hayır hiç oyle işyerine ,lise tuvaletine sıçan bir adam da değilim. hatta annem küçükken tembihlerdi "oğlum sakın okul tuvaletine büyük çişini yapma, mikrop yuvası oralar!" diye.ama ev arkadaşım sağolsun dün gece acıktık napalım derken ton balıklı biberli bi ilginç yemek yaptı.ben de kalktım işin gücün başından yatmadan iyi bir yedim. biraz ağır biraz acı lakin lezzetli bir yemek.

sabahta fıstık ezmesi, menemen derken, mideyi mahvetmişim haberim yok..iş yerinde garıl gurul mide sesim duyulmasın diye öksürük efektleri yaparken afedersiniz az kalsın sıçıyordum.ne zaman tuvalete yeltensem aklıma ilk annem geliyordu "aman oğul, mikrop yuvası oralar,..oğul aneyi dinle.." anneyi boşverdim peki ya sekretelerler? onlerinden geçtim yarım saat gelmezsem anlamazlar mı sıçtığımı? ki bu konuda profesyonel değilim. tedirgin çıkıyorum tuvaletten. yürümem değişiyor .elimde değil. garip bir his sarıyor zütümü nemli desem değil kaşıntı desem değil, tamamen piskolojik.
öğlen arasında operasyonu gerçekleştirmeye karar veriyorum. kimse yokken hallederim.

öğlen oluyor, sekreterler gitmiş. tuvaletin birkaç adım onundeki kahve makinesinden bir kahve alıp giriyorum."oh ulan vallahi buymuş.. mideyi de iyi bozmuşum, üşütmüş müyüm neyim.. töbe.." derken bir tıkırtı, hemen musluğu açıyorum sifonu çekiyorum sesi bastırmalı..lan tıkır tıkır... ne var ya git sonra gel..tek tuvalet var zaten.. yok! tıkır tıkır! hala dolanıyor biri orda. diyorum nasılsa gider..bir süre sonra sesler kesiliyor ... tamam çıkma vakti diyip davranıyorum.ama karşılaştığım manzara ..allahım aklımda çıkmıycak sahne yemin ederim.. tuvaletin onundeki kahve makinesinde patron, sekreteri,diğer çalışan hatunlar.. ogle arası bitmiş kahve makinesi onunde lak lak ediyorlar, patron; "sıçma oyle olmaz boyle olur" der gibi bakıyor. haklı da patronu iki saat kapıda beklettim üstüne üstlük tuvalet iptal. mahvettim,talan ettim içeriyi ne oksijen ne azot kaldı ortamda. hele sukur gibi bir yuz afedesiyle ileri atılıyor, yalnız o sıra tuvaletten ince bir koku geliyor ki sormayın. ince ama keskin. patron ileri doğru atılınca bir an geri donme refleksi ile geri adım atıyorum.. ulan reflekslerimi gibeyim! ne yaptım ben!!..yoksa tutsam mı patronu "5 dakika bekle git allahını seversen, takunu yiyim patron 5 dakika ya.." diyeceğim tutuyor.. sekreterlerin gözü üzerimde. ciddi bir surat hepsinde. sonra patron giriyor.ben de istemdışı ilginçleşen yürüyüşümle hızlı adımlarla sanki hiç birşey olmamış gibi. odama doğru ilerliyorum.."acaba koşmaya mı başlasam.. şöyle şirketten dışarı doğru gözyaşlarımı silerek..eve akdar koşsam mı?" lan hiç hayatımda bu kadar rezil olmamıştım lanet olsun.

patron şimdi kendi kendine diyordur."lan ne pis adammış! dün sekreterin zütünü kesiyor bugün iki saaat sıçıyor nerden aldık işe ya.. ne pislikmişsin sen ya.. bilemedik... " diye. acaba gidip yanına, suç mu bastırsam;" ne biçim yemek çıkırıyorsunuz ya..şuna bak mideyi bozdum.. sabahtan beri tuvalete gitmek zorunda kalıyorum..iş yerinde sıçmaya son derece karşı olan bir adamı ne hale getirdiğinize bakar mısınız? zütümdeki bu garip hisse ne demeli peki? yazıklar olsun patron.. bişey demiyorum sana... "