kullanılır. hücre dışında salgı yapar.

    endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: endoplazmik retikulum
    sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. granüllü e.r üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz e.r ise yağ sentezi yapar. ayrıca besin depo etmez

    koful (vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: koful
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    Tümünü Göster
    ···
  11. 311.
    0
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

    büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. içinde bulunan genel organeller şunlardır:

    endoplazmik retikulum
    mitokondri
    lizozom
    ribozom
    golgi aygıtı
    plastitler
    kloroplast
    koful
    çekirdek[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: hücre çekirdeği
    hücre çekirdeği yani nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. hücreyi yönetir. çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. işlevi hücrenin yaşdıbını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

    organeller[değiştir | kaynağı değiştir]
    vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)

    özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

    mitokondri[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: mitokondri
    2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. sosis veya çomak biçimindedir. mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. hücre solunumunun sitrik asit devri (krebs döngüsü) burada gerçekleşir. organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir.

    lizozomlar[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: lizozom
    hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: golgi aygıtı
    golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. genellikle çekirdeğe yakındır. bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. paketleme ve salgı görevi yapar. salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir. enerji üretir oksijenli solunum yapar. enerji üretmekte kullanılır. hücre dışında salgı yapar.

    endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: endoplazmik retikulum
    sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. granüllü e.r üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz e.r ise yağ sentezi yapar. ayrıca besin depo etmez

    koful (vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: koful
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    Tümünü Göster
    ···
  12. 312.
    0
    cc voyvodareyiz cc
    ···
  13. 313.
    0
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)

    ğiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: lizozom
    hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: golgi aygıtı
    golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. genellikle çekirdeğe yakındır. bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. paketleme ve salgı görevi yapar. salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir. enerji üretir oksijenli solunum yapar. enerji üretmekte kullanılır. hücre dışında salgı yapar.

    endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: endoplazmik retikulum
    sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. granüllü e.r üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz e.r ise yağ sentezi yapar. ayrıca besin depo etmez

    koful (vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: koful
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    ve dna (yeşil)
    hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.

    büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidal yapıdadır. sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. içinde bulunan genel organeller şunlardır:

    endoplazmik retikulum
    mitokondri
    lizozom
    ribozom
    golgi aygıtı
    plastitler
    kloroplast
    koful
    çekirdek[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: hücre çekirdeği
    hücre çekirdeği yani nükleus, tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir. hücreyi yönetir. çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. işlevi hücrenin yaşdıbını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir. çekirdek ölecek olursa, hücre de ölür. çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır. rolü görevi hücre bölmesi olduğu için çekirdek çok önemlidir...

    organeller[değiştir | kaynağı değiştir]
    vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)

    özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. bazı hücrebilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.

    mitokondri[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: mitokondri
    2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. sosis veya çomak biçimindedir. mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. hücre solunumunun sitrik asit devri (krebs döngüsü) burada gerçekleşir. organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir.

    lizozomlar[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: lizozom
    hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak ekgib olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar. birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.

    golgi cisimciği[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: golgi aygıtı
    golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. genellikle çekirdeğe yakındır. bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. paketleme ve salgı görevi yapar. salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. örnegin; ter bezlerinden ter, bunlar gibi örnekler. golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. açığa çıkan enerji burada atp şekline çevrilir. enerji üretir oksijenli solunum yapar. enerji üretmekte kullanılır. hücre dışında salgı yapar.

    endoplazmik retikulum[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: endoplazmik retikulum
    sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. üzerinde ribozom bulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir. granüllü e.r üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz e.r ise yağ sentezi yapar. ayrıca besin depo etmez

    koful (vakuol)[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: koful
    kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.

    ribozom[değiştir | kaynağı değiştir]
    ana madde: ribozom
    ribozomlar hücre içi protein sentezler. hücre içindeki en küçük organeldir. hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.

