1. 10.
    0
    hacı sen salak mısın? hicri takvime yani ay takvimine göre her sene aynı. sen tabi bütün dünyayı güneş takviminer göre yorumlayan sığ bir kafanın sahibi olduğun için anlayamıyorsun.
    ···
  2. 9.
    0
    @6 sen nasılbir huurçocuğusun insan okuyacak bunları. özet geç bin.

    @1 hicri takvim zımbırtısı olabilir panpa
    ···
  3. 8.
    +1
    mesela bizim ramazan bayramımızın hangi gün olacağı belli, ama arap ülkelerinin şimdiden belli değil...
    ···
  4. 7.
    0
    selam ve düa ile kardeşim.
    ···
  5. 6.
    0
    Bu sistem hiçbir takvime bağlı değil, gözle görülür kozmik bir olguya bağlıdır.
    Kavuran sıcaklık ne zaman başlar? Kavuran sıcaklık yaz gündönümüyle başlar. Bu Güneş'in en dik açıyla geldiği ve gölgelerin en kısa olduğu zamandır. 25:45 ayeti Güneş ve gölge hakkındaki ilişkiden bahseder.

    Garip olan şey ise, yaz gündönümünün dolunayının diğerlerinden farklı olmasıdır. Diğerlerine oranla daha alçaktan yol alan Ay'ı beynimizi algılaması diğerlerine göre daha da kolaylaşır. Hatta, dolunay daha büyük göründüğü gibi, alçakta olan Ay Dünya'nın tozlu atmosferi ile turanjımsı bir renk alır. Bu nedenle uyarı ışıkları da turuncudur. Bu renk güçlü bir görsel cevap yaratır.

    Ş imdi sıra takvime geldi. Kuran, güneş takvimini mi yoksa ay takvimini mi baz alır?

    10:05 Güneş'i ısı ve ışık kaynağı; Ay'ı, hesabı ve yılların sayısını bilesiniz diye bir nur yapıp ona evreler takdir eden O'dur. Allah bütün bunları rastgele değil, şaşmaz ölçülere bağlı olarak yaratmıştır. Bilgiyle donanmış bir topluluk için ayetleri ayrıntılı kılıyor.

    Bu ayetten her ikisinden de yararlanıldığını gösterir. Güneş yılına işaret eden bir başka ayet 17:12'dir:

    17:12 Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık; sonra gecenin ayetini silip gündüzün ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık.

    Gece ve gündüzü belirleyen Ay değil Güneştir. Bu ayet yılın Güneş yılına göre olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

    Daha fazla teyit için 12:47-49 ayetlerine bakılabilir. Burada yıldan yıla değişmeyen zirai devirler yılın güneş takvimine göre olduğunu doğrular. Genellikle yanlış çevrilen 2:189 ayetine gelelim:

    02:189 Sana, doğan Aylardan sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir. " Hayırda erginlik/dürüstlük evlere arkalarından girmeniz değildir. Hayırda ergin/dürüst o kişidir ki, takvaya sarılıp korunur. Evlere kapılarından girin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz.

    Yaşar Nuri Öztürk Türkçe'de de kullandığımız "Hilal" kelimesinin çoğulu "ehilet" kelimesini "doğan ay" olarak çevirmiş. Klagib Arapça sözlüklerde ise Hilal ayın başlangıcı ve sonunu anlatır. Şimdi doğru çeviriyi yapalım:

    02:189 Sana, hilalleri soruyorlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir." Hayırda erginlik/dürüstlük evlere arkalarından girmeniz değildir. Hayırda ergin/dürüst o kişidir ki, takvaya sarılıp korunur. Evlere kapılarından girin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz.

    Yukarıdaki ayete göre Hilaller insanlar için zamanlama için vakit ölçüleridir.
    Zamanlama ile ilgili diğer bir ayette Musa'nın bu süreyi tamamladığı 7:142 ayetidir. Yani "mevakıt" birşeyi tamamlamadaki zaman ölçüleridir.

    07:142 Mûsa ile otuz gece için vaatleştik. Ve bunu, bir on ekleyerek tamamladık. Böylece Rabbinin belirlediği süre kırk geceye ulaştı. Mûsa, kardeşi Harun'a dedi ki: "Toplumum içinde benim yerime sen geç, barışçı ol, bozguncuların yolunu izleme!"

    89:2 ayetinde de 10 geceden bahseder...

    ilginç olan şey ise, dolunayın hilal şekline varması da TAM 10 gün sürer.

