-
1.
+1hem çağırırlar hem almazlar ipne lan bu adamalar
-
2.
0yeni mezun olduğum dönemde sabahlara kadar pes atıp öğleden sonra da uyanıp iş görüşmelerine gidiyordum..
artık haftada 5-6 iş görüşmesine girdiğim için bazı kısımları direk geçiyordum, ilginç oluyordu..
misal.. yaşanmıştır..
+ evet biraz kariyer hedeflerinizden, 10 yıl sonra kendinizi nerede gördüğünüzden vs vs gibi 3-5 klişe soru .. bahseder misiniz ?
- hocam salla bunları sen şimdi.. ücret şunu isterim haftasonu da çalışırım gerekirse mesai falan seyahat sıkıntı yok. şu işlerin hepsini yaparım. ücrette pazarlık yapmam.. verebilecekse şirketiniz bu ücreti ok pazartesi başlayayım yok dersen gelirken gördüm üst katınızda güzel bir teras var orada çay sigara yapmaya çıkıyorum ben
+ ıııı... ee ???
- ben kaçtım hade eyvallah
adamın o anki yüzünü hiç unutmucam * -
3.
0efendim görüşmek için traş ol parfüm sık takım kravat giy hazırlan ve yola çık. nihayetinde gideceğim yere ulaşıyorum güvenlik adımı soruyor ve elinde liste olan kağıda işaretliyor sonra ikinci güvenliğe geliyoruz xray dan geç diyor peki deyip geçiyorum hemen adımızı alıp efendisine telefon faslı sonra ziyaretçi kartı veriliyor, beklemeye başlıyorum. etrafı bakıyor tanımaya çalışıyorum su sebili görüyorum susadığımı fark edip 1 bardak su içiyorum yaklaşık 25 dk beklemeden sonra nihayet tamam gidebilirsin ilerden en soldaki oda... kartı makineye okutup giriyorum 2 genç takım elbiseli hoş geldiniz diyor yeşil koltuğa otur deniliyor eyvallah deyip oturuyorum klagib klışe sorular başlıyor kendini anlat yalnız biz müdahale etmiyecez sen konuş deniliyor! anlatıyorum... kitap okumayı severim diyorum sözün bir yerinde hangi tür deniliyor. her türlü ayrım yapmam bilgi sonuçta diyorum adam taktı okuduğun kitap ne. (bkz: ilber ortaylı)ilber ortaylı diyorum adam hemen siyasi mi okuyorsun yani diyor ya sabır diyorum içimden (be hey adam az önce dedim her türlü okurum ayrım yapmam diye) yavaş yavaş görüşme sonuna geliyoruz ama bir şey dikkatimi çekiyor ki içler acısı: adamın akıcı düzgün konuşması gereken mesleği icraa ediyor iki de bir eeee, ıııı gibi asalak cümleleri kuruyor şuan tekrar gitsem orayı terk ederdim konuşmayı bilmiyor diksiyon nedir bilmez mülakat yapıyor! durum böyle işte
-
4.
01 yıl kadar getir zütür işlerine baktım, arada müdürler ekstradan cebime para bile koyuyorlardı, paraya para demiyordum, kahvede herkese benden çay diyebilecek kadar otoriter biri bile olmuştum. bendeki değişimi gören ahmet abi çekti bir gün;Tümünü Göster
-yeğenim façayı düzelttin, paran da var işinde iyisin ama bu senin gibi adama yeterli değil, daha büyük işler yapmalısın dedi.
evet insanlar bendeki potansiyelin farkına vardılar artık açıktan iş teklifleri bile alıyorum diye düşündüm ve
-evet ahmet başkan, çok şükür artık mahallede bir itibarımız var, düzenli maaş hatta ssk bile var.
ahmet abi güldü sen ne iş yapıyorsun?
-başkan ben çek senet işlerine takip ediyorum
-tamam işte gel bizimle çalış
-maaş ne kadar?
