/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 176.
    0
    Kardesim bir sonraki hikayeni sabirsizlikla bekliyorum hikayelerinin hepsini okudum cok begendim guzel kurgulamissin tebrik ederim
    ···
  2. 175.
    0
    Rezervee sardı
    ···
  3. 174.
    0
    Rezervauağğ
    ···
  4. 173.
    0
    Bir sonraki hikayede iki hikayeyi birbirine bağlamaya çalışacağım. inşallah başarırım. (bkz: rüyamdaki kız kim) ve (bkz: içimdeki öldürme hissi vahşet)
    ···
  5. 172.
    +2
    iKiSiNiN DE YAŞADIĞI SON

    Kararımı vermiştim. Daha fazla arkadaşım ölmeyecekti. Pes ettiğimi söyledim ve o anda

    La-"Çok doğru bir karardı. Senin de adın unutulmayacak söz veriyorum" dedi ve sonrası karanlık.

    Çok güzel bir yere gelmiştim. Selim de orada antreman yapıyordu. Ama ona orada duran ustası kızıyordu. Ok talimi yapıyordu. Cennette bile talim yapıyordu bu çocuk. Sonunda yanına yaklaştım ve

    S-"Aa Bir bine usta. Seni bir abi ile tanıştıracağım." dedi.

    E-"Ben Emre. Memnun oldum" dedi. Gözleri yeşil yeşil parlıyordu.

    EDiT: EMRE'NiN KiM OLDUĞUNU BiLMEYENLER (bkz: rüyamdaki kız kim)

    EDiT2: http://www.strawpoll.me/12428430 OYLAMANIZI BURAYA YAPABiLiRSiNiZ YARIN SAAT 12 DE BAKACAĞIM VE SONUCU iLK ENTRYE YAZACAĞIM DiĞER HiKAYELERiMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE.
    ···
  6. 171.
    +3
    REYNA BiTiŞi

    Kararımı vermiştim. Kübra haklıydı. Çok fazla acı çekmişti o. Daha fazla acı çekmesine razı olamazdım. Onun için hiç olmadığım kadar hızlı olmalıydım. Ona doğru koştum. ilk kez bu kadar hızlı koşmuştum. Reyna'yı tuttuğu kolunu kopardım. Daha sonra o ise Kübra'yı tuttuğu kolunu sıktı ve Kübra'nın kafasını parçaladı. Kübra'ya odaklanırken tam o anda kafasını kopardım. Kazanmıştım savaşı. Tabiki kazanmak denirse. Reyna ağlıyordu bana sertçe vurarak (tabiki hissetmiyorum)

    R-"Neden onu kurtarmadın neden" diye ağlıyordu.

    b-"Sadece bir seçeneğim vardı." dediğim anda La-Ateh'te olan gücün bana geçtiğini hissettim. Artık hem ölümsüz hem de güçlüydüm.

    b-"Hadi evimize dönelim" dedim. Selimin gözlerini kapattım. ikisinin de cenazesini gömdük. ve Sri Lanka'dan ayrıldık. Tanrının bedeni yokolmuştu. Onu gömemedik. Ama ona da benzer bir mezar hazırladık. Unutulmayacaklardı.

    Türkiye'ye geldiğimde hapise girmemiştim. Reyna'nın sıkı bağlantıları sayesinde. Bu kadar sıkı bağlantısı vardı ama neden bu kadar fakir yaşıyordu? Çünkü kendini herkese kapamıştı. Sadece bir dava oldu ve hapis cezam 2 yıla düştü. O arada Reyna ile evlendik.

    2 SENE SONRA

    Hapisten çıkmıştım. Reyna ise elinde çocuğuyla gelmişti. Erkek çocuğuydu. Tam babası gibi. Ama kanımın ona geçip geçmeyeceğini bekleyip görecektik. Ama asla babam gibi davranmayacaktım kendi çocuğuma.

    b-"Adını ne koydun çocuğumuzun."

    R-"Adı Selim. Birgün onun gibi güzel bir çocuk olsun diye bu ismi koydum."

    b-"Selim hanimiş babacık" şeklinde seviyordum. Daha sonra yanağından öptüm ve yolumuza devam ettik.

    R-"Hadi eve gidelim" dedi.

    2 SENE SONRA

    Sokakta koşuyordum. Çok garip bir adam beni kovalıyordu. Daha sonra karşımda belirdi. Etraf ise değişmişti. Rahat bir koltukta otururken kendimi buldum. Gözleri turuncu turuncu parlıyordu.

