Beyler beni bilen biliyordur izmirli bir panpanızım. Geçtiğimiz yıl bu zamanlar bütün gün oyun oynayıp, diziler izleyip, geceleri arkadaşlarla mekanda takılıyordum. Yine birgün evde oyundayken arkadaşım bize gelceğini söyledi bende gel babuj dedim takılır ederiz iyi olur dedim. Arkadaşımın kim olduğunu ilerde söylücem. O sıralarda oyun oynamaktan baya bir yorulmuştum. Gerçi havalarda hafif serin dışarı pek çıkılmıyordu. Dedim bizim eleman gelince çocuğu çiçekli köydeki evde misafir edeyim. Çiçekli köyde bilmeyen varsa manisa yolu üzerindedir. Villalardan oluşan siteler vardır genellikle. Bizimde ordaki eve haftasonları falan arada gideriz. Zaten çocukta kız arkadaşıyla gelcekmiş daha rahat olurdu. Bizim sitede bu arada ormanlık alanın içindedir. Yani akşam sigara almaya gitçem deseniz arabayla 10 dk gitmeniz lazım. Evde bahçeli birde 4 kişinin rahatça yüzebilceği bir havuzu var. Neyse kalcağımız evin ortamı böyle. Ben o sırada bizim eleman gelene kadar rank atmaya devam ediyorum. Maçlarda falan full tokatladım. En son akşam saat 7 ye doğru oyunu saldım yaktım sigaramı giydim ceketi arabanın anahtarı evin anahtarını cüzdanı birde telefonu alıp çıktım. Geçtim aşşağıda arabada bekliyorum. Telefondan yayınları falan izliyodum. O sırada huurun biri cama bir vurdu aklım zütüme girip tak olarak çıktı. Baktım bizim huur gelmiş manitasıyla. Ağzı gevşek gevşek açmış kıza atlamayı planlıyo diye aynı andada zütü donuyo soğuktan belli. Neyse kapıyı açtım arabaya geçti bunlar. Kızla tanıştım falan gayet iyi bi kızdı bizim lavuğun manitası. Nasıl ayıkladı bu kızı düşünmedim değil. Neyse inceden bastım gaza benim hatunu almaya gidicem. Hafifte yağmur yağır camı kapattım tamamen 3ü müzde sigara içiyoz araba duman altı oldu dıbınakoyim. Yavaş yavaş gittim benim hatun aşşağıda bekliyordu. indim arabadan öpüştük falan kapıyı açtım oturdu arabaya. Arabanın önünden dolanırkende içimden diyom ulan tamam bu huurlar bizde kalcakta muhabbetleri uyuşmazsa bizim manitaların, haftasonu zehir olur falan diye. Neyse atladım arabaya bizim evin yolunu tuttuk. Çiçekli köyün yoluda zifiri karanlıktır. Yolda insan bulamazsınız ormanda domuza rastlama şansınız bile vardır. Yoldayken bir ara benim playlisti açtım ses olsun diye çünkü kimse konuşmuyo dıbınakoyım. Bi ben arkadaşla arada bi gülüşüyoz o kadar. Hatunlarda ses yok. Benim dinlediğim listte old school hiphop tarzıdır. Dr.dre ıce cube tupac biggie vb.. Şarkıyı açmamla ortam biraz seslenmişti. Benim hatunda arabanın önündeki süs itleri gibi kafayı hafiften sallıyodu. Baktım o sırada bizim hatunlar hafiften konuşmaya başladı. Eve yaklaşmıştık zaten iyi oldu dedim. Evdede böyle sessizce oturursak baya leş ortam olurdu çünkü. Bizim sitenin yakınlarında bir tane kasap vardır. Etleri çok iyidir. Arabayı sağa çektim biraz mangal için et falan aldım. Karşısındaki markettende 10 paket sigara ve 2 kasa (12likten) bira aldım. Arabaya geldim arka kapıyı açıp bizim elemanın kucağına yerleştirdim hepsini. Bizimki göçmen valizi gibi kaldı dıbınakoyim arkada. Eve doğru tekrar yol almaya başladığımda yolda polisler tarafından çekilmiş kırmızılı beyazlı şeritler vardı. Ama ortalıkta hiçbir şey yoktu. Bizimkiler muhabbetten bunu farketmediler bile ama benim kafam takılmıştı. Bayangeniş bi alanı çevrelemişti bu şeritler. Tek olsam iner bakardım etrafada ayıp olmasın diye devam ettim. Sonunda eve vardık. Bizim elemanı valiz gibi alıp indirdik aşşağı. Arabayı garaja parl ettim bende. Garajdanda evin içine açılan bir kapı var ordan girip bizimkilere kapıyı açıp hoşgeldiniz diye bir açılış yaptım. Sonra içimden bu neydi dıbınakoyim demedimde değil. Neyse bizim eleman hemen kendini koltuğa fırlattı. Bende hatunla etleri, biraları dolaba koyup içeri geçtik. Kişileri şimdi sizlerle paylaşayım beni gamerepeat olarak adlandıralım. Benim hatun cansu diyelim. Benim arkadaşın adıda yasin. Arkadaşın manitasının adıda zeynep. Neyse ben yasini iki dakka yanıma çektim. B: ben Y: yasin
B: kanka sen manitayla ayrı yatmıyosun demi?