-yüzde 5 i senin
-(yüzde 5 ne amk. sanki işletme müdürüyüm)bozuntuya vermedim, ağa geç bu yüzde işlerini ayda kılçıksız kaç para geçer elime?
-sen verdiğimiz tahsilatları yap temizinden 10-15 bin arası geçer
çayı püskürttüm, vay amk. ya bu zamana kadar bedavaya çalışmışım dedim, tamam ağa ben bu konuyu bu gece düşüneyim eski iş yerinde patronun o kadar hakkı var bir kalemde silip atmak olmaz.
o gece gözüme uyku girmedi, gittim bir sonraki gün iş yerine çaldım patronun kapısını, lütfi bey bizim pederin sağlık sorunları nedeyle köye gidiyoruz, kusura bakmazsan ben artık yanında çalışamayacağım.
şaşırdı biraz ama olsun aslanım bu kapı sana her zamana açık ne zaman istersen geri gel başla dedi. öptüm elini hakkını helal et baba adamsın dedim ve odadan çıktım.
ahmet başkanla buluştuk yeni iş yerinin yolunu tuttuk, yeni şirketin daha büyük olduğu her halinden belliydi, ayakçı ahmet bile arabayla geziyordu benzin parası bile ödemiyor, fiş alıp çıkıyordu, şirketin yeri diye eskiden mezbaha olan bir mekandı içeri girdik ama kapıda metal dedektörü vardı, ahmet abi geçmedi ama ben geçerken adamın biri
-aslanım emanet varsa buraya bırak çıkışta alırsın dedi, ahmet abi o bizim yeni eleman karışma rıza dedi, yürüyüp dar bir koridordan geçtik, burada hiç masa yoktu, kanepe ve açık saçık giyimli 3 kadın ve 5-6 adet adamın çalıştığı ofisti ama benim gördüğüm ofislere pek benzemiyordu.
neyse patronun odasına girdiğimizde pos bıyıklı fötr şapkalı bir adam oturmuş nargile içiyordu, süzdü beni baştan aşağı
-ahmet bu çocuk çok zeki birine benziyor başımıza bir iş açmasın dedi, beni zeki olduğumu adam bir bakışta anlamıştı ve adeta gururum okşanmıştı.
-ayıp ettin reis bizde yanlış olmaz, referanslarım sağlam benim, istersen eski çalıştığım yeri ara sor.
-gerek yok yeğenim zaten yanlış yapacak olan adam bu kapıdan içeri giremez, girse de hakkını verir yolcu ederiz
-dedim ilk iş günü pasta kesmeyecek miyiz?
hepsi birbirlerine bakıp güldüler, sen bu elemanı arka odaya al feriha yı da yanına gönder diye pos bıyık talimat verdi.
odaya geçince baktım sadece içki şişeleri bir duşakabin ve yatak vardı, kadın içeri girdi, ilk tanışma günümüz olduğu halde çok sıcak davrandı, iki kadeh viski doldurdu ve beni yatağa oturttu, şaşırdım bir an kadın kollarını boynuma dolayınca, sen iş arkadaşımsın iş yerinde bu türlü şeyler hoş karşılanmaz 25. maddeden ikimiz de tazminatsız kovuluruz dedim.
kadın boş boş baktı, sonra kahkahayı patlattı, çok komik adamsın der demez yatağa uzattı, çirkin emellerine ulaştı, kendimi kirlenmiş ve hata yapmış vaziyette yataktan kaldırıp duşa girdim, boy abdesti alırken baktım hatunda içeri girdi, abla dışarı çık, kaldığım yeri karıştırdım dememe fırsat kalmadan orada da kirletti beni, odadan çıktığımda kadınlardan nefret eder haldeydim duşta bile kaçamamış, kirli ellerimi ciksi bedenimin her bir noktasına değdirmiş, olmadık hallerde cima etmiştik.
ahmet abi hazırlan gidiyoruz dedi, düştüm peşine nereye gidiyoruz abi, küçük bir tahsilat var onu halledeceğiz dedi, abi patron sana vekalatnağme verdi mi dedim? o ne ki lan, abi dedim şimdi bu belge olmadan kimse sana ödeme yapmaz dedim, zütü yiyorsa yapmasın...