    F-"Sana zarar verme gibi bir niyetim yok. Ben Fatih. Sen de Bir bine olmalısın. Abim ile aynı isim. Sana reddedemeyeceğin bir teklifim var."

    EDiT: FATiH'iN KiM OLDUĞUNU BiLMEYENLER (bkz: rüyamdaki kız kim)
    ···
  7. 170.
    0
    Rez amk kerizi
    ···
  8. 169.
    +1
    KÜBRA BiTiŞi

    Kararımı vermiştim. Reyna haklıydı. Onun kardeşinin acısını çekecekti sadece dünyada. Onun için hiç olmadığım kadar hızlı olmalıydım. Ona doğru koştum. ilk kez bu kadar hızlı koşmuştum. Kübrayı tuttuğu kolunu kopardım. Daha sonra o ise Reyna'yı tuttuğu kolunu sıktı ve Reyna'nın kafasını parçaladı. Reynaya odaklanırken tam o anda kafasını kopardım. Kazanmıştım savaşı. Tabiki kazanmak denirse. Kardeşim ağlıyordu bana sertçe vurarak (tabiki hissetmiyorum)

    Kü-"Neden onu kurtarmadın neden" diye ağlıyordu.

    b-"Sadece bir seçeneğim vardı." dediğim anda La-Ateh'te olan gücün bana geçtiğini hissettim. Artık hem ölümsüz hem de güçlüydüm.

    b-"Hadi evimize dönelim" dedim. Selimin gözlerini kapattım. ikisinin de cenazesini gömdük. ve Sri Lanka'dan ayrıldık. Tanrının bedeni yokolmuştu. Onu gömemedik. Ama ona da benzer bir mezar hazırladık. Unutulmayacaklardı.

    Türkiye'ye döner dönmez karakola gidip hapise girmiştim.

    35 YIL SONRA

    Sonunda hapishane hayatım bitmişti.Ben hapishanedeyken kardeşim mafia yı çökeltmiş bile. Zaten hapishanede de bana saldırılar oldu. Ama hiçbirine karşılık vermedim. Onun için de cezam falan artmadı. Hapisten çıktım. Kübra beni karşılamıştı ama çok yaşlanmıştı.

    b-"Çok yaşlanmışsın. Benim de yaşlanmam gerekirdi."

    Kü-"Hala kızlarla nasıl konuşacağını öğrenememişsin" dedi ve güldü. Bende güldüm.

    Kü-"Ben bu hayatta çok şey yaşadım. Sen ise 35 yıldır içeride hiçbirşey görmedin. Bu sana verilmiş armağan."

    b-"Bence bir ceza. Senin de öldüğünü göreceğim."

    Kü-"Merak etme kolay kolay ölmem ben. Gel eve gidelim" dedi ve gittik.

    2 SENE SONRA

    Sokakta koşuyordum. Çok garip bir adam beni kovalıyordu. Daha sonra karşımda belirdi. Etraf ise değişmişti. Rahat bir koltukta otururken kendimi buldum. Gözleri turuncu turuncu parlıyordu.

    F-"Sana zarar verme gibi bir niyetim yok. Ben Fatih. Sen de Bir bine olmalısın. Abim ile aynı isim. Sana reddedemeyeceğin bir teklifim var."

    EDiT: FATiH'iN KiM OLDUĞUNU BiLMEYENLER (bkz: rüyamdaki kız kim)
    ···
  9. 168.
    +3
    Tanrı da mağarasından çıkmıştı.

    La-"Bir taşla iki kuş desene. Çok güzel. ilk seni halledeceğim. " dedi ve bana saldırmaya başladı. Yumruklarından kolayca kaçıyordum. Sanki çocuk saldırıyor gibiydi. Ona doğru yavaşça vurdum ve uzağa uçtu. Bayağı güçlenmiştim.

    T-"Bu işi ciddiye al yoksa tek kaybettiğin kişi o çocuk olmaz." haklıydı. La-Ateh bir anda arkamda belirdi

    La-"Çok haklı" dedi ve son anda saldırısından kaçtım. Ona tüm gücümle vuracaktım. Ona ne zaman vurmak istesem saldırmdan sıyrılıyordu. Resmen kendini savunma moduna aldı. Ama bir açığını yakaladım ve olağanca gücümle vurdum. Yanan köylerin arasına düştü. Hala yaşıyor muydu emin değildim. Daha sonra oradan kocaman bir kaya geldi. Bana doğru geliyordu ama arkamda Reyna ile Kübra vardı. Son anda taşın tuttum fakat La-Ateh tanrının arkasında belirdi ve vücudunu deşti.

