Resul ile evde TV izlerken benim iş telefonum çaldı . Arayan Zeynep ti (hatırlıyonuz demi lan ilk jigololuk deneyimim). Nasılsın iyimisin muhabbeti yaptıktan sonra "Kürşat seni Kuzenime anlattım çok merak etti yarın öğlene doğru müsaitsen birlikte olmak istiyor" dedi
Bende "Tamam yarın işim yok zaten . Adresi verirmisin"
Zeynep "Bu sefer biraz başka türlü olacak. Orta seviyeli bir otele rezervasyon yaptır . Sonrada otelin adresini bana gönder. Oda numaranı falan yaz. Bende kuzenime arayıp söylicem. Senin onunla irtibata girmemen gerekiyor çünkü o evli"
Dedi. Ben "Zeynepcim biraz riskli görünüyor " dedim .
Zehra "Biraz öyle ama sorun olmaz ." dedi
Bende tamam o zaman diyip telefonu kapattım.

internetten bir otel bulup rezervasyon yaptırdım. Adresi ve bilgileri Zeynep e mesaj attım.

Ertesi gün oldu...

Ertesi gün hazırlanıp otelin yolunu tuttum. Taksi çağırıp otele doğru yola koyulduk.
Saat 12 gibi otelde oldum bu arada Zeynep e mesaj atıp kuzeninin yolda olduğunu öğrendim. Bende otelin lobisinden rezervasyon yaptırdığımı söyleyip anahtarı aldım. Odaya çıktım .

Aradan 10 dk geçtikten sonra kapı çaldı. Bende kapıyı açtım. "Kürşat senmisin?" dedi bende evet dedim ve buyur ettim. Gelen kadın 1.70 boylarında 40 küsür yaşlarında görünüyordu. Ama bu kadın biraz güzel bir kadındı. Neyse biraz muhabbet ettik . Bana "beni bu kapıdan çıktıktan sonra unutmanı istiyorum ve bu yapacaklarımız hiç yaşanmamış kabul edicez" dedi

Ben "Siz hiç merak etmeyin" dedim ismini falan sormadım.

Sonra başlayalım o zaman dedi .
Bende tamam başlayalım dedim

Üzerinde bir etek vardı . Üstünde ise göğüs dekolteli bir giysi. Sonra yanıma yaklaştı ve sevişmeye başladık. Kadın bayağı ateşliydi. Kesin kocası istikrarsızdı . Sonra kadını memnun ettim 3 saat süren bir ilişki yaşadık sadece bir kez 20 dk ara verdik.

Sonra beraber duş aldık . Sonra üzerimizi giyindik . o çantasından bir zarf çıkartıp
"Bütün masraflar ve ücretin , güzel vakit geçirdim Zeynep in dediği kadar varmış" dedi . Zarfı uzattı . bende "teşekkür ederim ne demek " diyip zarfı aldım.
O gittikten sonra zarfı açıp parayı saydığımda 2.500 TL vardı . mk 3 saatte hemde.. ilk defa bu kadar iyi para kazanmıştım. Bayağı zengin bir kadındı herhalde..

Akşam Seda ile buluştum...

Sonra oradan ayrıldım...

Seda ile bulmuştum . Buluşur buluşmaz ona sarıldım. Oda bana sarıldı. Sonra dudaklarımız birbirine doğru gitmeye başladı . öpüştük. Sedanın bugün yüzü hiç gülmüyordu. Bir sorun olduğu kesindi. Sonra ona "Aşkım bir sorun mu var " dedim
Seda sorumun ardından ağlamaya başladı. Sonra bana sarılıp "Seni çok seviyorum" dedi
Ben "Bitanem ne oldu sana" diyip ellerimi yüzüne zütürdüm ve o kocaman gözlerinden akan yaşları silmeye başladım.
"ilk önce bir sakinleş sonra konuşuruz, tamam mı, seni kimsenin üzmesine izin vermem " dedim . Bu sözlerin ardından Seda , kol Çantasındaki suyu çıkartıp biraz içti. Biraz daha rahatlamıştı.

Sonra anlatmaya başladı...

