/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +65 -7
    Telefonumun alarm sesiyle yeni bir güne uyandım. Esneyerek yavaşça yatakta doğruldum ve telefonuma baktım.
    “5 yeni mesaj, 1 cevapsız arama”
    Mesajlar whatsapp grubundandı. Tahmin ettiğim gibi, kim bana mesaj atar ki?
    Cevapsız arama babamdandı, onu geri aradım. Meşgule atıp kendisi aradı, klagib Türk babası işte (:
    “Köye gideceğiz oğlum, saat 1’de hazır ol almaya geleceğim.”
    Tamam baba diyip kapattım. Telefonumun saatin 11:39 olduğunu söylüyordu. Dün gece 3’te yatmıştım, geç yatıp geç kalkmayı seven biriyimdir.
    Mutfağa gidip kahvaltımı yaptım ve gardırobumdan birkaç parça kıyafet alıp bavuluma yerleştirdim. Köyde anneannem ve dedemle beraber kalacaktık, 6 yaşına kadar köyde kalmış daha sonra babamın tayininin çıkmasıyla şehre taşınmıştık. Her neyse bavulumu da hazırladığımda saat 12:20’ydi. Telefonumla oyalanırken babamın gelmesini beklemeye başladım. Bekleme işi uzun sürmedi, babam yarım saat sonra zile bastı. Telefonu cebime koydum ve bavulu elime alıp kapıya yöneldim.
    Evden dışarı çıkıp babamla beraber arabaya yürüdüm. Babamın arabası şahin modeldi. Arkaya annemin yanına bindim ve yolculuk başladı.
    Sıcak bir sohbetle geçen 3 saatin ardından köye vardık. 30 hanelik, şirin bir köydü. Bir cami, bir kıraathane ve bir tane de okul vardı köyde.
    10 dakikalık bir sürüşün ardından nihayet dedemlerin evine ulaştık. 2 katlı, bahçeli ahşap bir evdi. Tuvaleti bahçesindeydi, alt katta mutfak, banyo ve oturma odası; üst katta ise dedemlerin yatak odası ve kullanılmayan bir oda, kiler ve balkon vardı.
    Kapıya vurduk ve anneannem kapıyı açtı. Bizi görünce hoşgeldiniz deyip önce bana ardından da annem ve babama sarıldı. Aşağıdaki konuşmaları duyan dedem de yanımıza geldi.
    El öpme ve sarılma merasiminden sonra hep beraber içeri girdik.

    Elimden geldiğince seri olarak atmaya çalışacağım, umarım beğenirsiniz.
    ···
  2. 2.
    +22
    Okuyanlar entry girerek kendilerini belli ederseler sevinirim
    ···
  3. 3.
    +33 -2
    Alt kattaki oturma odasına geçtik. Eskimiş bir 3’lü koltuğun karşısında siyah beyaz tüplü televizyon, ve bahçeye bakan camın kenarında da bir tane çekyat vardı. Odanın içindeki kapılardan birisi ufak bir mutfağa diğeri ise banyoya açılıyordu. Mutfaktan bahsetmek gerekirse, uzun ancak dar bir mutfaktı(koridor gibi düşünebilirsiniz), yan yana 2 kişinin geçemeyeceği genişlikteydi. Banyo ise bir kurna ve 2 tabureden oluşuyordu.
    Yolculuk beni yormuştu, kendimi televizyonun karşısındaki koltuğa attım. Dedem ve anneannem benim yanıma babam ve annem ise çekyata oturmuşlardı. Yaklaşık 2 saat boyunca havadan sudan konuştuk. Saat 6’ya gelmişti, annem ve anneannem yemek yapmak için mutfağa geçtiler. Dedemin isteği üzerine televizyonu açtım. TGRT Haber’de siyaset haberleri vardı. Dedem MHP’li, babam ise CHP’liydi. Tahmin edebileceğiniz üzere bir siyaset tartışması çıktı. Ben bu konuları hiç sevmem, bu yüzden evi bir gezmek için oturma odasından koridora çıktım. Koridoru kısaca anlatmam gerekirse, oturma odasının kapısından çıktığım zaman sol tarafımda mutfaktan daha geniş olmasına rağmen gene de dar olan bir merdiven ve sağ tarafımda da bahçeye çıkan kapı var.