    La-"Eğer ki seni yenemiyorsam ben de daha da güçlenirim" dedi. Tanrı ölmüştü. Çok saçmaydı. Sen bu kadar güçlüyken nasıl yenilmiştin ona.

    T-"Sana vurduğum yumruğu iyi kullan" dedi gülerek ve öldü. Yumruk. Tabi ya. Başından beri o güçlü değildi. Benim mavi görmemi sağlayan onun yumruğuydu. La-Ateh birden kızarmaya başladı. Kıpkırmızı oldu. Daha sonra eski haline döndü ama gözleri çok daha kötü oldu. Neredeyse karanlığa yakın kırmızılıktaydı.

    La-"Gözlerim mavileşmedi ama olsun bu da yeterli" dedi gülerek. Birden arkamda belirdi ve yumruğunu attı. Gerçekten çok hızlıydı. Ben daha o yumruğun acısını çıkaramadan arkamda belirip tekrar tekrar vuruyordu. Sanki benimle tenis oynuyordu amk. O kadar hızlı vuruyordu ki kızlar takip edemiyordu. Daha sonra vuracağı zamanı hesaplayarak kolunu tuttum ve onun arkasına geçtim. Yumruğu vurdum. Bu sefer uçmamıştı ama acıyla yere çöktü. Bayağı acımış olacak ki bir hayvan gibi inliyordu.

    b-"Son bir isteğin var mı?"

    La-"Asıl senin son kurtaracağın bir kişi var mı?" dedi ve kızların yanına çok hızlı bir biçimde gitti. ikisinin de kafasından tutup kaldırdı. Sadece birini kurtarabilirdim. Onlar da muhtemelen bunu anladılar ve

    R-"Kübra'yı kurtar. Benim zaten kardeşim gitti. Ben de gitsem sıkıntı olmaz."

    Kü-"Reyna'yı kurtar. Zaten ben hayatımı güzel geçirdim. Seni de tanıdım abi. O ise sefalet içinde yaşadı. Onu kurtar" dedi.

    La-"Eğer teslim olursan ikisini de serbest bırakacağım. Sana söz veriyorum" dedi.

    EDiT: VEEE 3 AYRI SONA GELDiK. BUNDAN SONRAKi ENTRYLERDE SONLARI YAZACAĞIM. STRAW POLL iLE SiZ KARAR VERECEKSENiZ. HAZIRSANIZ BAŞLAYALIM.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 167.
    0
    Okurun sonra
    ···
  11. 166.
    0
    Selamın aliminyüm ayraç
    ···
  12. 165.
    +4
    10 DAKiKA ÖNCE

    BiR BiNE

    Kendi iç benliğime odaklanmam çok uzun sürmüştü. Sonunda oradaydım. Hiçbirşey hissetmiyordum.

    2b-"Başından beri kendinden kaçıyordun. Sonunda buradasın."

    b-"Biliyorum. Bu yetenek bana sadece insan öldürttü. Nasıl kabul edebilirdim ki?"

    2b-"Gereksiz insanları öldürttü."

    b-"Hiçbir insan gereksiz değildir. Bunları hapise atmak için gerekli mahkemeler var. Adaleti sağlayacak kurumlar var."

    2b-"Adaleti sağlayan gruplardan dolayı mı polis olamamıştın?"

    b-"O farklı bir mevzu."

    2b-"Hepsi aynı mevzu. Bütün insanlık aynı. içinizde kötülüğe potansiyeliniz o kadar yüksek ki iyiliği ve yaşayan canlıları unutacak kadar açtınız. Şehirler kurdunuz. Hangi canlı yaşıyor bakmaksızın. Bu da yetmezmiş gibi savaşlar çıkardınız kendi aranızda. Hala devam eden savaşlar. Şimdi söyle bana insanoğlu yaşamalı mı?" ben ise gülümseyerek:

    b-"Düşe kalka öğreniyoruz" dedim. Bu onu şaşırtmıştı. "insanoğlu dediğin düşe kalka öğrenir. Bir bebek gibi. Hala büyüyemedik. Hala büyük işler başarmaya çalışıyoruz. Kendimize göre büyük işler. Ama bir yandan yıkarken bir yandan da dikiyoruz. Birçok ormanlık alanlara dokunulmuyor. Tehlikeleri görebiliyoruz."