Aileme seni anlattım. Ama onlar senin sosyal statünden dolayı kabul etmediler. Babam "Taşralı bir çocuğa seni vermem ve bu ilişkinizi onaylamıyorum ondan ayrılacaksın" dedi. Annemde babam kadar tepki gösterdi. Ama ben seni çok seviyorum sensiz bir hayat düşünemiyorum . Seni benden ayırmalarından korkuyorum dedi.

Bende "Sen sakin ol seni kimse benden alamaz senin bu sevgin beni ayakta tutuyor sen yeterki beni sevmeye devam et , hiç kimse bizi ayıramayacak" dedim

Seda nın içi biraz rahatlamıştı. Ama yinede tedirgindi. Onun bu olanlara karşı hala beni sevmesi ve ayakta durmaya çalışması benim ona karşı olan sevgimi bir tık daha arttırdı.

ileriki zamanlarda Seda bana " Hala senden Ayrılmam için baskı yapıyorlar . Benden canımı istiyorlar ama ölürümde senden Ayrılmam " demişti

Onun bu durum karşısında bana bu şekilde bağlanması beni hem mutlu ediyor. Bulunduğu durumdan dolayıda mutsuz ediyordu...

Ve bir gün...

Evde Resul ile oturup J.B. içerken telefonum çaldı. Arayan numara rehberde kayıtlı değildi. Telefonu açtım.
"Merhaba ben Seda nın annesi , sen Seda nın erkek arkadaşımısın" dedi

Ben "Evet ben erkek arkadaşıyım " dedim
Sedanın annesi "Bak delikanlı seninle yarın bir yerde buluşup konuşucaz , bu konuşmadan da Seda nın haberi olmayacak " dedi
Ben "Tamam " dedim .
Bana yeri ve zamanı söyledikten sonra telefonu kapattım .

Bu durum iyiye işaret görünmüyordu...

Ertesi gün...

Ertesi gün hazırlanıp bana verdiği adrese doğru yola çıktım. içimden bir his herşey dahada kötüye gideceğini söylüyordu.
Ama ne olursa olsun Seda yı bırakamazdım. Onu herşeyden çok seviyordum.

Bana adresini verdiği lüx bir restoranta tı.
Reatoranttan içeri girmeden önce Sedanın annesini aradım. Telefon kulağımda restoranta girdim. Bana yerini tarif ettiği anda göz göze geldik amaaaaaaa

ikimizde şok olmuş bir vaziyette birbirimize baka kaldık...

Bu kadın Zeynep in bana referans olup gönderdiği kuzeniydi. ilimizde hayretler içinde kaldık. 2 dk sonra "otur" dedi..

"Şu durumda bana nasıl bir açıklama yapacaksın . Senin kızımla olan ilişkine nasıl onay verim. Zaten ben seni buraya Seda dan ayrılmanı söylemek için çağırdım ama bu süprizi hiç beklemiyordum. Kızımın bir jigolo ile ilişki yaşamasını istemiyorum ve kızımdan uzak durmanı istiyorum" dedi

Herşey taka sarmıştı. Bu durumdan kurtulmam gerekiyordu .

"Bak ben Seda yı herşeyden çok seviyorum. Sizin bu sözlerinize karşı onu bırakmayacagım . Seda da beni çok seviyor. Benim yapmış olduğum bu işi bende tasvip etmiyorum ama bir yerlerden para kazanmam gerekiyordu. Bir şekilde bu yola bulaştım ama son zamanlar bu işi" bırakma kararı" gibi bir karar hep aklımdan geçiyordu.
Benim Seda yı bırakma ihtimalimi hiç aklınızdan bile geçirmeyin." dedim

"Peki kızım bir jigolo ile beraber olduğunu öğrenirse " diyip bacak altı vurmaya başladı bu restine karşılık ben..
"Peki ya kocan senin bir jigolo ile bir ilişki yaşadığını öğrenirse" dedim

Yüzü mal gibi kaldı. Sonra kalkıp gitti. Bende ardından çıktım gittim.

Seda yı aradım. "Aşkım nerdesin " dedim
Seda "Evdeyim aşkım " dedi
Ben"Aşkım dışarı çıkabilirmisin biraz konuşmak istiyorum seninle " dedim
Seda "Tamam bitanem çıkıyorum" dedi

...

