-
51.
+5S-"Nereye gidiyorsun abi"
b-"işim var dükkan sana emanet" içimde bir sıcaklık olmuştu. Patronu öldürdüğüm ilk günkü gibi. içimdeki canavar resmen "Ona saldır ye bitir" diyordu. Arkasından gizlice izlemeye devam ettim. Bir ormanlık alana girdik. "Onu buradan daha rahat izlerim" diye düşündüm. Ormanın bayağı derinlerini girmiştik. Arkasını döndü. "Orada olduğunu biliyorum bir bine dışarı çık." Babamın sesini duymam bile beni sinir etmişti. Daha sonra ortaya çıktım. "Hala beni hatırlamana şaşırdım" dedim.
B-"Senin gibi ezik bir veleti hemen unutmam lazımdı ama baba yüreği işte ne yaparsın. En işe yaramaz evladı bile hatırlıyor"
b-"BEN SANA NE YAPTIM Ki BANA BU SÖZLERi SÖYLEYEBiLiYORSUN"
B-"Hiçbirşey yapamadığın için sana bu sözleri söyleyebiliyorum. "
b-"En iyi okulları kazandım, notlarım çok iyiydi, burs bile alıyordum. Dershaneyi bile bedavaya getirdim sırf size yük olmamak için. Ama siz ne yaptınız? Bursumu bile almama mani oldunuz. Sokakta gecelerce aç yattım. Bazen su bile bulamadığım oldu. Senin yapmadğın babalığı Yakup denen bir çaycı yaptı." bunların onun yüreğine dokunmasını beklerken o:
B-"Çok duygulandım. Al şu iki lirayı" dedi ve yere attı. Gerçekten sinirlenmiştim artık.
b-"Seni öldürmedim şu zamana kadar sırf Kübra için. Ama şimdi öleceksin." Aklımda "vahşet vahşet vahşet" diye kelimeler dolaşıyordu. Ben de zaten hazırdım ve "VAHŞET" diye bağırdım. Ve etrafı kanlar içinde görüyordum. Aylardır bu hissi yaşamamıştım. Babama doğru koştum ve ona tüm gücümle vurdum. -
52.
+4Koştum. Ama 4 ayak üzerimde. Ellerimi de ayak gibi kullanıyorudum. Tam bir hayvan gibi koşuyordum. Daha sonra vardım ve gizli bir yerden izledim. Kadını soyuyorlardı. Kendileri de pantolonlarını falan indiriyorlardı. Tecavüz edeceklerdi. Tam o anda yanlarına koştum. Adamın biri (T1 ve T2 diyecem tecavüzcü binlere)
T1-"O gelen de ne öyle"
T2-"Silahı çık... " demeye kalmadan atladım üzerine. T2 yi tutup T1 in üzerine fırlattım. T1 ağır yaralandı. T2 nin de muhtemelen sırtı fena ağrıyordu. Yanlarına gittim ve:
b-"Şimdi tam da oyuncak arıyordum" dedim. Kadına doğru dönüp "Git buradan" dedim. Kadın ise "Teşek... " gözlerimi görünce çığlık çığlığa kaçtı. Hay amk. Tam teşekkür alıyordum. "Şimdi gelelim size. Sizinle bir oyun oynayacağım. ikiniz de ayağa kalkın hemen." dedim. Ağır yaralı olan adam kalın kafalı olacak ki hiçbirşey olmamış gibi kalktı amk. 2. adam affalaya afallaya kalktı ve
T2-"Lütfen bize acı içkiliydik bilmiyorduk bir daha yapmayacağız."
b-"Kapat çeneni" dedim ve kolunu kırdım. "Şimdi oyun şöyle. ikiniz de birbirinize tokat atacaksınız. 3 hakkınız var. Sırayla birbirinizi tokatlayacaksınız. Karşı taraf bayılırsa bayılmayan tarafı öldürmeyeceğim. Hadi başlayın." dedim. içten içe eğleniyordum.
T1-"Tamam ben başlıyorum" dedi. Bu adam cidden kalın kafalı. Ölecek haberi yok. T1 bir geçirdi T2 yerde. Ama hemen toparlandı T2. Kolu da kırık olduğu için acı içindeydi. Daha sonra T2 de T1 e vurdu ama T1 yerinden kımıldamadı. Daha sonra tekrar T1 T2 ye vurdu ve T2 bayıldı. içten içe üzüldüm öldüremeyeceğim diye.
b-"T1 gitmekte serbestsin." T2 nin ise elimle kalbini söküp çıkarıp T1 e verdim. Hemen aldı mal. Bir de kazandığı için sevinerek gidiyordu. Ben ise rahatlamıştım ve eve döndüm. Eve döndüğümde elimi kanlı görenler
Kü-"Yoksa polisi mi... "
b-"Hayır 2 kişi bir kadına tecavüz edecekti. O anda kendimi tutamadım ve birini öldürdüm."
S-"Peki ya diğeri eğer seni söylerse polislere?"
b-"Söylemesine imkan yok. Aşırı aptaldı. Elinde adamın kalbi ile gitti. Muhtemelen hapise düşecek."
R-"Ve kalp sökme meselesini de normal karşılamaya başladıysak yandık biz. Git ellerini yıka da gel sofra hazır" dedi. Tam aile olmuştuk. Biraz fazla anormaldik sadece. -
-
1.
0Çok iyi gidiyor helal olsun. Bunun kitabını çıkarırsan alırım samimi söylüyorum
-
1.
-
53.
+4Sri Lanka'ya gitmek için herşey hazırdı. ilk geçişimizde bir sorun çıkmadı. Direk geçtik ama ben yine de yüzümü gizlemeye çalışıyorum. Babam saolsun Müge Anlı sayesinde ünlü oldum. Ama imza isteyecek hayranlarım yok üstüme atlayıp polis çağıracak hayranlarım var. 2. geçişe doğru giderken bir adam yaklaştı bize doğru. Adamı hatırlamıştım. Kübra'nın ortağıydı bu. Hasgibtir dedim içimden. Kübra da adamın yanına gitti.
