Hoca bahçeye gelir gelmez bana işaret ederek yanına çağırdı. Koşarak gittim. Bana okul takımında oynayacağımı ve yarına kadar lisansımın hazır olacağını söyledi. Çok sevinmiştim. Maceram şimdi başlıyordu. Ertesi gün yani salı günü ahmet hocanın yanına gittim. Bana yarın antrenmanın olduğunu söyledi. Hocaya geleceğimi söyledim ve lisansımı alıp sınıfıma çıktım. O gün öyle sevinçle geçti ve eve gittim. Anneme olanlardan bahsettim. Klagib bir şekilde ödevlerimi ve derslerimi aksatmadığım sürece devam edebileceğimi söyledi. Tamam deyip odama çıktım. Üstümü değiştirip mahalleye top oynamaya gittim. Saat 6 ya kadar top oynadım ve eve gelip banyo yaptım. O sırada babam geldi ve beraber yemek yedik. Daha sonra odama geçip ödevlerimi yapıp tv izledikten sonra saat 10 gibi yattım. Ertesi gün ( çarşamba günü ) okul çıkışında antrenmanım vardı. Klagib sabah rutininden sonra okula gittim. Saat 12 buçukta okuldan çıktım ve okul takımındakilerle beraber okulun anlaşmalı olduğu halısahaya gittik. Çok heycanlı sayılmazdım çünkü okul takımındakileri tanıyordum. Sürekli olmasa da konuştuğum kişilerdi. Halısahaya gittiğimde hoca beni yanına çağırdı ve antrenman eşofmanlarını verip giymemi söyledi. Hızlı bir şekilde giyindim ve halısahanın içine girdim. Isınma hareketleriyle başladık. Daha sonra top sürme ve en sonda 30 dakikalık bir maç yaptık. Maç baya iyi geçmişti 5-3 kazanmıştık ve 3 gol atmıştım. Birisi serbest vuruştandı. Diğeri kornerden gelen topa iyi bir şekilde kafa vuruşu yaparak gol attım. En sonuncusunu da bana gelen pası sert bir şekilde şut atarak gol attım. Hoca benden memnun olmalı ki aferin çok iyiydin dedi ve daha sonra herkezi toplayarak haftasonu ... ortaokuluyla maçımız var arkadaşlar iyi bir şekilde beslenin cumartesi günü saat 9 buçukta okulun önünde olun oradan maç yapacağımız yere gideceğiz dedi. Çok heycanlanmıştım ilk defa okul takımımla bir maça çıkacaktım. ilkokulda hayalim olan birşeydi bu. Daha sonra dağılarak eve gittik ve anneme olanları anlattım. Klagib geçen okul günlerinden sonra nihayet cumartesi günü gelmişti. Heyecandan saat 6 da uyanmıştım ve daha sonra gözüme uyku girmedi. Kahvaltımı güzel bir şekilde yaptıktan sonra eşofmanlarımı çantama koyup okula gittim. Okula gittiğimde benden başka 1-2 kişi vardı ve saat 9 du. Ordakilerle selamlaşıp hocayı bekledik. Saat 9 buçukta herkez buradaydı. Hoca maçımızın saat 12 de olduğunu söyleyip halısahaya gideceğimizi ve antenman yapıp servis ile maç yerine gideceğimizi söyledi. Maçlarımızı aynı zamanda Adana Demir Spor takımının da anrenman yaptığı yer olan Aytaç Durak Tesislerinde yapacaktık. Orada 2-3 tane saha vardı. Daha önceden gittiğim için biliyordum. Antrenmanımızı çok ağır olmayacak şekilde yaptık ve saat 11 de servis ile maç yapacağımız yere gittik. 30 dakika içinde vardık ve hoca herkeze formalarını verdi. 18 numaralı formayı giyecektim. Çok heyecanlıydım. Hoca ilk 11 de başlayacakları söyledi. Tek forvetli olan 4-2-3-1 sistemiyle oynayacaktık ama maalesef ben ilk 11 de değildim. Mevkiim forvetti bu yüzden maçın ikinci devresinde oyunda olabileceğimi düşündüm. Formalarımızı giydik. Sahaya çıktık ve ilk 11 dekiler sahaya girdi yedeklerle birlikte ben de yedek kulübesine gittim. Maç nihayet başlıyordu ...