Bu jigolo muhabbeti beni çok rahatsız ediyordu. Seda dan saklayarak bu işi yapmak içimi hiç rahat hissettiriyordu.

...

Seda geldi ilk önce sarılıp öpüştük. Sonra kız kulesini cepeden gören bir banka oturduk herşeyin başladığı yer burasıydı..

Ben "Aşkım ben bir itirafta bulunmak istiyorum" dedim
Seda " Kötü birşey olmadı demi Aşkım"
Ben " Aşkım beni affet " diye söze başlayarak jigolo olduğumu , nasıl başladığımı , neden başladığımı anlattım.
Seda şok olmuştu. Sonra ben "Aşkım bunu senden saklayamam , hep anlatacaktım içimde vardı ama seni kaybetmekten çok korkuyorum sensiz yaşayamayacağımı çok iyi biliyorsun, bu işide gerçekten zorunda olduğum için yaptım ama içim hiç rahat hissetmedi. " dedim.

Seda ağlamaya başladı. Onun ağlamaha başlaması beni de çok kötüleştirmeye başladı.

Sonra hiçbirşey demeden gitti...

Sonra bende ağlamaya başladım . Onun gidişi benim dünyamı başıma yıkmıştı.
Onsuz bir hayat benim için ölümdü..

Telefonla onu aradım ama açmıyordu.
1 hafta boyunca okulada gelmemişti.
Bende her gece Rakıya kendimi vuruyordum . Resul evde bana teselli vermeye çalışıyordu...

Halim harap olmuştu.. Onun yokluğu hayatımı alt üst etmişti. Artık kendimi kaybetmiştim . oturduğum apartmnın çatısına çıktım kafamda güzeldi. sonra ona bir mesaj attım..

"Yaptığım eşekliği tasvip etmiyorum. Ama ben ne zaman bir kadınla sevişsem kahroluyordum . seni hep aldatıyormuş gibi hissediyordum . Sana bunları yaşatmak istemezdim . Çok üzgünüm gittiğinden beri hayatımda hiçbirşey yolunda gitmiyor. Anladım ki sensiz bir yaşam beni mutlu etmeyecek. Hatırlıyormusun birbirimize bir söz vermiştik . ne olursa olsun birbirimizi bırakmayacaktık. Ben seni asla bırakamam ... Ama sensiz bir hayatta yaşayamam . Elveda hayat, elveda kocaman gözleri olan hayatımın aşkı . Seni ben ölürken bile seviyorum ." dedim.

Ardından 8 katlı apartmanın çatısının kenarına doğru geldim. Aşağı doğru baktım iki ayağımı aşağı doğru sarkıtıp çatının kenarına oturdum. Sonra gözlerimi kapatıp kendimi boşluğa b8rakacakken telefon çaldı . Seda arıyordu. ilk aramaya açmadım. 2. Aramaya açtım. "Aşkım sakın yapma eğer birşey yaparsan kendine bende yaşayamam , seni çok seviyorum . ne olur yapma ... " ağlayarak dedi.

Bende ağlayarak "Aşkım ben seni çok seviyorum , sana bunları yaşatmak istemezdim. Sen gidince benim hayatla olan basım kesildi . sensiz yaşayamam " dedim

Seda "Bende sensiz yaşayamam , sakın birşey yapma yola çıktım. Senin eve doğru geliyorum" dedi

Ben "tamam aşkım , seni çok seviyorum , affettin mi beni" dedim

Seda "Gittikten sonra bende senin gibi oldum . Yaşama sevincimi kaybettim. Çok acı çektim ama sensiz yaşayamayacağımı anladım. Seni çok seviyorum" dedi

Eve geçip onu beklemeye başladım...

Eve geçtim . Seda nın gelmesini dört gözle bekliyordum . kapı çaldı . bir hışımla koşup kapıyı açtım. Seda...

Hemen ona sarıldım. "Seni çok seviyorum " dedim o "Bende seni çok seviyorum hep yanımda ol. Ne olursa olsun beni bırakma" dedi
Ben "Hayatımın sonuna kadar senin yanında olucam ... Son nefesime kadar" dedim .

