-
1.
0sözlüğe yeniden dahil olmam şerefine köşemi kuruyorum gençler.
başlayalım;
gavat kelimesinin kökeni iran şahı 1.kavata dayanır.o dönemde yaşamış isyancı mazdek öğretisini tüm irana yaymaya başlar. öğretinin iki amacı vardır mülkiyetin ve kadının herkes tarafından eşit paylaşılması...
isyanın büyümesi ve şahlığı tehlikeye düşürmesi üzerine 1.kavat tıpkı mazdek'in dediği gibi eşini mazdek'e sunar ve ortalığı yatıştırmaya çalışır.
1.kavatın davranışı ismiyle özdeşleşir ve eşini başkalarına sunan kişi anldıbına gelen gavat kelimesi ortaya çıkar.
-
2.
0kafaları karıştıran terim post-modernizmin kuramsal açıklaması ve pratik örneği;
post-modernizm genel olarak eski geleneklerin yeni yöntemlerle işlevselliğini korumasına denir.bir sanat akımı gibi dursa da insanlığın olduğu her yerde karşımıza çıkar.
28 şubat darbesi post-modern bir darbedir. hepinizin bildiği gibi türk ordusu mevcut siyasal duruma müdahale etmiş ve kendi deyişiyle demokrasiye ince bir ayar vermiştir. darbe kavramı eski bir gelenektir ve demokrasinin oturmadığı ülkelerde rastlanır. fakat 28 şubat tarihinde bu eski geleneğin özü korunmuş fakat yöntemi değişmiştir. kimse ölmeden, karışıklık çıkarmadan ve ülkenin prestiji sarsılmadan olay halledilmiştir.bu da sincanda tankların yürütülmesi ve mgk'da yaşanan gelişmeler göze çarpar
marksistlere göre çağımızın genel anlayışı ve işleyişi post-modernizmden başka bişey değildir.
sebep olarak da eskimiş bir sömürü sistemi olan kapitalizmin, yöntemlerini değiştirerek gerek medya yoluyla olsun gerek işçilerin özlük haklarının genişletilmesiyle olsun sistemini devam ettirmesidir. sömürü hala sömürüdür fakat kılık değiştirmiş şiddet yoluyla sömürmeyi ve alenen hırsızlığı kısmen gidermiş çağa uygun hareket ederek insanlar üzerinde sistemin kuvvetini arttırmıştır. marks bir zamanlar işçilerin kaybedecekleri sadece zincirleridir demiştir ancak günümüzde geçerliliğini yitirmiş bir sözdür. kapitalizm artık işçilerin kendilerine iyi diye yutturduğu çalışma haklarını, maaşını,orta halli evini, tüplü arabasını vermiş ve yıkılmaktan kurtulmuştur. -
3.
0dünyanın en prestijli pasaportu yeni zelanda vatandaşlarının elindedir gençler.
ülke bir ingiliz sömürüsüyken tüm mülkiyeti adını bilmediğim bir ingiliz kraliçesine aitti. ingiliz kraliçesi zelanda pasaportlarının üstüne 'bu pasaporta sahip kişilere dünyanın tüm kapıları açılsın'yazmıştır.şu an zelanda vatandaşları çin ve rusya gibi ülkelerin dışında her yere vizesiz olarak gidebilmektedir. tabi sizinde tahmin edeceğiniz üzerine büyük ingiliz imparatorluğunun şaşalı dönemlerinde kimse kraliçeye karşı gelememistir. -
4.
0biraz da türk pop tarihi konuşalım.
1968 senesinde mavi ışıkların ankara rüzgarı şarkısı avrupada top 10 a girmiş ve türk müziğinde ilk uluslar arası başarıyı yakalamıştır.o dönemde listede beatles gibi gruplarında olduğunu ve şarkının türkçe yazıldığını varsayarsak büyük bir başarıdır. -
5.
0up up up
-
6.
0gavat
inci sözlük hatası: entry metni girilmelidir. -
7.
0up up up
-
8.
0devamı yarına gençler
-
9.
0indie'den bahsedeyim.
bu indie denen meret tag bağımsız anldıbına gelen 'independent' kelimesinden geliyor.80 ve 90lar da yeraltı ingiliz müzik kültüründen çıkagelmiştir.bu elemanlar kendi emekleriyle, herhangi bi global plak şirketine veya kimseye bağlı olmadan müzik yaptıkları ve ellerinden geldiğince albümlerini dağıtmaya çalıştıkları için,bu müziklerin daha sanatsal ve özgün(sıfat olarak indie) olduğu düşünülür. genelde alternative gruplar da kullanılır bu etiket. indie rock, indie pop diye de ayrılabiliyor.bir müzik türü değildir fakat bunu bilen kişi sayısı az. -
10.