Aklımda tek bir soru vardı. Hoca neden beni ilk 11 de başlatmamıştı ? Bunları düşünürken maçın ilk yarısı bitti ve 1-0 gerideydik. Rakibimizi yenebilecek güçteydik ama ortasahamız iyi oynayamadığı için ataklara çıkamadık ve 1 gol yememize engel olamadık. Daha sonra ikinci yarıda hoca ortasahaya bir değişiklik ve forvete bir değişiklik yaptı. Nihayet oyuna girecektim. Çok heyecanlanmıştım. Hoca kendimize gelmemizi ve bu maçı kazanmamız gerektiğini söyledi. Çünkü bu maçı yenersek şehir içinde olan okul müsabakalarına katılma hakkı elde edicektik. Daha sonra ise Türkiye müsabakaları. Devre arası bitti ve 80 dakika olan maçımızın son 40 dakikasını oynayacaktık. Sahaya çıktıktan sonra heyecanımı yendim ve hakemle birlikte maçın 2. yarısına onlar başladı. Rakibe baskı kurmaya çalışıyordum ama hatasız oynuyorlardı ve bu baskım sonuç vermedi. Tam atağa çıkacakları sırada ortasahada topu kazandık ve bir karşı atak başlattık. Hızlı bir şekilde ortasaha topu bana yolladı. Topu aldım ve önümdeki rakibimi geçip kafamı kaldırdım. Sağ kanatta koşan yusufun önünün boş olduğunu gördüm ve ona doğru havadan bir pas atıp ileriye doğru koşmaya başladım. Yusuf topu kontrol etti ve arka direğe doğru topu yolladı ama orada bulunan mustafa topa dokunamadı. Maçın 60. dakikasıydı ve biz hala 1-0 gerideydik. Topu ortasahanın biraz ilerisinde aldım ve birşey yapmam gerektiğini düşündüm. Önümdeki rakibimi kolaylıkla geçtikten sonra topu sürerken ayağımda bir ağrı olduğunu hissettim ve kendimi yerde buldum. Geçtiğim çocuk ayağıma arkadan çelme taktı ve beni yere düşürdü. Kasıtlı bir müdahaleydi bu. Hakem ona kızarak sarı kart gösterdi. Cezasahasına bi 10 metre kala hafif köşeden serbest vuruş kullanacaktık. Hoca kenardan benim kullanacağımı söyledi. Topun karşısına geçtim. Kaleci barajı ayarlamıştı ama barajda bir açıklık gördüm ve topu oradan sert bir şekilde kaleye vurabilirim diye düşündüm. Hakeme baktım hakem işareti verdi ve koşarak o açıklıktan sert bir şekilde vurdum. Top tam köşeye gitmesede çok sert gitti ve kaleci bu topu beklemiyordu. Topu çelmeye çalıştı ama başaramadı golü atmıştım çok mutluydum. 65. dakikada golü bulmuştuk ve 1-1 di. Golü attıktan sonra hocama doğru koştum ve kenarda golü kutladıktan sonra hemen yerlerimize döndük. Bu golün verdiği gazla 2. golü bulabiliriz diye düşündüm. Daha sonra oyunun hakimiyeti bizdeydi ve hocamızın yaptığı ortasahadaki değişiklikte sonuç vermişti çok güzel ataklar yapıyorduk. 74. dakikada köşe vuruşu kazandık. Boyum pek uzun değildi bu yüzden içeriye kaynayıp karambol yaratmaya çalışacaktım. Sol kanat oynayan yusuf ortayı açtı ve ön direğe doğru koşarak bir kafa vuruşuyla topu hafif arkaya doğru yolladım. Orada bulunan serkan topu kontrol ederek güzel bir şut vurdu ama top direkten döndü ve topun biraz önüme düştüğünü gördüm. Koşarak gidip topu aldım vuracakmış gibi yapıp soluma çekip açıyı bulduktan sonra kaleye doğru bir plase attım. Kaleci topu çelmeyi başarmıştı ve top arka direğe doğru düştü. Orada bulunan mustafa topa vurdu ve 2. golü de bulmuş olduk. Daha sonra kontrollü bir şekilde oynadık ve maçı kazandık.

