-
1.
+7 -3Ne kadar taktan bir durumda olduklarının farkındalar fakat kendilerini kandırmaktan da geri değiller. ipin ucunu yakalayamaz ve bu tutumunda ısrarcı olmaya devam ederse insanoğlu; talep ettikleri, kaybettikleri için ağladıkları değerlere asla ulaşamayacak. Kolay olanı, önüne konulanı kabul eden; taktan zevkleri, fikirleri, trajedileri olan ve hunharca güdülen bir nesille engellerin arasına sıkışacağız. Memnun değilsen harekete geç ve bir kez olsun ödleklik yapma.
Rez alabilirsiniz
Burası internet ortamında eşi benzeri bulunmayan,
Entrylerden bir altın madeni. -
2.
+4Bu güne kadar yanımda birileri olsun istedim, bir kişi olsun ve onunla birlikte çalışalım. O bir kişi ile yemek yiyeyim, onunla birlikte güleyim, onunla birlikte ders çalışayım istedim. 3 sene oldu kocaman 3 sene.
Ben o hep beni harekete geçirecek arkadaşı aradım, ne mi oldu?
işte söylüyorum, boşa geçen kocaman bir 3 yıl oldu.
Güneş, Dünya'lılar ben bugün sizleri aydınlatmıyorum hiç isteğim yok. Ay bana geceden kalan enerjisini verirse belki aydınlatabilirim.
Derse;
giberler o Güneşi, Sen güneşsin yarram ne diyorsun lan derler.
Gece kalkamıyorum, onu yapamıyorum, bunu yapamıyorum gibi bahaneler üretmeyi bırakın. Toplumun etkisiyle çalışıyorsan düşün ve somut verileri elde et. insanların beni dışlamasından korkuyorum ve o yüzden yataktan kalkabiliyorum, demeyi bil. -
-
1.
0Devam et dinliyoruz
-
1.
-
3.
+3Bir süredir bu işlerin içinde olan okuyan, manipilasyon, pgiboloji insan ilişkileri vs. hakkında araştıran saha arkadaşlarımda ve diğer insanlarda benim "ÜST AKIL" adını verdiğim bir mekanizma oluşuyor.
Bu üst akılın farkına "ne yapıyorsun dostum" diye kendi kendi uyardığında farkediyorsun.
Şahsen bende günde yaklaşık 20 defa uyarı biçminde dilleniyor.10-15 defa "bu durumda yapılması gereken en iyi şey nedir" şeklinde geliyor. Sıklıklaysa beni yeriyor disiplinsiz bin ders çalış ders dinle diyor adeta içinizde bir rahip ,general,trp üstadı, makyavelist bir bin oluşuyor. Kız gördüğünde bunu yap diyen mesajlaşırken yapma şunu mk diyen bir üstad oluşuyor. Otomatik bir kusursuzluk servisi. -
4.
+3insanlara aşk olarak anlatılan çoğu şeyin aslında duygu bozukluğundan kaynaklandığını bilmenizi isterim. Ben aşıktım vs. diyip güçsüz duruma düştüğünüz, olayı aşkın üzerine yıktığınız ve kendinizi hiçe saydığınız durumların madde madde gerçek açıklaması.
- insanlara acı veren şey aşk değil, muhtaçlık duygusudur.
- Bir daha onun gibisini bulamayacağına inanman bir korkudur.
- Yalnız kalacağına inanmak aşk değildir.
- Kaybetme korkusunun ağır basmasıdır.
- Duygu yönetiminin dağıldığı ve korkunun ağır bastığı durum aşk değildir.
- Bir kadını bırakamayacak cesaretinin olmadığı durum aşk değildir, bir korkudur.
- Ondan başkasını gözünün görmediği durum bir takıntıdır, aşk değildir.
Kadını hayatının merkezine almak senin kendine saygın olmadığını gösterir. Kadını olağanüstü gördüğünü gösterir. Senin kadın dışında uğraşacak bir şeyinin olmadığını gösterir. Ne yaptığını bilmeyen ve olumsuz biri olduğunu gösterir. Sosyal yeteneklerinin olmadığını gösterir. -
5.
