Sabah uyandığımda önceki günden hiçbir iz taşımıyordum. Özenle hazırlandım. Zeynep ile Bornova Metrosu'nda buluşacaktık. Buluşma saatinden daha önce gittim. Gözlemeci kız ile kısa bir sohbet ettik.
Üniversite hakkında bazı sorular sordu.
Bugün satışlar iyimiş, erkenden bitirip gidecekmiş.

Zeynep, yürüyen merdivenin başında gözükürken kulağımda hoş bir müziğin tınısını duyar gibi oldum. Yanıma geldiğinde dünyamın merkezi kabul ettim onu ve çekim kuvvetine kapılıp Sımsıkı sarıldım.

Beni her zaman huzurlu bir ruh haline sokan kurşuni bulutların üzerinde olsam bu kadar sevinç duyardım .

Sigaraya, alkole, uyuşturucuya bağımlı olup da kolayca kurtulabilir bir insan. Fakat sevgili bir insanın pamuksu ellerine bağımlı olursa ne yapar o insan??

Elleri ellerime, gözleri gözlerime, saçları saçlarıma kenetlenmişken, bu fırsatı kaçırmayıp Cemal Süreya'dan bir şiir okudum ;

Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan

Bolum ne panpa edebiyat bolumu felan mı ? Yoksa sayısal bi bolum mu ?

Zeynepe çakcan mı onu söyle bize

Rez panpa

Panpişkocum su gozlemeci kizin hayat hikayesinide anlatirmisin hadk canim benim

şiirlenin dıbına koyayım bana zeynebin dıbının yanaklarının kaç cm sarktıgını soyle memelerinin ucunun genişligini anlat amk

Yüzündeki mutluluğun bir saniyesi için kitaplar tarayıp dünya dolusu şiir çıkarmaya hazırdım. Orada öyle durmuş bakarken birbirimize en kral yaşantıyı, parayı, pulu bilmemneyi bir teknenin içine doldurup, tekneyle birlikte ateşe verebilirdim. Sadece Zeynep baksın bana. Ben çulsuzluğuma, parasızlığıma, bir simide bir ayrana hazırdım.

Bu sefer. dedi. Hazırlıklı geldim. Ve Tezer Özlü'den bir cümle duyuldu dudaklarından.

Kalkacak bir trene binerken, beni artık içinde bulunduğum ülke, gideceğim kent, ineceğim istasyon, bindiğim tren ve kompartımandaki insanlar pek ilgilendirmiyor. Trene binerken ben’in içinde bulunduğu duygu birikimleri ilgilendiriyor. Dış dünya ile tüm bağlantılarımın duygu birikimlerinden oluştuğunu biliyorum artık. Benim duygularım senin olduğun yerde başlıyor Hopotis dedi. Ben senin dışında hiçbir şeyi hissetmek zahmetine katlanmak istemiyorum.

Panpa bir amlıya bu kadar bağlanma hiç bir şeye bağlanmayacaksın amk ölümden gayri her şey yalan beyler biri için üzüldüğünüze deymez hayattaki en önemli şey mutlu olmaktır

Zeynep bu adami boynuzlamazsa bende barbar istilaci degilim

panpa sen bunları nasıl aklında tutuyorsun ya ben en son özdemir asaf'ın seninde söylediğin şiir kitabını okumuştu ordanda 2 şey aklımda kaldı yalnızlık paylaşılmaz paylaşılsa yalnızlık olmaz bide uzağa değil usta , öteye hep öteye gitti yalnızlığı ondandır

Söyleyin beyler ! Bir insan başka bir insanı kelimeleriyle, duruşuyla, saçlarıyla ( Evet dünyanın en rahat yeri saçları ) nasıl mutlu edebilir?

Ben orada bunları düşünürken sesine alabildiğine katarak. Benim karnım çok aç ama dedi.

Birlikte gülmeye başladık. Ellerini rica ederek Gevrekçiye doğru yürümeye başladım. Başladık.