Y: bilmiyom bro bakalım görücez ben kızı zütürürüm diye düşünüyorum ama tepkilerine göre ayarlarız
B: aynı yerde yatçaksanız ikili yatak bir tane daha var geçersin oraya kendi eviniz gibi takılın babuj
Y: tamam kanka saolasın
Neyse ilk gün zaten geç geldik diye bir film izleyip hafiften yatışa geçtik. Ben hatunu aldım yağmurlu havada hayet mutlu bi şekilde sarılarak uyudum. Yasin ne yaptı orasını bilmiyom sabah öğrenirdim artık. Ama o gece o şeritlerin neden oraya çevrelendiğini bilseymişiz gerçekten daha iyi olabilirdi... Devamı gelcek beyler

Sabahına gayet dinlenmiş bir şekilde uyandım. Bizimkiler daha uyanmamıştı. Bende kendime bir tane portakal suyu sıkıp içtim. Yaktım sigaramı ve arabaya atladım. O şeritler neden ordaydı öğrenmek istiyordum. Bizimkiler uyanmadan bakar gelirdim zaten. Yoldayken radyoyu açayım dedim random bir şarkı geldi gelen şarkıda aşk bodrumda yaşanıyor güüzelim. Dedim sabah sabah bu ne dıbınakoyim radyoyu kapatırken kafamı kaldırmamla yerde yatan bir geyik gözüme takıldı. Ormanın dışındaydı. Yola çıktıklarını önceden hiç görmemiştim. Hemen arabayı durdurup indim. Yavaşça yaklaşıyordum. Soluduğum havayı üflerken oluşan su buharını görebiliyordum. Ve fazla yaklaşmama gerek kalmadan geyin yerde yatmadığını geyiğin ölü olduğunu gördüm. Avlanmışmıydı yoksa arabaya mı çarpmıştı belli değildi ama karın bölgesinde bir ısırık izi dikkatimi çekti. Fazla ilgilenemeden arabaya atladım çünkü asıl merak ettiğim kırmızı şeritlerdi. Neyse kırmızı şeritlere geldim. Nedense oraya yaklaştığımda fazla stres olmuştum ve kalp atış hızım baya artmıştı. Kahvaltı yapmadığım halde sakinleşmek için 2. sigarayı yaktım ve uzaktan önce inceledim şeritin olduğu yeri. Ama bi sorun vardı. Bu şerit çevrelenmemişti. Yani belli bir alan kapalı değildi. Yolun ormana giren kısmından şerit başlamış ve bütün orman şeritliydi. Beynim tam ayıkmamış yeni kalktığım için zaten yannak gibi bakıyodum. O sırada kasaptaki osman abiye uğrayım sorayım dedim. B:ben O: Osman abi
B: selamın aleyküm osman abim günaydın.
O: günaydın paşa nasılsın iyimsin
B: iyiyim abi saolasın. Abi sana bir şey sorucamda
O: buyur aslanım sor tabii
B: abi bu şeritler ne ayak biliyo musun?
O: kardeşim şeritleri geçen gün çektiler zaten. Akşam jandarma geldi. Sorduk biz zaten hayırdır diye falan bir ihbar aldıklarını söylediler ve sadece orayı şeritlediler. Daha da fazla bir şey söylemediler.
B: iyi osman abi saolasın bende merak etmiştim. Hadi iyi günler.
Dedim ve çıktım. Kafamda kuramıyordum bir türlü yol kenarında ölü bir geyik, kaldırılmamış bile. Ve ormana doğru çekilmiş bir şerit. Havanında serin olmasıyla beynim tamamen yanıyordu. Mal gibi etrafa bakarken bir anda telefonun çalmasıyla irkildim ve baktım Cansu arıyordu. Uyanmış beni göremeyince korkmuş. Onu söyledi. Birde kahvaltıyı hazırlamaya başlıyolarmış. Hafiften atladım arabaya ve üzerimdeki mallıkla eve doğru geldim. Bizim yasin huuru daha uyanmamıştı. Bizimki kıza çaktımı diye düşünürken yoldaki olayı unutmuştum. Yasin huurunu kaldırmak için odaya girdim tam yasine vurup kaldırcaktım ve penceredeki buharın üzerine çizilmiş şekil dikkatimi çekti...
Edit: beyler hikayeyi baya uzun yazmayı düşünüyorum. Haftalar belki aylar.

