1. 126.
    0
    @93 dandik pedden kaynaklı panpa o sızdırmış amk kurumuş kan falandır o kız bal dök yala amk öyle biri
    ···
  2. 127.
    0
    (bkz: burda face adresindeki isim bulunuyordu bak) dememiş ki kız. bildiğin ... 'm demiş. her ... 'ye yazmış olabilir. yalanına sokayım.
    ···
  3. 128.
    0
    yalanına sokuyum
    ···
  4. 129.
    0
    panpa devam et durma bakma sen bunlara
    ···
  5. 130.
    0
    ahahha paylaşımlardan millet şakirtsin diye yüklenmeye başladı lan ahahahah
    ···
  6. 131.
    0
    zütündeki sivilcelerden türk kızı olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz.
    ···
  7. 132.
    0
    azan.avi

    ben şahsen azdım
    ···
  8. 133.
    0
    nickini yazmadığı sürece inanmam
    ···
  9. 134.
    0
    amın diline dikiz panpalar otobana dönmüş karı
    ···
  10. 135.
    0
    @103 öyle diyorsan devam et panpa ama bi içim soğudu
    ···
  11. 136.
    +1
    dıbına şunu yazmazsa inanmam:

    Kumarbaz
    KiTAP ADI KUMARBAZ
    YAZAR F.DOSTOYEVSKi
    YAYINEVi VARLIK YAYINLARI
    BASIM YILI 1984

    KiTABIN KONUSU:

    Tüm umutlarını kumara ve yaşlı büyükannelerinden kalacak olan mirasa bağlayan bir ailenin yanında öğretmen olarak çalışan bir genç ile ailenin üvey kızı olan güzel fakat bir o kadar da kaprisli genç kız arasındaki aşkı anlatan bir kitap.

    KiTABIN ÖZETi:
    Fransa’da yaşamakta olan bir Rus Generali ve ailesinin yanında öğretmen olarak çalışan Aleskey ivanoviç iki hafta süren bir ayrılıktan sonra, General’in yanına geri döner. Bu süre zarfındaotele birkaç tanıdık sima gelmiştir. Bunlardan birisi ivanoviç’in hiç hoşlanmadığı Fransız, diğeri ise ivanoviç ile sıkı bir dostluğu olan Mister Astley’dir. Zamanla Fransız’ın otelde bulunuş nedenini anlamaya başlamıştır. General’in, Fransız2a yüklü bir miktar borcu vardır ve bu borcu da uzun süredir hasta olan Rusya’daki zengin halasından kalacak mirasla ödemeyi düşünüyordur.
    ivanoviç’in General’in üvey kızı Polina’ya olan sevgisi gün geçtikçe artıyor ve ona daha çok bağlanıyordu. Fakat Polina ona karşı tutarsız davranışlar sergililer. Kimi zaman samimi, kimi zaman da küçümser tavırlar takınır. Ayrıca Fransız ile Polina arasındaki yakınlaşma da ivanoviç’in gözünden kaçmamıştır.
    Zaman zaman Plina ve ivanoviç yürüyüşe çıkıyor ve dertleşiyordu. işte bunlardan birinde Polina’nın yine asiliği tutmuş ve ivanoviç’e, kendisine bağlılığını göstermesi için, şehrin hatrı sayılır kişilerinden olan Baron ve Barones’e Almanca birşeyler söylemesini emreder. Fakat onun bu sözleri Baron tarafından kaba olarak değerlendirilir. Bu olayın ardından Baron’un şikayeti üzerine General ivanoviç’I işinden atar. Fakat bu esnada beklenmedik bir olay gerçekleşir. General ve ailesinin uzun süredir ölecek diye haber beklediği Rusya’daki halaları gelmiştir.
    Bu olay ivanoviç’in işine yaramıştır. Çünkü Büyükanneonu seviyor ve güveniyordu. Büyükanne zengin, bir o kadar da huysuz bir kadındır. Zamanla Büyükanne oradaki kumarhanelere gitmeya başlar. Tabiki yanında da bu konu hakkında daha önceden bilgisi olan vardır. ikl günlerde herşey yolundadır, fakat günler geçtikçe Büyükanne kaybetmeye başlar. Sonunda Büyükanne’nin paraları tükenmiş ve Rusya’ya dönmeye karar vermiştir. Giderken yanında Polina’yı da zütürmek ister ama Polina kabul etmez.
    Bir gün ivanoviç odasına geldiğinde odasında Polina’yı görür. Daha önce hiç yaşanmamış bu olay karşısında ivanoviç şaşkınlığını gizleyemez. Polina ivanoviç’e, yüklü bir miktar paraya ihtiyacı olduğunu söyler. O anda ivanoviç’in aklına birşey gelmiştir. Kumar. Elindeki bütün parayla rulet oynar ve şansının yardımıyla iki yüz bin ruble kazanır. Fakat otele döndüğünde Polina’yı perişan bir halde bulur. O günden sonra Polina ,Mister Astley’in yanında tedavi olmaya başlar. ivanoviç’de General’in sevgilisiyle Pariste iki aylık güzel bir hayat yaşar. daha sonra eski sefil hayatına geri döner. Günler böyle geçip giderken ivanoviç Hamburg’da Mister Astley ile karşılaşır. Bu karşılaşmanın ardından ivanoviç, Polina’nın kendisini ne kadar çok sevdiğini anlar ve yeni bir hayata başlar.