    Ben sola döndüm ve yukarı çıktım. Balkona çıkmak istiyordum, kilerin önünden geçerken bir tıkırtı duydum. Aşağıdan geldiğini düşünüp umursamadım ve balkona doğru ilerlemeye devam ettim. Kilerin yanında olan yatak odasının önünden de geçip boş olan odaya girdim ve oradan balkona çıktım. Canım sigara istedi ama dedemin kuralları katıydı. Gençken içtiği sigaranın zararını çok görüyordu bu yüzden de beni sigara içmemem için sık sık uyarırdı.
    Telefonla biraz oyalandım, saat 7:30’a yaklaştığında hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Karşımda çok güzel bir manzara vardı. Fotoğrafını çekmek için telefonumun kamerasını açtığımda hiç ummadığım bir şey gördüm. Telefonun ön kamerası açıktı ve ekranda bir karaltı görmüştüm. Gözlerimi kırpıp tekrar baktım, karartı yoktu. Odanın ışığını yakıp etrafa bakındım ama hiçbir şey yoktu. Aklım bana oyun oynamıştı ya da ben öyle sanıyordum…
    ···
  4. 4.
    +17
    Arkadaşlar hikayeyle ilgili önerilerinizi ve yorumlarınızı yazarsanız sevinirim
    ···
    1. 1.
      +1
      sen yazarsında okumammı
      ···
      1. 1.
        0
        Ehehehehehe
        ···
  5. 5.
    +26 -2
    Odanın ışığını kapatıp aşağı inmek için merdivenlere doğru ilerledim. Merdivenlerden inerken burnuma bir koku geldi.
    Enfes
    Kuru fasulye kokusu, annemler kuru fasulye - pilav yapmıştı. En sevdiğim ikilinin kokusunu alınca olabildiğince hızlı bir şekilde merdivenleri indim ve oturma odasının kapısını açtım. Sofra kurulmuştu, annem beni görünce “Biz de tam seni çağıracaktık” dedi. Sofraya oturduk ve güzelce karnımızı doyurduk.
    Yemekten sonra çaylar içildi ve televizyonda çıkan bir Kemal Sunal filmini patlamış mısır eşliğinde hep beraber izlemeye başladık.
    Film bittiğinde saat 10:30 olmuştu. Dedem ve anneannem uyumak için yukarı çıktı. Erken yatıp erken kalkıyorlar, eski toprak işte (:
    Benim de uykum gelmişti açıkçası, anneme nerede yatacağımı sordum. Yukarıdaki boş odaya yer yatağı serelim orda yat dedi. Bana uyardı, zaten başka yatabileceğim bir yer olduğunu da sanmıyordum. Annem yukarı yer yatağını serdi ve babamla çekyatı açıp yattılar. Ben de yukarı çıkıp yatağıma geçtim. Yaz gecesi olduğu için oldukça sıcaktı, üstüme ince bir battaniye çektim ve gözlerimi kapattım.

