1. 33.
    0
    japan kelimesinin anlamı; nippon, nihon, yani güneşin doğduğu ilk yer, aydınlık anlamındadır, güneş sembolü japonya'nın bayrağında yer almaktadır, büyük okyanus'un batısında asya'nın doğusunda yer alan japonya yaklaşık 130 milyon nüfusuyla dünyanın en büyük ekonomi güçlerinden biridir, binlerce ada ve adacıklardan oluşan toprakları 340 bin kilometrekaredir. japonya'nın başkenti tokyo'dur. japon kültüründe saygı, hoşgörü ve mütevazilik, günlük yaşamda ve aile hayatında çok büyük rol oynamatadır, özellikle büyüklere saygı gösterilir bu memlekette, japon kültürünün türk kültürüne benzeyen ortak yanları çoktur, örneğin ziyaretlerde çay ikram edilmesi, milli bayramlarda akraba ziyaretleri, yas tutma, sofra adabı, giyim kuşam, kadınların bazı yerlerde erkeklerden ayrı tutulması, evlilik konusunda aile fertlerinden, büyüklerden onay alınması gibi, bizim kültürümüze benzeyen birçok yanları vardır, örneğin kimono adında geleneksel bir giysinin japon kültüründe önemli bir yeri vardır, kadınlar kimono giyince çok nazik ve kibar davranırlar. japonya toplumsal açıdan son derece homojen bir yapıya sahiptir.

    japonlar evine, ailesine, toprağına, milletine çok düşkün insanlardır, tarih boyunca bu gelenekleri her defasında büyük bir dayanışma ve ahenk içinde sergilenmiştir, japonlar aynı zamanda gözü kara, başı dik ve onurlu insanlardır, örfünden, adetinden, milli değerlerinden ödün vermezler, sokakalarda güzel giyimli, bakımlı, pırıl pırıl genç insan görüntüleri hakimdir, nezaket kurallarına çok dikket edilir, selam verme, oturma, kalkma, konuşma adabına çok dikkat edilir, birbirileri arsında hediye alırken, verirken bile, eğilir saygı gösterirler, işyerlerinde, ofislerde, vizite kartı gibi yada sevgi ifade eden hediyelerin özellikle iki elle almasına dikkat edecek kadar görgülü insanlardır. ülkenin bircok kentinde insanlar toplu taşıma araçlarından faydalanır, hızlı trenlerin ilk defa icad edilip sefere konulduğu ender ülkelerden biridir japonya, ancak her 10 yılda bir depremden, irili ufaklı doğal afetlerden bir türlü başını alamaz, depreme hazırlıklı olma bilincini en küçük yaştaki çocuklara aşılayabilen bir ülkedir. en büyük kentler arasında: nagasaki, kyoto, kobe, osaka, nagana, sapparo, hiroshima, yer almaktadır.

    japon halkı bilindiği gibi savaşlardan çok acı çekmiş bir millettir, bu ülkeye 1945 yılında atom bombası atılmasına rağmen çalışıp kalkınmışlar, neticede dünyanın en büyük devleri arasına girmeyi başarmışlardır. her yıl 6 agustos'da, hiroşhima ve nagasaki kentlerine atılan bombanın yasını çekerler, büyük şehirlerin hemen hepsinde o deşhetli yılların anısına yapılan büyük anıtlar bulunur, her ne kadar savaşta verilen kayıpların acısı ülke halkının bilincinde yerleşik olsa da, japonya'nın amerika ile yaptığı ticaret hacmı her geçen yıl artış göstermektedir. japonya, sanayi ve teknolojik alanda büyük mesafeler katetmiş güçlü bir ülkedir, özellikle elektronika, otomobil sanayi, depreme dayanıklı evlerde, hızlı tren ağında, ulaşım ve alt yapı yatırımları konusunda büyük mesafeler elde etmiştir, ülkenin senelik milli geliri yaklaşık dört buçuk trilyon dolardır, halkın refah düzeyi çok yüksektir, disiplin ve eğitimin her şeyin üstesinden geldiğini dünya ya gösteren bir ülkedir. kılıç oyunları, kung fu, karete, okinava, minjutsu gibi uzakdoğu dövüş sporları, halk arsında ata sporu olarak bilinir, fakat yaş ortalaması 41 ile dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip bir ülkedir. japon halkı kesinlikle okuma özürlü değildir, acaip bir okuma alışkanlığı vardır, günde 61 milyon dolayında gazete satılmaktadır. siyasi konularda da aktif bir ülkedir.