    7:142 ile 2:196daki 10 gün hac / tartışma günleri arasında bağ olduğu açıktır. 2:196da Hac / tartışma zamanı 3 gün tutulacak oruç kişinin ailesi haramlara itaat yapısında değilse 7 gün daha tutup 10a tamamlanıyor. Ailesi haramlara itaat yapısında olanlar ise 10 gün kalıyorlar. Bu mantıklı çünkü ailesi doğruyu bulamamış olanlar dönüp onlara duyduklarını anlatacaktır. Böylece, 2:189, 7:142 ve 2:196 ayetlerini birleştirdiğimizde "ehilet"in Hac'ın başlangıcı değil bitişi için bir zamanlama olduğunu görebiliriz.

    <-dolunay-><—10 gün--><-- incelen hilal 4-5 gün--><-- genişleyen hilal 4-5 gün--><—10 gün—><-dolunay->

    işte hilaller bu şekilde Hac / tartışma için zamanlama sağlar. Böylelikle insanlar yıl boyunca 4 kere Hac / tartışma için toplanma şansı elde ederler. 2:184 "BiR KAÇ" (madudat) gün oruçtan bahseder ve 2:185 bu rakamın tamamlanmasından. Madudat kelimesi "birkaç" demektir ve 3 ile 10 arası bir rakamı ifade etmek için kullanılır.

    Ş imdi haram ayların buna nasıl uyduğunu göreceğiz. ilkten geleneksel görüşe bakalım:

    09:37 O nesi (haram ayları geciktirmek) ancak küfürde ileri gitmektir ki, bununla kafirler şaşırtılır; Allah'ın haram kıldığının sayısına uydurup da Allah'ın yasakladığını helal kılmak için onu bir yıl helal, bir yıl haram sayarlar. Bu şekilde onların kötü işleri kendilerine süslenip güzel gösterildi. Allah ise, kafirlerden ibaret bir topluluğu doğru yola erdirmez.

    Ay takvimi "nesi" den sakınmak için benimsenmiştir. Nesi kelimesi hakkında fikir birliği yoktur. Bazıları bunun takvime ilave edilen aylar olduğunu düşünür. Tüm klagib Arapça sözlükleri "nesi"yi "gecikme" olarak alır ve Arapların haram ayları geciktirdiğini yazar. Kelimenin etimolojisi "gecikme" olduğundan bu bir takvim değişikliğini gösteriyor olamaz. Artı gelişigüzel ayarlanan "haram ay" güneş takviminde olduğu gibi ay takviminde de sapmaya sol açabilir.

    Ay takvimini haklı çıkarmak için öne sürülen bir başka ayet 9:36dır.

    09:36 Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre, Allah katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Eskimez din işte budur. Artık o aylar içinde benliklerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekün savaşın. Şunu bilin ki, Allah, takva sahipleriyle beraberdir.

    Gürcü güneş takvimi ayı 12'ye tamamlamak için 31, diğerlerinin 30 veya 28/29 gün ile bazı keyfi periyodları vardır. Sözüm ona islami takvim yıl içerisinde 12.3 ayı var, 12 değil. Şimdi bazıları yıl içinde bazen 13 dolunay olduğunu ileri sürebilir. Ancak bizi ilgilendiren bunların sayıları değil yıl içindeki toplamlarıdır. Yıl içinde her zaman 12 ay sayıp bunların 4ünü yasak olarak saymalıyız. Yaz gündönümünden sonra bu aylar başlayacaktır. Peki yıl içinde 13 dolunay olduğunda ne yapmalıyız? Cevap bu 13. dolunayı saymamaktır. Böylece ay sayımını tekrar düzenlemiş ve "ramazan" yaz gündönümünden sonraki ilk ay olacaktır.

    Bu bulmacayı çözdüğümüze göre, tekrar haram aylara dönelim. Yaz gündönümünden sonraki ilk dolunayın ilk haram ay olduğunu gördük. Böylece yaz gündönümünden sonra sayılan 3 dolunay bize kalan haram ayları da verecektir. Yani haram aylar yaz ortasından güz ortasına kadar sürer.

    Haram ayı belirlemedeki bu ölçüt yabani hayvan avlamadaki kısıtlamalar için önemlidir. Dikkat edilirse bu yasak evcil çiftlik hayvanlarını kapsamaz (5:1). Peki neden? Çünkü yazın yabani hayvanların üreme mevsimidir. Dişi bir hayvanı öldüren kişi yeni doğmuş veya doğacak çocuklarını da öldürmüş olmaktadır.

