beyler öncelikle bu başlığı geniş kitlelere ulaştırmak gibi bir kaygım yok, sadece boş anlarımda kafamı kurcalayan, insanlara aktaramadığım, twitter vb. mecralara ise linç yerim korkusuyla yazmadığım satırları buraya atıcam. Başlık günümüz kadın-erkek arasındaki farklılıkların algıladığım ve aktarabildiğim kadarını içermektedir.

Son zamanlarda ise artan tecavüz vakalarıydı aslında kafamı kurcalayan.

Ceza arttırımı caydırıcı olsaydı cezası çoğu zaman müebbet olan cinayetin çoktan son bulması gerekmez miydi? Kimse cinayet işlediği anda cezasını düşünmediği gibi, kimse de cezası zaten az diye tecavüze kalkışmaz. Zaten o pgibolojiye girebilmiş bir erkeği nasıl korkutabilirsiniz ki?

Şunu anlamıyorum beyler. Biz erkekler, fizyolojik olarak kadınlara karşı bariz üstünlüğe sahibiz (daha güçlüyüz işte amk). Bilim erkeklerin yönetiminde, sanat öyle, edebiyat öyle, spor da öyle. kaç tane kadın şair var bildiğiniz?, kaç tane önemli icat bir kadının imzasını taşımakta? Unutmayın Alex Morgan memeleri sayesinde meşhur oldu, futbolu sayesinde değil.
Üstte yazdıklarıma göre kadınlara karşı varoluşumuz süresinde ciddi bir fark atmamış mıyız beyler ne dersiniz? Bu bariz üstünlük sonucunda kadının kendisini bir erkeğe kabul ettirmek istemesi gayet doğaldır, kendini yanında hissedeceği bir erkek aramalıdır kadın. fakat böyle oluyor mu? malesef durumlar tam tersi. erkek uğraşıyor, erkek kendini kabul ettirmek istiyor, erkek alttan alıyor ve erkek efor sarfediyor. Kadın ise istisnaları gözardı edersek çoğu zaman sadece alternatifler arasında seçim yapıyor.

işte böyle bir düzende sen fizyolojik olarak güçlü olan erkeğe pazardaki armut olarak davranır ve yüzyıllardır annelik dışında hiçbir önemli rol üstlenmezsen, senden nefret eden bir karşı cins meydana getirirsin. Şunu kabul edelim beyler, hiçbirimiz kadınların memeleri, zütleri ve tabiki bacak aralarındaki o hazineleri olmasaydı onlarla konuşup iki kelam etmez, hatta hayatımıza dahil bile etmezdik. Onlardan nefret ediyoruz, ama ne yazık ki çok güzeller ve onları deli gibi arzuluyoruz. Onlarla yatmamız bile onlara karşı kazandığımız bir zaferden öte gitmiyor aslında.

Bu sözlükte çok kez kadınlara nefret kusan başlıklar, entrylere rastlamıştım daha önce.

"Miranda Kerr gibi sevgilim olsun zütümün içinde üçlü prizle yaşarım." diyen erkek de var ama beyler? Bu paragrafta biraz oku kendimize, erkeklere yönelteceğim. Bakın 1900lerde ve öncesinde erkek güçlüydü, direkti, onsuz aile olmazdı, her kadın bir koca bulmak zorundaydı, yoksa kendini koruyamazdı. Biz, tarih boyunca erkeğin en aşağılık olduğu dönemin erkekleriyiz beyler. ufak bir beyin fırtınasıyla bunu siz de anlayacaksınız. Kadınların güzelliği, onların hiçbir şey yapmadan baştacı edilmesine sebep oldu. yıllarca çalışan işadamlarının serveti, güzellik uğruna harcanabilecek kadar değersiz oldu. bir erkeğin 20 yıllık çalışma hayatının, 20 koca senesinin 20 yaşındaki bir kızın amı kadar paha ettiğini düşünmek erkek ırkı adına beni utandırıyor beyler. kadınlara gereğinden değer verdik, onlar için çabaladık, didindik, birbirimizle yarıştık ama onlar güzel olmak dışında hiçbir şey yapmadılar.

Ve emin olun, kadınlara -sırf güzel oldukları için- hakettiğinden fazlasını veren erkekler olduğu sürece, onları sadece instagramdan izleyebileceksiniz. Onlara, bacak aralarının gerçek güç olduğunu hissettirdiğimiz anda bu oyundaki ipleri kadınlara teslim ettik.

Bunu kabullenemeyen erkekse, ya antisosyal bir 31ci oluyor, ya bu durumları ayıplayan bir dinci oluyor, ya da sapıtıp, kudurup tecavüz ediyor. Tecavüz, bir erkeğin düşebileceği en en en alt seviyedir bana kalırsa, erkeğin elinde fiziksel bir gücün dışında hiçbir şey kalmadığını gösterir. Ve bu epey rezil bir durumdur. Fakat duruma onun gözünden bakmayı hiç denediniz mi? Büyük ihtimalle etik yollardan girişimde bulunduğu bütün kadınlardan red yedi çünkü
o kadınlara kadın-erkek dengesini aşan bir şeyler sunan başka erkekler vardı. Ve tecavüzü gerçekleştirdiği an muhtemelen kafasından tek bir düşünce geçmişti: "Ben kazandım, huur."