atladık arabaya, hala şirketin işleyişini kafamda çözememiştim. neyse mekana geldiğimizde buranın nalburiye olduğunu gördüm, içeri girdik adam çok misafir perver adam hemen çay söyledi, ahmet abi arabada uyarmıştı bu gün sen işe karışma sadece beni izle bundan sonra tek çıkacaksın, bende sadece işin akışını izliyor bir nevi oryantasyon süreci yaşıyordum.
uzun etme hacı, bu gün senedin son günü, parayı hazırladın inşallah. ahmet kardeş reise selamı söyle mı al bu da parası, bu da sizin dedi 500 lirayı cebime sıkıştırdı, dedim ben hak etmediğim parayı alamam kusura bakma bey amca görmemiş olayım, ahmet abi aslanım bu işin raconu bu indir cupkayı dedi, parayı aldık düştük yola.
arabada iyi bir fırça yedim, bu paranın el hakkı olduğunu itiraz edilmemesi gerektiğini anladım, ikinci adrese gittik, baktım burası kuyumcuydu, içeri ahmet abi girdiğinde kuyumcunun yüzü asıldı, çay bile söylemedi, ahmet bak ben borcumu ödedim, bu faizi reis sonradan koydu der demez ahmet abi adama kafa attı, arkamızda duran adam da sanki hazırlıklıymış gibi benim başıma araba krikosu ile vurdu en son baktım bizim ofise gelmişiz, sabah seviştiğimiz kadın aslında hemşireymiş kafama viski döktü ve bezle sildi.
reis geldi aferim koçuma benim paramı böyle söke söke alın, işte şimdi gözüme girdin diyip anlımdan öptü beni.
ne olduğunu anlamadan ahmet abi tuttu kolumdan eve zütürdü, yolda yine bir sürü ayar çekti, mekana girdiğimizde tetikte olacakmışız, adamlar bize her an saldırabilirmiş vs.
-ahmet abi ben o kadar tahsilat yaptım kimse bana vurmadı şimdi neden böyle oldu
-oğlum bu işler böyle parayı alırken iyisin istediğinde senden kötüsü yok
bir sonraki gün ofise gittik orada on numara kahvaltı sofrası kuruldu, aç ayı yavrusu gibi yedim, sonra reis gelip 7.65 kırıkkale yi verdi elime.
askerde bile bir defa atış yapan onda da arkadaşın tahtasını vurabilen bana bu güven şaşırtıcıydı, bu gün gideceğiniz yerde parayı alın gelin antalyada 3 hafta tatil yapın dedi gözlerim yuvalarından çıktı, ahmet abiyle atladık arabaya mekan ganyan bayisiydi, içeri girdiğimizde 4-5 kişi altılı yapıyordu adam bizi görür görmez çekti silahı o an gözüne far sıkılmış keklik gibi kaldım, korkudan inme indi, adamı ahmet abi vurunca mekandakiler kaçıştı, sonra kasadan paraları alan ahmet abiyle atladık arabaya şirkete döndük, reis ortalık karışık sen çocuğu da alın antalya da otele kapanın ortalarda gözükmeyin dedi, olayın şokunu atlatamadan düştük yola, çevre yolunda konyadan aşağı sallanırken yolumuzu çevirdiler arabayı ben sürüyordum durdum adamları polis zannettim, in arabadan ve yere yat diyince itiraz etmedim, baktım ahmet abi uyanmıştı ama silahını bile çekemeden adamlar onu kolundan vurdu, altıma işediğimi gören birisi, korkak köpek demek mekana çökersiniz ha dedi, ellerimi bağladı attılar arabaya.