Kü-"Herşey hazır mı? Bizi sorunsuz geçirebilir misin?" dedi.
O-"Bir katile yardım ettiğine inanamıyorum. Benim de sana yardım edeceğime inanamıyorum ya asıl. Neyse sadece dikkat etmeniz gereken birkaç güvenlik görevlisi var o kadar. Şu tarafa oturun. Kameraların kör noktası orası. Orada bir bine ile Selim dursun. Siz de zaten bişey yok. Normal takılın." dedi. Aman be. Söylemiyor ki bana o da ortak bu işe. Ve haberi olmayan kaldı mı acaba? Bir Yakup baba kaldı bilmeyen katil olduğumu herhalde ve o da öldü zaten.
Kör noktada durdum ve uçak kapısı açıldı. Uçağa hayatımda ilk kez binmiştim. Uçak uçmaya başladı. Başladığı andan itibaren başıma ağrı girdi. Vahşet değildi bu. Stresti. Bunca zamandan sonra ilk kez rahatlamıştım. Bu kadar stresden birden kurtulmam baş ağrımı tetiklemişti.
Kü-"Abi iyi misin? Yoksa yine mi... "
b-"Yok yok sadece biraz başım ağrıdı."
R-"Ağrı kesici var vereyim istersen?"
b-"iyi olur" dedim ve ağrı kesiciyi içtim. -
-
1.
0ulan ben çok hızlıyım galiba partı 10 dakikada atıyorsun 10 saniyede bitiyor
-
2.
0Kardeş hızlı okuyosun ben napayım yetişemiyorum hızına :D
-
3.
0amk napayım
aynı anda altı hikaye takip ediyorum, girilen partların hepsi bitince yenilerinin geleceği zamanı bekliyene kadar yatakta bu gece olmaz, başım ağrıyor diyen eşime bakar gibi ekrana bakıp kalıyorum
diğerleri 1 -
1.
-
54.
+4Hazırlanmıştım. Hala her bir yerim sızlıyordu fakat aldırış etmemiştim. Vakit neredeyse yaklaşmıştı dava için. Bu kadar feci yaralandığımı sadece birkaç tane adam biliyordu onlar da zaten beni taşınırken görmüşler. Geçmiş olsuna geldiklerinde kimseye bu konudan bahsetmemeleri için uyardım. Araba çarptı bahanesini kullandım. Otobüse bindim ve adliyenin yolunu tuttum. Tabi beni yolcular değneklerle (baston diyem bundan sonra amk değnek ne) görür görmez yer verdiler. Selim de hemen yanımdaydı. "Bir de işin yoksa dava ile ilgilen" diye mırıldanıyordum. Selim ise fazla umursamıyordu davayı. Daha çok beni umursuyordu. Ağrı çekersem diye yanına ağrı kesici falan almıştı. Ama ağrı kesicinin bu acıyı kesmesine imkan yoktu. Hem bu acı babamın dayağının yanında sinek ısırığı bile değildi. Otobüsten indim ve adliyeye girdim. Tabi üstüm başım kontrol edildikten sonra dava salonuna girdim ve tahmin edersiniz ki Yakup babanın oğulları oradaydı. Kin dolu bakıyorlardı. Neden acaba? Haa doğru. Paraya tapıyorlardı bunlar. Neyse işte dava başladı. Tabi ben zar zor ayağa kalkıyorum. (Hakime H bizim avukata Av1 karşı avukata Av2 diyecem)Tümünü Göster
H-"Ne oldu sana evladım. Davacı mı yaptı bunu sana" diye sordu hemen. Hakim babacan adam çıktı. Davadan önce dayak yeme ihtimalimi bile düşünmüş. Tabi hemen karşı avukat atladı
Av2-"Sayın hakim böyle ithamlarda bulunmanız... "
H-"Söz hakkı vermeden konuşmayın. Cevap ver oğlum" dedi.
b-"Hayır hakim bey olanlarla bir ilgileri yok." dedim.
H-"Öyleyse davaya başlayabiliriz." Dava başladı ve adamlar ne kadar yalancı şahit varsa getirmişler. Karşı avukat konuşmuyor resmen hipnoz ediyor amk. Kendim olmasam suçlu diyecem. idam falan verirdim herhalde kendime. Ama elimde bir koz vardı. Kaset. Hakimdeydi kaset. Açınca herşeyi görecektik. Davanın sonuna doğru
H-"Şu kaseti takın" diye söyledi. Çok güzel olmuştu. Şimdi avucumdalardı. Kaseti taktılar. Kaset oynamaya başladı ve inanamıyorum. Kaset değiştirilmiş. Babam oradaydı. Ve
Ba-"Bir bine. Sen bayıldıktan sonra senin işe yaramaz biri olduğunu anladım. Daha içindeki gücün ne olduğunu dahi bilmeyen bir böceksin sadece. Sana baban olarak son bir armağan bırakıyorum. Umarım hoşuna gider." dedikten sonra öldürdüğüm patronun resmi geçti ve sokakta öldürdüğüm çocukları kayıt altına almış. Nasıl öldürdüğüm gözüküyordu. Bu gerçek olamazdı. inanamıyordum. O kadar polisin, savcının, hakimin ve avukatların yanında. Polisler hemen gelip kelepçeyi taktı. Tahmin edeceğiniz üzere Yakup babanın bütün mal varlığı 3 çocuk arasında paylaşıldı. Meteliksiz ve işsiz kaldığım yetmezmiş gibi bir de hapse düşmüştüm. 12 saat sonra tekar dava olacaktı. Bu sefer katil olduğum belli ama kaç sene yatacağımla alakalı. -
55.