+2Mutluluk senin problemin olmasın, zaten olamazsın.
Acıyı sev, çünkü kafanı nereye çevirirsen çevir sadece o var.
Ve kendi anldıbını yarat.
Bunu yapabilirsin.
Sonunda öleceksek niye yaşıyoruz deme?
Çünkü zaten öleceksin bi göreyim de en azından.
Neyse,
Hayyam'ın şu sözleri ile devam edeyim. "Uyan, uyumak için önünde sonsuzluk var." -
-
1.
0Mutluluk burada torbacilar da şaka bir yana Atakan mi yapacaksın bizi anlamadim ki çok tehlikeli adamsın vesselam
-
1.
-
6.
+2STATÜ. Bu kavram sizin toplumdaki yerinizdir dostlarım. Şüphesiz hepimiz insanın sosyal bir varlık olduğunu kabul ediyoruz. Madem böyle bir durum var o halde bizim bu sosyal yaşamdaki değerimiz(ki bu STATÜdür) hayatımızı birinci dereceden etkiler. Ne kadar sosyal değerimiz yüksek ise biz o kadar değer görürüz.
Gelelim statümüzün nasıl artacağına. Bunun için yapılması gereken şey statüsü yüksek insanlara bakmak ve onların statüsünün neden yüksek olduğuna akla yatkın sebeplerle kendimize açıklamaktır.
Kimdir bu statüsü yüksek insanlar?
iş yerinde patron, evde baba , bulunduğu gurupta üyelerden 5 yaş büyük olan kişi ,bulunduğu guruba emir verme yetkisi olan kişi(komutan, lider) öğrenciye not veren öğretmen , öğretmeni denetleyen müdür, sözlukte kurucu ve modaratör. Bu saydıklarımız statüsü yüksek insanlara örnek verilebilir ama bunların çoğu statüsünü rütbesinden veya mevkisinden alan kişilerdir.
Demek ki statüyü etkileyen ilk faktör RÜTBE VEYA YAPTIRIM GÜCÜDÜR.
Birkaç örnek daha inceleyelim. Rütbe ve yaptırım gücünü sabit tutalım. Para görünmez bir güçtür zengin ama statüsü olmayan insan sayısı yok denecek kadar azdır. Okuldaki popüler çocuklar genelde zengindir ,para onlara STATÜ verir. (parayı yaptırım gücü olarak görmek de yanlış sayılmaz) -
7.
+2ikinci faktör ise PARA'dır.
Haydi şimdi parayı ve rütbeyi sabit tutalım. Bunlar dışında insana statü katan şey nedir. Hiç şüphesiz karizmadır(giyim, duruş,tavır). Bunlar hakkınızda hiçbir şey bilmeyen insanlar arasında bile saygın olmanızı sağlar
Üçüncü faktör ise KARiZMA'dır
Karizması eşdeğer iki insanı öne çıkaran şey nedir peki. işte bunun cevabı karizmanın kendisinden daha önemlidir.Bu sorunun cevabı sizin sınıfınızda ailenizde birincil çevrenizde gördüğünüz değeri doğrudan etkiler. EVET DOSTUM formülümüz bu "senin onlara duyduğun ihtiyaç" - "onların sana duyduğu ihtiyaç" bu çıkarma işleminin sonucu negatif çıktığı sürece çevreniz asla ekgib olmayacaktır. STATÜNÜZ toplum geneline göre %5 e girecektir.
SON ve EN ÖNEMLi faktör ise iHTiYAÇ POTANSiYELiDiR. -
-
1.
0Yalanda mantıklı olabilir
-
1.
-
8.
+2Duygular ve Duyguların Yönetimi
Bu konuya geldiğimizde hepinizin şöyle bir duraksadığını ve iç çektiğini biliyorum. Yazılacak ve üstünde durulacak çok şey var bunu da biliyorum. En başta aşk ve sevgi konusunda genel bir açıklama yapacak olursak duygular hakkında yanlış şeyler söylendi, nasıl mı? Sakın aşık olma, aşk kötü, sevmek kötü, aşk acı bir duygu vs. böyle ve buna benzer ifadeler öğretildi ve insanların içine içine işlendi. Bunda insanların yaşadıkları ve tecrübeleri de çok etkili oldu. insanlar duygularını doğru yönetmeyi bilmek yerine duygularından kaçmayı öğrendi. -
9.