    japonya'nın, çin halk cumhuriyeti ile tarihi bağları vardır, mitolojik kaynaklarda japon tarihinden bir efsane olarak kabul edilen bir örneği sunmak istiyorum: bundan kaç bin sene önce yaşamış bir tane çin imparatoru varmış, ismi tam olarak bilinmiyor ancak, bu hükümdar ölümsüzlüğün sırrını bulmaya karar verir, çin'deki en sağlıklı ve en güzel bin beşyüz genci teknelere bindirir ve ölümsüzlük sırrını bulmaları görevini verir onlara... bu tekneler sonunda japonya'nın şu an bulunduğu topraklara ulaşırlar ama bir daha da geri dönemezler, orada yerleşir kalırlar. japonların, çin'den gelen o bin beşyüz çok sağlıklı ve yakışıklı gençlerin çocukları olduğu söylenir, ancak zaman içerisinde, konuştukları dil kendi içinde evrim göstererek çince'den ayrılır, başka bir istikamete doğru seyreder, belkide japonların, kalender ve köylü çin karakterine kıyasla bu kadar mağrur, aristokrat ve resmi olmalarının kaynağı bu efsaneden kaynaklanıyor. japonlar ikinci dünya savaşı sırasında, üniversite ve lise son sınıfta okuyan talebelerin hiçbirini, büyük ihtiyacı olmasına rağmen gönüllü olsalar bile savaşa almamıştır, kıyamamıştır okuyan gençlere, savaştan uzak yetişen bu insanlar sayesinde de 1950'lerin ortasındaki büyük ekonomik atılımı gerçekleştirir, belkide şu anda ki büyük ekonomik gücünü bu politikaya borçludur ve ikinci dünya savaşındaki en akıllı taktiklerden birine imza atmışlardır.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 32.
    0
    kagebunshin no jutsu
    ···
  3. 31.
    0
    cirit atma değil mi
    ···
  4. 30.
    0
    kama sutra
    ···
  5. 29.
    0
    beyzbol
    ···
  6. 28.
    0
    hentai izlemek?
    ···
  7. 27.
    0
    drift panpa
    ···
  8. 26.
    0
    do kuma
    ···
  9. 25.
    0
    yeşil çay
    ···
  10. 24.
    0
    nakamuro
    ···
  11. 23.
    0
    fujitsu
    ···
  12. 22.
    0
    japanese school girl molested at train
    ···
  13. 21.
    0
    Yagli gures tabiki
    ···
  14. 20.
    0
    anime yayınlayıp izlemek?
    ···
  15. 19.
    0
    japon futbolu
    yada
    japon yapıştırıcısı amk
    ···
  16. 18.
    0
    9 aylık
    ···
  17. 17.
    0
    sumo degil mi yarraam?
    ···
  18. 16.
    0
    Japan kelimesinin anlamı; Nippon, Nihon, yani güneşin doğduğu ilk yer, aydınlık anlamındadır, güneş sembolü japonya'nın bayrağında yer almaktadır, büyük okyanus'un batısında Asya'nın doğusunda yer alan Japonya yaklaşık 130 milyon nüfusuyla dünyanın en büyük ekonomi güçlerinden biridir, binlerce ada ve adacıklardan oluşan toprakları 340 bin kilometrekaredir. Japonya'nın başkenti Tokyo'dur. Japon kültüründe saygı, hoşgörü ve mütevazilik, günlük yaşamda ve aile hayatında çok büyük rol oynamatadır, özellikle büyüklere saygı gösterilir bu memlekette, Japon kültürünün Türk kültürüne benzeyen ortak yanları çoktur, örneğin ziyaretlerde çay ikram edilmesi, milli bayramlarda akraba ziyaretleri, yas tutma, sofra adabı, giyim kuşam, kadınların bazı yerlerde erkeklerden ayrı tutulması, evlilik konusunda aile fertlerinden, büyüklerden onay alınması gibi, bizim kültürümüze benzeyen birçok yanları vardır, örneğin kimono adında geleneksel bir giysinin Japon kültüründe önemli bir yeri vardır, kadınlar kimono giyince çok nazik ve kibar davranırlar. Japonya toplumsal açıdan son derece homojen bir yapıya sahiptir.