+410 DAKiKA ÖNCE
BiR BiNE
Kendi iç benliğime odaklanmam çok uzun sürmüştü. Sonunda oradaydım. Hiçbirşey hissetmiyordum.
2b-"Başından beri kendinden kaçıyordun. Sonunda buradasın."
b-"Biliyorum. Bu yetenek bana sadece insan öldürttü. Nasıl kabul edebilirdim ki?"
2b-"Gereksiz insanları öldürttü."
b-"Hiçbir insan gereksiz değildir. Bunları hapise atmak için gerekli mahkemeler var. Adaleti sağlayacak kurumlar var."
2b-"Adaleti sağlayan gruplardan dolayı mı polis olamamıştın?"
b-"O farklı bir mevzu."
2b-"Hepsi aynı mevzu. Bütün insanlık aynı. içinizde kötülüğe potansiyeliniz o kadar yüksek ki iyiliği ve yaşayan canlıları unutacak kadar açtınız. Şehirler kurdunuz. Hangi canlı yaşıyor bakmaksızın. Bu da yetmezmiş gibi savaşlar çıkardınız kendi aranızda. Hala devam eden savaşlar. Şimdi söyle bana insanoğlu yaşamalı mı?" ben ise gülümseyerek:
b-"Düşe kalka öğreniyoruz" dedim. Bu onu şaşırtmıştı. "insanoğlu dediğin düşe kalka öğrenir. Bir bebek gibi. Hala büyüyemedik. Hala büyük işler başarmaya çalışıyoruz. Kendimize göre büyük işler. Ama bir yandan yıkarken bir yandan da dikiyoruz. Birçok ormanlık alanlara dokunulmuyor. Tehlikeleri görebiliyoruz."
2b-"Madem görebiliyorsunuz neden... "
b-"Çünkü biz insanız. Sen haklıydın. Başından beri seni kabullenmem gerekirdi. Kabullenseydim La-Ateh i zamanında durdurabilirdim. Şu an köyler yıkılmamış olurdu. Hala buradaki insanlar yaşıyor olurdu. Çok geç kaldım ama kabul ediyorum."Elinden tuttum" Ben senin bir parçanım."
2b-"Hahahaha sen hala orada mısın. Ben sana onu öylesine söylemiştim. Haklı olan sensin. Ben senin bir parçanım. O zaman hadi çıkalım bu mağaradan."
Mağaranın kapısına bir yumrukla çıkabildim. Çok garip. Her yeri masmavi görüyorum. Babam aşağıdaydı. Yanına indim ve ...
Selimin kafasını koparmıştı. Reyna oradan bağırarak ağlıyordu. Kübra da gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu ama nafile. Ben de bu iş bittikten sonra ağlayacaktım. Ama şu an La-Ateh'e odaklanmıştım.
La-"Bu senin galiba. Yeni gözlerini beğendim" dedi ve Selim'in kafasını bana doğru fırlattı. Gözleri açıktı. Kapatacaktım. Ama onu yendiğimi gördükten sonra. Selimin kafasını güvenli bir yere koymuştum. Zarar görmeyecekti. Ve işte son savaş başlıyordu. -
56.
+4SELiM
Ani anda geriye kaçtım. Raflekslerim iyileşmişti. Onu tek başıma bile yeneceğimi düşünüyordum artık.
La-"Hmm. Görmeyeli bayağı hızlanmışsın. Ne bastılar sana doping mi?"
S-"Vaktin varken yap esprilerini. Ölünce esprin yalnızca kötü bir mazi olacak."
La-"Hayır. Sonsuza kadar yaşacağım için her zaman hatırlanacak" dedi ve bana doğru koştu. Ben ise onu uygun yere getirmeye çalışıyordum hareketimi yapmak için. Benimle neredeyse aynı hızda hareket ediyordu. Ablamlar bizi takip edemiyorlardı. Usta da saldırıyordu ama alana dahi sokmuyordu. Hızımı arttırdıktan sonra alana geldi ve hareketim için hazırdım. Tam ortada duruyordu. Kılıcı ona doğru fırlattım. Tam sağa doğru kayarken sağ çaprazdan da bir bıçak fırlattım. Sadece eğilerek kaçma şansı kaldı. Tam eğilecekken de ben üstten düz bir biçimde aşağıya doğru kılıçla indim. Çok ani bir hareketle kaçtı. Ama parmağını kesmiştim. Soluk soluğa kalmıştı.
S-"Ustama bu parmakla vurmuştun karşılaştığımızda hatırladın mı? Artık vuramayacaksın."
La-"Artık işaret yerine orta parmağımı baş parmağıma bastıracağım demekki bu arada çok iyiydin. Tebrikler. Adın unutulmayacak sana söz veriyorum." dedi ve yanımda belirdi. Başından beridir onun hızına yetişemiyordum. Sadece benimle oynuyordu. Elimle kafamı tuttu ve son anda bir bine yani ustamı gördüm. Ve sonrası karanlık. -
57.
+43 SAAT SONRA
KÜBRA
Beklenen an gelmişti. Tatil köyleri ve diğer köyler, yaşayan canlı kalmamıştı. Her yer alev alevdi. Bir tek manastır kalmıştı. Babam ise yaklaşıyordu. Hayır babam değil. La-Ateh. Babam tuzaklara düşündüğümüz gibi tek tek yakalandı. Çukura düştü ve üzeri toprakla kaplandı. Ama daha sonra mayın patlar gibi toprak gitti. La-Ateh daha da yaklaşıyordu. Bunun olacağını düşünmüştüm. Odun tuzağı çalıştı. Onu durdurabilirdi ama arkadan gelen gizli odunu görmedi. Ve tekrar düştü çukura ve tekrar kapandı toprakla.(La-Ateh'e La diyecem)
La-"Benimle oyun oynamayı bırakın. Sizinle işim bittiğinde sıra babama ve oğluma gelecek. Tek ve yegane tanrı olacağım."