Çok mutluyduk. Şehir içindeki müsabakalarda gruplara kalmıştık. Şehir içindeki grup müsabakalarında bahsedecek olursam eğer 4 lü gruplar oluyor. Elemeleri geçen okullar gruplara kalıyor ve gruplardan 1. çıkanlar maç yapıyor. 4 grup olduğu için 4 okul arasında maçlar oynanıyor ve bu maçlardan 1. olarak çıkan 4 okulun 1. cisi de Türkiye maçlarının gruplarına kalıyor.Bu gruplardan da çıkıp son 4e kalan okullara ödüller veriliyor. 4. olan okula 500 TL ödül , 3. olan okula 1000 TL ödül , ikinci olan okula 1500 TL ödül ve 1. olan okula da 2000 TL ödül + kupa veriliyor. Biz son grup olan D grubuna düşmüştük. O gün eve çok yorgun bir şekilde gittim ve direk kendimi yatağa attım. Annem maçı kazandığımıza sevinmişti ki akşam en sevdiğim yemek olan mantı yapmıştı. Daha sonra pazar gününü dinlenerek geçirdim ve pazartesi günü okula gittim. Okula girer girmez ömer ile hasan gelip yenmişsiniz lan 2-1 helal olsun felan diyerek biraz muhabbet ettik. Daha sonra istiklal Marşı'nı okuduktan sonra sınıflara gittik. Ders esnasında ahmet hoca nöbetçi aracılığıyla duyuru yaptı ve teneffüste okulun futbol takımında olanları yanına çağırdını söyledi. Teneffüste spor odasının olduğu yere gittim ve kapıyı tıklatarak içeri girdim. Tüm futbol takımında oynayanlar oradaydı. Hoca beni görünce gel Phanophobia bizde seni bekliyorduk dedi ve şunları söyledi :
A.H : Arkadaşlar bildiğiniz üzere Şehir içindeki müsabakalara katılmayı başardık ve D grubuna düştük. Bizim grubumuza düşenleri yenebilecek güçteyiz. Grubumuzdan kayıpsız bir şekilde çıkarak Türkiye maçlarına katılmak hedefimiz. Daha sonra gidebildiğimiz kadar gideceğiz dedi ve bizi sınıflarımıza yolladı. Grup müsabakaları 2 hafta sonra başlıyordu. Günler böyle geçip gitti ve 2 hafta sonraki ilk grup maçımızda 2-0 lık net bir galibiyet aldık. Bu sefer ilk 11 de başladım ve gayet iyi bir oyun sergiledim. 1 gol 1 asist ile maçı tamamlamıştım. Geri kalan 2 maçımızı da kazandık ve grubumuzdan 1. olarak çıktık. Daha sonra şanssız bir şekilde şehrimizin en iyi futbol takımına sahip olan okuluyla karşılaştık. Çok iyi oynuyorlardı bunları yenmemiz çok zor olacaktı. Hocamız bu konu hakkında birşey söylemedi ve çıkıp elimizden geleni yapmamız gerektiğini söyledi. Sonucun pek bir öneminin olmadığını söyledi. Maçımız 1 hafta sonraydı. Diğer grubunu 1. olarak tamamlayan 2 okul karşılaşaktı. Bu maçın kazananıyla bizim maçımızın kazananı maç yapıcak ve o maçın kazananı da Türkiye maçlarının gruplarına kalıcaktı. Yenilmek istemiyorduk ve elimizden gelen herşeyi yapıcaktık