    hücrelerdeki farklı ve benzer yapılar[değiştir | kaynağı değiştir]
    yapı prokaryot hücre bitki hücresice of cork. robert hooke
    Tümünü Göster
    ···
  14. 314.
    0
    Daha yüksek derecede gelişmiş canlılarda, sözgelimi yosun hayvanlarında, iplikkurtlarında ve tekerlekli-kurtlarda, sıvılar ilkel orta boşluk (psödosölom) içinde, genellikle beden hareketleriyle hareket ettirilir. Bazı ilkel yumuşakçalarda, orta boşluk, gerçek kalbin bir ön taslağı sayılabilecek kalp zarı boşluğu olarak işlev görür. Bu boşluk kanallar aracılığıyla üreme bezlerine ve böbreklere bağlıdır.

    tanımlanabilir. Bununla birlikte, söz konusu denklem, akışkanın Newton tanımına uyan gerçek bir akışkan olduğunu kabul eder; oysa kan böyle bir akışkan değildir; denklem aynı zamanda boruların katı olduğunu varsayar; oysa kan damarlarının çeperleri katı değildir; ayrıca denklem akışkanın ağdalılığının değişmez olduğunu kabul eder; oysa kanın ağdalılığı değişmez değildir. Gene de, kan akışının denetimi konusunda yaklaşık da olsa bilgi edinmek bakımından, Poiseuiile denklemi yararlıdır. Kanın büyük ve orta büyüklükteki akışı, nabızla yansır. Nabız kılcaldamarların atardamar uçlarında söner ve zor farkedilecek bir duruma gelir. Fizyologlar, kan damarları içindeki akışı ve basınç vurusunun iletimini tanımlayan ayrıntılı kuramlar geliştirmişlerdir ve dirençli öğelerin, özellikle de atardamarcıkların etkisi çok iyi anlaşılmıştır.

    Kan dolaşımının denetimi[değiştir | kaynağı değiştir]
    Basınç-akış ilişkisi, kan dolaşımı denetiminin temelini oluşturur. Dolaşımın bütün denetimi, kalp kası ya da atardamarcık düz kası tarafından sağlanır. Kalp verimi, öncelikle kalp hızıyla, atardamar basıncı kalp verimiyle ve çevresel dirençle, yerel doku ağları içinden kanın akışıyla, atardamar kasılması ya da gevşemesiyle denetlenir.

    Kalp kası ve dolaşım sisteminin düz kasları, beynin soğaniliğinde bulunan kalp damar merkezlerinden çıkan sinirler tarafından denetlenir.

    Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    M.Ö. 4. yüzyılda, kalbin kapakçıkları Hippokrat okuluna bağlı bir hekim tarafından keşfedilmiştir. Fakat, kapakçıkların görevi o dönemlerde anlaşılamamıştır. Ölümden sonra, kan venlerde (toplardamar) toplandığından, arterler (atardamar) boş görünür. Bu nedenle antik anatomistler bu damarların hava ile dolu olduğunu düşünmüş ve bu damarların hava dağıtma görevine sahip olduğu kanısına varmışlardı.

    Herofilus venler ile arterleri ayırsa da, nabzın doğrudan arterlerin bir özelliği olduğu düşünmüştür. Erasistratus yaşam sırasında kesildiklerinde arterlerin kanadığını gözlemlemiştir. Buradan da arterlerden kaçan (çıkan) havanın yerini kanın, venler ile arterler arasındaki küçük damarlar aracılığıyla, doldurduğunu düşünmüştür. Böylece kan akışını ters olarak düşünse de, ilk kez kılcal damar fikrini ortaya atmıştır.