    Uyandığımda henüz hava aydınlanmamıştı. Telefonumun saatine baktım:
    2:52
    Akşam kuru fasulyeyi fazla yiyince mideyi bozmuştum, karnım ağrıyordu. Yerimden kalkıp hızlı adımlarla merdivenlere ulaştım. Merdivenlerden koridora, koridordan da bahçeye çıktım. Ayağımda terliklerle tuvalete ulaştım ve ışığını yakıp kapısını açtım. Oldukça eskiydi ama iş görüyordu. içine girip kapısını örttüm ve ne yaptığımı hepiniz tahmin ediyorsunuzdur o yüzden yazmıyorum.
    Odama geri dönmek için eve girdim ve merdivenlerden çıktım. Kilerin önünden geçerken gene bir tıkırtı duydum. Bu kez aşağıdan geliyor olamazdı. Ev eski olduğundan tahtalar tıkırdıyor olabilirdi, sonuçta hep kilerin önünden geçtiğimde tıkırdıyor. Evet bu mantıklı bir açıklamaydı. Buna inanıyordum ya da sadece inanmak istiyordum.
    Odama doğru ilerlerken gördüğüm bir şey beni durdurdu. Siyah bir duman odamın içindeydi. Süzülerek balkona çıktı ve gözden kayboldu. Biraz ürpermiştim, bunun da bir göz yanılması olduğunu düşünüp odama ve ardından da yatağa girdim.
    ···
  6. 6.
    +8
    Panpalar şu anda bağdayım işlere biraz yardım edicem 1-2 saate devam ederim
    ···
  7. 7.
    +8 -1
    işim erken bitti panpalar yeni part yazıyorum şu an
    ···
  8. 8.
    +16 -1
    Sabah annemin sesiyle uyandım:
    “Kalk oğlum kahvaltı hazır”
    Dinlenmiştim, kendimi oldukça enerjik hissediyordum. Yatağı toplayıp annemin peşinden oturma odasına indim. Yer sofrası kurulmuştu. Köy peyniri, zeytin, haşlanmış yumurta, pekmez, reçel, ev yapımı ekmek…
    Bir insan evladı daha ne isteyebilirdi ki? Sofraya oturdum ve yemeye başladım.

    Karnımı iyice doyurup sofradan kalktığımda saat 11’e geliyordu. Dedem kıraathaneye gidecekti, ben de peşine takıldım. Kıraathaneye vardığımızda dedemin arkadaşlarının olduğu bir masaya oturduk ve çaylarımızı içmeye başladık. Dedem ve arkadaşlarının havadan sudan konularla başlayan sohbeti git gide derinleşiyordu. Ben de kulak misafiri oldum.

    (Dedem: D / Dedemin arkadaşı: DA / Dedemin diğer arkadaşı: DD)

    DA: Bu caminin imamı esaslı adam. Geçenlerde köye bi adam geldi. Kafayı yemek üzereymiş, doktorlar şizforen mi ne öyle bir hastalık diyolarımış. Verdikleri ilaçlar falan heç yaramamış e öyle olunca adam da bizim imama gelmiş. imam efendi buna bir muska yazmış, o günden beri hiç sıkıntısı yokmuş.
    D: inanmayın şöyle cincilere. Nas’ı, Felak’ı dilinizden düşürmeyin, abdestli gezin hiçbir şey olmaz Allah’ın izniyle.
    DD: Aynen hacım, inanmayın bu hoca bozmalarına. Kim bilir ne kadar parasını almıştır adamcağızın. Muska diye de bir şeyler karalamıştır.
    DA: Valla bilemiycem amma adamın sıkıntısı geçmiş diyolar.
    Tam dedem bi şey diyecekken ezan sesi duyuldu ve “Haydi kalkın cumaya gidelim” dedi.

    Cuma namazının ardından dedem kıraathaneye ben de eve gittim.
    Eve geldiğimde babam yoktu. Sabah bir arkadaşını ziyarete gideceğini söylemişti. Annem ve anneannem de güne gitmişlerdi. Yani akşama kadar evde tek başıma olacaktım.
    Dedemin cumadan sonra bana verdiği yedek anahtarla önce bahçe kapısını ardından da evin kapısını açtım ve oturma odasına geçip televizyon izlemeye başladım. Bir süre sonra karnımın acıktığını farkettim ve mutfağa geçtim. Krep yapmak istiyordum ancak mutfakta un bulamamıştım. Kilerde olabileceğini düşündüm ve kilere gitmek için mutfak ve oturma odasından geçip merdivenleri çıktım. Kilerin kapısının önündeydim. içimde tuhaf bir ürpertiyle kapıyı açtım…
    ···
  9. 9.
    +6
    Yazıyorum şu an gelir 10-15 dakikaya yeni part
    ···
  10. 10.
    +19
    Başlamadan önce bir şey söylemek istiyorum. Partları kısa kısa yazmıyorum bu yüzden de 10 dakika arayla göndermem mümkün olmuyor. Bir partımdan en geç 30-40 dakika sonra yeni part gelir –işim çıktı demediysem -, merak etmeyin yarıda bırakma gibi bir şey olmayacak.