Hocamızın umutsuz oluşu ister istemez bizi de etkilemişti. Maça çıktığımızda yapılarının bile bizden çok çok üstün olduklarını gördük. 80 dakikayı bize işkenceye çevireceklerdi. Maça biz başladık. Çok iyi baskı yapıyorlardı ve pas yapamıyorduk. Ortasahada bir top kaybı sonucu kalemizde golü görmüştük. 1-0 geriye düşünce morallerimizde çok bozuldu ve maçtan 4-0 lık ezici bir mağlubiyet ile ayrıldık. Hocamız böyle bir takıma yapacak pek birşeyin olmadığını söyledi ama genede morallerimiz çok bozulmuştu. Daha sonra okulun kapanmasına zaten pek birşey kalmamıştı ve 7. sınıfı başarılı bir şekilde tamamladm. Karnem gayet iyiydi. Seneye 8. sınıf olucaktım. Lise sınavının stresinin şimdiden başladığını hissediyordum. Yaz tatilimi bol bol futbol oynayarak ve okul takımı ile birlikte bol bol antrenmanlar yaparak geçirdim. 8. sınıf başlangıcında annemin okul takımına devam etmemem gerektiğini söyledi bana. Ben de derslerimi bu yıl olduğu gibi asla aksatmayacağımı ve futboldan asla kopmak istemediğimi söyledim. Zor da olsa ikna ettim. Okul başladı. Bu arada beyza ile yaz boyu mesajlaşmıştık ve 2-3 kez de buluşmuştuk. Beyzaya aşık olmuştum ama bunu futbolla karıştırmıyordum. Okul açılmasına az bir zaman kala beyzayla buluşmaya karar verdik. Şansıma annem iyi günündeydi ve bir kızla buluşacağımı anlayınca çıkarıp 50 tl vermişti. Bu işimi görürdü. Güzel bir şekilde giyindim ve beyzayı almaya evinin önüne doğru gittim. Gittiğimde beyza aşşağıda beni bekliyordu ve çok güzel giyinmişti. Mavi bir t-shirtin üzerine dar bir kot pantolon giymişti. Beni görünce hemen el salladı ve yanıma geldi. Sarıldık ve aramızda şu konuşma geçti

Ben : Selam. Çok beklettim mi ?
Beyza : Selam. Yok bekletmedin daha yeni indim aşşağıya
Ben : Güzel. Nereye gitmek istersin ?
Beyza : ... caddesinde yeni açılan bir burger king var. Oraya gidebiliriz. Tabi istersen.
Ben : isterim tabi. Hadi gidelim.

Yolda giderken ona çok güzel olduğunu felan söyledim. O da teşekkür edip bana sende iyisin dedi ve gülerek burgere doğru yola koyulduk. Burgere gittik ve cam kenarında olan bir masaya oturduk. Ona hangi menüyü istediğini sordum ve gidip siparişleri vermeye gittim. Karar vermiştim siparişleri verdikten sonra yanına gidip ona duygularımdan bahsedecektim. Siparişleri hızlı bir şekilde verip masaya döndüm. Cam kenarından dışarıyı izliyordu. Elinden tuttum. Bana döndü ve şaşırmıştı. Ona onu çok sevdiğimi ve eğer benimle olursa çok mutlu olacağımı söyledim. Ondan da aynı şeyi bekliyodum ama beklediğim gibi olmadı. Birden gözleri doldu ve bana maalesef benimle olamayacağını ve çok üzgün olduğu söyledi. Birden toparlanarak hızlı bir şekilde ağlayarak gitti. Çok şaşırmıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Reddedilmiştim. Birde üstüne 2 tane sipariş vermiştim. Bende toparlanarak oradan arkama bakmadan kaçtım ve şimdi ne yapacağımı bilmiyordum.