    M.S. 2. yüzyılda Yunan hekim Galen kan damarlarının kan taşıdığını bilmekteydi ve venöz (koyu kırmızı) ve arteriyel (açık kırmızı ve daha duru) kanı tanımlamış, görevlerinin farklı ve ayrı olduğunu belirtmişti. Büyüme ve enerji, karaciğerde kilüsten oluştuğuna inandığı venöz kanın özellikleriyken, arteriyel kan kalpten gelmekteydi ve hava içerdiği için canlılık vermekteydi. Kan oluştuğu (yaratıldığı/üretildiği) yerlerden vücudun tüm bölümlerine akar ve buralarda tüketilirdi. Kalbe veya karaciğere giden kanın geri dönüşü yoktu. Kalp kanı pompalamadığı gibi, kalbin hareketi diyastol sırasında kanı emmekteydi ve kan arterlerin (kendi) nabızları sayesinde hareket etmekteydi. Ayrıca, Galen arteriyel kanın, venöz kanın sol karıncıktan sağa 'gözenekler' yardımıyla geçmesi ve havanın da akciğerlerden pulmoner arter yoluyla kalbin sol tarafına geçmesi sonucu oluştuğunu düşünmekteydi. Arteriyel kan oluştuğu sırada 'isli' (duman rengi) buharların oluştuğunu ve bunların yine pulmoner arter yardımıyla, dışarı verilmesi için, akciğerlere geçtiğini de düşünmüştür.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 315.
    0
    aha yüksek derecede gelişmiş canlılarda, sözgelimi yosun hayvanlarında, iplikkurtlarında ve tekerlekli-kurtlarda, sıvılar ilkel orta boşluk (psödosölom) içinde, genellikle beden hareketleriyle hareket ettirilir. bazı ilkel yumuşakçalarda, orta boşluk, gerçek kalbin bir ön taslağı sayılabilecek kalp zarı boşluğu olarak işlev görür. bu boşluk kanallar aracılığıyla üreme bezlerine ve böbreklere bağlıdır.

    tanımlanabilir. bununla birlikte, söz konusu denklem, akışkanın newton tanımına uyan gerçek bir akışkan olduğunu kabul eder; oysa kan böyle bir akışkan değildir; denklem aynı zamanda boruların katı olduğunu varsayar; oysa kan damarlarının çeperleri katı değildir; ayrıca denklem akışkanın ağdalılığının değişmez olduğunu kabul eder; oysa kanın ağdalılığı değişmez değildir. gene de, kan akışının denetimi konusunda yaklaşık da olsa bilgi edinmek bakımından, poiseuiile denklemi yararlıdır. kanın büyük ve orta büyüklükteki akışı, nabızla yansır. nabız kılcaldamarların atardamar uçlarında söner ve zor farkedilecek bir duruma gelir. fizyologlar, kan damarları içindeki akışı ve basınç vurusunun iletimini tanımlayan ayrıntılı kuramlar geliştirmişlerdir ve dirençli öğelerin, özellikle de atardamarcıkların etkisi çok iyi anlaşılmıştır.

    kan dolaşımının denetimi[değiştir | kaynağı değiştir]
    basınç-akış ilişkisi, kan dolaşımı denetiminin temelini oluşturur. dolaşımın bütün denetimi, kalp kası ya da atardamarcık düz kası tarafından sağlanır. kalp verimi, öncelikle kalp hızıyla, atardamar basıncı kalp verimiyle ve çevresel dirençle, yerel doku ağları içinden kanın akışıyla, atardamar kasılması ya da gevşemesiyle denetlenir.

    kalp kası ve dolaşım sisteminin düz kasları, beynin soğaniliğinde bulunan kalp damar merkezlerinden çıkan sinirler tarafından denetlenir.

    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    m.ö. 4. yüzyılda, kalbin kapakçıkları hippokrat okuluna bağlı bir hekim tarafından keşfedilmiştir. fakat, kapakçıkların görevi o dönemlerde anlaşılamamıştır. ölümden sonra, kan venlerde (toplardamar) toplandığından, arterler (atardamar) boş görünür. bu nedenle antik anatomistler bu damarların hava ile dolu olduğunu düşünmüş ve bu damarların hava dağıtma görevine sahip olduğu kanısına varmışlardı.

    herofilus venler ile arterleri ayırsa da, nabzın doğrudan arterlerin bir özelliği olduğu düşünmüştür. erasistratus yaşam sırasında kesildiklerinde arterlerin kanadığını gözlemlemiştir. buradan da arterlerden kaçan (çıkan) havanın yerini kanın, venler ile arterler arasındaki küçük damarlar aracılığıyla, doldurduğunu düşünmüştür. böylece kan akışını ters olarak düşünse de, ilk kez kılcal damar fikrini ortaya atmıştır.

