+3
panpalar yaklaşık 14 aydan beri bir yazılım firmasında çalışıyorum. firma ilk bir yıl beni büyük bir şirkete kiralamıştı. 1 sene orda çalıştım, sadece maaşımı bu firmadan alıyordum. halimden de gayet memnundum. çok çalışıyor, çok da güzel işler yapıyorduk. hizmet verdiğimiz şirket de bize gayet insani davranıyordu. mesaiye kalmayı falan sorun etmiyordum. şirketi yazılım işlerinde epey kara geçirmiştik.
neyse 2 ay önce beni merkeze, yani bağlı olduğum firmaya çağırdılar. bundan böyle kiralık olarak değil, merkezde, kendi bünyelerinde çalışacağımı söylediler. gelir gelmez beni uzman olmadığım, daha önce hiç yapmadığım bir alanda görevlendirdiler. 2 hafta içinde 3 yazılım sürümü çıkardım. sonra başka bir proje daha kitlediler. 1 ay zamanın var dediler.
neyse ben başladım, kodların içine sıçılmış. zaten başlarken de söylediler. amatör yapılmış bi işti diye. elimden geleni yaptım. eski yapıyı mümkün olduğunca bozmadan yeni talepleri gerçekleştiriyordum. iyi de ilerliyordum. sonra bir sabah bi baktım, projenin mimarı bütün işleri reddetmiş. gerekçe olarak da eski yapının amatör ve bozuk olduğunu, değiştirilmesi gerektiğini söylediler. yazılım işlerinden anlayanlar bilir, eğri değnek doğrulmaz. bi işin her tarafı bozuksa ya sen de eski şekilde devam edersin ya da sıfırdan başlarsın.
gel zaman git zaman, en son bugüne kadar dayanabildim. ben bir adım ileri gitsem, mimar gelip bi yeri değiştiriyor, tüm yaptıklarım boşa gidiyor. projenin yetişmeyeceği kesinleşti. benden sürekli fazla mesai yapmamı istiyorlar. hayır mesai sorun değil, mesaide yaptığım işi de başka bir yeri kıytırık nedenlerle değiştirip bozuyorlar, tekrar yap diyorlar. bi taka yaramıyor yani kalmam.
patronla görüştüm. dedim durum böyle böyle. herif bana bir saat nutuk çekti. yemin ediyorum türkiyenin en kaliteli yazılım şirketi olduklarını iddia etti. dedim ben mesaiye böyle saçmalıklar nedeniyle kalmak istemiyorum. tam bir saat boyunca benim neden mesaiye kalmam gerektiğini anlattı. olayı şuna getirdi herif, mesaiye kalırsan senin yararına, kendini geliştirirsin, kalmazsan kötü mühendis olursun.
burdan sonraki diyaloğu yazıyorum.
ben: x bey ben hiç ikna olmadım, neden mesaiye kalmalıyım?
patron: bir karar vereceksin. iyi mühendis olup kendini mi geliştireceksin, yoksa boş beleş yazılımcılardan olup ben parama bakarım mı diyeceksin?
ben: ya ikinciyi seçersem?
patron: o zaman seninle yollarımız ayrılır.
ben: hemen şimdi ayrılsın o zaman.
burda biraz duraksadı. hiç efendiliğini bozmadı. gayet cool ve profosyonel bir şekilde geriye doğru yaslanarak konuştu.
patron: iyi, peki sen bilirsin, ayrılsın.
ben: tamam, verin tazminatımı, kesin hesabımı.
işte beyler bi anda o iş adamı, prezentabl herif ağzından nasıl salyalar saçmaya başladı görmeniz lazım amk. sanki herifin çocuğunu kestim. böyle bi çirkefleşme yok.
o dakkadan sonra ne gerizekalılığımı bıraktı, ne salaklığımı. ben de ağzını topla terbiyesizleşme falan dedim. aslında ağız burun dalmayı çok istedim ama olduğumuz yer ses geçirmeyen ama dışardan görülebilen cam bir bölmeydi. yani herife saldırsam dışardan suçlu ben görünürüm.
patron: hem istifa ediyorsun hem tazminat istiyorsun. sende zaten gurur olsa şu dakka lanet olsun bırakıyorum der çeker gidersin.
bak bak. şerefsize bakın beyler. herifler nasıl biliyorlar fakirin gururunun kıymetli olduğunu. aklı sıra ordan vurup, tazminattan caydıracak.
ben: niye bırakacakmışım. ben ihanet etmedim, elimden geleni yaptım, vicdanım rahat. tazminatımı istiyorum.
patron: tamam lan, verecem sana o tazminatı, al zütüne sok.
ben: ağzını topla, tabii ki vereceksin.
sonra da muhasebeye gittim. hesabımı topladılar falan. alacaklarımı kuruş kuruş hesapladılar. ve muhasebeci işten kovulan ilk kişi olduğumu söyledi. çok şaşırdım amk, en az 10 yıllık şirket. ben buraya geleli 2 ayda sırf bizim ekipten 5 kişi ayrıldı. ekip 7 kişi bu arada zaten. diğer iki kişi de istifasını verdi, sonra vazgeçti. yani gidenlerin hiç birine tazminat ödenmiyormuş bu zamana kadar. kimse almamış. önce herif yalan söylüyor zannettim ama muhasebeci kıdem tazminatını hesaplarken anladım doğru söylediğini. çünkü herif kıdem tazminatında üst sınır olduğunu bilmiyordu. brüt maaşı olduğu gibi ekledi hesaba. demek ki daha evvel hiç kıdem tazminatı ödememiş amk. neyse ben de ses çıkarmadım.
daha vermediler ama muhtemelen yarın paramı alacağım.
neyse beyler diyeceğim şu. bu patron milletinin canını al, yine de o hak ettiğin tazminat kadar içlerine oturmaz. sakın ama sakın işinizde ezilince sessiz kalmayın. gerçekten size haksızlık ediliyorsa o tazminatı gibe gibe alırsınız. bunu çok iyi biliyor kendileri de. zaten o yüzden tamam verecem zütüne sok ayağına yattı adi herif. yoksa boğazına bıçak dayasan gene vermez.