jean paul sartre

Bulantı kitabı var bende.. Faust bitse okucam

20.yüzyılın en büyük düşünürü.

Savaşı zenginIer çıkarır fakirIer öIür.

"cehennem başkalarıdır" demiş.

ne güzel demiş reis.

bir kaç gündür bunu düşünüyorum.

Varoluscu bir filozof reis

Kendisini genelde yanlis anlamislardir, kitaplarindaki buhranli hayatlar ve pesimist havanin sebebi, eger gercek bir varoluscu gibi bakmazsaniz hayata bu karamsarliga mecbursunuzdur diyedir. Nitekim kendisine soruldugunda "Hicbir zaman umutsuz hissetmedim" demistir. Bu baslik incide ne ariyo amk lan

bukalemun gibi adam

http://imgim.com/8108incii6089515.jpg

http://imgim.com/7446incib915529.jpg

bence okumayin biraz olumlu baktiğiniz hayati elinizden alır cahil kalın mutlu olun.

yazdığı eserlerin her satırında tanrısızlığın ızdırabı görülmektedir. olaylarda hep bir karamsarlık hakim.
aşırı bilgili ve entelektüel bir adam. fakat bilgi mutluluk getirmiyor. cehalet mutluluktur.

etrafında olan bitenin bu kadar farkında olunca da kendi varlığından tiksiniyor. kitabı okurken aldığınız nefesten iğrenir hale getiriyor insanı.

jean paul sartre okumayan çok şey kaybeder fakat okuyan zaten kaybetmiştir. insanların "normal" diye tanımladığı o gruba bir daha dahil olamaz.

1905 - 1980. boyu 158 cm olan, şaşı ve çelimsiz, fransız filozof ve yazar. bulantı, varlık ve hiçlik gibi eserleri meşhurdur. varoluşçuluğu isimlendiren ve zirveye çıkarandır. adının okunuşu 'jan pol sartır' şeklindedir.

insanlara söylediği kendilerini bulmaları değil, onun gibi olmaları gerektiğinden başka bir şey değildir.

insanoğlu özgürlüğe yazgılıdır; çünkü, bir kere dünyaya atıldıktan sonra yaptığı her şeyden sorumludur. insan özgürlüğünü, yaptığı her şeyden sorumlu olması nedenine neye göre dayandırdın be amca? söyle bizde bilelim. tamam, insan yaptığı her eylemden sorumlu tutulacaksa, özgür olmalıdır, katılıyorum. şimdi, neden insan her şeyden sorumludur ya da özgürdür?

bu konu dışında bu yazara karşı olduğum hiç bir nokta yoktur, beğendiğim yönleri de vardır. önerdiği kendini bulmadaki sorumluluk gerekçesi vesaire sanıyorum ki bunları politik amaçlarla gerçekleştirmiştir. asıl savunduğu şey, insanların diretk doğduğu sisteme uyum sağlamaması, onu sorgulaması gerektiğidir.

adamın dibi

o kadar çirkindi ki zeki olmak dışında alternatifi yoktu

adam lan bu herif.

huur çocukları kimsiniz lan siz bide adamı eleştiriyosunuz ondaki aklın milyonda biri var mı lan sizde adam ömrünü bu sorulara adamış devamlı geliştirmiş sorgulamış.siz nesiniz lan toplasan ömrü hayatı boyunca iki tane felsefi kitap okumuş ve aptal şeylere inanıpta bu adamın gerçekten yabana atılmayacak ve dünyada yankı uyandırmış fikirlerini bir kalemde silmeye çalışan aciz huur çocuklarından birisiniz.

aşk, kalbimizin saygısız misafiridir. bize sormadan gelir, bize sormadan gider...

tam bir fransız

Yaşasaydı inci sözlük yazarı olurdu

intihar diyo kaçış değil, reddediştir. bence adam haklı beyler. düşünün bir kere hangimiz aşikar bir şekilde reddedebilir.? tepki yaptırımlar baskı evet evet baskılar bizi yıldırıyor amk. hem de bizi çatır çatır giberek yapıyor bunu. bazılarımız arada yastık var zannediyor. komik olan da bu. komik olan da biziz aslında. küçükken altımızı ıslatırdık, şimdi ise yastığı. dedikleri gibi yetişkinlerin dünyasında işler çok değişik işliyor. dünyanızı gibiyim.

düşüncesinin temelindeki sınırsız özgürlük kavramı kimi zaman nihilizme varan bir kötümserlikle yakıştırılma sebebi olan düşünür. özgürlüğü liberalist anlamda özgürlükle alakasız, hiçbir dış etkenle sınırlandırılamayan bir insan niteliği olarak görmesi (sadece bir niteliktir, liberal kuramdaki gibi kazanıldığında kutlanılacak ya da uğruna savaşılacak bir hak değildir) onu malum özden önce gelen varoluşa zütürür. buna göre insan kendisi için varlık olarak kendini gerçekleştirme yolunda sınırsız özgürdür. özgürlük buraya kadar belirlenimcilikten uzak süpersonik bir nitelik gibi görülse de insan bunun keyfini çıkartamaz. zira, insanın kendini gerçekleştirmesinin bir nihai noktası, ulaştığında "evet şimdi oldum" diyeceği doğal bir ereği yoktur. işte bulantı da burada başlar zaten. insan bir kalem kadar erekselliğe sahip olamadığından kalem kadar anlamlı da olamaz.
yani sıkıntı esarette değil, mutlak özgürlükteki kararsızlıktadır, insana depro ontolojik sorular sorduran belirlenemezcilik(?)tedir. ama sartre bu kötümserliği kendi felsefesine hiçbir zaman konduramaz. mesela mersaultdaki gibi bir boşvermişlik, bir adamsendecilik sartrea göre son kertede yine bir seçim olacaktır, yani bir kurtuluş değildir. boşvermektense insanlığa atılıp 'bir şeyler' eylemek bu yükü hafifletebilir (bu da sanırım hümanizme el salladığı noktadır).