Kü-"işte sen burada kaybediyorsun. O şahıs bile kendine tanrı demiyor sadece tanrılaştırdılar diyor. Kaç yaşındasın fosil? Tanrıcılık oynamak firavunlar zamanında kaldı."
La-"Ama firavunlar ölümlüydü ben ise tamamen ölümsüz olacağım. Beni öldürebilecek ikisi de mağarada. Onlar öldüğünde güçleriyle yere bir vursam dünya parçalanır. Hiçbir silah tarafından durdurulamaz olacağım."
Kü-"Hayır. Burada öleceksin" dedim ve ateş etmeye başladım. Hepsi vücuduna isabet ediyordu ama işlemiyor gibiydi.
La-"Kızım sana bir şans veriyorum. Benimle birlik olup sonsuz gücümde sen de sultan, prenses kendine ne dersen ondan olabilirsin. Bütün dünya bizim elimizde, bütün insanlar bize köle olacak sende istersen yanındaki arkadaşınla birlikte gücüme katılabilirsin. Bu son fırsatın."
Kü-"Saol ama sen öldükten sonra benim içim rahatlayacak. Sultan veya prenses olunca değil"
La-"Ben teklifimi yaptım" dedi ve tırmanmaya başladı manastırı. Daha aşağıdaydı fakat çok hızlı tırmanıyordu. Tahmini 10 dakikaya burada olurdu. Normal en iyi dağcı bile 1 saate anca çıkardı burayı. La-Ateh tam yukarı vardığında Selim o anda kafasına iki ayağıyla tekme atıp manastıra geri zıpladı. La-Ateh ise aşağıya düştü.
Kü-"Aferin Selim. iyi fikirdi. "
S-"Daha bişey görmedin."
La-"Göreceğim kadarını gördüm" dedi ve Selimin arkasında belirdi. Selim de ani bir hızla uzaklaştı. Çok hızlı hareket etmişti. Bu kadar hızlı hareket edebiliyor muydu?" -
58.
+46 SAAT SONRA
Artık ayağa kalkabiliyordum. Ama vahşet modunda. Yürümem hala çok zordu. Bir yere oturdum ve acıkmaya başlamıştım. Yerde birkaç böcek vardı. Elime aldım ve gözlerimi kapatarak yedim.(Yine midesi kaldırmayanlara Jelibon :D) Tatları çok ekşiydi. Boğazımı da yakmıştı. Neyseki yine sarı sudan içmeme gerek yoktu. Yakınlarda sürüne sürüne bir göl bulmuştum. Elimle suyu içmeye çalıştım ama içemiyordum. Elimi kaldırdığım anda karnımda inanılmaz bir ağrı oluyordu. Daha sonra orada bir ceylan gördüm. Diliyle içiyordu suyu. Zaten ona bakışlarımı görünce hemen kaçtı. Ben de dilimle içmeye çalıştım ama pek başarılı olduğum söylenemez. En azından şu an karnım tok ve susuzluğum yoktu. Sadece dinlenmem kalmıştı. Vahşeti kapatmam lazımdı. Artık kapatacak kadar kendime gelmiştim. Vahşeti kapatmaya çalıştım ama kapatamadım. Herhalde hala güvenli değildi bu yaralar ile. Hava iyice kararmıştı. Acaba Kübra Selim Reyna ne yapıyorlardı. Muhtemelen beni bekliyorlardır veya beni arıyorlardı. Ayağa kalkacaktım ve kendime gelecektim. Manastıra gidip onlara iyi olduğumu gösterecektim. Ve daha sonra hepimiz hepimiz eve gidecektik. Babamı öldürecektim ve mutlu son. Ama kendime gelmem lazımdı. Yaram yanmaya başlamıştı. Demek ki yaprakların etkisi geçiyordu. Yenilerini koymam lazımdı. Hiç vahşet modunu bu kadar süre açık bırakmamıştım. Bana ağır gelmeye başlamıştı. Bayılmak istiyordum ama bayılamazdım. Bayılmak benim için ölmek anldıbına geliyordu. Kendime gelmek için yüzümü yıkadım ve yaralarımdaki bitkileri yeniledim. Zaten zihnim açılmıştı. Hava artık tamamen karanlıktı. Ayı bulutlar kapatıyordu yani heryer zifiri karanlıktı. Kurtların ulumasını duydum. Buraya yakınlardı. Kendimi korumam lazımdı. -
59.
+4Aha sadist hikayesi değerlenir buralar rez
-
-
1.
0@1 bende ajan47 memnun oldum
-
1.
-
60.
+4Çarşıya vardım ve yürümeye devam ettim. Hava kararmaya başlamıştı. Allah'tan yazdı. Yoksa sokakta duramazdım. Kalacak yeri düşünmem lazımdı ve iş bulmam lazımdı. Tebalalarda yazan "işçi aranıyor" tarzı yerlere gittim ve çoğu yerde reddedildim. Adamlara evsiz olduğumu söylediğim anda kabul etmiyorlardı. Daha sonra en son yerde bir kahvehanede "Konuşacak arkadaş aranıyor" yazıyordu. Merak ettim. Bende girdim kahvehaneye. Yaşı almış başını gitmiş bir adam vardı. Adam kahvehaneyi kapatacaktı. Kahvehane ise bayağı eski bir yerdi.(Adama Y diyecem. Yaşına hürmeten :D )Tümünü Göster
Y-"Kime bakmıştın oğlum?"
b-"Ben ilanınız için geldim" dedim.