    2b-"Madem görebiliyorsunuz neden... "

    b-"Çünkü biz insanız. Sen haklıydın. Başından beri seni kabullenmem gerekirdi. Kabullenseydim La-Ateh i zamanında durdurabilirdim. Şu an köyler yıkılmamış olurdu. Hala buradaki insanlar yaşıyor olurdu. Çok geç kaldım ama kabul ediyorum."Elinden tuttum" Ben senin bir parçanım."

    2b-"Hahahaha sen hala orada mısın. Ben sana onu öylesine söylemiştim. Haklı olan sensin. Ben senin bir parçanım. O zaman hadi çıkalım bu mağaradan."

    Mağaranın kapısına bir yumrukla çıkabildim. Çok garip. Her yeri masmavi görüyorum. Babam aşağıdaydı. Yanına indim ve ...

    Selimin kafasını koparmıştı. Reyna oradan bağırarak ağlıyordu. Kübra da gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu ama nafile. Ben de bu iş bittikten sonra ağlayacaktım. Ama şu an La-Ateh'e odaklanmıştım.

    La-"Bu senin galiba. Yeni gözlerini beğendim" dedi ve Selim'in kafasını bana doğru fırlattı. Gözleri açıktı. Kapatacaktım. Ama onu yendiğimi gördükten sonra. Selimin kafasını güvenli bir yere koymuştum. Zarar görmeyecekti. Ve işte son savaş başlıyordu.
    ···
  13. 164.
    +4
    SELiM

    Ani anda geriye kaçtım. Raflekslerim iyileşmişti. Onu tek başıma bile yeneceğimi düşünüyordum artık.

    La-"Hmm. Görmeyeli bayağı hızlanmışsın. Ne bastılar sana doping mi?"

    S-"Vaktin varken yap esprilerini. Ölünce esprin yalnızca kötü bir mazi olacak."

    La-"Hayır. Sonsuza kadar yaşacağım için her zaman hatırlanacak" dedi ve bana doğru koştu. Ben ise onu uygun yere getirmeye çalışıyordum hareketimi yapmak için. Benimle neredeyse aynı hızda hareket ediyordu. Ablamlar bizi takip edemiyorlardı. Usta da saldırıyordu ama alana dahi sokmuyordu. Hızımı arttırdıktan sonra alana geldi ve hareketim için hazırdım. Tam ortada duruyordu. Kılıcı ona doğru fırlattım. Tam sağa doğru kayarken sağ çaprazdan da bir bıçak fırlattım. Sadece eğilerek kaçma şansı kaldı. Tam eğilecekken de ben üstten düz bir biçimde aşağıya doğru kılıçla indim. Çok ani bir hareketle kaçtı. Ama parmağını kesmiştim. Soluk soluğa kalmıştı.

    S-"Ustama bu parmakla vurmuştun karşılaştığımızda hatırladın mı? Artık vuramayacaksın."

    La-"Artık işaret yerine orta parmağımı baş parmağıma bastıracağım demekki bu arada çok iyiydin. Tebrikler. Adın unutulmayacak sana söz veriyorum." dedi ve yanımda belirdi. Başından beridir onun hızına yetişemiyordum. Sadece benimle oynuyordu. Elimle kafamı tuttu ve son anda bir bine yani ustamı gördüm. Ve sonrası karanlık.
    ···
  14. 163.
    +4
    3 SAAT SONRA

    KÜBRA

    Beklenen an gelmişti. Tatil köyleri ve diğer köyler, yaşayan canlı kalmamıştı. Her yer alev alevdi. Bir tek manastır kalmıştı. Babam ise yaklaşıyordu. Hayır babam değil. La-Ateh. Babam tuzaklara düşündüğümüz gibi tek tek yakalandı. Çukura düştü ve üzeri toprakla kaplandı. Ama daha sonra mayın patlar gibi toprak gitti. La-Ateh daha da yaklaşıyordu. Bunun olacağını düşünmüştüm. Odun tuzağı çalıştı. Onu durdurabilirdi ama arkadan gelen gizli odunu görmedi. Ve tekrar düştü çukura ve tekrar kapandı toprakla.(La-Ateh'e La diyecem)

    La-"Benimle oyun oynamayı bırakın. Sizinle işim bittiğinde sıra babama ve oğluma gelecek. Tek ve yegane tanrı olacağım."