    Japonlar evine, ailesine, toprağına, milletine çok düşkün insanlardır, tarih boyunca bu gelenekleri her defasında büyük bir dayanışma ve ahenk içinde sergilenmiştir, Japonlar aynı zamanda gözü kara, başı dik ve onurlu insanlardır, örfünden, adetinden, milli değerlerinden ödün vermezler, sokakalarda güzel giyimli, bakımlı, pırıl pırıl genç insan görüntüleri hakimdir, nezaket kurallarına çok dikket edilir, selam verme, oturma, kalkma, konuşma adabına çok dikkat edilir, birbirileri arsında hediye alırken, verirken bile, eğilir saygı gösterirler, işyerlerinde, ofislerde, vizite kartı gibi yada sevgi ifade eden hediyelerin özellikle iki elle almasına dikkat edecek kadar görgülü insanlardır. Ülkenin bircok kentinde insanlar toplu taşıma araçlarından faydalanır, hızlı trenlerin ilk defa icad edilip sefere konulduğu ender ülkelerden biridir Japonya, ancak her 10 yılda bir depremden, irili ufaklı doğal afetlerden bir türlü başını alamaz, depreme hazırlıklı olma bilincini en küçük yaştaki çocuklara aşılayabilen bir ülkedir. En büyük kentler arasında: Nagasaki, Kyoto, Kobe, Osaka, Nagana, Sapparo, Hiroshima, yer almaktadır.

    Japon halkı bilindiği gibi savaşlardan çok acı çekmiş bir millettir, bu ülkeye 1945 yılında atom bombası atılmasına rağmen çalışıp kalkınmışlar, neticede dünyanın en büyük devleri arasına girmeyi başarmışlardır. Her yıl 6 agustos'da, Hiroşhima ve Nagasaki kentlerine atılan bombanın yasını çekerler, büyük şehirlerin hemen hepsinde o deşhetli yılların anısına yapılan büyük anıtlar bulunur, her ne kadar savaşta verilen kayıpların acısı ülke halkının bilincinde yerleşik olsa da, Japonya'nın Amerika ile yaptığı ticaret hacmı her geçen yıl artış göstermektedir. Japonya, sanayi ve teknolojik alanda büyük mesafeler katetmiş güçlü bir ülkedir, özellikle elektronika, otomobil sanayi, depreme dayanıklı evlerde, hızlı tren ağında, ulaşım ve alt yapı yatırımları konusunda büyük mesafeler elde etmiştir, ülkenin senelik milli geliri yaklaşık dört buçuk trilyon dolardır, halkın refah düzeyi çok yüksektir, disiplin ve eğitimin her şeyin üstesinden geldiğini dünya ya gösteren bir ülkedir. Kılıç oyunları, kung fu, karete, okinava, minjutsu gibi uzakdoğu dövüş sporları, halk arsında ata sporu olarak bilinir, fakat yaş ortalaması 41 ile dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip bir ülkedir. Japon halkı kesinlikle okuma özürlü değildir, acaip bir okuma alışkanlığı vardır, günde 61 milyon dolayında gazete satılmaktadır. Siyasi konularda da aktif bir ülkedir.

    Japonya'nın, Çin Halk Cumhuriyeti ile tarihi bağları vardır, mitolojik kaynaklarda Japon tarihinden bir efsane olarak kabul edilen bir örneği sunmak istiyorum: bundan kaç bin sene önce yaşamış bir tane Çin imparatoru varmış, ismi tam olarak bilinmiyor ancak, bu hükümdar ölümsüzlüğün sırrını bulmaya karar verir, Çin'deki en sağlıklı ve en güzel bin beşyüz genci teknelere bindirir ve ölümsüzlük sırrını bulmaları görevini verir onlara... bu tekneler sonunda Japonya'nın şu an bulunduğu topraklara ulaşırlar ama bir daha da geri dönemezler, orada yerleşir kalırlar. Japonların, Çin'den gelen o bin beşyüz çok sağlıklı ve yakışıklı gençlerin çocukları olduğu söylenir, ancak zaman içerisinde, konuştukları dil kendi içinde evrim göstererek Çince'den ayrılır, başka bir istikamete doğru seyreder, belkide Japonların, kalender ve köylü Çin karakterine kıyasla bu kadar mağrur, aristokrat ve resmi olmalarının kaynağı bu efsaneden kaynaklanıyor. Japonlar ikinci dünya savaşı sırasında, üniversite ve lise son sınıfta okuyan talebelerin hiçbirini, büyük ihtiyacı olmasına rağmen gönüllü olsalar bile savaşa almamıştır, kıyamamıştır okuyan gençlere, savaştan uzak yetişen bu insanlar sayesinde de 1950'lerin ortasındaki büyük ekonomik atılımı gerçekleştirir, belkide şu anda ki büyük ekonomik gücünü bu politikaya borçludur ve ikinci dünya savaşındaki en akıllı taktiklerden birine imza atmışlardır.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 15.
    0
    kung fu ?
    ···
  20. 14.
    0
    sansürlü ferre
    ···