+2Evet dostlarım ihtiyaç potansiyelinin formülüne değineceğiz senin onlara duyduğun ihtiyaç onların sana duyduğu ihtiyaç.
Sorumuz NASIL iHTiYAÇ POTANSiYELiMi ARTTIRIRIM?" olacak. Bu sorunun cevapları bize STATÜMÜZÜ arttırmak için gerekli olanı verecektir.
Sorumuzun mevcut iki cevabı var
Bunun için yapabileceğimiz bazı şeylerden bahsedelim ve bu konuda sizlerden de fikir alalım ki etkileşimde kalmış olalım
Cevap1: insanlara olan ihtiyacımızı azaltmak
Bunu için ilk yapmanız gereken çalışma susmaktır beyler. Peki ya neden susmalıyız size sürekli bir şeyler anlatmaya çalışan birini sürekli dinlemek ister misiniz? Cevap genelde hayırdır. Çünkü konuşmak bir ihtiyaçtır. insanlarla ne kadar çok konuşursan o kadar çok konuşma ihtiyacını giderirsin. Size bunun için basit bir öneride bulunacağım. Bundan sonra bulunduğunuz sosyal ortamda birileri sizinle konuşmaya çalışmadığı sürece susun. -
-
1.
0Usta güzel dedin de, bu şekilde kim bize adım atarsa onunla konuşmuş olucaz ve önümüze gelenle yetinmek zorunda kalmayacak mıyız
-
1.
-
10.
+2Diğer muhtaçlık durumları ise daha çok maddiyata dayanır bulunduğunuz ortama giderken paranız ve kullanacağınız eşyaların tam olduğundan emin olun ki birilerinden borç isteme ya da eşya ödünç alma gibi muhtaçlık belirten eylemlerden uzak durun.
En önemli iki sosyal ihtiyaca değindik .Siz de öznel ihtiyaçlarınızı gözlemleyin NOT EDiN ve YOK EDiN.
Cevap2: Onların bize olan ihtiyaçlarını arttırmak
(Bu yöntemler sosyal ortam kadar flörtler üzerinde de uygulanabilir yöntemlerdir. Eski sevgililerini anlatmadıkları sürece)
Onların bize olan ihtiyacını arttırmak içinse dinlemeyi öğrenmemiz gerekir. Çevrenizdeki insanlarla onların ilgi alanlarından ve dertlerinden konuşun bu onların sizinleyken iyi vakit geçirmelerini sağlar.Bu sayede size duydukları duygusal ihtiyaç artar. -
11.
+2Pampa yazdıklarını diğer başlıktan beri okudum zevkli okuması rahat bir başlık olmuş eyw da, şimdi bir insan vardır kaderinde ne varsa onu yaşar ve buna boyun eğmek zorundadır çünkü yaşayarak öğrenir her şeyi zamanla görür yani seninde anlattığın gibi statü kavramları birazda senin doğustan gelen haklarına, imkanlarına VS. bakıyor.. Yani benim özetle diyeceğim şu alfalık şu cart curt senin kendi yorumuna, hayat görüşüne göre değişkenlik farklılık gösterir. ille de doğustan gelerek alfa olcan diye bi kural yok mesela bir olay yaşarsan ve o olay seni tamamiyle değiştirir artık kendine söz verirsin ben bu adam olmayacağım diye hatta and içersin gerekirse ve dersin ki benim şu şu şu hedeflerim emellerim amaçlarım var ben bunları uzun bir süreçte gerçekleştirmeye çalışacağım ne olursa olsun gerekirse hayatım pahasına da olsa tabi bunu da ancak bize zaman gösterir.. Bir de mesela ben de kızları önemsemem normal hayatımda sürekli ikinci plandadır yani sevgili yapcamda am peşinde koşcamda böyle kasıntı hedeflerim yoktur ha ama alfa mıyım (ya da omega neyse işde) değilim işte o da kişiden kişiye göre değişir. dediğim gibi..