hepsi bir anda fenerleri yakıp eve doğru tutmalarıyla bizim evden kızların çığlıkları bir anda tüm sitede yankılandı...
ben bir anda arabadan fırladım telaşla. ama neye fırladım niçin fırladım bilinmez. çıktım ve dışarda ayakta izliyorum. ne olup bitiyor anlam veremedim bir türlü. askerlerde ufaktan bi afallamadılar değildi. hareketleri biraz daha hızlandı bunların. benide fark etmediler uzaktan gözcü gibi kesiyorum. camlardan bizim kızları falan görmeye çalışıyorumda nafile. bir şey gözüktüğü yok kapkaranlık. komutan eliyle ileriyi doğru işaret etti ve 3 gruba ayrıldılar bir anda. 5 er 5er iki grup sağdan ve soldan evin etrafını arayarak çevrelediler. diğer grup ise evin kapısının önünde arka akraya dizilip dizlerinin üstüne çökerek bekliyorlardı. ben izlerken bile korkuyordum. ulan nolcak falan diyorum arada arkamada bakmadan edemiyordum. çünkü sitenin içinde sadece villalar var ve baya geniş alanlar var. yani arkam bomboş geniş bir yer sonra bi ev var öyle. arkadan bi şey gelir diye işkillenerek izliyorum. komşunun iti alman kurdunun havlamasıda ayrı bir korku veriyor. titreyerek izlerken bir anda bizim evin arkasındaki evin bahçesinden bir şey zıplayark uzaklaştı. aramızda 50 metre falan vardı. karanlıktan göz gözü görmediği için kesemedim ne olduğunu ama askerler bunu fark etmedi o sırada. bağırıcaktım dayı burdan bi şey geçti diye ama yemedi. ulan sağımamı bakayım arkamamı bakayım askerleremi bakayım derken iyice karıştı kafam. yasini unuttum resmen o sırada heyecandan. çocuk naptı nerde bilmiyorum. askerlerinde ne yaptığı belli değildi. camlardan bir şeyler mi görmeye çalışıyorlardı yoksa bahçede bir şeymi arıyorlardı anlamadım. birde bizim kızların seside gelmiyordu. bi çığlık attılar sonrası yok. çıt çıkmıyor ve zifiri karanlık. yanımdan geçen karanlıktaki dalgayı saymıyorum bile. beyler zütümün nasıl attığını görmeniz lazım. askerlerde inceden korkuyorlardı izlerken anlaşılıyordu. ama hiçbiri bir şey yapmıyordu hepsi evin etrafını çevrelemiş bekliyorlardı. ulan biri bi atak yapsada anlasak ne olduğunu diyorum. artık hır mı çıkıcak ne çıkıcaksa görelim yani.o sırada izlerken öyle dalmışım ki ne kızları düşünüyom ne yasin binini. belli bi sessizlikten sonra evin ön tarafından yani benim sol tarafımdan ayak sesleri duyuldu yavaşça. komutan gelmişti ve eliyle bir işaret yaptı. ne olduğunu anlamam fazla uzun sürmedi. bütün askerler aynı anda senkronize olmuş şekilde bellerindeki silahlara yöneldiler ve bütün fenerleri kapadılar. bi anda niye böyle yaptılar derken fark ettim ki artık önümüde göremiyodum. sadece askerlerin tüm silahları camlara doğru doğrulttuğunu ve bütün ışıkların kapalı olduğunu görebiliyordum. o sırada yine bekliyorlardı. heralde komutanları yine bir işaret falan vericektir diye düşünürken evin ön tarafından bi anda cam kırılma sesi geldi. ulan noluyooz diye ön tarafa koşmamla...
edit: beyler elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışıyorum beklettiğim herkesten özür diler, bizimle burda yalnız bırakmayıp okuyan herkese teşekkür ederim. daha hızlı devam edicem merak etmeyin. saygılar

penceredeki buharın üzerine çizilmiş şekil dikkatimi çekti..
bir anlamı var mıydı diye bakındım biraz. ama çizilen şekil bir spiraldi. hiçbir anlam çıkartamadım. yasin huuru mu çizdi bunu diye döverek uyandırdım pelekenti. bizim huur tabi kızı gibmiş diye şeftali gibi olmuş. kalkışı görseniz bi tavırlar havalar falan. neyse bunu kaldırdım bu yarı uyku sersemliğiyle girdiği pozisyonları falan anlatıyor. bende dünkü yoldaki stres birde bu pencerede ki garip şeklin stresiyle buna sağlam bir tokat yapıştırdım. bu salak afalladı biraz. dedim birader bunu sen mi çizdin yada zeynep falan mı çizdi biliyon mu dedim. bu yok bilader benle alakası yok belki zeynep çizmiştir sorarız şimdi dedi. ben iyice uyuzlandım. neyse bizim lavuk yüzünü falan yıkadı geldi masaya oturdu kahvaltı