    m.s. 2. yüzyılda yunan hekim galen kan damarlarının kan taşıdığını bilmekteydi ve venöz (koyu kırmızı) ve arteriyel (açık kırmızı ve daha duru) kanı tanımlamış, görevlerinin farklı ve ayrı olduğunu belirtmişti. büyüme ve enerji, karaciğerde kilüsten oluştuğuna inandığı venöz kanın özellikleriyken, arteriyel kan kalpten gelmekteydi ve hava içerdiği için canlılık vermekteydi. kan oluştuğu (yaratıldığı/üretildiği) yerlerden vücudun tüm bölümlerine akar ve buralarda tüketilirdi. kalbe veya karaciğere giden kanın geri dönüşü yoktu. kalp kanı pompalamadığı gibi, kalbin hareketi diyastol sırasında kanı emmekteydi ve kan arterlerin (kendi) nabızları sayesinde hareket etmekteydi. ayrıca, galen arteriyel kanın, venöz kanın sol karıncıktan sağa 'gözenekler' yardımıyla geçmesi ve havanın da akciğerlerden pulmoner arter yoluyla kalbin sol tarafına geçmesi sonucu oluştuğunu düşünmekteydi. arteriyel kan oluştuğu sırada 'isli' (duman rengi) buharların oluştuğunu ve bunların yine pulmoner arter yardımıyla, dışarı verilmesi için, akciğerlere geçtiğini de düşünmüştür.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 316.
    0
    aha yüksek derecede gelişmiş canlılarda, sözgelimi yosun hayvanlarında, iplikkurtlarında ve tekerlekli-kurtlarda, sıvılar ilkel orta boşluk (psödosölom) içinde, genellikle beden hareketleriyle hareket ettirilir. bazı ilkel yumuşakçalarda, orta boşluk, gerçek kalbin bir ön taslağı sayılabilecek kalp zarı boşluğu olarak işlev görür. bu boşluk kanallar aracılığıyla üreme bezlerine ve böbreklere bağlıdır.

    tanımlanabilir. bununla birlikte, söz konusu denklem, akışkanın newton tanımına uyan gerçek bir akışkan olduğunu kabul eder; oysa kan böyle bir akışkan değildir; denklem aynı zamanda boruların katı olduğunu varsayar; oysa kan damarlarının çeperleri katı değildir; ayrıca denklem akışkanın ağdalılığının değişmez olduğunu kabul eder; oysa kanın ağdalılığı değişmez değildir. gene de, kan akışının denetimi konusunda yaklaşık da olsa bilgi edinmek bakımından, poiseuiile denklemi yararlıdır. kanın büyük ve orta büyüklükteki akışı, nabızla yansır. nabız kılcaldamarların atardamar uçlarında söner ve zor farkedilecek bir duruma gelir. fizyologlar, kan damarları içindeki akışı ve basınç vurusunun iletimini tanımlayan ayrıntılı kuramlar geliştirmişlerdir ve dirençli öğelerin, özellikle de atardamarcıkların etkisi çok iyi anlaşılmıştır.

    kan dolaşımının denetimi[değiştir | kaynağı değiştir]
    basınç-akış ilişkisi, kan dolaşımı denetiminin temelini oluşturur. dolaşımın bütün denetimi, kalp kası ya da atardamarcık düz kası tarafından sağlanır. kalp verimi, öncelikle kalp hızıyla, atardamar basıncı kalp verimiyle ve çevresel dirençle, yerel doku ağları içinden kanın akışıyla, atardamar kasılması ya da gevşemesiyle denetlenir.

    kalp kası ve dolaşım sisteminin düz kasları, beynin soğaniliğinde bulunan kalp damar merkezlerinden çıkan sinirler tarafından denetlenir.