Ve öpüşmeye başladık. Ve öyle bir sarılıyorduk ki birbirimize hiç bir kuvvet bizi ayıramazdı.

Bu şekilde çok güzel bir gece geçirdik.
Artık herşey düzelmeye başlamıştı.

Bundan sonra şaşırtıcı gelişmeler oldu..
Seda nın annesi Seda ya bizim ilişkimizi onaylayan bir konuşması olmuş . Seda da bunu benle paylaştı. Çok mutlu olduk artık aile de karşı çıkmıyordu. Zaten kayın valide Kayın babanın aklını hemen çelmiş kayın baba da sorun çıkartmıyordu...

Beyler bundan sonraki entri final entrisi..

Şimdi ne oldu ya diyeceksiniz. Bundan 4 yıl sonra Seda ile evlendim . işletme mezunu olduğum için kayın peder beni şirketin siyu su yaptı. Tek çocuğu Seda olduğu için bütün miras bize kalıyor. Siyu olduktan 5 yıl sonra işleri bana devretti ve emekliliğe ayrıldı. Kayın valide ise aramızda olanları unutmaya çalışıyoruz. Ama nedense olmuyor .. Şimdi bir erkek çocuğum var ismini Kürşat koydum. Neden böyle birşey yaptım bilmiyorum ama ... Seda ile çok güzel bir hayatımız var. Boğaza sıfır bir villada yaşıyoruz. Şu anda Seda yatakta bende çalışma odasında sizlere bu yaşadıklarımı yazıyorum..
Beyler benden bu kadar ... Ben Seda mın yanına gidiyorum.

Hadi salıcakla kalın...

Bu bir kurguydu .. Gerçek hayat hikayemi dinlemek isteyenler için entry giriyorum.. Benimde canım sıkılıyor zaten sahura kadar gideriz böyle

Edit:Bu yazacaklarım gerçek okuyacaklar bir sinerji yapsın. boşuna yazmiyim..

Çocukluk ve ilk gençlik yıllarım

insanlar dünyaya geldiği zaman bazı şeyler onun elinde değildir . Nasıl bir aileye sahip olacağın , kız mı yoksa erkekmi olacağın, Ailenin maddi durumunun ne olacağı, bunlar genel olan şeyler .

ben maddi geliri düşük bir ailenin ilk erkek çocuğu olarak dünyaya geldim. Annem Adile Naşit gibi kısa boylu ,tobik yüzlü , Adile Naşit in kilolarında ... Yan yana koysan Adile Naşit in kardeşi mi diye sorarsın.
Babam ; dünyanın en saf insanlarından ve kendi halinde, kendi yağında kavrulan bir insan. Bana göre dünyanın en iyi insanı.

Babam ve annem okuma yazma bilmeyen , dünyadan uzak kalmak zorunda kalmış insanlar. Bilindik anadolunun toprak kokan insanları.

Bana gelecek olursak ...
Çocukluğumu hayal meyal hatırlıyorum. Fotoğraf kareleri gibi. ilk oturduğumuz ev ; sağ tarafında 25-30 adet portakal ağaçlarının olduğu, hemen yanında 70 yıllık olan bir çam ağacının olduğu kerbin iki katlı evin alt katında oturuyorduk. Evin üst katında da dedem oturuyordu...

Evin büyük bir bahçesi olduğu için hareketli bir çocukluk geçirdim. Sürekli yaramazlık yapar, her gün biryerim kanar dı..

Şimdi düşününce ... Çocukluk , bir insanın en masum dönemidir. Ne dünyadaki acımasızlığı görebilirsin , ne de yaşamakta olduğun rezil hayatı. Bende tam böyleydim. Ailemin maddi geliri düşük , fakir bir aile , yani hayata karşı 1 değil bayağı bildiğin 5-6 sıfır geride başlıyorsun. Ama arada babanın sana aldığı bir çikolata , seni dünyanın en mutlu insanı yapabilir. Ve dünyalar senin olur. Çocukken sana bir top alınması seni dünyanın en mutlu çocuğu yapabilir.

