lan adamın ısı var bekleyın amk ılk defa sosyal hayatı olan yazar denk geldı

Zeki bir süre yerde yatan sanat eserine baktı. Hatta kilitlendi. 10 saniye kadar sonra kafasını yavaşça bana doğru çevirip "Aga baya soyut çalımışım." Dedi ve kendi kendine gülmeye başladı. Fatih'e seslendim. "Hacı tut şunu ayakta duramıyor zütürelim."
Yakınlarda bir kafeye girip birer Türk Kahvesi söyledim.
Kahvenin ayıltıcı kokusunu içime çekerken yakınımdaki masalara göz gezdiriordum. Birden bir çift tanıdık gözle karşılaştım. Tek başına kahvesini yudumluyor ve klavyenin tuşlarını amansizca çatırdatıyordu. Aman tanrım! ben bu kızı bir yerden tanıyorum ama...
30 saniye kadar gözlerinin içine baktım. Umut farketmiş olmalı ki omzumu dürttü.
'Hafız ne düşünüyorsun öyle?"
"Ha yok bir şey dalmışım biraz. Alışık değilim alkole ondandır."
Bir süre daha masada taşak muhabbeti edildi ama benim aklımda bir soru vardı. "Ben bu kızı nerden tanıyorum? "
Düşünmenin artık manasız olduğunu anlayıp ani bir kararla masadan kalktım ve iki tane moca alıp kızın masasına doğru ilerledim. "Pardon. Ben sizi tanıyorum"
"Excuse me." Arkamı döndüm ve kendi masama bir bakış attım. Yüzüme Tsigalko reisin muallak gülüşünü yerleştirip tekrar kıza döndüm. şimdiye kadar hiç kullanmadığım ingilizcemi kullanmam gerekecekti. "You look so familiar have ve meet?" Bu muhteşem cümleyi kurduğum için kendimle bir anlığına gurur duydum ama lise hayatım boyunca en arka sırada oturup uyuduğum yabancı dil derslerine lanet ettim. Kadın genç gösteriyordu ama öğrenci olduğunu sanmıyordum. 25-23 denebilirdi.
"Oh, I may say I am an actress. You might be watch my movies."
Brn onun söylediklerini algılamaya çalışırken kadının yüzünde benimkinden daha muallak bir gülüşün oluştu ve konuşmaya devam etti. "Mostly in blot movies."
Dediklerini anlayamamıştım ama Fatih'in kadının sözünden sonraki kahkahasından garip bir şeyler olduğunu seziyordum. Dönüp kadından açıklamasını istedim ve cevabı şu oldu. "Pornstar baby :'( "
O anda oda arkadaşlarımın kahkahaları kafeyi yıkıyordu.

Geldim beyler :D dpgr ibinesine ben de çok gülüyorum a.q adam güzel nazire yazıyor

Beyler hikayenin sonunda kendimi ifsa edicem çok şaşıracaksınız

interneti actırdın mı reis

Kızlar bize bakıp bakıp gülüyordu. Zeki' de bir iki kere kalkıp tekrar gitmeye yeltendiyse de yerine oturttum.Bu durum Fatih'in durumunda en ufak bir değişiklik uyandırmamıştı hala çevresini süzmeye devam ediyordu.

Kaldırdım bunları. Umut ile birlikte Zeki'nin koluna girip yürümeye başladık. Fatih ondan şaşılacak bir performansla Alsancak'ta izban Banliyo trenine binip Hilal'de aktarma yapmamız gerektiğini söyledi. Her yeri araştırmış. Yolları su gibi ezberlemiş vs.

Onun aklıma güvenmek gelmese de içimden dediği yolda ilerlemeye başladık. Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nden garipseyen bakışların arasından geçip karanlık sayılabilecek, dükkanların kepenk kapattıkları bir sokağa girdik.

Fatih binlik yapacak kesin amk

hilal milal diyo keraneye mi zütürcek mk sizi zaten abaza pönünönk

Zeki'yi taşımaktan belim kopmuştu.

ilerlerken hemen sol tarafımızdaki apartmandan uzun boylu at gibi bir hatun çıktı. Gençler isterseniz arkadaşınızı ayıltabiliriz. dedi. Ulan o zaman anladım işte. O ünlü sokağa girmiştik.
Fatih'e sert bir bakış attım. Bu çocuğun uçkuru laf dinlemiyordu ve travestilerden medet umacak noktaya gelmişti. Baktım bu kadının yanına gitti. Pazarlık yapmaya başladı.
Zeki'yi Umut'a bırakıp Fatih'i uyarmaya gittim. Herhalde onları kadın sanıyordu. Sesinden çakmasam harbiden de kadın zannedecektim. Tuttum çektim bunu mırın kırın etmeye başladı. Travesti'de olaya dahil olmuştu. Bıraksana lan çocuğu dedi. Eğer anlattıkları gibiyse daha çok travesti vardı. Başımıza belayı alacaktık. Hafiften geriye çekildim ve Fatih'e yalvaran gözlerle baktım.