Y-"Tamam işe alındın. Kahvehaneden gelen paranın yarısı senindir." dedi. Ne oluyo lan. Birden iyilik meleği çıktı veya gerçekten kurnaz biri bana tuzak kuruyor da olabilirdi. Yani bilirsiniz böbrek dalak falan gitmesin yani para kazanacaz diye. Teklifini kabul ettim.
Y-"Yüzündeki yara nasıl oldu?" dedi.
b-"iş kazası." diye geçiştirdim.
Y-"Tamam, yarın gel işe başla."
b-"Benim evim yok dükkanda kalsam sorun olur mu?" direk yapıştırdım soruyu amk. Adamın adını sormadan kalacak yer istedim. Muhtemelen 1.5 gündür yemek yememenin etkisinden dolayı olsa gerek.
Y-"Tabiki olur. Arka odada divan var. Orada yatarsın. Bu arada ismin ne?"
b-"Bir bine ya siz?"
Y-"Yakup benim ismim de. Yarın sabah 8 de açacağız kahvehaneyi. Saat 7 gibi çayı demlemeye başla. Saat 9 gibi gelirim bende."
b-"Tamam ama bana neden bu kadar güveniyorsunuz?"
Y-"Benim kimsem yok bu kahvehaneden başka hiçbir şeyim de yok. Sadece bir evim bir kahvehanem var. Çocuklarım bütün paramı aldı gitti. Hastalandığım zamanlarda mahalleli sağolsun yardım etti. Çocuklarımdan hiçbir hayır görmedim. Ama senin gözlerin farklı bakıyor. Baba hasreti var gözlerinde."
b-"Peki böyle bir şeyi nereden anladınız?"
Y-"Hahahahaaha. Benim yaşım 87. Hayatım boyunca o kadar çok insan gördüm ve o kadar çok insanla konuştum ki artık insanlardan anlar oldum. Çok kitap okurum ben. Divanın yanında kitaplığım var. Oradan istediğin kitabı okuyabilirsin. Yalnız bir şartım var. Kitapları aldığın yere geri koyacaksın."
b-"Peki nasıl isterseniz."
Y-"Al bu da anahtarın. Unutma, yarın saat 8 de açacaksın dükkanı."
b-"Tamam iyi akşamlar Yakup amca."
Y-(Amca deme lazım olur yazasım geldi amk :D)"Sana da iyi akşamlar." Ve böylece bir iş sahibi de olmuş oldum. -
-
1.
0burda kaldım gelip okurum
-
1.
-
61.
+4SELiM
S-"Ustamın durumu nasıl?"
V-"Elimde herhangi bir veriyi gösteren cihaz yok ki nabzını vs kontrol edebileyim. Mermileri çıkartmamız lazım önce."
S-"Mermileri kendi çıkarttı çıplak el ile"
V-"Tamam o zaman enfeksiyonu önlemem lazım. Bana oradan ... uzat." Adını anlayamamıştım ama işaret ettiği için fısfıs tarzı birşeyi getirmiştim.
V-"Küçük yaralardaki enfeksiyonu önledik. Şimdi büyük yaraları kapatmamız lazım ama bir yarası kalbine yakın bir yerde olmuş. Damardan kan sızıyor. Bu halde nasıl buraya gelebildi bu adam."
S-"Doktor abi fazla vaktimiz yok."
V-"Tamam ama hastaneye zütürülmesi gerekiyor"
S-"Hayır zütüremeyiz peşinde mafia var hemen öldürürler."(Aklıma iyi gelmişti bu fikir. Kanun kaçağı desem çoktan polisler gelmişti.)
V-"Tamam o zaman eski yöntemlerle kapatacağım damarı. Ateş ile orayı kaynatacağım."
S-"Demir mi bu adam kaynatıyorsun abi sende."
V-"O zaman başka doktor bul istersen. Gelişmiş tıp yokken ateşle dağlarlardı."
S-"Tamam o zaman ateşi nereden bulacağız?"
V-"Arkandaki çubuğu uzatırsan ateş çıkarıyor o çubuk" (Amk Allah'tan cahiliz.)
S-"Buyur abi"
V-"Tamamdır uzun çubuğu da bağladık şimdi başka damara gelmeden kapatmam lazım ama dikkat et kımıldamasın sıkı tut onu."
S-"Tamam abi ilgileniyorum." Ateşi tutar tutmaz ustam ayağa kalkmaya çalıştı. Zaptetmesi zor biriydi. Ama 25 denemeden sonra zaptetmeyi başardım. Doktor da damarı kaynattı ve yarayı kapattı.
V-"En az 6 ay kendine gelmez bu. Kırıkları çok fazla. Yaşayabilir mi onu bile bilmiyorum. Ve o gözleri neydi?"
S-"Bunu size ben anlatamam. Uyanınca öğrenirsiniz."
V-"Tamam. Ama burada kalacak bir yer yok. Arka odada rahat edebilirse orada kalsın."
S-"Tamam abi sorun değil." dedim.
Edit:Beyler ihtiyaç molası vereceğim yemek falan. 1 saate gelirim. -
62.
+3Selim kafesin yanında uyuyakalmıştı. Ona seslendim zaten hemen uyandı.
b-"Ben burada ne arıyorum lan" dedim.
S-"Abi ilk 6 saat güzel uyudun sonra çıldırmaya başladın biz de seni bu kafese kapattık. Baksana kafes bile zor dayanmış. Ve doktor abi senin gözlerinle ilgili sorular sordu bana cevap vermedim. Sana sorması gerektiğini söyledim."
b-"Daha bende tam bilmiyorum. Sadece bir kelimeyi söyleyince tetiklendiğini biliyorum. Onun haricinde bu göz neyin nesi hiçbir fikrim yok."
S-"Tamam abi buradan çıkınca nereye gideceğiz?"
b-"Rüyamda bir manastır gördüm. Kendimle konuşuyordum ve gelmen gereken yer burası dedi bana. Muhtemelen cevabı manastırda alacağız." dedim.