yapıcaz . bizim hatunlarda baya yetenekliymiş bir masa hazırlamışlar yemeden doyarsınız beyler. neyse bir iki takıldım benim hatuna. olayıda fazla ayıktırmak istemiyom kızlara. zeynebe döndüm zeynep sen gece pencereye bir şey çizdin mi dedim. bu ilk başta anlamadı. belliydi onunda çizmediği. tekrar sordum bir spiral çizilmiş pencereye sen mi çizdin zeynepçim dedim. yoo ben çizmedim dedi görmemiş bile artık nasıl hırpalandıysa. insan değil dıbına kodumun yasini. neyse ben iyice işkillendim. cansuda hala yok şuraya alışverişe gidelim aşkım yok burda tatil yapalım aşkım derdinde. onuda terslicektimde şimdi nerden bu sinir dese garipliği anlardı. bıyık altı küfür ede ede hatunlada konuşmayı geçiştirdim. kahvaltıyı bitirdik masayı falan topladı kızlar bizde yasinle çarşafları üstümüze çekmişiz dizi izliyoz. yasin bana doğru eğildi kulağıma kanka cigaralık aldım akşam üfleriz dedi. nerde falan derken arabada koltuğun arkasına koydum dedi. iyi dedim bro üfleriz sorun yok. kızlarda geldi sarmaş dolaş dizi izliyoz. benim kafam biraz dağılmıştı. oyunu düşünüyordum. diziye falan bakıyodum. yasin huurununda zaten hiç gibinde değil hala kızı ellemer falan oynaş peşinde. ama çocukta haklı hiçbir şey söylemedim adama. neyse diziden baya bi bölüm izledik saat akşam 6 gibi oldu. ben yasine dedim kanka gel merkezden pizza alalım yeriz. atladık arabaya çıktık yola. ben buna inceden anlatmaya başladım. bizim huur ilk başlarda taştaş geçiyom sandı falan sonra yol üstünde şeritleri görünce biraz zütü attı. anlattım buna işte pencere olayını falanda bu ne diyosun yaa falan baya bi titredi. neyse indik pizzzaları söyledik. o sırada olana kadar beklerken sigara yakalım dedik. havada buz gibi yasin öyle bi giyinmişki yüzünü zar zor görüyorum. üst üste ne varsa almış üstüne battaniye falan bile çıkar nerdeyse. o sırada bi oyun muhabbeti çevirdik yine ayak üstü zaten o sırada pizzalar hazır olmuştu. aldık arka koltuğa direk attım yola koyulduk tekrardan. dönerken gırgır şamata dönüyoz. neyse eve yaklaşmıştık. yollar yine karanlıktı ama yolu aydınlatan mavi kırmızı ışıklar vardı uzakta. yaklaşmamızla gördüğümüz şeyi tahmin etmiş olmalısınız. şeritlerin olduğu yerde polis ekipleri ve jandarma aracı vardı...

beyler oyun yeni bitti kusuruma bakmayın beklettim. ama 4 part daha giricem gece uzunundan. başlayım inceden.
şeritlerin olduğu yerde polis ekipleri ve jandarma aracı vardı...
yasin direk noluyoz dıbına koyim dedi. saat 7 olmuştu sağa çekip bakıcaktım ama bakmayım dedim. çünkü hatunlar evde yalnızlardı ve acımışlardı. hiç bakmadan devam edeyim dedim ama ne fayda. jandarma direk bizi çevirdi. zorunlu çektik sağa. ehliyet ruhsat falan istediler verdim. biz yasinle jandarmanın dönmesini bekliyoz ama kafada neler neler kuruyoz. hava zaten soğuk karanlık birde biz iyice tribe girdik. jandarmada gitti gelmedi bir türlü. indim araçtan en son komutanım sorun mu var dedim. yok kardeşim bakıyoruz dediler. iyi dedim geçtim araca tekrar. iki dakika geçmeden geldi jandarma zaten ben dedim oh dönüyoz eve. jandarma geldi ehliyeti ruhsatı verdi ama sonra gençler kimlikleri alalım dedi. içimden hoaayda yan mı bastık dedim. ben hemen arka cepten cüzdanı çıkartıp verdim kimliği. yasine döndüm ver birader kimliği uzatayım dedim. yasin bi mırın kırın etti anlamadım. çıkardı verdi kimliği sonra. neyse jandarma kimlikleride aldı yine araca gitti. ulan zaten şeritler orda duruyor uyuzum bu kadar kontrolde iyice zütüm büzüştü. yaktım sigara bekliyoz. yasinden çıt çıkmıyo ama. bende etrafa bakıyodum o sırada telefon çaldı. irkildik bi ufaktan yasinle. baktım cansu arıyodu. C: cansu B:ben
B: efendim aşkım?
C: aşkım nerdesiniz kaç saattir bekliyoruz?
B: uygulama var gülüm onu bekliyoz
C: ne uygulaması !?
B: hatun normal uygulama işte ehliyet ruhsat falan bakıyorlar.
C: iyi aşkım çabuk gelin acıktık
B:tamam hayatım geliriz biraz sonra.