    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    m.ö. 4. yüzyılda, kalbin kapakçıkları hippokrat okuluna bağlı bir hekim tarafından keşfedilmiştir. fakat, kapakçıkların görevi o dönemlerde anlaşılamamıştır. ölümden sonra, kan venlerde (toplardamar) toplandığından, arterler (atardamar) boş görünür. bu nedenle antik anatomistler bu damarların hava ile dolu olduğunu düşünmüş ve bu damarların hava dağıtma görevine sahip olduğu kanısına varmışlardı.

    herofilus venler ile arterleri ayırsa da, nabzın doğrudan arterlerin bir özelliği olduğu düşünmüştür. erasistratus yaşam sırasında kesildiklerinde arterlerin kanadığını gözlemlemiştir. buradan da arterlerden kaçan (çıkan) havanın yerini kanın, venler ile arterler arasındaki küçük damarlar aracılığıyla, doldurduğunu düşünmüştür. böylece kan akışını ters olarak düşünse de, ilk kez kılcal damar fikrini ortaya atmıştır.

    m.s. 2. yüzyılda yunan hekim galen kan damarlarının kan taşıdığını bilmekteydi ve venöz (koyu kırmızı) ve arteriyel (açık kırmızı ve daha duru) kanı tanımlamış, görevlerinin farklı ve ayrı olduğunu belirtmişti. büyüme ve enerji, karaciğerde kilüsten oluştuğuna inandığı venöz kanın özellikleriyken, arteriyel kan kalpten gelmekteydi ve hava içerdiği için canlılık vermekteydi. kan oluştuğu (yaratıldığı/üretildiği) yerlerden vücudun tüm bölümlerine akar ve buralarda tüketilirdi. kalbe veya karaciğere giden kanın geri dönüşü yoktu. kalp kanı pompalamadığı gibi, kalbin hareketi diyastol sırasında kanı emmekteydi ve kan arterlerin (kendi) nabızları sayesinde hareket etmekteydi. ayrıca, galen arteriyel kanın, venöz kanın sol karıncıktan sağa 'gözenekler' yardımıyla geçmesi ve havanın da akciğerlerden pulmoner arter yoluyla kalbin sol tarafına geçmesi sonucu oluştuğunu düşünmekteydi. arteriyel kan oluştuğu sırada 'isli' (duman rengi) buharların oluştuğunu ve bunların yine pulmoner arter yardımıyla, dışarı verilmesi için, akciğerlere geçtiğini de düşünmüştür.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 317.
    0
    aha yüksek derecede gelişmiş canlılarda, sözgelimi yosun hayvanlarında, iplikkurtlarında ve tekerlekli-kurtlarda, sıvılar ilkel orta boşluk (psödosölom) içinde, genellikle beden hareketleriyle hareket ettirilir. bazı ilkel yumuşakçalarda, orta boşluk, gerçek kalbin bir ön taslağı sayılabilecek kalp zarı boşluğu olarak işlev görür. bu boşluk kanallar aracılığıyla üreme bezlerine ve böbreklere bağlıdır.

    tanımlanabilir. bununla birlikte, söz konusu denklem, akışkanın newton tanımına uyan gerçek bir akışkan olduğunu kabul eder; oysa kan böyle bir akışkan değildir; denklem aynı zamanda boruların katı olduğunu varsayar; oysa kan damarlarının çeperleri katı değildir; ayrıca denklem akışkanın ağdalılığının değişmez olduğunu kabul eder; oysa kanın ağdalılığı değişmez değildir. gene de, kan akışının denetimi konusunda yaklaşık da olsa bilgi edinmek bakımından, poiseuiile denklemi yararlıdır. kanın büyük ve orta büyüklükteki akışı, nabızla yansır. nabız kılcaldamarların atardamar uçlarında söner ve zor farkedilecek bir duruma gelir. fizyologlar, kan damarları içindeki akışı ve basınç vurusunun iletimini tanımlayan ayrıntılı kuramlar geliştirmişlerdir ve dirençli öğelerin, özellikle de atardamarcıkların etkisi çok iyi anlaşılmıştır.

    kan dolaşımının denetimi[değiştir | kaynağı değiştir]
    basınç-akış ilişkisi, kan dolaşımı denetiminin temelini oluşturur. dolaşımın bütün denetimi, kalp kası ya da atardamarcık düz kası tarafından sağlanır. kalp verimi, öncelikle kalp hızıyla, atardamar basıncı kalp verimiyle ve çevresel dirençle, yerel doku ağları içinden kanın akışıyla, atardamar kasılması ya da gevşemesiyle denetlenir.

    kalp kası ve dolaşım sisteminin düz kasları, beynin soğaniliğinde bulunan kalp damar merkezlerinden çıkan sinirler tarafından denetlenir.