0dünyanın 165 ülkesinde yasaklanmış film cannıbal holocaust..
italyan yapımı film, bir grup araştırmacının afrikada gözlemledikleri ve yaşadıkları olayları anlatır
belgesel havasında ve çok ağır olarak ilerler. cinsellik ve işkence içeren sahneler ön plandadır. izlediğiniz an çok vasat bir film gibi dursada filmin hiç bir montaj ve görüntü hilesi olmadan çekilmesi kafaları karıştırır. otoriteler filmdeki sahnelerin gerçek olduğunu ve afrikadaki insanların sırf bu yüzden işkenceye tecavüze hatta ölüme mahkum edildiği konusunda birleşir.
filmin yönetmeni tutuklanır ve film 165 ülkede yasaklanır. yönetmen filmde oynayan figüranları mahkemeye çıkararak beraat eder. ancak bunu italyan mahkemesinden başka kimseye inandıramaz.bir çok uzman tarafından incelenen sahnelerinin nasıl çekildiği hala bulunamamıştır. -
11.
0oyunuz hesabınıza yatırıldı helal bin !
-
12.
0içest ilişki yasağının kökeni..
bir ahlak yasası düşünün ki dünyanın her yerinde uygulansın ve çiğneyenler lanetlensin, duyulduğunda bile mide bulandırmaya yetsin. bahsettiğim şey içest ahlak yasasından başka birşey değildir.her birimiz anne ya da babamızı bırakın cinsel anlamda düşünmeyi aklımızın ucundan geçirsek dahi ölümden kaçarcasına kaçarız. ancaaaaak neden dünya üzerinde milyonlarca insan içest ilişkiyi konu alan hikayeler okuyor ya da milyar dolarlık ferre sektörünün anne, abla ferreları büyük bir bölümünü oluşturuyor hiç düşündünüz mü?
insanlık kendi tarihi boyunca aile ya da klanlar şeklinde yaşamıştır. aile yaşamı insanın doğada silinip gitmemesi için zorunlu bir durumdur. peki bu aile kavramı nasıl yıkılır?
nesnel olarak düşünün bir erkek herhangi bir zorlaması yoksa yıllardır birlikte olduğu, kadınlığını kaybetmiş, yaşlanmış birini mi cinsel olarak arzular yoksa, karısının genç ve güzel halini anımsatan cinsel arzuları ve yetenekleri tavan yapmış genç ve güzel bir kızı mı?
ya da bi kadın yaşlı, saçları dökülmüş göbeklenmiş, bakımsızlaşmış güçsüz bir ihtiyarı mı, yoksa onu her anlamda doyuracak güçlü bir erkeği mi ister?
cevabını sizde gayet iyi biliyorsunuz. peki içest ahlak yasası olmasaydı ne olurdu dersiniz. oğlan çocuk, baba için kadınını elinden alan bir düşman, kız çocuksa annenin her alanda rekabet ettiği biri olarak karşımıza çıkardı. toplumsal çöküş başlar, kimlik karmaşası toplumun her ferdine yansır ve insanın doğayla mücadelesi yenilgiyle sonuçlanırdı işte bu yüzden insanoğlu bu yasağı geliştirmiştir.
içestliğe karşı duruşumuz genlerimizde saklı, binlerce tanrıdan hangisine inanırsak inanalım dünyanın neresinde olursak olalım içimizde var olacak ve içest duygulara karşı kesin duruşumuz devam edecek. peki sizce şu an kaç kişi dünya üzerinde içest içerikli materyallerle kendini tatmin ediyor:) -
13.
0up up up
-
14.
0up up up
-
15.
0AIDS, Acquired Immuno Deficiency Syndrome kelimelerinin kısaltması olarak ortaya çıkmış ve Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu olarak Türkçe'ye çevrilmiştir.Tümünü Göster
AIDS ilk olarak 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde keşfedilmiştir. Keşfinden hemen sonra hızla yayılarak; erkek, çocuk, siyah, beyaz, Latin, Asyalı, zengin, fakir demeden bir çok insanın ölümüne neden olmuştur. Günümüze kadar AIDS'ten 225.000 kişinin öldüğü kaydedilmiştir. Bu sayı her 13 ila 15 ayda ikiye katlanmaktadır.
AIDS için halen kesin olarak bilinen bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. AIDS'ten korunmak bu tehlikeli ve ölümcül virüsün yayılmasını önlemek için uygulanabilecek tek yoldur. HIV, Human Immune Deficiency Virus, vücut bağışıklık sistemi virüsü, AIDS tamamen vücut bağışıklık sistemi ile ilgili olduğundan, hastalığa sebep olan virüse bu isim verilmiştir. Virüs, insan vücudunun hastalıklara karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemini etkisiz hale getirmektedir. Vücut bağışıklık sisteminin etkisiz hale gelmesi, virüsten etkilenmeden önce kolayca başedebildiği deiğer hastalık mikroplarıyla artık çarpışamayacak duruma gelmesi demektir. Bu da basit bir enefeksiyonun bile ölümcül hale gelmesine sebep olabilir. AIDS hastalarının yarısından çoğu bağışıklık sistemlerinin etkisiz hale gelmesi yüzünden basit enfeksiyonlara yenilerek hayata veda etmişlerdir.
insan vücudu bir defa HIV virüsü ile enfekte olmuşsa artık bu virüsün hiçbirşekilde yok edilmesi yada vücuttan atılması mümkün değildir. Fakat, virüsün etkilerine engel olmak için bir takım ilaçlar geliştirilmiştir. Bunlardan ilki ve ençok bilineni AZT (Zidovudine) adı verilen ilaçtır. Bu ilaç virüsün çoğalmasını engellemektedir. AZT AIDS virüsünün meydana getirdiği belirtilerin görünmesini engellemekte ve AIDS'li hastanın yaşdıbının kısmen de olsa uzamasını sağlamaktadır.