dedim telefonu kapattım. yasin soruyo nolmuş birader falan dedim yok bir şey merak etmişler gecikince aramışlar dedim. içimdende diyom nerde kaldı bu pelekent bi kimlik aldı gelmedi diye. saat oldu 7.45. ben dikiz aynasından arkamıza baktım arkamızda 2 3 araç daha var. onlarada bakıyorlar. yasin bu sırada kulağıma eğildi bi panikle. bro arka koltukta cigaralıklar var dedi. hasirellee onları unutmuştuk. dikizden tekrar jandarmayı kesip arkaya uzandım soktum dona dalgaları. bu sırada arkadaki bir araçtaki adamda bağırıyordu. işte kardeşim bu kadar bekletilir mi falan filan. adam haklıydı ağaç olduk resmen. pizzalarda soğudu zaten dıbınakoyim. yasine döndüm ulan bir şerit çekildi diye muhabbetlere bak dedim. yasinde aynen bro falan dedi geçiştirdi. binde bir şeyler vardı ama çözemedim. stres oldum iyice tam kapıyı açıcaktım jandarma kapıda belirdi. buyur abi dedim. gençler yasin hanginizdi dedi. bizim pelekent döndü tekleyerek be be nim a aa bi dedi. ulan çocuk tekleyerek konuştu bi anda. adam dedi kardeşim dışarı çıkın dedi. dedim bu sefer yannağa yan bastık heralde. bi anda indim abi hayırdır noluyo dedim. adam direk kardeşim geç arabada bekle ! dedi. ulan ne bağırıyon milletin içinde bin derdimde yemedi o sırada .ben kapıyı açık tutup ayakta izliyorum dışarda. jandarma yasinin yanına geldi ve kolundan sertçe tutup ellerini görebilceğimiz bir yere koy diye bağırdı. ulan herkes bize baktı bi anda. üstüne benim telefonun zil sesinin duyulmasıyla iyice karıştı ortalık. arayan yine cansuydu. ben olayın şaşkınlığıyla telefonu açtım ve cansu baya panik olmuş bir şekilde...
edit: beyler zaten haftasınu diye gececiler burdadır diye bu kadar geciktim tekrardan kusuruma bakmayın. hikayelerde beklemeyi sevmem sizide bekletmemeye çalışçam. rezleri alalım tekrardan. saygılar

ben olayın şaşkınlığıyla telefonu açtım ve cansu baya panik olmuş bir şekilde...
C:cansu B: Ben
C: aşkım çabuk eve gelin lütf..
B: noldu lan ?
C:aşkım elektrikler kesildi bir anda ne olduğunu bilmiyorum hiçbir yeride ellemedik!
B: nasıl ya durduk yere mi kesildi!!!
C: evet aşkım lütfen hızlı gelin
B: tamam aşkım korkmayın bi şey olmaz biz geliyoz zaten.
C:aşkım elektriklerin kesilmesi bi yana birde tam göremiyoruz ama bahçede camlara yansıyan bi gölge var.
B: NASIL Bi GÖLGE VAR LAN !
C: ne olduğunu bilmiyom ama evin etrafında dolaşıyor. ayaklarının sesini duyabiliyoruz.
B: tamam fazla bağırarak konuşma biraz sonra ordayım sakın dışarı çıkmayın!
C:tamam aşk...
B:ne tamam aşk.. konuşsana hatun. Alooo alooooo.
ulan telefon kapanmıştı bir anda. hemen acele bi şekilde tekrar cansuyu aradım. aradığınız numaraya şuanda ulaşılmamaktadır demesiyle hay gelmişini geçmişini gibeyim dedim bir oldu. telefonu attım koltuğa hemen yasine doğru yöneldim. çocuğun üstünü arıyorlardı jandarmalar. bende yasinin telefonu alayım ordan zeynep'i ararım dicektim çünkü bende zeynep'in numarası yoktu. tam abi arkadaşın telefonu alabilirmiyim dicekken lavuk üzerime doğru bi yürüdü. abicim biz sana geç arabada otur demedik mi ? diye bağırdı. abi tamam geçiyom kız arkadaşım aradı elektrikler kesilmiş bahçede bir şey varmış dedim. Adam bi anda telaşlandı telsizi falan alıyo eline bi şeyler söylüyo orda diğer ekiplere falan. diğer abide yasinin üstünü aramayı bitirmiş araca doğru zütürüyordu. ulan diyorum şimdi yasini birakıp kızların yanına gitsem çocuk burda napıcak tek. hadi yasinle kaldım kızlar evde napıcak? hadi hepsini geçtim komutan niye bu kadar telaşlandı? kafam iyice yanmıştı. yasin arabada duruyor bir şeyler soruyorlardı uzaktan görebiliyordum. diğer komutanda bağırarak telsizle konuşuyordu ama sesini tam alamıyordum. bide bana arabaya geç! diye bağırdığı için fazlada yaklaşamıyom bine şimdi ters bir şey yapar diye. resmen buga girdim. hareketsiz bekliyom. aklımdaki diğer şeyde bu yasini niye paketlediler bir anda. bini bi misafir edelim dedik olaylara bak. o soğukta tekrar bi sigara yaktım yasine uzaktan ben eve geçiyom tarzı bi el işareti yaptım. anladı zaten kafa salladı araçtan tamam diyerek. atladım araca tam gaza basıcam çünkü kızları merak ediyom. bi anda kapattılar telefonu. ha korkmuyor muyum? zütüm ağzımda atıyor resmen. gidicem napıcam oda var. neyse dedim gidelim bakarız diyerek tam gaza basıcam uzaktan inceden bir siren sesi geldi. ama tek araçtan gelcek bir siren sesi değildi uyumsuz bir şekilde 2 araçtan gelen bir siren sesiydi. aynaya baktım ve arkadan son hız bizim eve doğru yolda giden 2 tane jandarma ekip aracı vardı. bunlar yanımızdan o hızla geçtiler. bende hemen takıldım peşlerine arkalarından konvoy gidiyoruz. ulan yolda hava soğuk zaten stresten midem bulandı. önümde 2 jandarma aracıyla gidiyoruz. nereye gidiyoz bilmiyorum ama çevirmedeki jandarmanın telsizle konuşmasından bize doğru gideceklerini tahmin ediyordum. eğer başka yere gidiyorlarsa o zaman ayrı sıkıntı. ben tek nasıl giricektim eve, kızların yanına. neyse yolda ilerlerken bizim siteye girişe doğru geldik ama araçlarda en ufak yavaşlama yok. dedim bunlar düz ilerlicekler bende tek yannağa oturucam. dememle 2 araçta ani frenle yanlayarak bizim siteye doğru girdiler. bende son anda direksiyonu kırıp döndüm. siteye girmemle yasinin araması bir oldu. telefonu açardım ama direksiyonda o sırada zor olucaktı baya yan koltuğa attım telefonu. jandarma araçları bizim bahçenin önüne çektiler araçları. 2 araçtan toplam 15 er kişiye yakın asker indi. hepsinin belinde silah ve ellerinde fenerler vardı. bahçenin duvarına hepsi sırtını dayamışardı ve komutanlarının komutunu bekliyorlardı. ulan bende uzaktan farları kapadım izliyom orda pür dikkatle. bizim yan komşunun bahçesindeki alman kurdunun havlamasıyla yerimden hopladım bir anda. o sıradada komutan emiri vermiş olmalı ki askerler bir anda ayaklandılar ve bizim bahçe duvarlarından atladılar. ev zifiri karanlık. hepsi bir anda fenerleri yakıp eve doğru tutmalarıyla bizim evden kızların çığlıkları bir anda tüm sitede yankılandı...