    Kapıyı açtığımda boğucu bir havayla karşılaştım. Kiler oldukça kasvetliydi, tek ışık kaynağı tavanla bitişik sayılabilecek ufak bir pencereden gelen güneş ışınlarıydı. Temmuz ayı olmasına rağmen içerisi şaşırtıcı derecede soğuktu. Odaya biraz göz gezdirdikten sonra un torbasını buldum ve sapından tutup kaldırdım. Torbayı kaldırdığım yerdeki bir kağıt dikkatimi çekti. Torbayı yavaşça yana bıraktım ve kağıdı almak için eğildim. Sararmıştı, oldukça eskiye benziyordu. Katlanmıştı, açtığımda A4 kağıdından biraz daha küçük olduğunu gördüm. Üzerinde birtakım karalamalar vardı. içerinin soğukluğu giderek artıyordu, kulağımda bir fısıltı hissettim. Bilmediğim bir dilde bir fısıltıydı. Kağıdı katlayarak cebime koydum ve torbayı alıp hızlıca odadan çıktım. Kapısını örtmemle aşağı inmem bir oldu.

    Korkmuştum, evde kimse yokken o fısıltı nereden gelmişti?
    Bu kez bir yanılma olmadığına emindim. Fısıltının sahibi her kimse hala içerideydi ve ben onunla aynı binada kalmak istemiyordum. Anahtarlığımı televizyonun üzerinden aldım ve kapıları kilitleyip evden çıktım. Ev köy merkezine 20 dakikalık yürüme mesafesindeydi. Yürümeye ve düşünmeye başladım.
    Fısıltının kaynağını ve bu kağıtta yazanları merak ediyordum ancak bundan dedemlere bahsedersem delirdiğimi düşüneceklerinden korkuyordum. Aklıma köy imamı geldi, dedem adam hakkında iyi şeyler düşünmüyordu ama bir konuşmaktan zarar gelmezdi.

    Düşünceler içerisinde yürümeye devam ettim ve köy merkezine ulaştım. Kıraathaneye girip dedemi buldum. “Eve gitmeyecek miydin?” diye sordu. “Gittim ama canım sıkıldı ve buraya geldim.” diyerek yalan söyledim. Karnım çok acıkmıştı ve saat daha 2 buçuğa geliyordu. Dedemin yanında biraz oturduktan sonra yemek yiyeceğimi söyleyip kıraathaneden çıktım.
    ···
  11. 11.
    +8
    Panpalar ben eve gidicem bağdayım en geç 2 saate dönerim
    ···
  12. 12.
    +12 -3
    Mobildeyim panpalar plesteyşına çağırdı arkadaş o gelene kadar bi part daha atayım dedim.

    Meydandaki bir dönerciye gidip yarım ekmek döner - ayran yaptım. Karnım doymuştu ama eve gidemezdim. Annemler sekizde gelecekti dedem de 6 dan önce gitmezdi eve. Babamı arayıp kaçta geleceğini sordum.
    Ben aramadan beş dakika önce eve gitmiş. Buna sevindim çünkü dışarıda yapacak bir şeyim yoktu ve evde yalnız kalamazdım.

    Yürüyerek eve gittim, kapıyı açıp içeri girdim. Babama seslendim, cevap vermedi. Namaz kılıyor olabileceğini düşünüp oturma odasına baktım ama orada da yoktu. Mutfak ve banyoyu da kontrol ettikten sonra babamı aradığımda duyduklarım beni şok etti. "Ne evde olması oğlum arkadaşlayım hala" dedi.
    ···
    1. 1.
      0
      Wetefe ?
      ···
    2. 2.
      +1
      Diger hikayedede aynisi var
      ···
  13. 13.
    +4
    Yarım bırakmadım arkadaşlar dışarıdaydım internet kafeye geldim bi part daha atmak için
    ···
  14. 14.
    +7
    "Ne demek evde değilsin, az önce aradığımda evdeyim dedin ya" dedim. "Aradığında meşgule attım ya oğlum ne evdeyim demesi?" dedi.
    Şok olmuştum, "tamam baba kafam karışmış kusura bakma" deyip kapattım. Telefonumun arama kayıtlarına baktım. Gerçekten de meşgule atmıştı. O zaman konuşan kimdi?