    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    m.ö. 4. yüzyılda, kalbin kapakçıkları hippokrat okuluna bağlı bir hekim tarafından keşfedilmiştir. fakat, kapakçıkların görevi o dönemlerde anlaşılamamıştır. ölümden sonra, kan venlerde (toplardamar) toplandığından, arterler (atardamar) boş görünür. bu nedenle antik anatomistler bu damarların hava ile dolu olduğunu düşünmüş ve bu damarların hava dağıtma görevine sahip olduğu kanısına varmışlardı.

    herofilus venler ile arterleri ayırsa da, nabzın doğrudan arterlerin bir özelliği olduğu düşünmüştür. erasistratus yaşam sırasında kesildiklerinde arterlerin kanadığını gözlemlemiştir. buradan da arterlerden kaçan (çıkan) havanın yerini kanın, venler ile arterler arasındaki küçük damarlar aracılığıyla, doldurduğunu düşünmüştür. böylece kan akışını ters olarak düşünse de, ilk kez kılcal damar fikrini ortaya atmıştır.

    m.s. 2. yüzyılda yunan hekim galen kan damarlarının kan taşıdığını bilmekteydi ve venöz (koyu kırmızı) ve arteriyel (açık kırmızı ve daha duru) kanı tanımlamış, görevlerinin farklı ve ayrı olduğunu belirtmişti. büyüme ve enerji, karaciğerde kilüsten oluştuğuna inandığı venöz kanın özellikleriyken, arteriyel kan kalpten gelmekteydi ve hava içerdiği için canlılık vermekteydi. kan oluştuğu (yaratıldığı/üretildiği) yerlerden vücudun tüm bölümlerine akar ve buralarda tüketilirdi. kalbe veya karaciğere giden kanın geri dönüşü yoktu. kalp kanı pompalamadığı gibi, kalbin hareketi diyastol sırasında kanı emmekteydi ve kan arterlerin (kendi) nabızları sayesinde hareket etmekteydi. ayrıca, galen arteriyel kanın, venöz kanın sol karıncıktan sağa 'gözenekler' yardımıyla geçmesi ve havanın da akciğerlerden pulmoner arter yoluyla kalbin sol tarafına geçmesi sonucu oluştuğunu düşünmekteydi. arteriyel kan oluştuğu sırada 'isli' (duman rengi) buharların oluştuğunu ve bunların yine pulmoner arter yardımıyla, dışarı verilmesi için, akciğerlere geçtiğini de düşünmüştür.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 318.
    0
    aha yüksek derecede gelişmiş canlılarda, sözgelimi yosun hayvanlarında, iplikkurtlarında ve tekerlekli-kurtlarda, sıvılar ilkel orta boşluk (psödosölom) içinde, genellikle beden hareketleriyle hareket ettirilir. bazı ilkel yumuşakçalarda, orta boşluk, gerçek kalbin bir ön taslağı sayılabilecek kalp zarı boşluğu olarak işlev görür. bu boşluk kanallar aracılığıyla üreme bezlerine ve böbreklere bağlıdır.

    tanımlanabilir. bununla birlikte, söz konusu denklem, akışkanın newton tanımına uyan gerçek bir akışkan olduğunu kabul eder; oysa kan böyle bir akışkan değildir; denklem aynı zamanda boruların katı olduğunu varsayar; oysa kan damarlarının çeperleri katı değildir; ayrıca denklem akışkanın ağdalılığının değişmez olduğunu kabul eder; oysa kanın ağdalılığı değişmez değildir. gene de, kan akışının denetimi konusunda yaklaşık da olsa bilgi edinmek bakımından, poiseuiile denklemi yararlıdır. kanın büyük ve orta büyüklükteki akışı, nabızla yansır. nabız kılcaldamarların atardamar uçlarında söner ve zor farkedilecek bir duruma gelir. fizyologlar, kan damarları içindeki akışı ve basınç vurusunun iletimini tanımlayan ayrıntılı kuramlar geliştirmişlerdir ve dirençli öğelerin, özellikle de atardamarcıkların etkisi çok iyi anlaşılmıştır.