çiflik evi gibi mekanda 1-2 gün bağlı kaldım ahmet abi kan kaybından ölmüştü, kimsenin kılı bile kıpırdamamıştı, allah ım ben ne salağım gül gibi sosyal güvencesi olan işi bırakıp bu ne üdüğü belirsiz işlere kalkıştım diye düşünürken, baktım kelli felli biri geldi, sen kimsin lan köpek dedi abi dedim ben cumhur aslında çaycıyım ama maaşı iyi diye bu işe girdim ama istifa edeceğim, kurumsal bir firma değil ve çalışma şartları çok kötü dedim.
adam şu şebeğin ayaklarına beton dökün atın denize dedi, altılar ilk önce tekrar dövdüler, sonra ayaklarımı 2o kiloluk boş yağ tenekesine sokup üstüne çimento ve kum karışımı döktüler, çok ağladım yalvardım ama kimse beni dinlemiyordu, sonra attılar bir tekneye ve denizden 200 metre kadar açıklıkta beni suya atıp geriye döndüler, işlediğim günahlar ve yaptığım sapıklıklar için rabbimden af diliyorken duam kabul oldu, çocukluktan kalma alışkanlıkla ayakkabıyı ayağıma hey 2 numara büyük alırım baktım ayakkabı ayağımdan çıkar bili oldu, ayak bileklerimi de bükerek tenekeden çıkardım ve yüzeye doğru çıkmaya başladım.
baktım tekne ortalıkta görülmüyordu, küçükken yazları sulama kanallarında öğrenmiştim yüzmeyi, kıyıya kadar yüzdüm ve bir daha geri dönmedim.
kariyerim için en ideal işi yani bildiğim işe geri döndüm ve izmir de başka bir ofiste ofis boy olarak çalışmaya başladım, patron sorunca da okumam yazmam yok, çek senet para işlerinden hiç anlamam hatta maaş bile istemiyorum demiştim hemen işe girdim ve 3 yıldır çaydanlıklarım ve gizli kameramla mutluyum -
5.
0iş görüşmesi yapmak kariyer planlayan için de, günü kurtarmak için çalışmak zorunda olan kişi için de iş yerindeki ilk gününüzdür ve ilk intiba çok önemlidir.Tümünü Göster
kariyerde yükselmek çoğu zaman kişinin çabasına, özverisine, işe kattığı değere ve değerlendiren kişiye göre değişir, bazen çok çalışırsın ama işe kattığın değer yoktur yükselemezsin, bazen bütün düzeni baştan kurarsın ama başkası pastayı kapar, bazen yaptığın işi çekemezler sümen altı yaparlar, özel sektör çok acımasızdır.
misal kendi hikayemden yola çıkarsak askerden önce de ofislerde çaycılık vazifemi ifa ederken aslında hep kendimi değişik pozisyonlarda hayal ettim, bir gün bende satın alma sorumlusu veya ithalat masası şefi olacaktım ama o güne kadar da çay ve temizlik işlerini aksatmamalıydım.
çaycı pozisyonunda olarak çalışan eleman aslında patrondan sonra şirketteki en önemli elemandır, değil diyenin anlını karışlarım şöyle ki;
• canların sıkkın olduğu bir anda tavşan kanı çayları dayarsınız milletin keyfi yerine gelir
• bakarsın müdür o gün ateş püskürüyor, tuttuğunu gibiyor, bunun kahvesine damlatırsın müshili it oğlu it tuvaletten çıkamaz, o gün çalışanları müdürün şerrinden korursun ama yaptığın bu kutsal vazifeyi kimseye anlatmazsın
• çalışan kadınların da regl tarihlerini arkalarından tuvalete girdiğinde çöpe atılmış kanlı pedlerden anlarsın hatta takvime işaret koyar kimin günü geçikmiş, kimin gebe kaldığını da ilk sen öğrenirsin ama herkes seni kendi halinde dertli çaycı zanneder ama sen regl olmuş olan kadınlara profitrolü çikolatayı el altından ulaştırırsın kahraman olursun, arada kadınlar gelir yanağından makas alır kimse de demez bu garibana bir gün kıyak yapayım, gelsin onca yılın birikmişini atsın.
