istanbula gelince kuzenlerimle bir araya geldim, remziyeyi gerçekten merak ediyordum, küçükken çok samimi olarak büyümüştük, ama merve ablaya çocukken aşıktım resmen , evlerine gittim dayımla biraz sohbet ettik, yarın öğlene dayımlar teyzemleri filan çağıracaktı, remziyeyi görecektim, olursa olucaktı merve abla evli değildi ama benden çok büyüktü, sabaha kadar sohbet ettik, sabaha karşı ben uyumaya gitmiştim öğleden sonra uyandığımda herkes evdeydi eski sıcak günler gibiydi , yüzümü yıkadım hiç alışık değildim uzun sakala ama 4.5 aydır sakallarımı kesmemiştim üstüme tişört ve kot pantolon giyip bahçeye çıktım, milletle sarıldım teyzemi özlemiştim ana yarısı derler ya bolca sarıldım büyük kuzen alide gelmişti eşi ile sevimli bir çocukları vardı, remziye girdi içeri esmer güzeliydi , sarıldık birbirimize ebru ben remziye 3müz büyümüştük ankarada ebru 2 3 kere kafamı yarmıştı , remziye sakin ve ağırbaşlı bir çocuktu, remziye ile sohbet ederken , teyzem nerdesin filan diye sordu bende, koredeyim 8. aydan sonra dedim, güldüler bana başka memleket yokmuş gibi , filan bana yüzüğü sordular bende rahmetli annemin yüzüğü dedim, herkes nişanlı filan sanmış ama yadigardı ,

remziye ile bahçenin kenarında konuşmaya başladık benimle konuşurken içim pır pır ediyordu, gözlerime baktığı zaman çekiniyor bir yandan da çok özlediğimin farkına varmıştım, remziye bana karşı ne hissediyorsun diye sorduğumda , çocukluktan beri aynı dedi, çocukken düğünlerde dans ederdim remziye ile sarıldım ona tekrar birlikte gidelim koreye sen bana yemek yap filan diyince güldü , kahvaltı yapmadın sen gel hazırlaryım dedi, teyzemde mutfaktaydı, ben kahvaltı yaparken teyzeme , baktım güldüm

T: ne oldu fırat yine
B: anne yarısı naber
T: sıpa kocaman olmuşun
B: aynen be teyzem
T: ne yiyeceksin orda böcek filan yedirirler sana
B: çözdüm o işi
T: aşçımı tuttun
B: aynen remziye gelicek benimle
T: olur kızımı yollamam ben
B: kaçırırım
T: sen yaparsın delisin sen
B: aynen ne zaman geliyim
T: neye
B: istemeye
T: fırat oğlum gibisin abisi ile konuşmam lazım
B: ya bırak onu taş kafa o anlamaz aşktan
T: siz ciddimisiniz
R: anne
T: bak kızım
B: utandırma karagözlümü
R: fıratla koreye gitsem ne olur anne sanki
T: e kızım ne diyim
R: ben kaçarım ona düğün filan istemem siz kafanıza göre yaşayın
T: edepsize bak
B: şişş tamam gel remziyem kahvaltı yap anan sana hiç bakmamış
T: deliye bak yollamam kızımı bir yere
B: sıkıntı değil bizde kaçaruk
R: aynen anne çocukluktan beri benimkisi
T: allah islah etsin sizi ne yaparsanız yapın
R: verdi
B: sen biraz kilo al tatlı kız
R: neden
B: kemiklerini sayıyorum
R: ya senin boyun bu kadar nasıl uzadı
B: kaleciyim belki ondandır
R: cidden sen kaleci oldun mu
B: evet
R: allah allah bilmiyordum istanbuldaki maçına gelmiştim geçen sene
B: harbimi
R: ne sandın milli takım maçıydı
B: ya harbiden aşık oldum ben sana
R: kore nasıl
B: çok güzel
R: hangi şehir
B: Jeonju
R: denizi varmı
B: yok
R: gayet güzel gelirim seninle

aradan 2 ay geçti ben tatilimi remziye ile yaptım, koreye gelmesi içinde izin vermişti teyzem sıkıntı yoktu, artık korede remziye ile birlikte yeni maceralara atılacaktık,