    kan dolaşımının denetimi[değiştir | kaynağı değiştir]
    basınç-akış ilişkisi, kan dolaşımı denetiminin temelini oluşturur. dolaşımın bütün denetimi, kalp kası ya da atardamarcık düz kası tarafından sağlanır. kalp verimi, öncelikle kalp hızıyla, atardamar basıncı kalp verimiyle ve çevresel dirençle, yerel doku ağları içinden kanın akışıyla, atardamar kasılması ya da gevşemesiyle denetlenir.

    kalp kası ve dolaşım sisteminin düz kasları, beynin soğaniliğinde bulunan kalp damar merkezlerinden çıkan sinirler tarafından denetlenir.

    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    m.ö. 4. yüzyılda, kalbin kapakçıkları hippokrat okuluna bağlı bir hekim tarafından keşfedilmiştir. fakat, kapakçıkların görevi o dönemlerde anlaşılamamıştır. ölümden sonra, kan venlerde (toplardamar) toplandığından, arterler (atardamar) boş görünür. bu nedenle antik anatomistler bu damarların hava ile dolu olduğunu düşünmüş ve bu damarların hava dağıtma görevine sahip olduğu kanısına varmışlardı.

    herofilus venler ile arterleri ayırsa da, nabzın doğrudan arterlerin bir özelliği olduğu düşünmüştür. erasistratus yaşam sırasında kesildiklerinde arterlerin kanadığını gözlemlemiştir. buradan da arterlerden kaçan (çıkan) havanın yerini kanın, venler ile arterler arasındaki küçük damarlar aracılığıyla, doldurduğunu düşünmüştür. böylece kan akışını ters olarak düşünse de, ilk kez kılcal damar fikrini ortaya atmıştır.

    m.s. 2. yüzyılda yunan hekim galen kan damarlarının kan taşıdığını bilmekteydi ve venöz (koyu kırmızı) ve arteriyel (açık kırmızı ve daha duru) kanı tanımlamış, görevlerinin farklı ve ayrı olduğunu belirtmişti. büyüme ve enerji, karaciğerde kilüsten oluştuğuna inandığı venöz kanın özellikleriyken, arteriyel kan kalpten gelmekteydi ve hava içerdiği için canlılık vermekteydi. kan oluştuğu (yaratıldığı/üretildiği) yerlerden vücudun tüm bölümlerine akar ve buralarda tüketilirdi. kalbe veya karaciğere giden kanın geri dönüşü yoktu. kalp kanı pompalamadığı gibi, kalbin hareketi diyastol sırasında kanı emmekteydi ve kan arterlerin (kendi) nabızları sayesinde hareket etmekteydi. ayrıca, galen arteriyel kanın, venöz kanın sol karıncıktan sağa 'gözenekler' yardımıyla geçmesi ve havanın da akciğerlerden pulmoner arter yoluyla kalbin sol tarafına geçmesi sonucu oluştuğunu düşünmekteydi. arteriyel kan oluştuğu sırada 'isli' (duman rengi) buharların oluştuğunu ve bunların yine pulmoner arter yardımıyla, dışarı verilmesi için, akciğerlere geçtiğini de düşünmüştür.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 319.
    0
    bu başlık bitecek kafayı taktım

    iiii

    devammm

    d

    e

    v

    a

    m
    ···
  20. 320.
    0
    aha yüksek derecede gelişmiş canlılarda, sözgelimi yosun hayvanlarında, iplikkurtlarında ve tekerlekli-kurtlarda, sıvılar ilkel orta boşluk (psödosölom) içinde, genellikle beden hareketleriyle hareket ettirilir. bazı ilkel yumuşakçalarda, orta boşluk, gerçek kalbin bir ön taslağı sayılabilecek kalp zarı boşluğu olarak işlev görür. bu boşluk kanallar aracılığıyla üreme bezlerine ve böbreklere bağlıdır.