    Sonuç olarak, Allah'ın yasak aylar için bize kesin, açık işaretler vermiştir. Bu işaretler insan elinden çıkmış takvimlere bağlı değil kolayca gözlemlenebilen kozmik fenomenlere bağlıdır. 2:185. ayette kim buna "şahit olursa" diyor. Kimse geleneksel ramazana şahit olamıyor. Bu nedenle iman edenler yeni bir başlangıç yapıp sisteme kendilerini tekrar ayarlamaları gerekir.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 5.
    0
    RAMAZAN BiR AY ADI MI?

    Her yıl, farklı mezhepler tarafından Ramazan ayının ne zaman başladığı ve sona erdiği bir tartışma konusu olur. Bu yıl da bunlara bir örnekti ve bazı ülkeler sözüm ona Ramazan'ı diğerlerinden bir gün önce bitirdi.

    Sözde islami takvime göre Ramazan ayının başlangıcı yeni ayı gözlemleme ile başlar. Bu iş kolay değildir, yalnızca optimum görüş koşullarındaki uzmanlarca görülebilir. Yani, insanların büyük çoğunluğu asla yeni hilali görmez yalnızca 1-2 günlük hilali görebilirler. Bu fark da her yıl süregelen ihtilafın nedenidir. Çoğu insanın bilmediği ise sözde Ramazan ayının başlangıcı bunun dışında bir çok faktöre bağlıdır.

    Günümüzde kullanılan islami takvim Halife Ömer zamanında, Hz. muhafazid'in ölümünden yıllar sonra hazırlanmıştır. Bu dönemin arkeolojik kalıntılarından, o zamanlara ait paralardan ve belgelerden kanıtlanabilir.

    ilginçtir ki, "Hicri" kelimesi yıllar sonrasındaki belgelerde bile bulunmadığından yeni çağın keyfi verilen tarihi üzerinde pek bilgimiz yok.

    Ramazan ayının başlamasını etkileyen faktörlerden biri de islami takvimin ne zaman tayin edildiğine bağlıdır. Örneğin, 3 yıl önce kurulmuş olsaydı, bu yıl Ramazan'ı bir ay önceden yapacaktık. Yukarıda bahsettiğim gibi, arkeolojik bulgular bu yeni takvimin MS 638 yılında, Peygamberin ölümünden yıllar sonra kurulduğunu kanıtlamaktadır. Nesiller sonra, Ömer başkalarına danışıp takvimi değiştirme kararı verir. Binaenaleyh Ramazan'ın belirlenmesi yalnızca yeni ayı tespit etmeğe değil asırlar önce yapılan keyfi bir karara dayanmaktadır.

    Bir not olarak, gelenekçiler hicretten sonraki ikinci yıl oruç tutmaya başladığını ileri sürerler. Yani onlara göre 2:185 daha önce Yesrib'de inmişti. Bunun yanında gelenekçiler 9. Surenin (ki onlara göre bu takvim değişikliği emri buradadır) Peygamberin ömrünün sonlarında indiğini iddia ederler. Bu görüşe göre Hz. muhafazid hayatı boyunca yanlış günlerde oruç tutmuştur.

    Sözde Ramazan ayının başlangıcı ile ilgili bir başka faktör yeni sistemin uygulandığındaki ay dizilimidir. Kuran öncesi çağlarda, Araplar tek bir takvim kullanmamıştır. 4-5 ve 6 mevsime dayanan bir takvim sistemleri vardı. Bazı Araplar Perslerin takvim sistemini, bazıları Yahudilerin bazıları ise Romalıların sistemini kullanmıştır. Ömer'in getirdiği takvim ise bu takvimlerden farklı bir ay sistemine sahipti, bu gelişi güzel karar da sözüm ona Ramazan ayını etkilemektedir.

    Bundan dolayıdır ki, yeni ayı gözlemlemekten başka Ramazan'ı etkileyen 3 tane birbirinden farklı gelişigüzel etmen vardır. Yani şu anki Ramazan ayı tamamen keyfidir ve oruç tutmak için rasgele seçilen bir aydan farkı yoktur.