    Kü-"işte sen burada kaybediyorsun. O şahıs bile kendine tanrı demiyor sadece tanrılaştırdılar diyor. Kaç yaşındasın fosil? Tanrıcılık oynamak firavunlar zamanında kaldı."

    La-"Ama firavunlar ölümlüydü ben ise tamamen ölümsüz olacağım. Beni öldürebilecek ikisi de mağarada. Onlar öldüğünde güçleriyle yere bir vursam dünya parçalanır. Hiçbir silah tarafından durdurulamaz olacağım."

    Kü-"Hayır. Burada öleceksin" dedim ve ateş etmeye başladım. Hepsi vücuduna isabet ediyordu ama işlemiyor gibiydi.

    La-"Kızım sana bir şans veriyorum. Benimle birlik olup sonsuz gücümde sen de sultan, prenses kendine ne dersen ondan olabilirsin. Bütün dünya bizim elimizde, bütün insanlar bize köle olacak sende istersen yanındaki arkadaşınla birlikte gücüme katılabilirsin. Bu son fırsatın."

    Kü-"Saol ama sen öldükten sonra benim içim rahatlayacak. Sultan veya prenses olunca değil"

    La-"Ben teklifimi yaptım" dedi ve tırmanmaya başladı manastırı. Daha aşağıdaydı fakat çok hızlı tırmanıyordu. Tahmini 10 dakikaya burada olurdu. Normal en iyi dağcı bile 1 saate anca çıkardı burayı. La-Ateh tam yukarı vardığında Selim o anda kafasına iki ayağıyla tekme atıp manastıra geri zıpladı. La-Ateh ise aşağıya düştü.

    Kü-"Aferin Selim. iyi fikirdi. "

    S-"Daha bişey görmedin."

    La-"Göreceğim kadarını gördüm" dedi ve Selimin arkasında belirdi. Selim de ani bir hızla uzaklaştı. Çok hızlı hareket etmişti. Bu kadar hızlı hareket edebiliyor muydu?"
    ···
  15. 162.
    +6
    Reyna
    Çok güzel tuzaklar hazırlamıştım. Çukur tuzağından tut kaya tuzaklarına kadar. Neyseki öğrenciler güçlüydü. Merdivenleri kırdırmıştım. Yukarı çıkmanın başka da bir yolu yoktu. Tırmanmak zorundaydı. Bu da bize bayağı zaman kazandırırdı. Koskoca dağın zirvesine yakın bir yerdeydi bu manastır. 25.000 merdiveni kırdırdım. Bu işten sonra muhtemelen bizi tamire verirlerdi ama bunu daha sonra düşünecektim.3 saat geride kalmıştı. Geriye kaldı 3 saat. Kübra ise silahlarıyla meşguldü.

    R-"Senin anneni arasak babanı durduramaz mı?"

    Kü-"Annem öldü. Trafik kazasından. Muhtemelen artık babamın öldürdüğünü düşünüyorum. Giderken kavga etmişlerdi. Annem oğlumuz dersini almıştır eve geri getirelim diyordu babam ise hayır olmaz diye diretiyordu. En sonunda annem Bir bineyi geri almaya gidiyorum diyince babam çıldırdı ve peşinden gitti. Sonrası malum. Babama inanarak hata yaptım."

    R-"Bizim ortak noktamız çok fazla kötü şeye şahit olmamız. Bir zamanlar kardeşime bişey olacak diye korkuyordum şimdi ise ön safta savaşacak. Sırf daha yeni tanıştığı bir adamı korumak için. Bir bine bize çok şey öğretti. Kendi mahallemden çıkıp Sir laka ya geldim. Kendimi dışardan gelen yardımlara kapatmıştım, ne hale geldiğime bile bakmadan. Şimdi ise sizinle tanıştım ve yardım almanın kötü bişey olmadığını öğrendim. Hepsi bir bine sayesinde"

    Kü-"Ama hala Sri Lanka demeyi öğrenemedin" diyince ikimiz de güldük. "Sonunda sonuna geldik. Babamı hallettikten sonra abim adalete teslim olacak ve hapis yatacak. Belki Sri Lanka'da da yaşayabilir. Hapis yatmasına gerek kalmaz."

    R-"Ona söz verdirmiştin hapise girmesi için. Kesinlikle sözünden dönmez seninle Türkiye'ye gelir."