Ekgib yaşamak... Bu benim yaşamımın büyük bölümünü oluşturuyor. Bazen aç yatarsın , bazen okula gitmek istersin giyecek ayakkabın olmaz, bazen canın bir şey ister , herhangibibir şey ne olduğu hiç önemli değil , gider babana dersin ve babanın yüzündeki o kahrolmuşluk duygusunu , çocukken anlayamazsın ve o baba için dünya başına çökmüştür. Ama elinden birşey gelmez. Çaresizlik.

ilk okul yıllarımda çalışkan bir öğrenci profilim vardı. 7. Sınıfa geçince o profil birden yere çakıldı.
Sebep? Sebep yeni girilmeye başlayan ergenlik dürtüleri. Arkadaş çevresi , bulunduğun mahallenin ortamı falan birden seni yerin dibine indirdi . En kötüsüde beni bu durumdan çıkaracak kimse yok . Her kez kendi derdi ile uğraşıyor. Ailem Bile bana yardımcı olabilecek durumda değil. Onlara kızamam . Yalnızsın anlayacağın.

Sonra bir gün ilk okul aşkın olur.
Çocuksun daha 14 yaşında falan. ismi Gamze . Gamze doğal sarı , düz saçlı , oval yüzlü gözlerinin alt tarafında çilleri olan güzel bir insan.
Bir gün bütün cesaretimi toplayıp ona duygularımı ifade ettim , ama o kabul etmedi , 7 yıllık sınıf arkadaşlığımızda bu sayede bitti .
Neden beni kabul etsin ki. O zamanlar paspal , sigara içmeye başlamış , bakımsız bir çocuktum. Ona karşı duygularım lise 2. Sınıfa kadar sürecekti. Belki sınıftaki Babası emlakçı zengin çocuğu "Sezgin" olsaydım belki bana bakardı.

Liseye geçtim . bizim zamanımızda düz lise diye anılan genel lisenin birisine kayıt oldum . Lise hayatımda da imkan ekgibliğini iliklerimde hissediyordum.

Lisedeki ilk günüm. Benim boyum lise 1 de iken 1.50 cm idi . okuldaki diğer çocuklar genelde benden uzundu . hatta bende daha sakal falan çıkmıyordu . Sınıf arkadaşlarıma göre parlak suratlı görünüyordum. Sınıf arkadaşlarımın neredeyse hepsinin adını unuttum. Çünkü öyle arkadaşlık kurduğum kimse yoktu bir Tayfun var .

Lisedeyken çalışmaya karar verdim , okul birimlerinde gidip para kazanırdım .en azından Kendi ihtiyaçlarımı karşılardım. Ve çalışmaya başladım.

Hayatımdaki Gamze etkisi hala devam ediyordu .Lise 2. Sınıftaydım ve buna bir son vermek istiyordum . Bir gün bir internet kafeye gidip 75 krş a 40 dk masa açtırıp, buna facebook tan "Ben seni giyecek ayakkabım yokken bile Sevmiştim . Hayatta mutluluklar" dedim . görüldü, cevap gelmedi. Neyse . Ama onun etkisi ise bitti o günden sonra . O cümle sanki benim bütün yaşadıklarımın özeti ve isyanı idi. Sanırsam o mesajla içimde kalan ve söyleyemediğim herşeyi söylemiştim. Tam bir hayata isyan cümlesi.

Bu arada hayatımda dönüm noktası diyebileciğim olaylar oldu.
Ben yaşadığım ortam gereği serseri bir insan gibi büyüdüm. Hayatımda sanırım 7 kişiyi bıçakla yaraladım ,2 defa bali çektim ,2 defa ise esrar kullandım . Ama bu uyuşturucu kısmı arkadaş ortamı etkisiyle oldu , sonra kendi kendime bunların beni aştığını düşündüm ve bir daha bunlarla uğraşmadım. Bıçakla yaralama konusuna gelecek olursak , serseri bir ortamda büyümek insanı böyle saçma sapan şeylere sürükleyebiliyor bu yaralamalar genelde ufak çakı tabiri edilen aletle bacaklara sıyrık şeylinde atılırdı. Tabiki bu yaptığım çok yanlış.
Ve o hayatımın dönüm noktası.