-
-
1.
+2Zamanın göstereceği birşey yok. Zamana bırakmak betaların işidir. Sen istediğini almak istediğin sürece o olduğu yerde seni bekleyecek onu sana zamanın getireceği düsuncesi tembelliğe uydurduğün özlü söz. Klişe gibi gelebilir ama alfalık bir yaşam standardı, sosyal bir olaydır. Burada ben gerekli sosyal dinamik manipulasyonlarinı zaten paylaşıyorum ama sen bunları sadece teoride kullanırsan pratikte yani sosyal yaşamda deneyimleyemezsin. Ben burada kaliteli bir yasam standardı sunuyorum. Özenilecek adam olmanın kestirme yollarını herhangi bir çıkar pazarlığına girmeden saf haliyle veriyorum. Çevrendeki sürekli görüştüğün 5 kişinin ortalamasısın ve sen buna kader diyorsun. Çevreni değiştir kaderin değişsin o zaman ? Yaşam standartlarını maximum seviyeye çıkarmak senin elinde. işini begenmiyorsan işini değiştir. Kariyer yapmak istiyorsan kariyer yap. Günde 10 hatunun numarasını almak istiyorsan sahaya çıkıp 100 hatuna açılış yap 10 tanesinin numarasını al. 5 ini ele 3 üyle arkadaş ol 2 siyle yat. Sosyal izolasyon budur. Haftada 3 hatunla yatan adamlar bunu yapıyor. Her gittiği hatunu yatağa attığını iddia eden adam gerçeklikten kopuk yaşıyordur. 100 hatunda başarı oranın maximum %30 olabilir. 100 açılış 30 numara. Bunlarada ilerde değineceğiz.
-
-
1.
0Şu en çok vakit geçirdiğin 5 kişinin ortalamasısın görüşü hangi düşünüre aitti panpa aydınlatabilir misin, şimdiden teşekkürler
-
1.
-
2.
0Sen ayrı kafa ben ayrı kafadayım knk ne yazsan boş bence sen sanki doğduğunda mı alfa olarak dogdun da alfasın? Napalım mk alfa olamadık diye ölek mi?Bende kendi hayatımda diğerlerinin yaptığı gibi değilde en azından yasantıma hayatıma bir hedef koyup onu gerçeklestirmeye calisıyorum yani demeye calistiğım cogu loser gibi değilim köşeye çekilip hayatı öyle yasamıyorum hatalarımdan ders alıp yaşıyorum.. zaten böyle şartlar aynı olmayıpda belkide benim gibi yaşayan tonla insan vardır belki de kimilerine göre biz o bahsettiğin alfalardan bile daha onurlu hayatlar yasıyoruz kimbilir..
Kimbilir deme bn kimbilirim yine yıldızlara bakakaldım. Diyeceğim son sözde şu bn bunun üstünede dha da yazı yazmam ben ki hayatın silleseini yemiş, feleğin çemberinden geçmiş bir insanım yani artık gibsen de o eski loser olamam(biraz kaba tabir oldu ama böyle..) Edit:zaten simdi su coronavirüs cıktı ne kızı am üstünde kız gibmesi mk xd
-
1.
-
12.
+2Yıllar önce Aristo'nun şu sözüyle başlamak belki de en doğrusu olacak; "Mutlu olmak için önce mutsuz olmak gerekir."Tümünü Göster
Senden şu an okumayı bırakmanı istiyorum ve neden böyle bir şey söylemiş olduğunu anlamaya çalışman için 1 dakika zaman veriyorum.
Bu fikri yıllar sonra harika bir biçimde temellendirerek ortaya atacak bir adam olacak. Ve o adam tarihin gördüğü Kant'tan sonraki en büyük filozofu yaratacak.
Schopenhauer arzularımız üzerine konuşurken şu cümlenin üzerinde sıkça durur; "Her tatmin edilmiş arzu bir yenisini doğuracaktır."