neyse kimsenin kıçında gözümüz yok arada gizli kamerayla çektiğim görüntülere bakıp osbir çekerek kendimizi çok şükür rahatlatıyoruz, ne demişler gemisini yürüten kaptan, kimseye eyvallahımız yok.
askere giderken patronum çok baba adam çekti konuştu;
-bak çok terscocuk sun, senden çok memnunum, askerlik dönüşü yine beklerim, biliyorum ailevi durumlar zayıf ama korkma ne zaman paran bitti bana haber ver, zaten maaşının hepsini değilse bile yarısını düzenli olarak yatıracağım. bir de attı arabaya karaköy e zütürüp yabancı kadınlarla cinsel temas kurmama vesile oldu, o gün milli olmuştum çok mutluydum, eve gidince patronun eşinin bütün gizli görüntülerini sildim hatta, fotoğrafının birini açıp elini öpüp anlıma koydum af diledim, size bakıp az osbir çekmedim, şeytana uydum lütfen beni affedim o zamanlar çok cahil dim filan dedim günah çıkardım ve kendime yeni bir sayfa açtım.
askerlik zaten ayrı olaylar zinciri, o kunulara hiç değinmeyeceğim ama her olaya sazan gibi atlamayacaksın, bilgisayar mühendisitsen bile yapacağın en büyük görev neöbet çizelgesi hazırlamak olacak, o yüzden uçmaya gerek yok.
ben genç girişimci kardeşlerime ve kariyer planlayan yeni mezun üniversitelilere yardımı olması açısından sadece iş hayatına yönelik altın kurallar ve kırmızı çizgilerden bahsetmeye çalışacağım, kırmızı çizgiler altın kurallardan dan daha mühimdir, altınkurallar yapılmazsa terfi alamazsın ama kırmızı çizgileri geçtiğin vakit patronun kuşunu ağzınla bile tutsan nafile.
altın kurallar;
• **
geğik muhabbetini tadında bırakma ama olaylardan uzak kalmama çok önemlidir,
dış görünüş, sürekli bakımlı olmak şart, kendini kanıtlamış adamlar çıplak bile gezseler kimse ilgilenmez ama yeni atılım yapanlar mutlaka dikkatli olmalı
zamanlama, atılım yapmak konuya el atmak için doğru zamanı hissedebilme, ortamlar çok gerginken salak salak lafa girmek faturanın size kesilmesine yeterli olur, bazen susmak en iyisidir
karakter, yetiştirilme tarzı aileden gelen görgü tecrübe ve kendi deneyimleri ile geliştirilebilir.
kırmızı çizgiler;
• **
adam olacaksın, zütün başın ayrı oynamayacak, ona farklı buna farklı konuşursan fark edildiğin adam adamı giberler, net.
iş yerinden hatun düşermeyecek hepsiyle seviyeli kalacak ve yemeğe gittiğinizde onlarla birlikte salata yiyeceksin.
oramın standardını aşmayacak müdürden fiyakalı giyinmeyeceksin, hele patronun telefonunun üst modelini asla almayacaksın, patron bu ite fazla mı para veriyorum acaba diye uyuzlanabilir.
şirket aracını sadece iş için kullanacaksın, olur bir gün alkkollü yakalanır veya arabada hatun varken kaza yaparsan ayvayı yersin, patron bizim arabayı fuhuş amaçlı kullanıyor diye her an gibtir edebilir.
ben kendi kariyerime değinerek daha açıklayıcı çarpıcı örneklerle konuyu pekiştirmek istiyorum, şimdi askerden döndükten sonra ilk gün tatil ikinci gün iş başı mantığıyla gittim iş yerine, baktım başka çaycı almışlar üzüldüm bir an, eski anılarım canlandı gözümün önünde, dedim şirket yalan oldu başka bir yer bulmak şart.
sonra patronun odasındaki misafir çıktı sekreter patronun beni beklediğini söyledi, tıkladım kapıya, gir demeden girmedim eşek değiliz adap biliriz, içeri girer girmez koştum keçinin tuz yaladığı gibi patronun eline yapıştım, ağlamaya başladım, dur evladım bırak bakayım aa kızacağım şimdi diyip sandalyeye oturttu.
