+10
Cuma akşamı gecenin bir yarısı Alsancak'ta taksi arıyordum. Fakat
etrafta bir tane bile yoktu. Arabasını park etmiş yemek yiyen bir
taksi şoförü gördüm. Adama yaklaşıp,
"Abi müsait misin?" dedim. O da,
"Ehliyetin var mi?" diye sordu.
Karşıyaka'ya kadar taksiyi ben kullandım, o paşa paşa yemeğini yedi.
Bunu hangi ülkede yaşayabilirsin.
---
Bir arkadaş anlattı. Geçenlerde Alsancak'ta yürürken sıkışınca
McDonalds'in tuvaletine girmiş. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya
sallaya restorandan çıkarken elemanlardan biri arkasından seslenmiş:
"Bir gün yemeğe de bekleriz... "
---
izmirliler bilir, toplu taşımada Kentkart uygulaması vardır. Karta
para yüklersiniz, otobüslerde manyetik okuyucuya tutarsınız ve okuyucu
okuduğuna dair sinyal sesi Kentkart uygulamasının ilk yılları idi. Yaşlı
ama çok tonton bir teyze elinde Kentkartla otobüse bindi. Nedense
kartı şoförün suratına doğru tuttu (Herhalde paso gibi gösterilecek
zannetti). Şoför iki-üç saniyelik şaşkınlık periyodunu atlattıktan
sonra, "Biiiiip!" dedi.
Teyze bi şey olmamış gibi geçip şoförün arkasına oturdu. Otobüsteki
herkes kahkahalarla gülerken bense şoförün zekasına hayran olmuştum
Böylesine aşırı güzelliklerle dolu bir şehri ve insanlarını sevmemek
mümkün mü???