-
1.
+1 -2O haftasonu annem, bir akrabamızın düğünü için köye gideceğimizi söylediğinde canım sıkılmıştı. Gel sen şimdi izmir'de üniversitede okuyan mini etekli kızları bırak ve köye düğüne git. Oldu mu şimdi bu? Babam da ısrar edince mecbur kaldım onlarla birlikte köye gitmeye. Köyde sıkılıyordum. Uzun yıllar önce (Anadolunun bir köyünden) izmir'e taşınmış olsakta, bizim köydeki evimiz halen dayalı döşeli durur. Tatillerde köye gidilir, bir iki hafta kalınır, eş dost akraba ziyareti yapılır ve tekrar izmir'e dönülür. Hele yaz tatilini köyde geçirmek benim için işkenceydi.Tümünü Göster
Dedemin beli kuvvetliymiş. Tam 11 tane halam ve 2 tane de amcam var. Bunlar yaşayanlar, 3 tanesi de doğumdan hemen sonra ölmüş. Ayrıca, ismini bile bilmediğim, hatırlamadığım okadar çok akrabamız var ki köyde, kimin düğünü olduğunu bile sorma gereği hissetmedim. Köye vardık. Evimize yerleştik, eşyaları örten beyaz örtüleri topladık. Elektriği sigortadan, suyu vanadan açtık. Komşularla, akrabalarla hoş beş falan. Akşama düğün evine gidildi. Düğünevi çok kalabalık, mahşer günü gibi. Sanki tüm köy orda. Davul zurna çalıyor, yemekler yeniyor, içkiler içiliyor, tabancalar tüfekler atılıyor. Kadınlar erkekler haremlik selamlık gibi. Etrafta çekirge sürüsü gibi çoluk çocuk koşuşturuyor, bağırıp çağırıyorlar. Ben sevmem kalabalığı. Daral gelir bana. Benim aklım fikrim, flört edilecek kız var mı? Daha doğrusu gibilecek kız var mı?
Etrafa şöyle bir bakıyorum, yetişkin kızların çoğu nişanlı, yada evli. Başlarını örtmelerinden ve kollarındaki bileziklerden belli oluyor bu. Ayrıca etrafta dolanan birkaç palazlanmış kız var, 16-17 yaş gurubunda. O kızlardan birtanesi beni kesiyor sürekli, fırsat buldukça gülümsüyor bana. Sürekli mutfağa girip çıkıyor elinde tepsiyle, boş bardakları falan topluyor masamızdan. Benimle kesişmek için yapıyor bunları. Alıcı gözle bakıyorum kıza, güzel bir kız. izmir'de olsaydı, kesin giberdim bunu diye geçiriyorum içimden. Ama köy yerinde imkansız gibi geliyor bu iş bana. Üstelik daha kızın kim olduğunu bile bilmiyorum.
Sigara içmek için kalkıyorum, bahçe duvarının dışına çıkıyorum. Etrafta koşuşturan çocuklardan birini çağırıp, uzaktan o kızı gösteriyorum, kzın kim olduğunu soruyorum. Kim olduğunu öğrenince de şaşırıyorum. Kesiştiğim kız, Kadriye halamın kızı Fidan imiş. Fidan. En son taa bilmem kaç sene önce çocukken görmüştüm, 'Sümüklü Fidan' derdi herkes ona. Onlar da seneler önce köyden (ismini hatırlamadığım) bir şehire taşınmışlardı. Fidan şimdi, ismine yakışır bir kız olmuştu, fidan gibiydi. Sigaramı içerken, (Halamın kızı falan, ama ne gibilir!) diye düşündüm. ilik gibi olmuştu. Ben bunları düşünürken, Fidan, yanında iri yarı, 20'li yaşlarda bir genç kızla birlikte yanımda bitiverdi.