-bak çocukluğundan beri tanırım iyi çocuksun, hafif salaksın ama severim seni, (gözlerim doldu ağlamamak için kendimi zor tuttum) lakin işler bıraktığın yerdeki konumdan çok farklı yerlere geldi
-lütfi bey maaş bile istemiyorum lütfen adres belli olsun yeter (işe eri almayacak zannettim)
-dur çocuğum şimdi çaycımız var ama bana sağlam güvenilir adam lazım, seni işe alacağım ama çaycı olarak değil, ofiste ayak işlerine bakacaksın.
-allah size dert vermesiiin, ayağınızın altını öpem lütfi bey
-yarın işe gelmeden önce al şu parayı git takım elbise al, dedi 1500 tl verdi.
gittim pazardan 3 takım don atlet ve 5 adet beyaz çorap aldım, gittim çarşıdan lacivert takımları çektim bir de yumurta topuk ayakkabıları çekince aynı ferdi tayfur un 1987 yılında film çevirdiği haline döndüm, mahalleye bu kılıkla girince bütün kızlar cama yapıştı ama ben kariyerimde yükseldiğim için artık bu varoş mahalledeki kezbanlara bakmayacaktım, hiç birine yüz vermedim.
iş başı yaptığım gün baktım çalışan arkadaşlar bana jest yapmışlar hoş geldin kutlaması gi bir pasta almışlar, elime verdiler bıçağı kes bakalım bu ilk günün şerefine sende bizim şirketimizin bir ferdisin aramıza tekrar hoş geldin dediler, bütün hatunlarla yanak yanağa samimi pozlar çektirdim hepsini facebook a koyup asker arkadaşlarımı gösterdim, ağzıları açık kaldı.
yeni görevim şirket için alış verişe gitmek, fatura, kredi kartı borcu yatırmak, bankaya gidip para çekmek oldu, bu işleri kolaylıkla yapabilmem için patronum bana motorgiblek bile almıştı hemde akülüydü, yokuşlarda zorlansa da pedalları çevirince çıkamayacağım yokuş yoktu. -
6.
0bugün girdim yine bi tanesine. olursa bordro capsimi ifşa edicem
-
7.
0
-
8.
0hem çağırırlar hem konuşturmaz.
allah kahretsin bu insan kaynaklarını binler!
http://www.youtube.com/wa...TA1&wl_id=TeJJIAXECD8 -
9.
0görüşmeye gidiyorum tavsiye verin binler.
-
10.
0lan mal giblemiycen adamları sizin bana ihtiyacınız var havasında gidicen, alayınızı giberim havası estircen
-
11.
0huurlara kıyak yapıyolarmış yeğen üzülme sen
-
12.
0bugün gittim görüştüm.
sonuç sıfır
püff
canım sıkkın
iyi tarafı ne bilio musun
en azından meslekten birileriyle tanıştım -
13.
0-Satış müdürümüz sizinle ingilizce bir mülakat gerçekleştirmiş sorun yokmuş sanırım.
-Aynen satış müdürünüzün ingilizcesinde bir sıkıntı yok.
Diye ilerleyen süreçlerdir.
-
beyler 4 şubatta 36 yaşında olacağım
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 12 01 2025
-
x de fenayım başa belayım
-
gırgır değil cidden sosyopatım
-
ayakların 39 olamaz imkansız diyenlere inat alişte
-
1 milyon mehmet i kaybettik
-
müminn cinn davet etmek
-
yüzüme gülüp arkamdan tuzak kuranlar var
-
beyaz tenliyim dediysem kirli değil bembeyaz
-
bir haftadir yemeden icmeden kesildim
-
çaycı hüseyin makat deliğine dinamit sokup
-
yıllar önce ayaklarım gerçekten çirkinmiş be
-
2025 de çocuklar duymasın başlıyacakmış
-
mentalcelin sanki karilarla muhabbet edebilme
-
5 s3ne önce zengincrossdresser doyumsuz kevaşe
- / 1