Olayı uzun uzun anlatmayacağım. Ben lise 1 bittiğinde , yaz tatilinde bir kavga esnasında bıçaklandım bayağı ağır bir bıçaklanma , sol kaburgalarimin altından "dalak" diye tabir edilen bölgeden bıçak darbesi aldım. 15 gün hastahane de yattım . ve düşünecek çok fazla vaktim oldu. Ve ziyaretime gelen akrabalarımın bana serseri gözüyle bakışları canımı çok sıkıyordu. Ve hayatımı düzene sokmam gerektiğini uygulamaya karar verdim. Sonra bütün o serseri , hayat amacı olmayan arkadaşlarımla irtibatımı koparttım. Artık hayatım sadece okul, iş ve ev üçgeninde gidiyordu.

Bu arada babamda yeni sigortalı asgari ücretli bir işe girdi. Yapacağı iş belediyenin temizlik biriminde , elinde süpürge ile çarşı sokaklarını temizleyenlerden olacaktı. Biz buna nasıl sevinmiştik. Artık en azından , günlük işlere gitmez sabit bir işe giderdi. Bunu ailecek babamın ilk maaşı ile kutladık. Babam gelirken tavuk kanatı , sebze meyve almış eve geldi. Annem salatayı falan yapmaya başladı babamsa mangalın başına geçti mangalı yakmaya başladı. O an ki o akşam yemeğimiz, dünyadaki zenginlerin yediği havyarın, bifteğin,balığın hangisi olursa olsun yerini tutmazdı.

Okuyonuzmu bilmiyom ama si kime kadar . ben yazıyom efkarlandım mk..

Bu arada okulumuda değiştirdim. Tayfunda benimle aynı okula geldi. Bu geldiğimiz okul diğer okula göre biraz daha rahat bir okul . Okulda rahatça sigara içebiliyorduk artık. Rahatça istediğimiz kıyafetleri giyebiliyorduk.
Hatta Tayfun ile aynı işyerinde çalıştığımız için işyeri okula da yakındı beraber okuldan sonra gidip markette çalışıyorduk.

Patronumun ismi Serhat . Malatyalı kafası ticarete basıyor , aynı zamanda hayvancılıkta yapıyor. Tayfun ile beni çok severdi Allah razı olsun çok desteğini gördüm hem abiliğini hem arkadaşlığını, karşıma çıkan en değerli insanlardan.
Tayfun ise saf temiz kalpli bir arkadaşım . Öyle herkezle arkadaşlık kurmam kimseyle ama bu çocuk çok temiz kalpli olduğundan arkadaşlığı hakketti. Kısa boylu , ata sporumuz güreş ile uğraştı, hatta bir ara liseler arası şampiyon bile oldu.

Peki bu arada bana ne oldu. Hayatım artık düzene girdi kimseyi arayıp sorduğumda yok, kendi halimde Tayfun ile takılıyorum. Hayata karşı görüşlerimde değişmeye başladı. Sanırım sakinleşmek bana çok iyi geldi. Artık kimse benim serseriliklerimden bahsetmiyor. Bu olanlar sayesinde ileriyi daha çok düşünmeye başladım. veee...

Üniversite sınavı gerçeği ile tanışmaya başladım. Lise 3 bitti , 4. Sınıfa yeni geçmiştim . Üniversite sınavı söylemleri yükselmeye başladı. Bilmediğim bir söylemdi bu.
Sonra araştırmaya başladım . Sınavın nasıl olduğunu , üniversite bölümlerini, puanlarını v.s. O an karar verdim Üniversite okuyacaktım. Ama bom boş bir lise hayatı geçirmiştim ne derslere kafa yorabilmiştim nede dershaneye gitme fırsatım olmuştu. Hep çalışmak zorundaydım. Gariban adamız yapacak birşey yok. Ama bu Üniversite dalgası benim bu hayata , insanlara, yaşadıklarıma isyan edip , gitmek istediğim bir yol gibi duruyordu ve sonunda kararımı verdim. Ne yapıp edip o üniversiteyi kazanacaktım. Bu kendimi ispatlamak için bir fırsattı . Hem hayatım kurtulacaktı . Hem de o insanların bana karşı olan kötü düşüncelerini bir taraflarına sokacaktım. Her yönden güzel gözüküyor bu yol.