    ANAFiKRi:
    insanlar sürekli birbiriyle ilişkide bulunan varlıklardır ve bu ilişki içinde para önemli bir yer tutmaktadır. Fakat insanın kendi alınteriyle kazanmadığı bir para ona hiçbir fayda sağlamaz.

    KiTAPTAKi ŞAHISLARIN DEĞERLENDiRiLMESi:
    ivanoviç : Maddi açıdan fakir bir kişi olmasına rağmen kendisini geliştirmiş, bilgili ve insanları tanıyabilen, zeki bir kişi.
    Polina : Herkesin dikkatini çekebilecek kadar güzel ama onlara yüz vermeyecek kadar ciddi, kendi isteklerini başkalarına kabul ettirebilecek genç bir kadın.
    General : Geçmişte asker olarak görev yapmış ollmasından kaynaklanan sert yapısına rağmen insanlardan çabuk etkilenen, hayalci bir insan.
    Büyükanne : Zenginliği sayesinde herkese hükmedebilen, yaşlı, huysuz fakat hırslı bir kadın.

    ŞAHSi GÖRÜŞ:
    Kitap başlangıçta tasvirlerle dolu sıkıcı bir kitap gibi gelebiliyor. Fakat Dostoyevski’nin usta uslübu ile okuyucu olayları daha iyi kavrayıp, kendisini kahramanların yerine koyabiliyor. Ayrıca beklenmeyen olay kurgusu ile şaşırtıcı bir kitap olarak değerlendirilebilir.
    YAZARIN HAYATI:
    Rus edebiyatının en büyüklerinden olan Dostovyevski, 1821 Moskova doğumludur. Orta sınıf bir aileden gelen yazarın babası, yoksullar hastanesinde cerrahtı. Dostovyevski ilk eğitimini ailesinden aldı. Romanlarının tümünde, ailesinin çektiği sıkıntıların ve tanık oldukları yoksulluğun etkisi görülebilir. Çok çalkantılı geçmiştir Dostovyevski’nin hayatı. 17 yaşında askeri akademiye girmiş ama oradaki katı disipline uyamayıp ayrılmış, Norodniklerin siyasi görüşlerini benimsemiş, 1849’da idama mahkum edilmiş ve tam idam sehpasında öğrenmiştir cezasının sürgüne çevrildiğini. Ölümün kıyısından dönen ve Sibirya’daki sürgün yaşantısında zor günler geçiren Dostovyevski’nin siyasi görüşlerinin temelden farklılaştığını söyleyebiliriz. Kişiliğini derinden etkileyen epilepsi nöbetlerinin sıklaşması da bu tarihte başlar. Artık mistik bir dünya görüşü egemendir Dostovyevski’nin metinlerine.
    Bu günlerde Orhan Pamuk’un editörlüğünde başlayan Dostovyevski dizisinin ilk kitabı olarak yayınlanan “Ecinniler”, Dostovyevski’nin Norodnik ve ateist geçmişine dair bir özeleştiridir. Sürgün dönüşü; aşkları, evlilikleri, Avrupa seyahatleri, kumar tutkusu ve geçim sıkıntıları, Turgenyef’le olan çekişmelerleriyle geçirdi ömrünü bu büyük yazar. Çoğu kitabını yayıncılardan aldığı “kaporalar” nedeniyle çok kısa sürelerde tamamladı ve bugün dünyanın en çok satan yazarları arasında olan Dostovyevski, 1881 yılında geçim sıkıntıları içinde hayata veda etti.