Tamam canım şey bizim arkadaş pek iyi bir durumda sayılmaz. Onu yurda zütürmemiz gerekiyor. Daha sonra uğrarım dedi ve yanımıza geldi. Sinir küpüne dönmüştüm.

ilerlemeye başladık. Attığımız her adımda pencelerden, apartman karanlığından, kaldırımlardan travestilerin laf atışmalarını duyduk. Allah'tan sadece laf atmakla yetiniyorlardı. Fatih'in kulağına eğilip Ben sana sorarım. dedim. Hiç oralı olmadı mal mal travestilere bakmayı sürdürdü koduğumun salağı. Güç bela çıktık o sakaktan. Alsancak istasyonu tam karşımızdaydı.

Güç bela yurda attık kendimizi. Zeki dingilinin kafasını lavaboya sokup soğuk suda ayılmasını sağladım. Daha sonra kıyafetleriyle yatağına yatırıp Fatih'e yöneldim.
Saydım sövdüm küfür ettim. Hiçbir cevap vermedi. Sadece pasif direnişte kalıyor, dinliyordu.

En sonunda Oğlum bu kadar mı zor durumdasın lan? dedim. Şakaya vuracak hali yoktu ya. içten içe acımaya başladım.

Tamam lan dedim. Paranı hazırla. Seni keraneye zütürcem.

Hacı essah mı diyon la?
Oğlum bu ne gibim bir şivedir lan. Toparlan artık.

Tamam hacı. Sonunda o gün geldii hee

Hee geldi dıbırına koyduğumun salağı geldi. Hadi yat uyu sen de.

Hacııııı bir şey daha soracam.

Sor.

Hangi gün gideriz. Ona göre hazırlık yapayım.

Yarın cumartesi işte. Yarın gidelim. Pazar günü işlerim var.

o abazalarla bi tak olmaz bence Senin başın bağlı kıza ihtiyacın yok kafa dağıtmaya da ıhtıyacın yok bosver yapıs kıza bırakma ,bence hikayenin devamında o trakyalı kızla aranız soğuyabilir

panpa travestilerle big group party yapsaydınız street fuckin falan güzel olurdu amk

Devam et pmp

Zeynep keraneye gittiğiniz öğrenecek kesin amk

Beyler hikayenin kahramanlarından biri şuan yanımda. Gittiğinde yazmaya devam ederim. Siz de tahmin edin bakalım kim geldi?

Ahaha desenize fatih kestaneyi çizdiriyordu :D amk abazası .d

Bence kerhanede Melis bunları gorucek . Hopotiste hırsını almak için fatihi melisin üstüne salıcak. Zeynepte bunları kerhanede basıcak zeynepe haber veren ezgi olucak ezgiye kayıcak bu hopotiste. Ve mutlu son .

Perdenin, pencereyi kapatamadığı alandan yüzüme vuran güneş ışınlarının da yardımıyla uyandım. Bir önceki gün başımıza gelenlerden sonra içtiğimden de bir şey anlamamıştım, başım ağrıyordu. Hafif yalpalayarak, dışarı çıkacaktım ki Fatih'in yerde yattığını gördüm. Neyse dedim gibtir et yatsın aklı başına gelir biraz.

Yüzümü yıkadım ve aşağıya indim. Ezgi'yle karşılaştık,

"Şiirlerinden bugün de dinleyebilecek miyim?" dedi. Beni uykumdan kendime getiren, yüzüme çarptığım buz gibi sudan ziyade, Ezgi'nin olanca sevimliliğiyle sorduğu bu soru oldu. Kendime karşı koyamadığım o an, Fatih'e verdiğim söz aklıma geldi ve

"Çok isterim ama bugün yurttan bir arkadaşa sözüm var. Yarın yapalım olur mu?" dedim. Cümlemi bitirdiğimde gülümsemeyi ihmal etmedim, sevimliliği bunu fazlasıyla hakediyordu.

Ayrac panpalar

Kahvemi aldım bekliyorum abi