-
26.
+3Gamze’nin anlattığına göre kamp dün gece saldırıya uğramıştı.
Tahliye için bekleyen yaklaşık iki bin kişi onlara dönüşmüştü.
Askerlerin çabası yetersiz olmuş, kamp on dakika içerisinde yerle bir olmuştu. Kendini kurtarıp kaçabilenlerden biriydi Gamze. Tüm umudumuzu yitirmiştik.
Ne yapacağımızı düşünürken hava kararmak üzereydi ve bizim kalacak bir yere ihtiyacımız vardı. Umut’la dün gece kaldığımız eve gitmeye karar verdik. Çünkü orası hem güvenliydi, hem de az da olsa bildiğimiz bir yerdi.
Eve doğru yola çıktık… -
27.
+3Kapıda üç kişi görmüştük ama içerde toplamda yedi kişi olmuştuk.
Camlarda demir parmaklıklar vardı ama öyle korkmuşlardı ki perdeler kapalıydı ve ev çok havasızdı. Uzun zamandır camlar açılmamışı, çok belliydi.
Kapıda bekleyenlerden engin abi kırk yaşlarındaydı. Yanında yine kırk yaşlarında olan karısı melek abla ve on yaşındaki çocukları mert vardı.
içerde oturan iki kişi sonradan dahil olmuştu eve. Tıpkı bizim gibi.
Biri altmış yaşlarında olan, tatil sitesindeki tek kıraathanenin sahibi olan ibrahim amca, diğeri de bizim okulda öğrenci olan semih.
Engin abi ve ailesi karne tatilini geçirmek için gelmişlerdi buraya. Yazın pek kimse olmazdı çünkü. Olayların başladığı ilk günler evden hiç çıkmamışlar ve bu şekilde hayatta kalmışlardı.
ibrahim amca sabah kahveyi açmak için evden çıktığında sokaktaki manzarayı görmüş ve bir şekilde yolu bu evle kesişmiş.
Semih zaten engin ağabeylerin komşusuymuş, yan dairede oturuyormuş.
Artık yedi kişiydik.
ev arkadaşlarımın nerede olduklarını merak ederken, yeni ev arkadaşları bulmuştum kendime… -
28.
+3Birbirimize öyle bakakalmışken sokağın sonundan bize doğru koşan iki köpeği gördüm.
Koşarken çıkardıkları havlama sesi garipti, tıpkı onlar gibiydi.
Evin içindekiler köpeklerin havlamasını duyar duymaz bize bağırmaya başladılar;
-Hemen içeri gelin, çabuk olun!
Köpekler bize doğru koşarak geliyorlardı. Gittikçe yaklaşıyorlardı. Biz ise bi evdekilere, bi köpeklere bakıyorduk.
Köpekler yaklaştıkça yüzlerindeki ifade daha da belirginleşmeye başlamıştı.
Onların da gözleri kıpkırmızıydı, çıkardıkları ses aylaklarla aynıydı.
Gamze benden önce kendini toparlamıştı, kolumdan tutup beni çekmeye başladı.
Kendime geldim ve birlikte eve doğru koşmaya başladık.
Eve girip kapıyı kapattığımız anda köpeklerin kapının önünde belirdiğini hissettik.
içerdeydik… -
29.
+3Daha önce odadayken çığlıklarını duymuştum ama ilk kez bu kadar yakındım.
Kulaklarım sanki bir daha hiç duymayacak gibiydi.
Onun çığlığıyla birlikte gözlerim karardı ve kendimi geriye doğru attım. Çünkü bana saldırıyordu.
Ben yerde sürüklenirken o çığlıklarıyla üstüme gelmeye devam ediyordu.
Hızlı değildi ama girdiğim şok yüzünden ben de fazlasıyla yavaştım.
Ayağa kalkmak üzereyken çığlıkların şiddeti daha da arttı ve artık bu çığlıklar tek bir kişiden gelmiyordu… -
30.
+2Kendimi toparlayıp belimden silahı çıkardım ve önümdeki yaratığa ateş ettim.
Merminin boşa gittiği açıkça belliydi çünkü üzerime gelmeye ve bağırmaya devam ediyordu.
izlediğim filmler aklıma geldi, eğer kafasına doğru ateş edersem onu öldürebilirdim.
Öyle de yaptım.
Bana fazlasıyla yaklaşınca cesaretimi toplayıp suratının ortasına ateş ettim.
Cansız bedeni yere düşerken suratından fışkıran kanlar önce yüzüme, sonra kıyafetlerime, sonra da etrafa saçılmıştı.
Arkasından diğerlerinin de geldiğini gördüm. Kasap reyonundan çıkıp karanlıkta koşmaya başladım.
