içtiğiniz en güzel biranın hikayesi

1 bira hiç bi zaman güzel olamaz

@2 hikayeni yaz da görelim

upupupup

önce arpa taneleri yüksek sıcaklıkta filizlenme yöntemiyle malt haline dönüştürülür. ardından kavrularak rengini alır. kavrulma süresi biradaki renk değişikliğini sağlar. daha sonra sıcak saf su ile karıştırılır. bir litre bira elde etmek için 6-7 litre su gereklidir. son aşamada ise şerbetçiotu katılır. şerbetçiotunda 200’den fazla aromatik kokunun bileşimi vardır. sıra, bira mayasının eklenmesiyle elde edilen, şekerleri alkole ve karbonik gaza dönüştüren fermantasyon işlemindedir. bu işlem, yüksek sıcaklıkta yapılır (15-20 derece). yoğun (kesif) biralar için 3-5 gün boyunca (özellikle esmer biralarda), sarı biralarda ise 6-8 derece arasında, 7-10 gün boyunca fermantasyon işleminin devam etmesi gereklidir.

sıcacık vajinada gel git yaparken bi yandan öpüşüp bi yandan bira yudumlamak paha biçilemez , hergün yaptığım bir eylem olduğu için artık sıkmaya başladı bi dahaki sefere @1 in gotunu giberken içicem

@3 23:59 da aldıgınn biralari sahilde icmeye hazırlanırken alkole zam geldigini ögrndiginde o tadı yakalamıs olurum

@5 böyle bi troll bekliyodum.

uupupupp efkarlıyım bugün

ilk içtiğim biradır gerçi sonunda arkadaşın midesi yıkanmıştı ama güzeldi

@6 zütünü gibiim

@9 ilgilendiğin için şuku

her hikayeye şuku beyler güzel olursa zikaltı

teee 4 sene önce mi ne bi kızla çıkacaktım. o zamanlar masumum aq kimseyi patlatmamışım ah almamışım kimseden. gece arkadaşla yürürken bi meyhaneye girdik. gece olmasına ragmen hava çok sıcaktı. içeri girdik klimanın karşısında bardakta gelen buz gibi birayı içtim. onu hiç unutamam lan. karılar falan geziyodu masalarda. hey gidi akdeniz * dönüp bakmıyoduk bile lan o karılara. ama züte memeye aç degildik o zamanlar. şimdi abaza olduk boynumuzda da tonla günah. abblanı gibim dünya abblanıı

afrika'da sicak ve toz, aylardan agustos. virane bir havaalaninda, buz gibi uc sise heineken. baska hic bir zaman bu kadar iyi geldigini hatirlamam.

faralyadan kabak koyuna güneşli bir günde, yapılmış uzun yürüyüşün ardından, çadırını kurduktan sonra, alıp sahilde içtiğin 3 adet efes kutudur.

@13 amacını anlamadım

geçen yaz, doğduğum şehirde (üniversite için başka bi şehirdeyim) arkadaşlarla sürekli gittiğimiz bara gidip 5-6 biraver devirmiştik. o gecenin muhabbeti de birası da sigarası da süperdi amk. garsonlarla da muhabbetimiz vardı paso tuzlu fıstık geliyodu. gittiğimiz yer de böyle pub tadında bi yer zaten sessiz sakin, bangır bangır müzik yok, sürekli muhabbet ettik. özledim lan.

4 yıl önce 7-8 kişi antalya da likya yolunu yürüyoruz. bilen bilir bu yolu yürürken en önemli ihtiyaç sudur. yürüyüşün son saatlerinde suyumuz iyice azalmıştı. artık sadece ağzımızı ıslatacak kadar kalmıştı ve kısa süre içinde boşalan şişelerimizi doldurmamız gerekiyordu. tahtalı dağı'nın (hani şu vatan sağolsun filminin çekildiği yer) yamacına geldiğimizde zirvede bina gibi bişey görüp orada su olabileceğini düşündük. baya dik bir tırmanıştan sonra zirveye güç bela ulaştık. meğerse bizim çıktığımız tarafın arka tarafında teleferik varmış amk. insanlar şezlongları koyup keyif yapıyorlar. vahşi gibi tırmanan bizi görünce baya bi şaşırmışlardı. 50'lik bira 8 liraydı fakat o susuzluğun üzerine 2000 küsür metrede içilen o bira harbi canıma değmişti amk.

@1 sen nasi bi fakirsin yaaa

acidim haline gel kaç paraysa borcun ben kapaticam

karsiliginda sen de evlenince karini bana gibtirceksin ama cocuklarinin gozunun onunde, olur mu

nasi iyi anlattim mi

@17 likya yolu giber ben biliyorum o yolu. büyük kanyon kadar ıssız.

@cevat egoist pekekent