0
mükemmel bir film. uzun olup arada sırada yorsa da filmin objektifliği beni çok şaşırttı. 1961 yılında böyle bir film yapmak kanımca acaip bir olay. olayları tek bir nedene bağlamamak, bir suçun altındaki nedenleri araştırmak, düşmanın dahi olsa olabildiğince karşındakine adilane davranmak filmde çok dikkat çekiyordu. gerçekten güzeldi be.
filmde en akılda kalan sahneler hep pişman ve hüzünlü ernst janning'in sahneleri. adam nasıl oynuyor, ne güzel sesi titriyor. sanırsın gerçekten bu iğrenç işin içinde yer almış, insanlık suçu işlemiş. peki ya hakim beyefendi? o da gerçek hayatta hakim sanki. bunlar nasıl oyunculuklar? bu ne güzel senaryo, bu nasıl diyaloglardır. alman avukat hitler gibi konuşur, öyle bir konuşur ki aslında sadece kelime sıçmasına rağmen adamın haklı olduğu duygusu seni bir yerinden yakalar, bırakmaz. ben o an anlarım ki neden almanlar pgibopat hitler'e böylesine kapıldı. bir çılgının peşinden giderek yıkılmış, kasvetli, çamurlu bir ülkeyle başbaşa kaldılar. marlene dietrich anlatır canavar olmadıklarını. diğer insanlar gibi yaşama isteklerini. biz de ağzımız açık onu izleriz.
benim açımdan inanılmaz bir filmdi. otur saatlerce konuş. almanları anla, hitler'e söv. savcının izlettiği görüntülere ağla, üzül. hizmetçi kadın ve adamın yüzlerindeki hitlerle ilgili bir şey sorulduğundaki dehşeti ve korkuyu gör. gör babam gör. hollywood'un yüzakı filmlerinden.