Manifesto
ciks işçileri yüzyıllar boyu toplum sağlığının korunması gerekçesiyle ve ahlaki nedenlerle dışlanmışlar, ayrımcılığa uğramış ve baskı altında tutulmuşlardır. Fuhuş, toplumsal cinsiyet ve gelir eşitsizliğinin yaygın olarak yaşandığı toplumlarda genellikle kadınların maruz kaldığı bir cinsel şiddet biçimidir. ciks işçileri çoğu kez kendi onayları dışında ve zor kullanılarak fuhuş yapmak zorunda bırakılırlar ve genellikle ekonomik bir sömürü bu şiddet biçimine eşlik eder. Geleneksel tek eşli aile yapısına oluşturduğu tehdit ve din referanslı cinsel ahlak normlarına karşıtlığı nedeniyle fuhuş, toplum tarafından onaylanmaz. Aynı zamanda erkeklerin egemen olduğu üretim ilişkilerine ve artı değer oluşturma sürecindeki egemenliklerine, kadınların lehine bir alternatif sunması bağlamında da fuhuş, geleneksel değerlerle çatışma durumundadır. Ancak fuhuş, tarihin bilinen her safhasında kendisine karşı olan güçlere rağmen toplumdaki aile dışı çok eşli yaşamın bir öğesi olarak varlığını sürdürmüştür.
Gelir eşitsizliğinin sürdüğü, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamadığı toplumlarda fuhşun ortadan kalkması mümkün görülmemektedir. Uzun erimde bir cinsel şiddet biçimi olan fuhşun sonlandırılması istenen bir sonuç olarak algılansa bile, bu sonuca fahişelerin yaşamlarını zorlaştırmadan, onların diğer insanların yararlandığı insan hakları ilkelerinden yararlanmalarının sağlanması yoluyla yapılması doğru olacaktır. Bu bağlamda öncelikle Dünya Sağlık Örgütü’nün de tavsiye ettiği biçimi ile fuhşun bir iş kolu olarak tanımlanması ve fahişelerin, ciks işçileri olarak bu alanda diğer insanların yararlandığı çalışma ve diğer insan haklarından yararlanmalarının özel bir önemi bulunmaktadır. Bu anlamda ciks işçileri olarak adlandırılacak fahişelerin kendi onayları dahilinde çalışıp çalışmamaya karar vermeleri, şiddete ve sömürüye uğramamalarının sağlanması, hem insan hakları bağlamında bir ilerlemeye tekabül edecek hem de toplumsal bir güç elde eden ciks işçilerinin kendi yaşamları konusunda denetim olanağı elde etmelerini sağlayacaktır.
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yayılımında ciks işçilerinin rolünün azaltılması için ciks işçilerine yönelik düzenlemelerin ve çalışmaların yapılmasına mutlaka gereksinim vardır. Ne var ki bu düzenleme ve çalışmaları belirleyen politikaların kısıtlayıcı, fuhşu ortadan kaldırmak yerine fuhuş yapanları yok etmeye yönelik, ayrımcılığa ve dışlamaya izin verir biçimde olması bir toplumda cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde hiçbir yarar sağlamadığı gibi çoğu zaman ters bir etki de yaratabilmektedir. Fuhşun ortadan kaldırılması amacıyla ciks işçilerinin çalışma koşullarını kısıtlayan politikalar, onların sağlıksız koşullarda çalışmaları ile sonuçlanmakta, daha fazla şiddete ve sömürüye maruz kalmalarına neden olmakta, fuhşun yer altına girmesi ile birlikte sağlık yönünden ciks işçileri daha az denetlenebilir ve ulaşılamaz hale gelmektedir. içinde bulundukları kötü koşullar nedeniyle ciks işçileri, müşterileri ile güvenli cinsel ilişki konusunda pazarlık edemez duruma gelmekte ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılımı kolaylaşmaktadır.