edit: beyler saolasınız trende girmişiz. şukuları ekgib etmezseniz sevinirim. 2 uzun part daha var bu gece. rezleri alalım. saygılar

evin ön tarafından bi anda cam kırılma sesi geldi. ulan noluyooz diye ön tarafa koşmamla...
yerdeki cam kırıklarını gördüm. ama askerlerin hiçbirinden bir tepki yoktu zaten kafamı kaldırıp bakmamla anladım ki camı askerlerden biri fenerin diğer ucuyla kırmıştı. adam elini o kırıktan içeri sokarak kapıyı yavaşça açmaya çalıştı. ulan içimden diyom binler anahtar isteseniz verirdim ne böyle triplere soktunuz hem kendinizi hem beni diye. neyse adam profesyonel bir şekilde hiçbir yerini kesmeden evin 2. giriş kapısını açtı. silahının ucuyla kapıyı hafifçe iteleyerek açtı. benim aklıma hemen şu geldi. bu evin sağındaki ve solundaki 5er kişilik gruplar yanlardan camları kırarak girmesinler dedim. bir iki sessiz adımla yaklaştım ve adamlar hala aynı pozisyonda bekliyorlardı. ben yinede dayanamadım sanki yeni geliyomuş havası vermek için arabaya gittim ve bir anda askeri aracın arkasında ani frenle durdum. hemen indim ve sanki olanları ilk defa görüyormuş edasıyla komutanım noluyo diye yanına gittim heycanla. adam da panikledi beni sakinleştiriyor falan. diyo işte ufak bir ihbar varmış onun için geldik falan diyor. bende yandaki askerlerin ne amaçla orda durduğunu öğrenmek istiyorum ağzından laf almak istiyorum. dedim komutanım ufak bir ihbar için bu kadar adam fazla değil mi dedim. sanki yeni görüyomuş gibi yandaki askerler napıyor??? dedim şaşırarak. adamda bana sakince lütfen sakin olun, yandakiler içerden bir şeyin kaçabilme olasılığı için orada duruyorlar dedi. içimden ohh yan camları kırıpta masrafa sokmucaklarmış binler demedim değil. bu sırada ön gruptaki askerlerin zaten daha kıdemli oldukları her hallerinden belliydi. adamlar çok ince bir şekilde kapıdan içeri girmeye başlamışlardı. iki kişi evin içine doğru silahları doğrultup diğer üçünün geçmesini bekliyorlardı. yani arkadaşlarını geçerken bi bakıma koruyorlardı. ben,m korkum şimdi bizim hatunlardan biri çıkıpta kaza kurşununa gitmesin. ama bırak çıkmayı hala ses bile yoktu. ben olsam içerde şuan tencere tava sallıyodum dışarı dıbına koyım, ne soğukkanlı kızlardı. askerler ağır ağır adımlarla içeri doğru ilerlemeye başladılar. komutana dönüp kısık selse komutanım ne varmış ki içerde biliyor musunuz ? dedim. adamda hiç renk vermeden sadece bir ihbar aldık belki sarhoş bile olabilir '' dedi. he bizde malız dıbınakoyım sarhoş için top tank tüfekle eve geldiniz. bu konuşma anında arabadan telefonun zil sesi duyuldu. komutanın bana hemen sessize al yada kapat demesi üzerine usulca telefonu kapattım. ama arayan yine yasin binydi. ulan çocuk napıyordu. manitasına olanlardan habersiz orda paket olmuş yılbaşı hediyesi gibi bekliyordu çocuk. ama emir komutandan diye fazlada bir şey yapamadım. evin kapısını tutan bir asker elini kapıdan dışarı uzatıp bir işaret yaptı komutananına. tabii ben anlamadım ama komutanı hemen yan taraftaki gruplara giderek bir işaret verdi yine. bu sefer yandaki askerler öncekinden farklı olarak hepsi ayaklandı ve silahlarının tamamen camlara doğrultup nişan aldılar. ve öyle sağlam bir şekilde yere basıyorlardı ki sanki ordu gelse geçemez gibiydiler. tüylerim diken diken olmuştu askerimizi öyle görünce. komutan tekrar yanıma geldi ve bu sefer kapıyı tutan askere işaret yaptı ve o askerde içeri doğru gitti. hiçbir şey duyulmuyordu ve görülmüyordu. askerlerde içerde durmaları gerekenden fazla durmuşlardı. ne yapıyorlardı acaba derken çok fazla geçmeden gecenin karanlığıyla birlikte göz gözü görmezken evin kapısına doğru askerlerden biri kucağında saçları aşşağı doğru sallanan bir şeyle kapıya doğru geldi...