Kendinize bir bakın, ilk kez telefonunuzu aldığınızda, ilk kez bilgisayarınızı aldıklarında ya da büyük bir üniversiteyi kazandığında nasıl sevinmiştin değil mi. Ama ne oldu? Arzun tatmin edildi. Senin mutluluk adını verdiğin şey sadece bir isteğin karşılığını bulmasıydı. Sadece bu kadardı. Sen bir şey istemiştin ve karşılığını bulmuştun.
Sizlere açıkça mutluluk dediğimiz şeyin yalnızca kısa sürekli zevkler olduğunu söyleyeceğim. Mutlu olamazsınız, yalnızca bir ok gibi geri çekilir ve fırlatılmadan geri eski halinize gelirsiniz. Bu da sizleri mutlu yapmaz. Zaten eskiden olduğunuz hale geri getirir. Ama bizler bunu mutluluk olarak isimlendiririz. Bu da bizi bu yazı dizisine başladığımız noktaya getirir; Mutlu olmak için gerekli olan mutsuzluk haline.
Sizden yalnızca düşünmenizi istiyorum, neden en çok çaba sarfedenler kazandığı taktirde en mutlu insanlar oluyor? Ya da çaba sarfetmeden şeylere sahip olan insanlar neden çaba sarfedenlere nazaran daha mutsuz? Siz güzelim taze beyninizi yormayın ben söyleyeyim; Çünkü oku ne kadar çok gerersen bıraktığında ok ilk haline gelmek için çok daha fazla yol katedecektir.
Şimdi mutluluk olarak adlanıdırdığımız ufak olaylara gelelim. Çünkü gerçekten okumanızı değil anlamanızı istiyorum.
Çok çalışıp terfi aldın. Tamam mutlu musun? Evet.
Peki 5 yıl sonra da mutlu olacak mısın bulunduğun konumdan?
Olmayacaksın.
Neden mi?
Çünkü; Özünde bencil bir varlıksın. Bunun için Nietzsche'nin harika bir sözü vardır; "insanın her eylemi kendisine yöneliktir."
Daha fazlasına isteyeceksin. Bak ilk Schopen'e geldik. Tatmin edilen arzu yeni bir arzu doğuracak. Ve bu hiçbir zaman sona ermeyecek.
Sizlere bu konu hakkında çok detaylı yazı girerdim. Ama saat geç ve ben yorgunum. Sizlere kilit isimler veriyorum, onları araştırın bakın çok daha iyi anlayın. Ama umarım neden mutlu olamayacağını da anlamışsındır.
Şu sorunun da cevabını vermeden gitmeyeyim.
Peki böylesine mutsuzluk hali bizleri pesimizm ve nihilizm bataklığına zütürmez mi?
Evet zütürür.
Ama aşmalısınız.
Aşmak zorundasınız.
Gerçekleri yadsımalısınız.
Bu gerekli.
Anlamı olmayan bir hayat içerisinde, başkaları tarafından yazılmış kodlar dahilinde yaşamamızı sürdürüyoruz. Emin olun beklediğiniz gibi kimse bizi gökten izlemiyor.
O yüzden kasmayın o kadar. Bilinçsiz yadsımak her zaman daha iyidir. Ama sen buradasın o yüzden endişe edecek bir durum yok. -
-
1.
0Dediklerinde doğruluk var. Ama mutluluk olarak örneklendirdigin şeyleri haz olarak görüyorum . Asıl mutluluk insanın içinde olur ve ona ulaşmak için dış etkene ihtiyacı yoktur bence. Tabi bahsettiğin düşünürleri okumadım oralarda daha detaylı ele alınmıştır . Bir bakayım.
-
1.
-
13.
+2Bu mükkemmel peki sorun nerde sorun şurda dostlarım iç beynim bu kuderetli ikincil karakterden daha baskın lanet hayvansal güdülerim bu ikincil karakteri susturuyor. Bazen (takım elbise giydiğimde, sahaya çıktığımda vb.) ikincil karakter kontrolü ele alıyor ve her dediği yapılıyor fakat günlük hayatta ilkel hayvansal güdüler baskın.