S-"Peki nerede o manastır?" Bu soru karşısında mal gibi kaldım. Cidden mal gibi kaldım.
b-"Bende bilmiyorum ama araştırarak bulacağız" dedim. Rüyamın gerçek olma ihtimaline güveniyordum. Daha sonra içeriye geçtik.
V-"Uyandın ama sana pek iyi bir haber vermeyeceğim. Ve Selim neden bana onun bir suçlu olduğunu söylemedin?" dedi. Oha amk. Nasıl anladı suçlu olduğumu. Daha dün kaçtık hapisten.
S-"Nereden anladın abi?"
V-"Şu kanala bak." Müge Anlı'ydı lan bu. Babam oradaydı. "Oğlum neredeysen gel adalete teslim ol" falan diyordu. Hasgibtir. Planını anlamıştım. Cadı avı yapmaya çalışıyordu. Bütün ülkede resimlerimi yayınlamıştı. Şimdi dışarı çıkamazdım. Çıksam bile nereye gidecektim? Manastır gibi yerler daha çok doğu taraflarında. içten içe korkuyordum ama sanki korkum bastırılıyordu. Bir plan bulmam lazımdı. -
-
1.
0Kitap ayracı*
-
1.
-
63.
+3Ani anda yataktan fırladım. Nasıl fırladıysam ayağımı duvara vurdum. 10 saniye geçmeden kapıyı çaldılar. Selim daha hala uyuyordu. Bende gittim ve kapıya baktım. Kübra gözleri yaşlı bir biçimde Reyna da yanındaydı. Hemen bana sarıldı.
Kü-"Abi iyi misin?" dedi.
b-"iyiyim Kübra bir kabus gördüm" diye geçiştirdim.
Kü-"Seni bundan kurtaracağız abi." dedi.
R-"Benim kardeşim hala uyuyor. Şu salağa bak. Bütün otel uyandı bu hala uykuda." Kız kardeşler arasındaki fark nasıl da belli oluyor amk. Neyse kızlara sakin olmasını ve odalarına geçmesini söyledim. Onlar da geçtiler ve yatıp uyudum. -
-
1.
0Ayağını vurmamışsındır sen kesin malafatı vurmuşundur okadar ses çıkmaz ayakla
-
1.
-
64.
+3REYNA BiTiŞi
Kararımı vermiştim. Kübra haklıydı. Çok fazla acı çekmişti o. Daha fazla acı çekmesine razı olamazdım. Onun için hiç olmadığım kadar hızlı olmalıydım. Ona doğru koştum. ilk kez bu kadar hızlı koşmuştum. Reyna'yı tuttuğu kolunu kopardım. Daha sonra o ise Kübra'yı tuttuğu kolunu sıktı ve Kübra'nın kafasını parçaladı. Kübra'ya odaklanırken tam o anda kafasını kopardım. Kazanmıştım savaşı. Tabiki kazanmak denirse. Reyna ağlıyordu bana sertçe vurarak (tabiki hissetmiyorum)
R-"Neden onu kurtarmadın neden" diye ağlıyordu.
b-"Sadece bir seçeneğim vardı." dediğim anda La-Ateh'te olan gücün bana geçtiğini hissettim. Artık hem ölümsüz hem de güçlüydüm.
b-"Hadi evimize dönelim" dedim. Selimin gözlerini kapattım. ikisinin de cenazesini gömdük. ve Sri Lanka'dan ayrıldık. Tanrının bedeni yokolmuştu. Onu gömemedik. Ama ona da benzer bir mezar hazırladık. Unutulmayacaklardı.
Türkiye'ye geldiğimde hapise girmemiştim. Reyna'nın sıkı bağlantıları sayesinde. Bu kadar sıkı bağlantısı vardı ama neden bu kadar fakir yaşıyordu? Çünkü kendini herkese kapamıştı. Sadece bir dava oldu ve hapis cezam 2 yıla düştü. O arada Reyna ile evlendik.
2 SENE SONRA
Hapisten çıkmıştım. Reyna ise elinde çocuğuyla gelmişti. Erkek çocuğuydu. Tam babası gibi. Ama kanımın ona geçip geçmeyeceğini bekleyip görecektik. Ama asla babam gibi davranmayacaktım kendi çocuğuma.
b-"Adını ne koydun çocuğumuzun."
R-"Adı Selim. Birgün onun gibi güzel bir çocuk olsun diye bu ismi koydum."
b-"Selim hanimiş babacık" şeklinde seviyordum. Daha sonra yanağından öptüm ve yolumuza devam ettik.
R-"Hadi eve gidelim" dedi.
2 SENE SONRA
Sokakta koşuyordum. Çok garip bir adam beni kovalıyordu. Daha sonra karşımda belirdi. Etraf ise değişmişti. Rahat bir koltukta otururken kendimi buldum. Gözleri turuncu turuncu parlıyordu.
F-"Sana zarar verme gibi bir niyetim yok. Ben Fatih. Sen de Bir bine olmalısın. Abim ile aynı isim. Sana reddedemeyeceğin bir teklifim var."
EDiT: FATiH'iN KiM OLDUĞUNU BiLMEYENLER (bkz: rüyamdaki kız kim) -
65.
+3Siz buraları okuyana kadar ben de işimi halledip geleyim en fazla 5 dakika sürer
-
66.
+3Tanrı da mağarasından çıkmıştı.Tümünü Göster
La-"Bir taşla iki kuş desene. Çok güzel. ilk seni halledeceğim. " dedi ve bana saldırmaya başladı. Yumruklarından kolayca kaçıyordum. Sanki çocuk saldırıyor gibiydi. Ona doğru yavaşça vurdum ve uzağa uçtu. Bayağı güçlenmiştim.