Fenerimi ilk çığlığı duyunca düşürmüştüm çünkü.
Çığlıklar yalnızca arkamdan değil, sağımdan ve solumdan da geliyordu. içerisinin onlarla dolu olduğundan emindim artık. Koşarken etrafıma ateş ettim birkaç kere, çünkü çok yakındalardı.
Yalnızca tek bir ışık görüyordum, kapının oraya doğru elimde silahla olabildiğince hızlı bir şekilde koşuyordum.
Ta ki yerdeki ne olduğunu göremediğim sert cisime takılıp yuvarlanana kadar… -
31.
+2Bakışlarımdan anlamış olacak ki –hadi kes! Diye bağırdı umut.
Şaşkınlığımı gizleyemiyordum, bacağının kesilmesini istiyordu umut.
Bıçağımı elime aldım ve kendimi kesmek için hazırladım.
Fakat sonra aklıma bacağındaki kemik yüzünden kesilemeyeceğini, bunun ona daha fazla acı vereceğini düşündüm.
Durumu umut’a açıkladım. Gamze kendini toparlamıştı ama hala ağlıyordu. Umut’un elinden tutup ona destek olmaya çalışıyordu ama bu umut’un pekte umrunda değil gibiydi.
Umut’un bacağını kesmeden önce içerideki kemiği kırmam gerekiyordu. Bacak böylece daha kolay kopacaktı ve umut daha az acı çekecekti.
Umut’un ağzına küçük bir sopa verip tüm gücümle ters çevirdiğim bacağına vurdum, öyle bir darbeyle vurdum ki ilk seferde kırıldı. Bunu çıkan sesten anladım.
Gözlerimi kapatıp bıçakla umut’un bacağını kestim.
Çok hızlı olmalıydım çünkü kan kaybından ölebilirdi. Gamze üstündekini çıkartıp bana verdi.
Umut’un bacağını sardım, kan durmamıştı ama en azından azalmıştı. Etrafa fışkırmıyordu az önce olduğu gibi. -
32.
+2Hızlı adımlarla onlardan uzaklaşmaya çalışırken çevremin iyice daraldığını, giriş kapısının önünün kapandığını gördüm. Ne yapacağımı düşünürken aklıma sinema girişi girdi.
Kasaları geçip sinemanın olduğu yere doğru gittim fakat kapının önüne açılmaması için büyük kalaslar koyulmuştu.
Yapabileceğim tek şeyi yaptım ve kapının hemen yanındaki camdan kendimi dışarıya fırlattım.
Yere düşer düşmez camdan iki tanesi peşimden çıktı fakat dışarısı aydınlık olduğu için oldukları yere yığılıp kaldılar, hareket edemiyorlardı.
içerden gelen çığlıklar, bacağımdaki yaradan daha çok acıtıyordu sanki canımı… -
33.
+2Yerdeki cisme takılıp yere yuvarlanınca bacağımda büyük bir acı hissetmeye başladım.
Düşerken silahımı da düşürmüştüm.
Silahımın düştüğü yeri görebiliyordum ama orada yalnızca silahım değil, bana doğru gelen iki üç çift bacakta görüyordum.
Silahımı almaya vakit yoktu çünkü üzerime doğru geliyorlardı.
Korkudan nefes almakta güçlük çekiyordum fakat kendimi toparlayıp ayağa kalkmalıydım.
Tam gücümü toplayıp ayağa kalkacaktım ki ayaklarımın tam ucunda onu gördüm.
Ağzından akan sularla, daha da kanlanıp büyümüş gözleriyle beni parçalamaya gelmişti.
Aklıma gelen ilk şeyi yaptım ve iki ayağımla tekmemi ona savurdum.
Geriye doğru düşmüştü.
Ayağa kalkıp koşmaya başladım ama bacağımdaki acı yüzünden koşamıyordum. Bacağım kanıyordu... -
34.
+2Bir süre düştüğüm yerden kalkmadım ve uzun uzun onları seyrettim.
Gerçekten acı çekiyorlardı ve bu her hallerinden belliydi.
Yüzlerini kapatmaya çalışıyorlardı ama başarılı olamıyorlardı.
Vücut uzuvlarının işlevselliğini önemli oranda yitirdiğini fark ettim. Ellerini istedikleri gibi kullanamıyorlardı.
Ya da nasıl kullanacaklarını düşünemiyorlardı…
Yaptıkları tek şey bağırmaya devam etmek ve yüzlerini olabildiğince saklamaktı güneşten.
Bir süre sonra hareketleri durmuştu. Ölmüşler miydi yoksa güçleri mi tükenmişti bilmiyordum.