özet: malesef yok

edit: birkaç panpa sağolsun yazdıklarımı beğendiler, ilgi de gösterdiler. aşağıda yazılanlara devam ettiğim birkaç entry daha bulunmakta..

Aslında kadın da erkekten nefret ediyor, onun gücünden, yapabildiklerinden ve yaptıklarından.. Tarih boyunca kadınların hep eli kolu bağlandı. ilk çağlarda erkek avlanırken kadın mağaradaydı, orta çağlarda tarladaydı, ve bildiğiniz gibi osmanlıda haremdeydi ve haremde bir erkeği başka kadınlarla paylaşıyordu. Bunun yaratabileceği pgibolojiyi düşünebiliyor musunuz binler? Kendinizin bir anlığına osmanlıda bir erkeğin üçüncü eşi olduğunu hissedin. Açıkcası tek işe yaradığınız nokta gibilmek ve sizden tek beklenen şey bir erkek çocuk. Bu derece aciz bir durum içerisinde, kendine bir kaçış yolu aramış ve kadınlığının ona bahşettiği cazibeyi sonuna kadar kullanabilmiş olan Hürrem'e nasıl kızabilirsiniz? tarihi biraz okumuş panpalarımız ve tarihi muhteşem yüzyıldan takip etmiş çomarlarımız eminim ki hürreme epey bir saydırmışlardır. Çünkü istediğimiz şey gibilip kenara atılmasına ses çıkarmamasıydı. Doğanın en genel kanunudur bu, güçsüz olan yok olur ve o yok olmamak için kendine has güçlerini sonuna kadar kullanmış güçlü bir kadın aslında..

Evet bu entryde biraz erkeklere giydiriyorum beyler kusuruma bakmıyorsunuz değil mi.. sohbet ediyoruz şurda yav..

Sorun şu, iki cinsiyet olarak birbirimizden farklıyız, farklı bakış açılarımız olduğu gibi toplumun içerisinde farklı rollere sahibiz fakat biz erkekler kadınlara rollerini oynamaları için pek de izin vermedik, kimimiz aile içinde şiddet uyguladı, kimimiz tecavüz edip bıraktı, kimimiz aldattı ve çevredekiler erkektir, yapar dedi ve bugün geldiğimiz nokta ise bizim midemizi bulandıran çirkin mor saçlı feministlere kadar geldi..

Aslında kurallar basitti. Erkek, kendine yüklenmiş centilmenlik rolünden dolayı ilk adımları atardı ve kadınını etkilemeye çalışırdı. Hayvanlarda bile böyle beyler.. belgesellerde görmüşsünüzdür, ne estetik yakalar antilopu kaplanlar.. kaplan da olsa şov şovdur beyler.. o da ne yapıyorsa abazalıktan.. Bakın bundan sonrası önemli: -biraz önce kadına, kadın rollerini yerine getirmesine engel olduğumuzda bahsetmiştim, şimdi ordan devam ediyorum- Kadın, bizim yaşadığımız döneme geldiğimizde rollerinin dışına taşmaya başladı.. Merak etmeyin kadın neden çalışıyor otursun evinde rörörö demeyeceğim, linç tayfa biraz daha beklemeli.. Bahsettiğim şey modern yaşam, kadını daha aktif olmaya itti. Ve oldular da.. aktif olan kadın erkeğin günlük hayattaki rollerini gerçekleştirebildiğini farketti ve aslında onlara bağımlı olmadığını hissetti. Bu adım, kadının, kadınlığını kullanmadan da güçlü olabildiği ilk adımdır beyler.. ve belki de şu an bahsettiğim şey çektiğiniz 31lerin en temel sebebi. Sosyal kadın için erkek sadece, yatakta ona karşı koyabilecek bir güç (afedersiniz yannan), veya günlük hayatta bazen hissetmek istediği korunulma hissini ona hissettirebilecek bir omuzdan ibaret oldu. Bu yüzden de günümüzde güçlü kadınlarla (illa ünlü olarak falan düşünmeyin, ekonomik olarak ayaklarının üstünde durabilmesi bile bir güçtür) ya çok yakışıklı/ciksi erkekler, ya da aşırı karizmatik, onların bilinçaltına onlardan güçlü olduğunu hissettirebilen erkekler beraber olabildiler.

Aşkı geçin beyler, aşk biter. bir kadın bir erkekle neden beraber olur? aynı soruyu erkeklere yöneltmiyorum, bizim için biliyorsunuz nefes alsa yeter.. Bir kadın kendi güçsüzlüğünü örtebilecek bir erkekle birlikte olur. Ya ekonomik olarak, ya pgibolojik olarak ya da cinsel olarak. Siz 21.yy'da bu üçünü de veremediğiniz bir kadının size bağlanması için ona hiçbir mantıklı sebep vermemiz oluyorsunuz.