edit: beyler şukuyu ekgib görmezseniz sevinirim. gece gece 5 tane uzun uzun part gelicek. gün içide yoğunluğuma atabilirsem göre belki gün içindede atabilirim. saygılarla

Ormanın az içinde çalıların arasındaydı telefon!! Yasin nerdeydi...
Çalıların arasından telefonu almak için eğildim ve telefonun ekranının çatlak olduğunu gördüm. Çatlak olmasına fazla şaşırmamıştım ama çatlaklıkların aralarında kanlar vardı. Ekrana bastırdıkça kanlar telefonun üst yüzeyine çıkıyorlardı. Orda donup kalmıştım. Zeynep kayıptı, cansuyu ambulans zütürmüştü, yasinin bulunduğu yerde cam kırıkları vardı ve telefonu ormanlık bir alandaydı. Haftasonu tatilime benimle gelen kişilerin hepsinde sorun vardı. Yasinin telefonunun olduğu yerde bunu düşünürken bir anda panikleyerek bulunduğum yerin çok güvenli olmadığını düşündüm. Yasinin paketlenip ardından yerde cam kırıkları olup ve yasinin telefonunun ormanda kırık halde bulunduğu yerde durmak fazla güvenli değildi. Hemen sesli bi şekilde dıbınakoyim diyerek arabaya koştum. Yerdeki cam kırıklarının ufalanmış olanları yüzünden ayağım kaydı ve ellerimin üstüne doğru yere düştüm. Tamda olacak şeydi. Ellerimin içine cam oarçaları girmişti ve kanıyorlardı. O an bunu fazla önemsemeden hemen burdanuzaklaşmak istediğim için hızlıca kalktım. Yerden kalkarken kafamı kaldırdığımda yolun diğer tarafındaki ormanlıkların içinde 2 tane ufak boyutta kırmızı nokta (tırnak kadar) gördüm. Heycandan dolayı elim ayağım birbirine dolaştı ve ne olduklarına bakamadan arabaya binip gazı kökledim. Hastaneye gidicektim. Hem cansuyu görürdüm hemde elimdeki camları çıkartırlardı. Yolda giderken radyodan bir şarkı açtım çünkü kafamı dağıtöam lazımdı. Hafif slow bir şarkı açtım ve hastane yolunu tuttum. Birazda olsa sakinlemiştim ama hala olanlara anlam veremiyordum. O anda donuma sıkıştırdığım cigaralıklae aklıma geldi ve bi cigara yaktım. En azından biraz gevşerdim. Fazla geçmeden arabayı sağa çektim ve koltuğumu geriye yatırdım. Müziğin sesini açıp uzanarak cigaramı içtim. Baya iyi gelmişti. Çünkü ne yaptığım belli değildi deli danalar gibi oraya buraya gidiyorduk elimizde oatlıyordu olaylar. Gevşedikten sonra arabayı tekrar çalıştırdım. Garip bir şekilde tekte çalışmadı. 2. seferde çalıştırabildim. Neyse yola devam ediyordum. Camı çok az açmıştım dumanın dağılması için. Fazla serğn olunca tekrar kapattım ve bir anda radyomda çalan müzik kapanmıştı. Hemen elimi ışığa attım açmaya çalıştım ama ışıkta yanmıyordu. Böyle olunca mecburi farları yaktım. Radyoya biriki el attım ama yok. Tam hay dıbınakoyım derken bir anda kulaklarımı aşırı rahatsız eden bir cızzırtı çıkmaya başladı. Ve son seste geliyordu. O kadar rahatsız ediciydi ki kulaklarımı kapatmaktan radyoyu kapatamıyordum. 2 saniye kadar sonra cızzırtının neredeyse beni bayıltçağını fark ettiğimde hızlı bir şekilde radyoya vurdum. Ve beklenmedik şekilde ses kesildi. Bu neydi şimdi dıbına koyim. Korkumdan beklemeyi düşündüm ama beklemek daha kötüydü. Yola devam etmeyi seçtim ve ilerledim. Radyo olayından sonra fazla gerilmiştim. Neyseki hemen hastaneye geldim ve hızlı bir şekilde içeri girdim. ilk önce cansuyu sordum ve yerini söylediler. Bilgi olarakta hayvan saldırısı olduğunu söylediler... !?