T-"Bu işi ciddiye al yoksa tek kaybettiğin kişi o çocuk olmaz." haklıydı. La-Ateh bir anda arkamda belirdi
La-"Çok haklı" dedi ve son anda saldırısından kaçtım. Ona tüm gücümle vuracaktım. Ona ne zaman vurmak istesem saldırmdan sıyrılıyordu. Resmen kendini savunma moduna aldı. Ama bir açığını yakaladım ve olağanca gücümle vurdum. Yanan köylerin arasına düştü. Hala yaşıyor muydu emin değildim. Daha sonra oradan kocaman bir kaya geldi. Bana doğru geliyordu ama arkamda Reyna ile Kübra vardı. Son anda taşın tuttum fakat La-Ateh tanrının arkasında belirdi ve vücudunu deşti.
La-"Eğer ki seni yenemiyorsam ben de daha da güçlenirim" dedi. Tanrı ölmüştü. Çok saçmaydı. Sen bu kadar güçlüyken nasıl yenilmiştin ona.
T-"Sana vurduğum yumruğu iyi kullan" dedi gülerek ve öldü. Yumruk. Tabi ya. Başından beri o güçlü değildi. Benim mavi görmemi sağlayan onun yumruğuydu. La-Ateh birden kızarmaya başladı. Kıpkırmızı oldu. Daha sonra eski haline döndü ama gözleri çok daha kötü oldu. Neredeyse karanlığa yakın kırmızılıktaydı.
La-"Gözlerim mavileşmedi ama olsun bu da yeterli" dedi gülerek. Birden arkamda belirdi ve yumruğunu attı. Gerçekten çok hızlıydı. Ben daha o yumruğun acısını çıkaramadan arkamda belirip tekrar tekrar vuruyordu. Sanki benimle tenis oynuyordu amk. O kadar hızlı vuruyordu ki kızlar takip edemiyordu. Daha sonra vuracağı zamanı hesaplayarak kolunu tuttum ve onun arkasına geçtim. Yumruğu vurdum. Bu sefer uçmamıştı ama acıyla yere çöktü. Bayağı acımış olacak ki bir hayvan gibi inliyordu.
b-"Son bir isteğin var mı?"
La-"Asıl senin son kurtaracağın bir kişi var mı?" dedi ve kızların yanına çok hızlı bir biçimde gitti. ikisinin de kafasından tutup kaldırdı. Sadece birini kurtarabilirdim. Onlar da muhtemelen bunu anladılar ve
R-"Kübra'yı kurtar. Benim zaten kardeşim gitti. Ben de gitsem sıkıntı olmaz."
Kü-"Reyna'yı kurtar. Zaten ben hayatımı güzel geçirdim. Seni de tanıdım abi. O ise sefalet içinde yaşadı. Onu kurtar" dedi.
La-"Eğer teslim olursan ikisini de serbest bırakacağım. Sana söz veriyorum" dedi.
EDiT: VEEE 3 AYRI SONA GELDiK. BUNDAN SONRAKi ENTRYLERDE SONLARI YAZACAĞIM. STRAW POLL iLE SiZ KARAR VERECEKSENiZ. HAZIRSANIZ BAŞLAYALIM. -
67.
+3Uyandığımda saat 8.30 du. Hala Selim bıraktığım gibi uyuyordu. Onu uyandırmayacaktım. Daha sonra saat 9 gibi kapımız çalındı. Açtım ve karşımda Reyna vardı.Tümünü Göster
R-"Duşunuzu alın kahvaltıya inelim" dedi Selim'in hala uyuduğunu görünce yanına gidip yataktan attı çocuğu amk.
S-"Ne oluyor deprem mi?"
R-"Çabuk git duş al daha kahvaltıya ineceğiz işimiz var."
S-"Aman ya tamam" dedi ve kafasını yatağa yaslıyarak tekrar uyudu. Bu sefer ayaklarından çekti yerde sürükledi amk. Bu kızdan korkulur.
Kü-"Ne yapıyorsun çocuğa bırak uyusun"
R-"O kadar eğitim falan istiyordu senden al sana eğitim" dedi ve ayaklarından çekmeye devam etti.
S-"Yaa uff tamam tamam uyandım" dedi ve ayağa kalkıp banyoya girdi. Ben de Selim'in banyodan çıkmasını bekledim. Daha sonra ben girdim. Aşağıya indik ve peynirli zeytinli klagib bir kahvaltı yaptık. Kübra mısır gevreği yedi.
b-"O ne kız öyle. Doğru dürüst yemek yesene"
Kü-"Sabah ekmek yemeyi pek sevmiyorum. Formda kalmam lazım." dedi. Bende fazla üstelemedim.
R-"Yemeğiniz bittiyse üstünüzü giyinin çıkalım" dedi.
S-"Ben bir tabak daha dold... " dediği anda kafasına vurdu.
R-"Daha ne yiyeceksin. 3 tabak ağzına kadar doldurdun. Senin sayende bizden ek para alacaklar." diye kızdı. Reyna haklı amk. Ben bu kadar yiyen ve kilosunu koruyan çocuk görmedim.
Kü-"Açık büfe burası istediği kadar yiyebilir sorun değil para falan istemezler" dedi.
S-"Hah bak gördün mü abla" dediği anda bir daha vurdu kafasına.
R-"Yukarı çık hazırlan beni sinir etme" dedi.
S-"Tamam abla ya" dedi ve yukarı doğru yöneldi.
Kü-"Çocuğun fazla üzerine gitmiyor musun?"
R-"Gittiğimi bende biliyorum ama onun bir serseri olmasını istemiyorum o yüzden bu kadar üstüne düşüyorum. Zaten anne babası yok."
b-"Ama senin de yok."