Selamlaşıp tokalaşırken, yanındaki kızın kim olduğunu çıkarmaya çalışıyordum ki, Fidan, "Biz de Zeynep ablayla birer sigara içelim dedik, sigaran var dimi?" diyerek farkında olmadan hatırlatmıştı. (Zeynep de Şehriban halamın kızıydı. Zeynebi de bilmem kaç yıldır görmemiştim. iri yarı bir genç kız olmuştu. Memeleri resmen kafam kadar olmuş, beyaz gömleğinin düğmelerini patlatcak gibi duruyordu. Fidan'ın açık saçlarının aksine, Zeynep başını parlak pullarla nakışlı bir tülbentle bağlamıştı. Kolunda da 8-10 tane burma bilezik vardı. Geçen sene final sınavım olduğu için, Zeynebin nişanına gitmemiştim. Zaten sınavım olmasa da gitmek istemezdim. Annemlerden duyduğum kadarıyla, Kuşadası'ndan bir otelciyle nişanlanmıştı.)
Birer sigara verdim bunlara. Sigaralarını yaktım. Onlar da benim gibi ailelerinden gizli içiyorlardı sigarayı. Ama tiryaki değillerdi, sigaraları acemice tutuşlarından belliydi. Fidan bir iki fırt çektikten sonra, "Ohh, sigara iyi geldi valla, sabahtan beri ilk sigaramız! Ahh, şimdi yanında bir de buz gibi bir bira olacaktı ki... " dedi. Ben hemen atıldım, "Hadi ozaman bizim eve gidelim, ben bakkaldan bira alırım!" dedim. Fidan hemen, "Ayy süper olur, hadi gidelim!" derken, Zeynep, "Gitmeyelim ya, bir gören falan olursa köylünün diline düşerim, biliyorsun ben nişanlıyım... " dedi. Ama Fidan'ın ısrarlarına boyun eğmek zorunda kaldı. Fidan hemen halamı aradı, "Anne, Zeynep ablayla birlikte Zeynep ablalara kadar gidip geleceğiz!" dedi. Bizim evin anahtarını verdim bunlara, önden gitsinler diye. Ben de bir koşu bakkala varıp, 3 şişe bira aldım, eve gittim.
ikisi de koridorda dikiliyordu. Salona geçtik. TV'nin karşısındaki üçlü koltuğu gösterip, "Otursanıza!" dedim. TV'de bir müzik kanalı buldum. Biraların kapaklarını açıp verdim ellerine. Birer de sigara yaktık. "Azıcık yer açın da, köyün en güzel iki kızının arasına oturayım!" dedim. Bu isteğim Zeynebin pek hoşuna gitmemişti galiba. Ama Fidan gülümseyerek hemen kenara kayıp bana yer açtı. ikisinin arasına oturdum. Elimizde biralar, sigaralar, TV'de müzik klipleri izliyoruz. Fidan'ın neşesi yerinde, fakat Zeynep huzursuz biraz.
Sigaralarımız bitince, biramı da iki dikişte bitirip, şişeyi sehpaya koydum ve geriye yaslandım, bir kolumu Zeynebin omzuna, diğerini de Fidan'ın omzuna koydum, ikisini de kendime doğru çektim. Fidan hemen kolumun altına sokulurken, Zeynep yavaşça elimi tutup indirdi omzundan. Bu hareketi yaparken Fidan'a çaktırmak istemiyordu, sanıyordu ki ben sadece kendisinin omzuna attım elimi. Oysa o anda diğer elim çoktan Fidan'ın omzundan koltuk altına inmiş ve ordan da tişörtünün üstünden göğsünü okşamakla meşguldü bile. Fidan da, "Ayy bu şarkı çok güzel... Bundan önceki klibinde saçlarını kızıla boyamıştı... " gibisinden Zeynebin dikkatini TV'ye çekmek için öylesine konuşup duruyordu. Ama Zeynep adeta heykel gibi oturuyor ve elindeki birasını bile içmiyordu. Belli ki, deminki hareketimden rahatsız olmuştu.
Bu arada Fidan'ın tişörtünün üstünden göğsünü okşayan elimi tişörtünün altından içeriye soktum. Şimdi elim çıplak teninde geziniyordu. Göbek çevresini, bazen de sütyeninin etrafını okşuyordum. Yarağım da sertleşmiş, pantolonumun önünü kabartmıştı. Halalarımın kızları arasında olmam beni iyice azdırmıştı. Gerçi Zeynep pas vermemişti, hatta olumsuz tepki vermişti de denebilirdi. Ama o anda nedense, ikisine karşı da içimde tarif edemediğim bir arzu vardı. Hep iki kızla ciks yapmak süslemiştir fantazilerimi. Bu yüzden birdaha denemeye karar verdim. Bu sefer sol elimi Zeynebin omzuna değil de, direkt kolunun altından sokup, o kafam gibi memesini avuçladım. Yine nazikçe elimi tutup memesinden çekti. Zeynebin, bu ikinci girişimimi de savuşturması canımı sıkmıştı. Ama yüzsüzlüğüm tuttu, birkaç saniye sonra aynı hareketi tekrarladım...