Ufak bir hatırlayalım
ne yapıyorlardı acaba derken çok fazla geçmeden gecenin karanlığıyla birlikte göz gözü görmezken evin kapısına doğru askerlerden biri kucağında saçları aşşağı doğru sallanan bir şeyle kapıya doğru geldi...
Uzaktan kim veya ne olduğu tam belli değildi. Ama benim tahminime göre ya Cansu yada Zeynep ti bu. Asker yaklaştıkça kucağında taşıdığı kişinin yüzü dahada belirginleşti. Evet bu Cansuydu. Benim hatundu bu. Dıbınakoyim nolmuş kıza diyerek bahçenin duvarından arap atı edasıyla atlyaıp askere doğru koştum. Adam zaten anladı heralde tanıdığımı sakin bi şekilde "meraklanma sadece bayılmış" dedi. Ufakta olsa bir rahatladım. Ardından bütün askerler evin etrafından dışarı çıktılar ve araçlarına doğru yöneldiler. Cansu içinde ambulans çağırmışlardı. Gece yine uzun sirecek gibiydi diye düşünürken Zeynep nerdeydi?! Direk koşarak komutanın yanına gittim. Komutanım içerden başka bir kız çıkmamış mı ? Sadece cansu mu varmış dedim. Adam hemen askerlere dönüp sordu ve askerler başka kimsryi görmediğini söylediler. Hemen koşturarak eve girdim ve içeri üstten bakındım. Zeynep içerde yoktu. Yasini polisler almıştı çocuğun birde sevgilisi kayıp. Ben elemana nasıl açıklıcaktım şimdi? içerde düşünürken komutan yanıma geldi yavaşça. " genç başka biri daha mı vardı evde " diye sordu. Ulan yannağım içeri bakındığıma göre başka biride vardı tabi dicektim ama onlar şöyle döküldü ağzımmdan " evet komutanım bir kız arkadaşımız daha vardı " dedim. Komutan o sakinliği bırakıp anormal bir telaşlanmayla evin dışına doğru koştu. Ardından bende fırladım bu sefer olaya hakim olacaktım. Ama komutanlarının koştuğunu gören askerler beni adama yaklaştırmadılar. Adamda hemen ekip arabasının ön kapısını açtı ve koltuğun üzerindeki telsizi eline alıp bir şeyler söyledi. Sonra 1 dakika kadar sessizce bekledi ve telsizden gelen o cızırtı sesini duydum. Komutan kulağına zütürdü ve söyleneni dinledi. Sonrasında boğazlarındaki damarların görülebilceği ve ağzından etrafa tükürükler saçılacak şekilde telsizde bağırarak bir şey söyledi. Benim tüylerim diken diken olmuştu konuşma şeklini görünce. Kimse bana bakmadan tüm askerler araca atladılar ve çok hızlı bir şekilde siteden çıktılar. Cansuyuda ambulans zütürmüş tek kalmıştım. Ulan yannağım ne yapçağımı şaşırdım şimdi bunlar bir şeyden kaçmak için mi bu kadar hızlı çıktılar paniklediler yoksa bir şey olduda oraya mı gittiler. Hangi tarafa gitsem tehlike olabilirdi. Stresten ellerim titreyerek ağzıma bir sigara koydum ve çakmağı zar zor çaktım. Düşünüyordum.. Burda dursamda ayrı bir tehlike vardı. Haaagibtiir bizim evin arkasındaki evin bahçesinden atlayan gölgemsi şeyi askerlere söylememiştim. Ulan oda aklıma gelince burdada duramazdım hemen atladım arabaya ve ilk olarak hızlıca siteden çıktım. Korkumdan farları kapattım. Çünkü ne olduğunu bilmiyordum ama tek bildiğim dikkat çekmemem gerektiğiydi. Bu sırada yan koltuktan telefonuma gelen bildirimlerin ekranı aydınlatması gözümü biraz aldı. Baktım hepsi yasindi. Hemen yasinin paketlendiği yere arabayı çevirdim ve son gaz bastım. Karanlık yolda farlarım kapalı ilerliyordum ve önüme bir hayvan fırlasa reaksiyon verme ihtimalim çok düşüktü. Bunlara dikkat ederek gitmeye çalışırken kafam biraz dağılmıştı. Kısa bir süre kırmızı şeritlerin olduğu yere yasinin paketlendiği yere gelmiştim. Arabadan hızlıca indim. Şeritler yerdeydi, polis ekipleri burda değildi ve dahada garip olanı yerde cam kırıkları vardı. arabaya koşup hemen yasini aradım ve bir anda zil sesi duyuldu. ilk önce sese doğru gittim amayaklaştıkça ekran ışığından aramaya başladım. Ormanın az içinde çalıların arasındaydı telefon!! Yasin nerdeydi...
Edit: beyler biraz sonra aralıksız denilebilir 3 saat yazıcam. Yazdıkça atmamı mı istersiniz partları. Yoksa hepsini yazıp aynı anda mı atayım size göre yapıcam. Rezleri alalım bu arada bi hortlasın. Saygılar