R-"Ben alıştım. Uzun süre annem babam oldu benim. Ama onun neredeyse hiç olmadı. Anne babamız bir gaspta öldürüldü. Yakalanıp hapse atıldılar. Ama yalnızca 2 ay kaldılar hapiste. Çıktılar ve Selim onları aradı. Öğrendi ki bir çete tarafından emirlere karşı geldiğinden dolayı öldürülmüşler. O da bunun içinde kaldı. Şimdi ise suçlu görünce içten içe anne babası aklına geliyor ve intikam almak istercesine saldırıyor. Kılıç kullanmayı kendi çalışarak öğrendi."
b-"Kim derdi ki böyle bir hayat hikayesi olacağını." Ben de benimkine kötü derdim amk.
S-"Hazırım abla gidelim" dedi.
R-"Daha biz hazırlanmadık bekle aşağıda biraz."
S-"Yaa abla bilerek yapıyorsun ha. Bir tabak daha yerdim ben."
R-"Cevap verme bana bekle bizi burada" dedi ve biz yukarı çıktık. Üstümüzü giyinip aşağı indiğimizde Selim orada oturmuş bekliyordu. -
68.
+2b-"Selim senin evin buranın yakınında olmalı orada saklanmalıyız." dedim. Selim hemen evine doğru yöneldi. Eve vardık. Kapıyı çaldı ve:Tümünü Göster
R-"Kimo?"
S-"Abla benim aç kapıyı."
R-"Eğer gidersen sana bir daha gelemezsin demedim mi?"
S-"Abla şimdi sırası değil çabuk aç kapıyı bizi bulacaklar."Kapıyı açar açmaz üçümüz de içeri atladık desek yeridir.
R-"Senin burada ne işin var? Sana bir daha gelme demedim mi?"
b-"Uzun hikaye. Sana daha sonra anlatacağım. Önce ortamın sakinleşmesini beklemeliyiz."
R-"Yine başınıza ne belalar aldınız?"
Kü-"Siz buraya daha öncede mi geldiniz?"
S-"Beni kurtardığı zaman onu buraya taşımıştım yaralarına bakmak için."
R-"Karşılığını kardeşimi kendisine kışkırtarak ve bayıltarak vermişti."
Kü-"Abi bu doğru mu?"
b-"Sizden ricam biraz sessiz olur musunuz? Kafam allak bullak zaten. Sri Lanka'ya nasıl gideceğimi bulmaya çalışıyorum."
R-"Siri- ne?"
S-"Sri Lanka. Ada ülkesi." Olan biten herşeyi anlattıktan sonra:
R-"Daha gideli fazla olmadı ama suç dünyasının en büyük arananlarından olmuşsunuz siz tebrik ediyorum."
Kü-"Duygularıma tercüman oldun resmen." Selim bana doğru eğildi.
S-"Kübra abla yangına körükle gidiyor abi. Bunlar polisi arar bizi attırırlar hapise."
b-"Polisi aramasına gerek yok bizzat kendileri tutuklarlar" dedim ve güldük Selim ile. Kızlar hiçbirşey anlamamışlardı.
S-"Neyse abi bir planın var mı? Muhtemelen pasaportun iptal edilmiştir."
b-"Hiç pasaportum olmadı ki iptal edilsin" dedim. Tabi Selim yine gülmeye başladı. Bu sefer Reyna ve Kübra da katıldı.
R-"Sizin başınız daha çok belaya girecek gibi. Ben de geliyorum Seri laka ya."
b-"Birincisi adı Sri Lanka ve ikincisi senin de başını belaya sokamayız. Sen burada kal."
R-"Üçünüzün arasında tek sivil benim. Kübra polis, ikiniz de kanun kaçağısınız. Sizi yakalayacak olurlarsa hapse düşersiniz. Kübra'yı buralarda görürlerse de ne arıyorsun diye sorguya çekerler. Ama beni tanımıyorlar."
b-"Tamam ama daha biz gidemiyorken sen Sri Lanka'ya nasıl gideceksin? Ve bizi nasıl zütüreceksin?"
R-"Tanıdığım bana can borcu olan birkaç dostum var. Sahte kimlik ve pasaportlar ile gidebiliriz."
b-"Farketmezler mi sahte olduğunu?"
Kü-"Ben verilere girip kimlik bilginizi eklersem farketmezler."
R-"Sen daha sık buraya uğramalısın."
Kü-"Asıl sen daha sık evime uğramalısın" dedi ve gülmeye başladılar.
S-"Abi biz mi katiliz yoksa bunlar mı?" dedi. Çocuk haklı amk. Ben vahşet modunda böyle şeyler aklıma gelmezdi. Bu kızlardan korkulur. -
69.
+2Plan falan yok VAHŞET VAHŞET VAHŞET amk hikayeyi resmen hissediyorum
-
70.
+2iKiSiNiN DE YAŞADIĞI SON
Kararımı vermiştim. Daha fazla arkadaşım ölmeyecekti. Pes ettiğimi söyledim ve o anda
La-"Çok doğru bir karardı. Senin de adın unutulmayacak söz veriyorum" dedi ve sonrası karanlık.
Çok güzel bir yere gelmiştim. Selim de orada antreman yapıyordu. Ama ona orada duran ustası kızıyordu. Ok talimi yapıyordu. Cennette bile talim yapıyordu bu çocuk. Sonunda yanına yaklaştım ve
S-"Aa Bir bine usta. Seni bir abi ile tanıştıracağım." dedi.
E-"Ben Emre. Memnun oldum" dedi. Gözleri yeşil yeşil parlıyordu.
EDiT: EMRE'NiN KiM OLDUĞUNU BiLMEYENLER (bkz: rüyamdaki kız kim)
EDiT2: http://www.strawpoll.me/12428430 OYLAMANIZI BURAYA YAPABiLiRSiNiZ YARIN SAAT 12 DE BAKACAĞIM VE SONUCU iLK ENTRYE YAZACAĞIM DiĞER HiKAYELERiMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE.
başlık yok! burası bom boş!