Bilim adamları AIDS'le savaşabilmenin diğer yollarını aramaya devam etmektedirler. Son yıllarda bu konuda büyük gelişme kaydedilmiştir. AIDS'e karşı korunmak için aşıların testleri halen deneysel aşamadadır. 1990 yılının başlarından itibaren bu konuda başarılı sonuçlar kaydedilmektedir.
AIDS dokunma, öpüşme, solunum gibi dış kontaklarla bulaşan bir hastalık değildir. Bu nedenle insanların AIDS'li hastalara yaklaşmaması ya da onları toplumdan dışlaması hem gereksiz hem de yanlış bir tutumdur. Çünkü AIDS'li bir hastaya dokunarak veya yanında bulunarak AIDS'e yakalanmanın mümkün değildir. Ayrıca AIDS evcil hayvanlardan, tuvaletlerden, yüzme havuzlarından, tabak ya da bardaklardan bulaşıcı özellik göstermez. Bu nedenle insanların bu konularda korkutulması ya da yersiz bir kaygıya neden olunması çok yanlıştır. AIDS'in ana bulaşma yolu ciksüel birleşme, uyuşturucu kullanıcılarının enjektörlerini paylaşması ve çok da az olsa kan transferidir. Ne yazık ki, AIDS hastalığına yakalanmış hamile bir kadının daha doğmamış bebeği de bu hastalığa yakalanmış demektir.
Neden AIDS'i daha önce duymamıştık? AIDS 1981 yılına kadar tanımlanmış bir hastalık değildi. AIDS'in izinin sürülmesi doktorların bu bilinmeyen hastalığı yeterli derecede tanımasıyla başladı. AIDS'in ilk rastlandığı 1981 yılında ABD'de 316 kişinin AIDS hastalığına yakalandığı tespit edilmiştir. Beş yıl sonra 1986 Ağustos'unda 23.000 vaka rapor edilmiştir. Hastalığın artışı büyük bir hızla devam etmiş ve 1990'larda sadece ABD'de 60.000 nin üstünde AIDS hastası tespit edilmiştir. Bu hızlı artış, bilim adamları, doktorlar ve hükümetler için bir alarm sinyali olmuş ve onları konuyla ciddi biçimde ilgilenmeye itmiştir.
AIDS'in gerçek kökeni bilinmemektedir. Çünkü AIDS yeni gelişmiş bir hastalıktır. AIDS'in kökeni hakkındaki en geçerli görüş hastalığın Afrika kökenli olduğudur. Afrika'da ki yeşil maymunların taşıdığı bir virüs insanlarda rastlanan AIDS virüsüne çok benzemektedir. Bilimsel tahminler maymunlarda rastlanan virüsün doğal ortamda organizmalar içinde yaşdıbını sürdürerek, mutasyon geçirdiği ve burdanda insanlara geçtiği üzerinde yoğunlaşmaktadır. Görülen mutasyonun çok nadir olduğu da görüşler arasında yer almaktadır.
Bir başka görüş ise virüsün biyolojik silah olarak üretilmek istendiği fakat sonucun etkisi uzun sürede görüldüğü için araştırmalara devam edilmediği, ve bir ara nasıl olduysa labaratuvar dışına çıkarılarak insanlara bulaştırıldığı üzerinedir. Yeşil maymunlar Afrika'nın çoğu bölgesinde lezzetli bir yemek olarak görülmektedir. Virüsün maymunlardan insana iyi pişmemiş organlardan ya da etlerin pişirilmeye hazırlanırken meydana gelebilecek kegib vb. gibi yaralardan bulaşmış olabileceği de düşünülmektedir. Çünkü bilindiği gibi virüsün bulaşma yollarının en önemlilerinden biri kandır. Hastalığın ilk insana bulaşması böyle olmuştur. Bundan sonra hastalık diğer insanlara ciksüel birleşme ve uyuşturucu kullanımı ve kan transferleri sırasında yayılmıştır. Afrika devletlerinin bir çoğu bu görüşün mantıklı olduğunu savunmaktadır. Bu olayların hiçbiri ırkla ilgili değildir. Şunu unutmamak gerekir ki tek bir kişi değil tüm insanlık AIDS'in gelişmesinden sorumludur ve bizde bu sorumluluğu paylaşmaktan ve bu öldürücü virüsün yayılmasını engellemekten sorumlu sayılırız.