    Kü-"Biliyorum ama yine de bu iş bittikten sonra ona bu seçeneği sunacağım."

    R-"Senin bu öngörü yeteneğin iyiymiş. Tuzaklara nasıl düşeceğini dahi söyledin. Gerçekten sayende çok zaman kazanacağız."

    Kü-"Abartma sen daha çok iş yaptın. Bütün işin detayına kadar dikkat ettin. Merdivenleri yıktırdın. Daha ne yapacaksın." dedi ve ikimiz de birbirimize güldük.
    ···
  16. 161.
    +6
    EDiT: BEYLER SONA YAKLAŞTIK. BENi BiLEN BiLiR. 3 AYRI SON HAZIRLADIM. STRAWPOLL A KOYACAĞIM VE SONLARI SiZ SEÇECEKSiNiZ. MERAK ETMEYiN BEN DiĞERLERi GiBi PARA iÇiN LiNK.TL OLARAK DEĞiL BUNU HOBi OLARAK YAPIYORUM. SiTE LiNKiNi DiREK ATACAĞIM. ZATEN DEDiĞiM GiBi. BENi BiLEN BiLiR :P

    SELiM

    Bir yıkılma sesi duyduk ve hepimiz uyandık. Yukarıya doğru baktık ve mağara çökmüş. Hemen dışarı çıktık

    Kü-"Ne oldu? Söyleyin"

    U-"Bir bine geldi ve mağaraya girdi. Eğitiminin son aşaması. Ama La-Ateh geldi ve şu an iki köyü yoketti. Muhtemelen hedefi bir bine. Ama önüne gelen bütün herşeyi yokediyor. Öfkesi çok büyük. Yakın zamanda tanrıların savaşına şahit olabiliriz." Köydeki duman bize anca gözükmesine rağmen boğazım kurumuştu. Su içmiştim ama bir işe yaramıyordu. Öfkesini taa buradan hissedebiliyorduk.

    S-"Ne yapacağız o zaman?"

    U-"6 saat içinde burada olacak. O zamana kadar Bir bine son aşamayı tamamlamalı."

    R-"Nasıl bir işin içine düştük biz?"

    U-"isterseniz sığınaklarımız var. Orada saklanabilirsiniz."

    R-"O zaman ben ne anladım bu işten. O bizim için ormanlarda kalacak. Bizim için savaşacak ve biz de kaçacak mıyız? Kesinlikle olmaz. Biz belli yerlere tuzaklar hazırlayacağız. Bunun onu en fazla 1 saat oyalaması lazım" dedi.

    U-"O zaman Selim benimle gel. Siz de tuzaklarla ilgilenin." dedi. Ben de peşinden gittim.

    U-"Sana bir teknik göstereceğim ama bunu yapmak için tek bir şansın olacak. Orada kılıcı üzerine fırlatırken ikinci kılıcı çıkarıp saldırışını gördüm. Gerçekten burada kimsede bulunmayacak bir çeviklik var sende. Onu için bunu senin öğrenmen lazım" dedi ve metodu gösterdi. Ve bende kalan 6 saat içinde çalışmaya başladım.
    ···
  17. 160.
    +6
    Manastıra yaklaşmıştım. Kardeşimi göreceğim için heyecanlıydım. Sonunda bu çile bitiyordu. Manastırın kapısına vardım. içeri girdiğimde herkes uyuyordu. Saate baktım. Saat 5.35 di.

    U-"Hoşgeldiniz efendim. Tanrımız hemen sizinle görüşmek istiyor. Çok büyük aciliyeti olduğunu söyledi."

    b-"Her tarafım ağrıyor. Vahşetimi kapatıp uyuyamayacak mıyım bile?

    U-"Malesef ilk kez benimle konuştu. Bu da gerçekten aciliyeti var demektir" dedi. Bende gerçekten merak etmiştim.

    U-"isterseniz uyandırayım onları da"

    b-"Hayır gerek yok. Mağaraya gidelim" dedim. Mağaraya doğru yol aldık. Usta zaten mağaranın önünde durdu içeri girmedi. Ben ise içeri girdim.

    T-"Buraya gelmene sevindim fakat hala hazır değilsin." dedi ve mağara çöktü. Giriş kapandı. itmeye çalıştım ama açılmadı.

    b-"Bunu neden yaptın" diye sordum.