Birer porsiyon kıymalı börek ve iki çay söylemiştik orada biri açık

Neşeyle kahvaltımızı yaptık.

'' Bugün Karşıyaka'ya gidelim mi? '' diye sordu. O zamana kadar gitmemiştim. Kabul ettim. Hesabı ödeyip trene, trenden inip Konak iskelesi'nde Karşıyaka Vapuru'na bindik. Kalkış saatini bildiren düdüğünü çaldı vapur. Ağır ağır, Konak'ı, Alsancak'ı ve uzaklardaki Göztepe'yi ardımızda bırakıp, Karşıyaka'ya doğru ağır ağır ilerledik. Havanın serin olmasına reğmen vapurun kıç tarafındaki açık alana oturduk.

hadi lan edebiyatını gibtigim

Yönetmen dayamasın dedi.

sen öle yazıonda ben hiç bi kıza sarılmadım lan

Onun sesi vücudundan aldığım bir morfin gibiydi adeta beynimi ele geçiren bir virüs gibi. Yaramı deştin akşam akşam 2 bira kapıp geliyorum .

Karşıyaka Çarşısı'nı gezdik önce. Kordonda Karbis kiraladık ( Karşıyaka Bigiblet Anldıbına geliyor sanırım * ) Bigiblet yolundan birbirimize zaman zaman yaklaşarak, zaman zaman birbirimizden uzaklaşarak ilerledik. Self service yapan bir yerde iki çay içtik biri açık.

Uzun bir günün yorucu bir vaktinde çekim kuvvetine tekrar kapıldık. Uzun uzun sarıldık, uzun uzun sustuk. Ve evine yolcu ettim onu. Ben de yurduma gittim.

Ezgi aynı koltuktaydı yine. Hiçbir şey demeden yanına oturdum. Televizyonda izlediği diziyi izledim .
Aramız bozuk değildi, gayet gülüyor, şaka yapıyor, bir şeyler anlatıyordu. Fakat nedense söylediği her sözde küfür ediyormuş gibi bir hisse kapıldım.

Odama çıktım sonra. Orada da 2 günlük heyecanlı aktivitelerden sonra sessizlik hakimdi. Bizimkiler aynı pozisyonlarda sohbet ediyordu. Onlara katıldım. Fatih benimle muhattap olmuyordu.

Beyler kaç gündür hikayeden başka bir şeyle uğraşmıyorum internette. Bi haxball çevirek mi ?

Lan devam et 2 bira aldım koşa koşa gittim geldim haxbalmış .

http://www.haxball.com/?r...bf496ff636fbfa&pass=1

Beyler haxball'da 20 kişilik oda açtım gelin sohbet edelim. Entry girmekten parmaklarım şişti.

Şifre : incisözlük

Evet beyler, klagib senaryo. Fatih'e bir haller olmuştu milli formayı giydikten sonra. Çok fazla umursamadım ve tekrar dışarı çıktım. Hazırlık sınıfındaki zenciyi hatırlıyor musunuz ?
Kyk yurdundan ayrılmış, bizim yurda kayıt olmuş.

Anlattığına göre oda arkadaşlarıyla bir sorun yaşamış ve kaydını sildirmiş. Belli ki sorun büyüktü bende üstelemedim. Bir problem olduğunda yardımcı olabileceğimi söyledim ve tekrar odaya gittim, deliksiz bir uyku çektim.

Ertesi sabah yüzümü yıkamak için tuvalete gittiğim sırada ağlama sesleri geliyordu. Şaşkınlığımı üzerimden atıp, yüzümü yıkamaya devam ettim. Kapı aralandı ve "Hopotis" dedi biri arkamı döndüğümde Tommy, klozetin kapağını kapatıp oturmuş, hüngür hüngür ağlıyordu.

Dayanamadım... pantolonunu indirdim, mutlu olmayı o da hakediyordu beyler. iyi bir saksodan sonra gözündeki yaşlar silinmiş, gülümseyen bir Tommy vardı.