Bu durum okuyanların başına zamanla gelicek bu yazı size gelecekte neye dönüşeceğinizi bildirmekle beraber sizden şunu ister sizce bu ikincil karakteri nasıl daha hakim kılabiliriz? Nasıl hayvansal güdülerin üstüne çıkarabiliriz? -
14.
+1Oh be alfa ve beta harici bir harf bilen çıktı şu sözlükte.
S.a panpa bana da sigma olduğum söylenir. -
-
1.
0sigma misin yaniii?!
burcun ne? -
-
1.
0Öyle dediydi biri.
-
1.
-
2.
0hmmmm
sigmalar adamdir -
-
1.
0Hangisini soruyorsun? Güneş yükselen ay stelyum mars venüs? :D
-
1.
-
3.
+8Bos yapmayın lan burçlara inanılırmı
diğerleri 1 -
1.
-
15.
+1SiZE YANLIŞ ÖĞRETiLENLER
Çoğunuzun bildiği üzere Türkiye'de alfalık ve kadın tavlama kavramı üzerinden baya ses getiren kişiler oldu ve bu kişiler birşey bildiklerini iddia edip insanlara kadın düşmanlığını aşıladılar. Doğru söyledikleri şeyler vardı ama bir o kadar da yanlış söyledikleri şeyler vardı. Bu kişilerin peşinden giden çok insan oldu. Ülkemizde bilinçsiz ve nereye çeksen oraya gidecek insan sayısının fazla olduğunu söylememe gerek yok. Özellikle de duyguları yüzünden zarar görmüş ve canı yanmış insanlar -özellikle ergen ve genç kitle- haliyle bu insanların yolunu izledi. Beyler burada çok kritik bir nokta var. Bu kritik nokta ne diye soracak olursanız insanlar duyguları yüzünden zarar görmedi, duygularını yönetmeyi bilmediği ve duygularını avantaja çevirmeyi bilmediği için zarar gördü. Asıl konumuza artık dönebiliriz. -
16.
+1Statün varsa etrafında yüzlerce dost olacaktır bunların hepsi sana istemeden yardımcı olacak veya kendi çıkarı için senin kuyunu kazacak ama eğer tak gibi bir hayat yaşıyorsan tek tük dostun belki olacak belki olmayacak. Olan dostlarında sana tavsiye verdiğinde kendini tatmin etmiş olacak veya haline şükredecek. Yani hangi ilişkiyi düşünürsen düşün yolun sonu hep bencilliğe çıkıyor arkadaşım. Bu bizim doğamızda var. Çok fazla derine inip konuyu felsefe konusu yapmak istemiyorum. Yapmamız gereken bu durumu kabul etmeliyiz. Dünya tozpembe bir yer değil.
"Statünüz düşükse hiçbir şeyi doğru yapamazsınız. Statünüz yeterince yükcikse yaptığınız hiçbir hata dikkate alınmaz."
-Skeptico
"Hepimiz benciliz. Mesele, o bencilliği yönetebilmekte.
Bencilliği yönetebiliyorsan iyisin, onun seni yönetmesine izin veriyorsan kötüsün. "
-Zata -
-
1.
+1Skeptico ne güzel demiş öyle...
-
1.
-
17.
+1Bunların dışında heyecan, stres vs. gibi duyguları da her insan yaşıyor. Peki neden strese giren veya heyecan yapan iki insandan biri başarılı olurken diğeri başarılı olamıyor? Çünkü bu iki insandan biri duygularını yönetip avantaja çevirmeyi bilen biriyken diğeri duygularını yönetmeyi bilmeyen birisi. Aslında tüm problem bu.
-
18.
0REZervuar köpekleri
güzel yazı bro dewam -
19.
0omega diye bir şey yok sadece alfa ve beta var.
-
-
1.
+1Basit ve gereksiz ayrıntılara takılma bunu sorgulamiyoruz büyük resime odaklan.
-
2.
-1Alfa beta diye birşey yok anan var anan
-
3.
0Ayn annan
diğerleri 1 -
1.
-
20.
0Rezerrved
başlık yok! burası bom boş!