    T-"La-Ateh şu anda burada. Ve manastıra doğru geliyor. Gelmesine tahmini 6 saat var. Çok sinirli. Şu ana kadar 2 köy vahşeti tattı. Yaşayan kalmadı köylerde. Onu birtek sen durdurabilirsin ama bu kapıyı açman lazım" dedi.

    b-"O zaman neden üstüme kapattın kapıyı? Arkadaşlarımın ve kardeşimin başı belada."

    T-"Şu ana kadar hep vahşet açtın. Şimdi daha da ileriye gitmelisin. Önce onu kapatman lazım."

    b-"Nasıl kapatacağım. Şu ana kadar kapatamadım. Şimdi nasıl kapatacağım?"

    T-"Bunu sana ben söyleyemem kendin bulman lazım. iç benliğine odaklan. Meditasyonla zihinni aç" Hah. işte meditasyon yani birşeye odaklanma diyince ben 0 dım. Ama hemen pozisyonu aldım ve odaklanmaya başladım.
    ···
  18. 159.
    +5
    Bir ağacın üstüne çıkmaya çalıştım. Ama vücudum yürümeye zor dayanıyorken nasıl ağaca çıkacaktım. Kendimi zorladım ve bir dala tutunup kendimi yukarı çektim. Çok fazla acıyordu ama yaşamam için ağaca çıkmam lazımdı. Sonunda çıkabildim.Ve tahmin ettiğim gibi kurtlar doluştular. Bana doğru havlıyorlardı. Ben ise dalın sağlamlığından emin olduktan sonra beklemeye başladım. Ağaçta hayvan yoktu bu yüzden akşama doğru yediğim böceklerin bana yetmesi lazımdı. ileriden bir geyik sesi geldi. Kurtlar oraya yöneldiler. 1 kurt ise sanki bekçi gibi duruyordu. Bu kurtu öldürebilirsem karnımı doyurabilirim diye düşündüm ve ağaçtan inip kurta saldırdım. Kurt benim kolumu ısırmıştı ben de bu sayede kafasından tutup gövdesinden ayırmıştım. Daha sonra derisini soymak istedim fakat bıçağım falan yoktu. Zamanında televizyon programlarında adada kalma hikayelerini izleseydim keşke diye düşündüm. Ateş yakmak istedim ama kurtlar geri gelirdi. Kurtları unutmuştum. Kurtun cesedini de alıp ağaca geri çıkmıştım. ilk seferki gibi acımıyordu artık. Alışmıştım sanki acıya. Yapacak bişey yoktu. Güneş olsa belki mercek etkisi yaratacak bişey kullanıp ateş yakabilirdim ama yakamazdım burada. Ağacın üzerinde olmazdı. Mecburdum ve kurtun etini çiğ çiğ yedim. (Miğdesi kaldırmayanlar için yapacak bişey yok :D) Küçük bir kısmını tabiki. Beni idare edecek kadar. Daha sonra kurtlar geri geldi fakat aşağıda kafasını görünce çıldırdılar. Ağaca atlamaya başladılar falan. Gerçekten çok değer veriyorlardı ailelerine diye düşündüm. işte ben böyle korumayacaktım. Yanlız kalmayacaklardı. Hep yanlarında olacaktım. Güneş doğdu ve beni yakalayamayacaklarını anlayınca gittiler. Sadece 1 kurt kaldı. O da muhtemelen yavrusu falandır diye düşündüm ve bedeninin aşağı attım. Kurt bedene yürürken o fırsatta kaçtım.
    Çok garipti ama hareketlerim neredeyse normalleşmişti. Yani normal bana göre. Yaram yanıyordu ama artık neredeyse acımıyordu bile. 1 günde bu kadar iyileşmem şaşırtmıştı beni. Herhalde bitkiler fazla iyiydi. Sorunlar hala vahşet modundaydım ve uyku uyumamıştım. Manastıra doğru koştum. Manastır biraz uzaktaydı ama olsun varabilirdim.
    ···
  19. 158.
    +4
    6 SAAT SONRA