    Ben böyle düşünürken bir anda odanın kapısı sertçe kapandı. Telefonumu elimden düşürdüm, almak için eğildim, başımı kaldırdığımda karşımda gördüğüm varlığı hala unutamıyorum.

    130 santimetre boylarında, kırmızı gözlü, siyah saçlı ve yeşilimsi ten rengine sahip bir varlık bana bakarak kahkaha atıyordu. Ne yapacağımı bilemedim, çaresizce bacaklarımı karnıma çektim ve beklemeye başladım. Korkuyordum ancak merak da ediyordum. Kısık bir sesle "Sen kimsin?" diye sordum. Bana bakarak gülmeye devam etti. Cevap vermedi. "Neden buradasın?" diye sordum daha yüksek bir sesle. "Benden ne istiyorsun?"

    Tiz sesiyle "Yakında öğreneceksin" deyip gözden kayboldu. Onun kaybolmasıyla birlikte odanın sıcaklığının da normale döndü. Adrenalinin geçmesi ve odanın sıcaklığının artmasıyla gelen ağırlığı engelleyemedim ve gözlerimin kapanmasına izin verdim.
    ···
    1. 1.
      +2
      Bu bin yeni the conjuring izlemis heralde oda sıcaklığı falan
      ···
    2. 2.
      0
      Suraya yerleseyim
      ···
  15. 15.
    +5
    panpalar haber vereyim dedim 1 saat içerisinde part gelme ihtimali yok sonrasında dükkana gidersem seri seri atarım gidemezsem yarın yani başlığa bakacaksanız bir saat sonra bakın yazıp yazamayacağımı söylüycem
    ···
  16. 16.
    +2
    Panpalar gece yazmaya devam edicem 12 gibi
    ···
  17. 17.
    +8
    Geç geldi kusura bakmayın yeni partlar daha seri gelecek

    Annemin yüzüme kolonya dökmesiyle uyandım. Herkes başıma toplanmıştı, Ne oldu, iyi misin? soruları eşliğinde kafamı kaldırıp iyiyim dedim. Ne olduğunu sorduklarında söyleyip söylememek konusunda kararsız kalmıştım. Başım döndü, halsizlikten sanırım diyerek yalan söyledim.
    Beni kaldırıp koltuğa oturttular. Annem su getirmeye gitti, babam da bir yastık alıp geldi. Suyu içip yastığı başımın altına koydum ve biraz uzandım. Uyuyakalmışım, kalktığımda saat 12’ydi. Annem ve babam çekyatta yatıyordu, dedemler de muhtemelen üst kattaydı. Koltuktan kalkıp oturma odasından çıktım. Merdivenleri çıkarken oldukça uykuluydum, bir an önce yatağa ulaşmak istiyordum. Kilerin önünden geçerken bu kez bir şey olmadı. Odama geçtim ve yatağa girip üstüme ince battaniyemi çektim ve uykuya daldım.