    Çevrenin baskılarından kaçmak için -genç yaşta-kitaplara sığınmış, dünya edebiyatından özellikle romantiklerden etkilenmişti. Romanlarında fantazya, gerilim, cinayet, korku gibi temaları kullanan ; E.T.A.Hoffmann, Schiller, Goethe, Sheakspeare, Balzac ve Dickens en sevdiği yazarlardı. Dostovyevski’de, bu saydığım yazarların izlerini kolaylıkla bulabiliriz. ilk romanı “insancıklar”ı 1846 yılında yazdı. O yıllarda Rus edebiyatını yönlendiren eleştirmen Belinski tarafından beğenilen “insancıklar”, sıradan, yoksul, çaresiz insanların hayatını anlatır. Henüz gözlemlerini yansıtma aşamasındadır Dostovyevski.
    Sürgün cezasına çarptırılana kadar, sadece hikayeler yazarak sürdürdü edebiyat yaşantısını. Sibiryada ise eline alabileceği tek kitap incildi. Yazmaya ve Petesburg’a 1959 yılında, yine hikayeleriyle döndü. 1861’de, kendi çıkardığı dergide “Ezilenler”in tefrikasına başladı. Ancak, Dostovyevski’ye eski ününü geri veren kitabı, Sibirya hayatını anlattığı “Bir Ölü Evinden Anılar”(1861) oldu. Kaybedilen özgürlük teması, özgürlük peşinde koşan Rus aydınları tarafından övgü ile karşılandı. Bu övgü, 1864 yılında yazdığı “Yer Altından Notlar”a kadar sürdü. Dostovyevski’nin çağdaşı sosyalist aydınları hicvettiği bu kısa romanın aldığı tepkiler estetik değil, politik nedenlere dayalıydı. Turgenyef’le Dostovyevski arasındaki gerilim hem romana hem de tartışmalara yansımıştı. Oysa, “Yer Altından Notlar”, çaresiz insanın hayat karşısında tutunamamasının, ruhsal olarak yaralanmasının, varoluşunu dünyaya haykırmak isterken giderek kabuğuna çekilmesinin hikayesidir. Dostovyevski’nin daha sonra işleyeceği birçok felsefi ve ahlaki problem, bu romanla başlamıştır.
    Artık “büyük romanlar” dönemi açılmıştır Dostovyevski’nin yazarlık kariyerinde. “Suç ve Ceza” 1866’da yayınlanır. Onu “Kumarbaz”(1866), “Budala”(1869), “Ebedi Koca”(1870), “Ecinniler”(1872) ve “Karamazof Kardeşler” izleyecektir. Bütün bu romanlarına rağmen, siyasi eğilimleri nedeniyle “söylem” dışı kalan Dostovyevski, ölümünden kısa bir süre önce -Puşkin’in ölüm yıldönümünde yaptığı parlak konuşmayla- iade-i itibar görür. Devlet tarafından tehlikeli, aydınlar tarafından gerici bulunan Dostovyevski, -hiç değilse- cenaze merasiminde yalnız kalmamıştır...
    Tümünü Göster
    ···
  12. 137.
    0
    http://inci.sozlukspot.com/e/83000808/
    ···
  13. 138.
    0
    olum ben hikayeyi anlatayım isterseniz capse izin vermiyorlar amk akşama zipleyeyim hepsini pm yle atayım
    ···
  14. 139.
    0
    yollasana panpa
    ···
  15. 140.
    0
    modlar izin vermiyor numarasını yiyecez mi sandın amın oğlu. kızdan bir a4 istiyoruz. doldursun kendi el yazısıyla. kendi isteğimle sözlükte resimlerimin paylaşılmasına onay veriyorum. hiç bir hak talep etmeyeceğim. yazsın. notere onaylatsın getirsin. sonra resimleri paylaş inanalım.
    ···
  16. 141.
    0
    ben hepsini arşivledim az önce ahahahah
    ···
  17. 142.
    0
    @1 tüm fotoları zipleyip uploadlasana panpa 5dklık iş
    ···
  18. 143.
    0
    beklemedeyiz panpa ziple gönder
    ···
  19. 144.
    0
    yolla pampa çok feci durumdayım
    ···
  20. 145.
    0
    kız kıl dönmesi amk
    ···