    Artık ayağa kalkabiliyordum. Ama vahşet modunda. Yürümem hala çok zordu. Bir yere oturdum ve acıkmaya başlamıştım. Yerde birkaç böcek vardı. Elime aldım ve gözlerimi kapatarak yedim.(Yine midesi kaldırmayanlara Jelibon :D) Tatları çok ekşiydi. Boğazımı da yakmıştı. Neyseki yine sarı sudan içmeme gerek yoktu. Yakınlarda sürüne sürüne bir göl bulmuştum. Elimle suyu içmeye çalıştım ama içemiyordum. Elimi kaldırdığım anda karnımda inanılmaz bir ağrı oluyordu. Daha sonra orada bir ceylan gördüm. Diliyle içiyordu suyu. Zaten ona bakışlarımı görünce hemen kaçtı. Ben de dilimle içmeye çalıştım ama pek başarılı olduğum söylenemez. En azından şu an karnım tok ve susuzluğum yoktu. Sadece dinlenmem kalmıştı. Vahşeti kapatmam lazımdı. Artık kapatacak kadar kendime gelmiştim. Vahşeti kapatmaya çalıştım ama kapatamadım. Herhalde hala güvenli değildi bu yaralar ile. Hava iyice kararmıştı. Acaba Kübra Selim Reyna ne yapıyorlardı. Muhtemelen beni bekliyorlardır veya beni arıyorlardı. Ayağa kalkacaktım ve kendime gelecektim. Manastıra gidip onlara iyi olduğumu gösterecektim. Ve daha sonra hepimiz hepimiz eve gidecektik. Babamı öldürecektim ve mutlu son. Ama kendime gelmem lazımdı. Yaram yanmaya başlamıştı. Demek ki yaprakların etkisi geçiyordu. Yenilerini koymam lazımdı. Hiç vahşet modunu bu kadar süre açık bırakmamıştım. Bana ağır gelmeye başlamıştı. Bayılmak istiyordum ama bayılamazdım. Bayılmak benim için ölmek anldıbına geliyordu. Kendime gelmek için yüzümü yıkadım ve yaralarımdaki bitkileri yeniledim. Zaten zihnim açılmıştı. Hava artık tamamen karanlıktı. Ayı bulutlar kapatıyordu yani heryer zifiri karanlıktı. Kurtların ulumasını duydum. Buraya yakınlardı. Kendimi korumam lazımdı.
    ···
  20. 157.
    +5
    Bir bine

    Gözlerimi zar zor açık tutabiliyordum. Bayılırsam ölürdüm. Boğazım kurumuştu. En başta su bulmam lazımdı ama karnımdaki ağrıdan hareket edemiyordum. Normalde vahşet modunda ağrımın fazla olmaması lazım adrenalinden dolayı ama çok ağrıyordu. Sanki ölsem rahatlayacak gibiydim. Neden yaşıyordum ki ben. Yakup babanın vasiyetine sahip çıkamamıştım. Kardeşimin başına iş açmıştım. Selim'i yanıma alarak katil etmiştim. Ve daha sayamadığım birçok şey yaptım. Şimdi ben eğer hiçbiri ile tanışmamış olmasaydım bunlar olmazdı. Daha kaliteli yaşarlardı. Ben ise hayatlarına girip altüst etmiştim. Ben nasıl biriydim ki?

    2b-"Artık kim olduğunu anladın mı sonunda?" Rüyamda gördüğüm kendimdi.

    b-"Yaşamaya hakkım yok benim" sesim zaten zar zor çıkıyordu.

    2b-"Hayır işte bu yüzden yaşamalısın. Bir kere onların hayatına girdin. Seninle Sri Lanka'ya kadar geldiler. Ve sen ölürsen ne olacak sanıyorsun? Bütün bu uğraşlarınız boşa gidecek ve sonunda baban kazanacak."

    b-"Babam değil La-Ateh o. Onun ölümü benden olacak." dedim ve diğer ben kayboldu. Muhtemelen hayal görmüştüm. Sürünerek su birikintisi buldum ve içmeye başladım. Rengi sarı ve tuzluydu. Onun ne olduğunu anlamam fazla uzun sürmedi. (Midesi kaldırmayanlara Sarı kola :D) Ama içmeye devam ettim. Gözlerim açıldı sonunda. Zar zor görüyordum ama şimdi her yeri kanlı görüyordum. Bu da daha vahşet modunu kapatmadığımın işaretiydi. Yani iyiye işaret. Daha sonra sürünmeye başladım. Bir ağaca yaslanarak oturdum. Yaramı yapraklarla kapattım. Birkaç bitkiyi kokusundan tanıyordum sanki. işime yarayacak bitkileri çiğniyerek yaramın etrafını sardım ve yapraklarla kapattım. Oraya bu akşam varmama imkan yoktu.
    ···