Ülkemizde genelevlerde çalışan yaklaşık 3 bin “Genel Kadın”, gizli fuhuş kapsamında yaklaşık 15 bin “Gizli Fuhuş Kapsamında Genel Kadın” ve yine yaklaşık olarak 80 bin yasadışı olarak çalışan ciks işçisi bulunmaktadır. Toplam sayıları 100 bine yaklaşan ciks işçilerinin çok az bir bölümü yani sadece yüzde 3’lük bir bölümü yasal olarak genelevlerde çalışabilmektedir. Sayıları 56 olan ülke çapındaki genelevlerde çoğu kez isteseler de ciks işçilerine çalışma olanağı sağlanmamaktadır. Yasadışı fuhşu önlemekle görevli kurumların başında Emniyet Genel Müdürlüğü (içişleri Bakanlığı) gelmektedir ve emniyet güçlerinin fuhuş konusundaki önemli görevlerinden bir tanesi gizli olarak fuhuş yapan kadınları, onları çalıştıranları ve aracılık edenleri veya fuhşa zorlayanları yakalamak, Adliyeye sevk etmek ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda zorunlu muayenelerini yaptırmaktır. Genelevler dışında fuhuş yapmak yasadışı olduğundan güvenlik güçleri gizli fuhşu önlemek amacıyla pek çok kadın hakkında takibat yapmakta, sokakta ve yasadışı olarak çalıştırılan evlere baskınlar düzenlemektedir.
Diğer yönden ciks işçiliğine karşı toplumda varolan ahlaki değerler sonucu gelişen ayrımcı ve dışlayıcı uygulamalar ülkemizde ciks işçilerinin izole edilmiş bir yaşam sürdürmesine; şiddete ve sömürüye açık olmalarına neden olmaktadır. Bir yandan gizli fuhşu önlemeye yönelik kolluk uygulamaları diğer yandan toplumsal baskılar ciks işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarını zorlaştırmakta ve bu zorluklar sonucunda sağlık, ciks işçilerinin gündeminde en son sıralarda yer almaktadır.
Fuhuş konusunda ülkemizde yaşanan diğer önemli sorunların başında çocukların fuhuş sektöründe çalıştırılması ve giderek artan biçimde yabancı ciks işçilerinin fuhuş sektöründe yer almaya başlamaları gelmektedir. Yabancı ciks işçilerinin bir bölümünün kölelik koşullarında çalıştırılması, bir insan hakları ihlali olan insan ticareti suçunu gündeme getirmektedir.
Yukarıda sayılan gerekçeler nedeniyle::
ciks işçiliği, karar verme yetisi olan yetişkinler arasında para veya mal karşılığı herhangi bir zor kullanma olmadan gerçekleştirilen cinsel hizmet alışverişi olarak tanımlanabilir. Sokak fahişeliği, eskort hizmetleri, telefon arkadaşlığı hizmetleri, ferregrafi, erotik dans ve erotik masaj hizmetleri ciks işçiliği kapsamında değerlendirilmelidir.
ciks işçileri diğer insanların ve çalışanların sahip olduğu haklarla aynı haklara sahip olmalıdır.
ciks işçilerinin haklarının korunması HIV/AIDS’in önlenmesi ve zararlarının azaltılmasında özel öneme sahiptir. Bu haklarının korunması için ciks işçilerinin yasal zeminlerde çalışması esastır.
ciks işçilerinin sağlıklarının ve iyilik hallerinin geliştirilmesi için sağlık ve sosyal destek hizmetlerine ulaşmalarını kısıtlayan engeller ortadan kaldırılmalıdır.
Karar verme yetisi olan yetişkinler arasındaki ciks işçiliği temelindeki tüm ilişkiler yasal olarak düzenlenmelidir. Bu bağlamda ülkemizde gizli fuhuş kapsamında değerlendirilen ve insan hakları korumasından yoksun ve güvensiz koşullarda çalışmak zorunda bırakılan ciks işçilerinin durumlarının iyileşmesi yönünde düzenlemeler yapılmalıdır.
ciks işliğini düzenleyen yasaların ve politikaların hazırlanmasında ciks işçilerinin ve ciks işçiliğine yönelik çalışmalar yapan STK’ların etkin katılımı sağlanmalıdır.
ciks işçilerine güvenli cinsel ilişki, CYBE ve HIV/AIDS’den korunma, madde kullanımının önlenmesi konularında bilgi veren, tutum ve davranış değiştirmeyi hedefleyen programlar yaygınlaştırılmalıdır. ciks işçilerine yönelik CYBE ve HIV/AIDS tanı ve tedavi hizmetleri yaygınlaştırılmalı ve ulaşılabilir olmalıdır.
Başa Dön
gaynak=>
http://www.kadinkapisi.org/