    Gelişigüzel Ramazan denen bir ay belirleme Yahudilerin, Hristiyanların ve mezhepçilerin "kutsal" günlerini belirlemede karşılaştığı probleme benzer. Örneğin, mezhepçilere göre
    Cuma dedikleri (yaygın bir isim olan yevm el cumuat / toplanma zamanı) gün kutsaldır ve geleneklerine göre Adem bu günde yaratılmıştır. insanların anlayamadığı şey ise bu haftanın tamamen gelişigüzel seçilmiş olmasıdır. Hafta her zaman 7 gün olmamaıştır. Örneğin eski Mısırlılar 10 günlük bir sistem kullanırken Mayalılar 20 günün bir hafta ettiği bir sistem kullanmıştır.

    Şimdi sorunu Kuran'dan çözmeye çalışalım.

    02:185 "Şehr ramazan"; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde kim eş-şehr'e TANIK OLURSA onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.

    Ayetin yanlış yorumlanması "şehr" sözcüğünün ay anldıbına gelmesini düşünmekten ileri gelir. Aslında "şehr" ay demek değildir. Klagib Arapça sözlüklerine göre, Araplar Ay'a "şehr" derdi. Peki bu "şehr" kelimesinin ima ettiği şey nedir?

    Klagib Arapça Sözlüklerinde bu kelimenin etimolojisiyle geniş ölçüde yer alır. Örneğin aynı kökten gelen "eşherat" göbeği büyümüş hamile bir kadını anlatmak için kullanılır. "Şehiret" kelimesi de geniş ve kilolu bir kadını anlatmak için kullanılır. Yani kelimenin tüm etimolojik anlamları "geniş bir şey" "göze çarpan bir şey" ile ilgilidir.

    Kuran öncesi dönemde Ramazan denilen bir ay olduğuna dair bir kanıt yoktur. Razaman sıfat olup "yakan, kavuran" anlamlarına gelir. Bu kök Kuran'da bir kere geçtiğinden karşılaştırma yapma imkanımız yoktur.

    Ancak, dolaylı olarak anldıbını teyit edebiliriz. 2:217 gibi ayetler "eşşehril haram"'da büyük bir savaşın olduğunu söyler. Artı 9. Sure antlaşmayı bozan müşriklerle yapılan savaşı anlatır. 9:81 ayeti müşriklerin sıcaktan korktuklarından bahseder. Hemen sonraki ayette (9:86) o dönem inen bir ayetten bahseder ve 2:185den bildiğimiz gibi "şehr ramazan" Kuran'ın indiği zamandır bu da "şehr ramazan" ve "eşşehril haram" arasında yeni bir bağ sağlar.

    Bu anlayışla tekrar çevirimizi yapalım:

    02:185 Kavuran dolunay; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde kim dolunaya TANIK OLURSA onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 4.
    0
    http://gercek-islam.com/kitap/kitap.rar

    panpa bu kitaptan ramazan'ı açıp oku.

    mantık hatasını anlayacaksın. ama malesef ki bu yanlış uygulamayı değiştirmeye gücümüz yetmiyor. bütün müslümanlar bu şekilde geleneklerine saplanıp kalmış vaziyette.
    ···
  8. 3.
    0
    böyle bi başlık vardı sanırım şimdi panpa biz güneşin hareketine göre zamanımızı parcalayıp mevsimler aylar günler olarak anlamlandırıyoruz bu miladi takvim oluyor

    şimdi hicri takvimde de zaman ay'ın hareketine göre şekilleniyor takvim bunu idrak etmek alışılmısın dısında bi düşünce tarzı oldugu için zor oluyor

    benim düşüncem hicri takvimde güne bağlı olarak kalınmıyor yani tek bi günün önemi yok ay'ın hareketine göre belirlenen gün önemli

    yani sürekli değişmesi normal bişey bu dini günlerin fakat benim de anlam veremediğim bi nokta var bazı dini günler kutlu doğum gibi sadece miladi takvime göre bir ayda kutlanıyor nisan ayında bir haftaydı sanırım , şimdi bu niye değişmiyor orasını anlamış değilim
    ···
  9. 2.
    +2 -1
    oha müslümandım makinist oldum
    ···
  10. 1.
    +1 -1
    atıyorum kuranı kerim zamanında 5 mayıs gecesinde indirilmeye başlanmış olsun. ramazan ayı sürekli değiştiğine göre mesela kışın ramazanda kadir gecesi olmazki...

    özet:yani her ramazanda kuranın indirilmeye başlandığı gece değişiyor mu

    not: müslümanım
    ···