Zeynep bu sefer elimi sertçe tutup memesinden uzaklaştırdı ve kulağıma, "Böyle birşey yapmaya utanmıyormusun sen? Ben senin halanın kızıyım! Üstelik nişanlı olduğumu da biliyorsun!" diye fısıldadı. O an anladım ki, Zeynep, benim Fidan'ı da aynı anda okşadığımı bilmiyordu. Zeynebin bu soğuk tavrına karşın ben de elimi çektim ve yalnızca Fidan'la ilgilenmeye karar verdim, eldeki tek kuş, daldaki iki kuştan daha iyidir diye düşünerek. Az sonra da Fidan'a, "Gelsene sen benle bir dakika!" dedim ve ayağa kalktım. Fidan gözlerime (Niye?) diye sorarcasına bakıp ayağa kalkınca, birşey demeden elinden tutup odama zütürdüm. Zeynep oturduğu yerde sap gibi kalakalmıştı öylece.
Odama girince kapıyı kilitledim ve Fidan'ın dudaklarına yapıştım. Birbirimizin dudaklarını kemirircesine öpüşüyorduk. Bir elimi beline dolamıştım, diğer elim kot pantolonunun üzerinden o biçimli zütünü avuçlayıp, yoğuruyordu. Biraz daha öpüşüp, Fidan'ı yavaşça yatağıma uzattım ve pantolonun düğmesini açıp, fermuarını indirdim, pantolonunu dizlerine kadar sıyırdım. Fidan korku ve telaşla, "Ne yapacaksın? Ben bakireyim!" dedi. "Birşey yapmayacağım, dıbını biraz öpüp koklayacağım!" dedim ve yüzümü külodunun üzerinden dıbına yapıştırdım. Terlemiş am kokusunu içime çektim. Külodun üzerinden öptüm biraz dıbını. Yalamak istiyordum, ama külodu engel oluyordu.
Tüm itirazına rağmen külodunu da indirdim aşağıya. Amı hafif kıllıydı. Islak dilimi küçücük pembe am dudaklarına değdirdiğimde irkildi. dıbını yalamaya başladığımda, Fidan gözlerini kapamış, dudaklarını ısrarak, kafasını sağa sola savuruyordu. Evet hiç şüphesiz, bizim bakire hala kızının amı ilk defa yalanıyordu. Ben de dıbını deli gibi yalıyordum. Dilimi dıbının deliğine sokup çıkarıyordum, am dudaklarını dudaklarımın arasına hapsedip sündürüyordum, klitorisini dilliyordum. Ağzıma dıbının zevk sıvısı gelmeye başlamıştı bile. Klitorisini parmağımla uyarıp, aynı zamanda da dıbını yalamayı hızlandırdım. Fidan kasılmaya başlamıştı. Ellerini şimdi saçlarıma geçirmiş, kafamı dıbına bastırıyor ve kısık sesle inliyordu. Az sonra kasılması titremeye dönüştü ve sarsıla sarsıla orgazm oldu, boşaldı. -
2.
0Şurdan bi rez alim
-
3.
0Bu hikayeyi biliyorum baya sağlam hikaye devamı varsa at panpa
-
4.
0Kesin yaşanmıştır huur evladı
-
5.
0sümüklü fidan'dan sonrasını okuyan çok net olarak geri zekalıdır
-
6.
0calinri huur xoxygu
-
7.
0sonunda atabildim suku
-
8.
010 kere bastim sukuya gitmedi mk
-
9.
0okumadim ama hatunu caldim
capse suku -
10.
0Çalıntı zaten
-
11.
0Anlat sen seversin yalanı
-
12.
0Okumadim. Okuyan. Anaskm
-
13.
0Rezerve
başlık yok! burası bom boş!