Neyse.. Şimdiye kadar yazdıklarımı gönderiyorum. Bu şekilde word e yazacağım ve saat 12 gibi partları gireceğim.

Daha sıkı sarıldım. Biraz geri çekildi. Yüzüme bakmadan konuşmayı sürdürdü;

‘’ Biliyorum.’’ Dedi . ‘’ Beni affetmeyeceksin. Sevmeyeceksin de. Sevsen bile hep o lanet olası oyun aklına gelecek. Geri duracaksın. Sana baktığım her anda gözlerindeki öfkeyi göreceğim. Dinmeyen nefretini göreceğim. Her saniye oyunun bir karakteri olarak yaptığımın pişmanlığını taşıyacağım.’’
Sustum. Zeynep her ne kadar duygularıyla davranan bir insan olsa da devreye mantığını da soktuğuna ortaya mantıklı tespitler sürüyordu. Suskunluğumu onun sözlerine onay verdiğim şeklinde yorumladı. Başını iki yana sallamakla yetindi.
içine düştüğü bu durumdan çıkmak için çırpınıyordu. Yardım etmem gerektiğini düşündüm ve ona sinemaya gitme teklifinde bulundum. Cinemaximum sinemalarında güzel bir dram filmine bilet aldık. Daha önceden fragmanını istemiştim. Adet olduğu üzere patlamış mısır alma teklifinde bulundu. Sevmiyordum patlamış mısırı. O da almaktan vazgeçti.
Film saati geldiğinde koltuklarımıza yerleştik. Bilenler bilir bir hayli kalabalık olur o sinema ama bugün hatrı sayılır sayıda koltuk boştu.
O filmi izledi sonra ben de onu. Bir sahnesini bahane ederek ağlamaya başladı. Zaten dolu olduğunu bildiğimden bu durumu şakaya vurmadım. Gözyaşlarını elimle sildim ve gözün bittiği, yanakların başladığı bölgeye küçük bir öpücük kondurdum.
Omzuma dayadı başını. Bu saatten sonra o da filmle ilgilenmeyi bırakmıştı. Yer yer nefesini tutuyor, bazen de çok sık nefes alıyordu.
Saçını kokladım dikkatlice. Bu kokunun benliğime uyuşturucu etkisi yaptığından mıdır nedir başımı o saçlara gömdüm. Sarhoş olmuştum. Bir şeyler hissetmek bu kadar kolaydı işte. Korkmanın alemi yoktu. Bu da yalan çıksa yeniden devam edecektim hissetmeye. Hissiz insan yaşamasa daha iyidi.
Biraz cesaret Hopotis. Daha öncekilerde başka türlüsünü söylüyordun içses. Onları karıştırma Hopotis cahillikten gelen cesaret her zaman kötüdür. Şimdi ise baktığın kadının her bir noktasını tanımak isteğiyle dolup taşıyorsun. Eziyet etme kendine. Düşündüğün şeyi yap. Kokuyorum. Cesaret Hopotis. Anahtar kelime. Anlamlı suskunluğu denesem? Saçmala Hopotis. Bu saçma şeyleri nereden öğreniyorsun? Dur dur bekle bir dakika. Tamam tamam önce sakinleşeyim. Sakinleşirsen yapamazsın. Heyacanına yenik düş. Önünde akıp giden akarsuya atla.

Şiddetle geri çekildim. Zeynep’de bana döndü. ‘’ Ne oluyor? ‘’ dedi. Yok bir şey Zeynep yine yazıyorum. ‘’ Ha kulağıma bir şey geldi de. Saçındı sanırım başka bir şey sandım.’’ Gülmeye başladı. Güler tabi Hopotis. Daha iyi bir yalan bulamadın mı? Zaman kısaydı bulamadım. Tamam biraz önceki pozisyona dön. Önce baş evet aynı böyle omzuna dayandı. Şimdi senin başın. Göm saçlarına. iyi gidiyorsun...