    tanımlanabilir. bununla birlikte, söz konusu denklem, akışkanın newton tanımına uyan gerçek bir akışkan olduğunu kabul eder; oysa kan böyle bir akışkan değildir; denklem aynı zamanda boruların katı olduğunu varsayar; oysa kan damarlarının çeperleri katı değildir; ayrıca denklem akışkanın ağdalılığının değişmez olduğunu kabul eder; oysa kanın ağdalılığı değişmez değildir. gene de, kan akışının denetimi konusunda yaklaşık da olsa bilgi edinmek bakımından, poiseuiile denklemi yararlıdır. kanın büyük ve orta büyüklükteki akışı, nabızla yansır. nabız kılcaldamarların atardamar uçlarında söner ve zor farkedilecek bir duruma gelir. fizyologlar, kan damarları içindeki akışı ve basınç vurusunun iletimini tanımlayan ayrıntılı kuramlar geliştirmişlerdir ve dirençli öğelerin, özellikle de atardamarcıkların etkisi çok iyi anlaşılmıştır.

    kan dolaşımının denetimi[değiştir | kaynağı değiştir]
    basınç-akış ilişkisi, kan dolaşımı denetiminin temelini oluşturur. dolaşımın bütün denetimi, kalp kası ya da atardamarcık düz kası tarafından sağlanır. kalp verimi, öncelikle kalp hızıyla, atardamar basıncı kalp verimiyle ve çevresel dirençle, yerel doku ağları içinden kanın akışıyla, atardamar kasılması ya da gevşemesiyle denetlenir.

    kalp kası ve dolaşım sisteminin düz kasları, beynin soğaniliğinde bulunan kalp damar merkezlerinden çıkan sinirler tarafından denetlenir.

    tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
    m.ö. 4. yüzyılda, kalbin kapakçıkları hippokrat okuluna bağlı bir hekim tarafından keşfedilmiştir. fakat, kapakçıkların görevi o dönemlerde anlaşılamamıştır. ölümden sonra, kan venlerde (toplardamar) toplandığından, arterler (atardamar) boş görünür. bu nedenle antik anatomistler bu damarların hava ile dolu olduğunu düşünmüş ve bu damarların hava dağıtma görevine sahip olduğu kanısına varmışlardı.

    herofilus venler ile arterleri ayırsa da, nabzın doğrudan arterlerin bir özelliği olduğu düşünmüştür. erasistratus yaşam sırasında kesildiklerinde arterlerin kanadığını gözlemlemiştir. buradan da arterlerden kaçan (çıkan) havanın yerini kanın, venler ile arterler arasındaki küçük damarlar aracılığıyla, doldurduğunu düşünmüştür. böylece kan akışını ters olarak düşünse de, ilk kez kılcal damar fikrini ortaya atmıştır.

    m.s. 2. yüzyılda yunan hekim galen kan damarlarının kan taşıdığını bilmekteydi ve venöz (koyu kırmızı) ve arteriyel (açık kırmızı ve daha duru) kanı tanımlamış, görevlerinin farklı ve ayrı olduğunu belirtmişti. büyüme ve enerji, karaciğerde kilüsten oluştuğuna inandığı venöz kanın özellikleriyken, arteriyel kan kalpten gelmekteydi ve hava içerdiği için canlılık vermekteydi. kan oluştuğu (yaratıldığı/üretildiği) yerlerden vücudun tüm bölümlerine akar ve buralarda tüketilirdi. kalbe veya karaciğere giden kanın geri dönüşü yoktu. kalp kanı pompalamadığı gibi, kalbin hareketi diyastol sırasında kanı emmekteydi ve kan arterlerin (kendi) nabızları sayesinde hareket etmekteydi. ayrıca, galen arteriyel kanın, venöz kanın sol karıncıktan sağa 'gözenekler' yardımıyla geçmesi ve havanın da akciğerlerden pulmoner arter yoluyla kalbin sol tarafına geçmesi sonucu oluştuğunu düşünmekteydi. arteriyel kan oluştuğu sırada 'isli' (duman rengi) buharların oluştuğunu ve bunların yine pulmoner arter yardımıyla, dışarı verilmesi için, akciğerlere geçtiğini de düşünmüştür.
    Tümünü Göster
    ···