japonya depremi önceden biliniyordu

ateistlere özet
---
evreni düşünecek olursak, dünya evrende bir toz zerreciğinden daha küçük bir yapıyken, biz onun üzerindeki benekler olarak anca kalırız demi ? ki tüm bu evrenin belirli bir ahenk içinde oluşup sayamayacağınız kadar gök cisminin birbiriyle yine aynı ahenkte dans ettiğini düşünürseniz biraz kafanız zorlanır herhalde ateistlik hakkında.
sadece crab nebulasındaki yüzlerce pulsarın yüksek hızlarda birbirlerine çarpmamak üzere dönmesini oluşturmak için gereken fizik bile insani boyutları aşar, ki düşünün hayal edemeyeceğiniz genişlikteki evrenin düzenini. ve o inanılmaz büyük evrenin bile atomlardan moleküllerden bu hale geldiğini hayal edin bi , işte o zaman herşeyden üstün kadim ve daim bir güç bunu yarattı dersiniz. ister ona allah deyin ister başkabirşey, bu mükemmel düzenin bir sahibi yaratanı var elbet. bunca şeyin rastgele bu şekilde oluştuğuna inamak, tanrının varlığına inanmaktan daha saçmadır ( eğer rasyonel düşünme ihtiyacı hissediyorsanız). hiçbirinizi yargılamıyorum, ya da garipsemiyorum yanlış anlaşılmamak üzere not olsun buda.
---
bilim meraklılarına özet
---
konuya gelince, fazla kurcalamayın beyler döner dolaşır aynı yere gelirsiniz, çünkü üzerindeki gizem perdesini aralayamayacağınız birşey bu. yok o hipnozdur , beyin kontrolüdür derseniz eğer, o deneyler nazi almanyasından beri yapılmaktadır zaten. telefona ihtiyacınız olmadan telepati gibi bir yetenekle konuşturulan insanlarda olmuştur, kasiyerin kas reflekslerini kontrol edip barkodu okutamamasıda sağlanmıştır, hatta ırağa girildiğinde homociksüelleştirici bomba bile konu olmuştu. markete girip sadece tuz alacakken başka şeylerde alıp çıkmanızda çalan müzikten tutun havalandırmadan verilen kokuların bile etkisi vardır. beyniniz bu günün bilimiyle daha üretilemeyecek kadar gelişmiş 'elektronik,elektromanyetik ve kimyasal' yöntemlerin birleşimiyle çalışan bir makinayken , sadece neyin nereyi tetiklediğini bilmek bile bize sisteme müdahale etme şansı verir. örneğin ağız sesleriyle yapılan reklamlar en akılda kalan reklamlardır , aynen müzikler içinde öyle mesela http://www.youtube.com/watch?v=gtuvqei3nx4 ... bunlar siz düşünmeden düşündürme yöntemleridir, kola kutusu sesinin yeri gelip can çektirmesi gibi. yani kısacası pavlov un köpekleri...
---

üşengeçlere özet
---
benim gözümde illüminati aristokratlar klubüdür. bunlar eğitimli, çalışkan ideal sahibi ve sadece kendisi gibi olanı seven kişilerdir. ister tarikat olarak görün ister bir grup olarak. bundan bahsederken orak-çekiçten dem vurduğumu sanmayın, bizler onları zengin ettiğimiz sürece onların boyunduruğunda kalmaya mecburuz. tüm bu kapitalist kurmaca zengin olmayı vaat ettikleri kişileri, köleleri gibi kullanmaktan ibarettir. amerikan rüyasıda derler buna, biz onlar için çalışır, onlar tarafından yönetilir ve pazar sineması izleyerek, marka giyinerek mutlu oluruz.