    Gecenin ortasında uykum ayak sesleriyle bölündü. Nereden geldiğini anlamak için kafamı kaldırdığımda gene onu gördüm. Beni görünce gülümseyip kilere girdi. Bu mahluk her neyse ondan korkuyordum ve ne olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Odanın kapısını örttüm ve battaniyeyi üstüme çekip gözlerimi kapadım.
    ···
  18. 18.
    +4 -1
    Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte gözlerimi yeni bir güne açtım. Bu kez beni uyandıran şey sabah ezanıydı. imamla görüşmek ve olanları anlatmak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. Hemen üstüme bir şeyler giyip aşağı indim. Annemlere namaza gittiğime dair bir not bırakıp yola çıktım. Cami, eve 10 dakikalık mesafedeydi. Koşar adımlarla cami avlusuna girdim ve abdestimi alıp içeri girdim. Namazı kıldıktan sonra herkes yavaş yavaş camiden çıkarken ben imamın yanına gittim ve biraz konuşmak istediğimi söyledim.
    “Konuşalım evladım, anlat bakalım bir derdin mi var? Yoksa havadan sudan mı konuşmak istiyorsun?”
    imam tahminimce 55 yaşlarında, sakalları ağarmış olmasına rağmen vücudu oldukça zinde görünen biriydi. Yere bağdaş kurdum ve tüm olanları anlattım.
    Anlattıklarımı ilgiyle dinledi ve sözlerim bittiğinde benden bulduğum kağıdı istedi. Çıkmadan önce pantolonumun cebine koymuştum, kağıdı çıkartıp ona verdim. 10-15 dakika boyunca dikkatle inceledikten sonra bana “Git burdan!” diye bağırdı. “Hocam ne oldu bir şey mi yaptım?” dediğimde yapmadın ama yapmak üzereydin. Beni bu şerlilere bulaştıracaktın, git başka birinde bul dermanını benden sana fayda gelmez! Bir daha da bu camiye sakın gelme diye bağırıp beni camiden kovdu.
    ···
  19. 19.
    +5
    imam hakkında başka bir adama yardım ettiğini söylemişti dedemin arkadaşı. Benim o adamdan farkım neydi ki? Neden bana da yardım etmedi?
    Anlamıyordum ancak merak ediyordum. Köyde bana yardım edebilecek başka birisi var mıydı acaba?
    Dedemle konuşsaydım belki yardım ederdi ama ona anlatmak istemiyordum. Kafayı yemiş olduğumu düşünmesinden korkuyordum. En mantıklı olan şey başka birisini bulmaktı sanırım. Köy ahalisini fazla tanımıyordum ancak yardım edebilecek birisini nerden bulabileceğimi biliyordum. Köy kıraathanesinde böyle bir konu açacak ve yardım edebilecek bir kişi olup olmadığını öğrenecektim.
    Eve gittiğimde saat daha erkendi. Televizyonun sesinden annemlerin rahatsız olmasını istemediğim için televizyonu açmak yerine telefonumdan bir oyun açıp oynamaya başladım.
    Oyunu kapatıp saate baktığımda sadece yarım saat geçtiğini gördüm. Vakit bir türlü geçmiyordu ve ben bir an önce kıraathaneye gidip yardım edebilecek birini bulmak istiyordum. Zamanı hızlıca geçirmek için koltuğa yattım ve gözlerimi kapatıp uykuya daldım.
    ···
  20. 20.
    +5
    Başlamadan önce:
    Bakın panpalar elimden geldiğince seri atmaya çalışıyorum ama ben de makine değilim kaliteli yazabilmek için uğraşıyorum ama kaliteli değil de seri olsun derseniz ben baştan savma olarak 5 dakikada bir buraya part atabilirim.

    Annem beni uyandırdığında saat 9’a yaklaşmıştı. Kahvaltımı yaptıktan sonra dışarıda dolaşacağımı söyleyip köy kıraathanesine gittim. Dedem dinlenmek için evde yatacağını söylemişti, babam da şey babamın ne yapacağını sormamıştım.
    Neyse kıraathaneye girdim ve bir masaya oturup konuşmaya başladım. Önce havadan sudan ardından memleket meselelerinden konuştuk. Nihayet konuyu istediğim yere çekmeyi başardım. Bir arkadaştan duydum diyerek başımdan geçenleri biraz değiştirip anlattım. Masadaki adamlardan birisi bir hocadan bahsetti. “70 yaşına basmıştır şimdilerde, en son 5 sene önce görüşmüştük. Benim yeğenin başına da böyle bi’ olay gelmişti. Ona epey yardımı dokundu, arkadaşına söyle de bir görüşsün” dedi.
    Nerede olduğunu sorduğumda ilçe merkezinde olduğunu söyledi. Bir şekilde eve dönüp bu hocayla konuşmalıydım. Ben artık kalkayım deyip kıraathaneden çıktım ve eve doğru yürümeye başladım.
    Eve vardığımda annemler evdeydi, sabah pek bir olay olmadı. Oturup televizyon falan izledim, oldukça rahatlamıştım. Keşke bu rahatlığım gece de devam edebilseydi…
    ···