Neden bilmiyorum ama onları öyle görünce büyük bir zafer kazanmış gibi bağırdım:
-huur çocukları!
Bağırdıktan sonra rahatlamış olacağım ki bacağımın acısını tekrar hissetmeye başladım.
Çok büyük bir yara değildi ama canımı yakıyordu ve kanıyordu.
Alışveriş arabasına pamuk koymuştum, sekerek kapıya doğru yürüdüm.
iyi ki içeriye geri dönmeden önce malzemeleri dışarı çıkarmıştım.
Yoksa çok zor olacaktı hayatta kalmak.
Önce gömleğimin bir parçasıyla yarayı temizledim, sonra pamuk koyup üzerini yine yırttığım gömleğimin bir parçasıyla bağladım. -
35.
+2olum bi ses verin lan, biz de daha önce çok hikaye okuduk bu ne dıbına koyim.
-
36.
+2Gamze’nin sesi, Umut’un feryatları, içeriden gelen çığlık sesleri birbirine karışmıştı.
Umut’u yerde sürüklemeye devam ederken bir yandan da onun arkasına bakıyordum gelen var mı diye.
Gamze yardım etmek için yanımıza gelmemişti çünkü o dışarıda hiçbir şey görmemesine rağmen adeta kriz geçiriyordu, sesinden bunu anlamak hiçte zor değildi.
Son gücümle umut’u dışarı çıkarttım. Umut acı içinde bağırıyordu. Onun o halini gören gamze ağlamak krizine girmişti, yere oturup ağlayarak öylece bakıyordu.
Umut’un bacağına baktım, ısırılmıştı. Aklıma izlediğim filmler geldi ve eğer bacağını kesersem bundan kurtulabileceğini düşünüyordum.
Fakat nasıl yapacaktım bunu. Önümdeki canlı bir insandı ve onun bacağını kesmek zorundaydım.
Peki kestikten sonra ya kanı durduramazsam? O zaman nasıl bir vicdan azabı yaşayacaktım? -
37.
+2Yolumuza devam etmek için hareket ettiğimiz sırada büyük bir gürültü duyduk.
Önce fazlasıyla şaşırdık çünkü aylaklar yalnızca geceleri dışarıda gezebiliyorlardı ve hava oldukça aydınlıktı.
Bu düşünce bizi daha da heyecanlandırdı çünkü kampa yakınlaşmış olabilirdik.
En kötü ihtimalle yaşayan başka insanlar olabilirdi.
Sesin geldiği yere doğru koşmaya başladık.
Bacağım yaralıydı ama içimdeki heyecan bana güç veriyordu.
Vardığımızda karşılaştığımız görüntü bizi şaşırtmıştı.
Bir araç kaza yapmıştı, yolun ortasındaki terk edilmiş arabalardan birine çarpmıştı.
Asıl ilginç olan arabanın kenarında yerde oturan kızdı… -
38.
+2ulan muallakler ses verin de yazayım kimse yok diye yazmıyorum ben de amk
-
39.
+2Gece dışarıdan gelen o sesler dışında herhangi bir şey olmamıştı.
Hava aydınlandıktan sonra ilk işimiz kamp yerini bulmaktı.
Binadan çıkıp sokaklarda yürümeye, bir iz aramaya başladık. Notlarda kampın izmir’de olduğu yazıyordu ama tam olarak nerede olduğunu bilmiyorduk.
Umut’un kampın varlığından bile haberi yoktu zaten.
Yürüdükçe askeri araçların yoğunluğu artıyordu. Yaklaştığımızı hissediyorduk çünkü bulunduğumuz çevre daha düzenliydi.
Fakat çok yorulmuştuk. Saatlerdir yürüyorduk ve henüz mola vermemiştik.
Bir şeyler yemek için kendimize uygun bir yer bulduk ve biraz dinlendik. -
40.
+2Birkaç saat sonra izmir’e girmek üzereydik.
Yol boyunca uzun uzun konuşup birbirimizi iyice tanımıştık.
Planlarımıza göre kampa sığınacaktık önce, sonra ailelerimizi bulacaktık.
il merkezine yaklaştıkça yolda ilerlemek zorlaşıyordu çünkü her yer araç doluydu.
Biraz daha ilerledikten sonra durmak zorunda kaldık. Önümüzdeki binlerce araç öylece duruyordu. Kimileri yanmış, kimileri kaza yapmıştı.
Asıl dikkatimizi çeken araçların önündeki kargaşaydı. Büyük bir ihtimalle bir araç patlamıştı ve ondan sonra trafik daha da ilerlememişti.
Arabadan inip önümüzdeki arabanın üstüne çıktık ileriye doğru bakmak için.
Gerçekten gidecek hiçbir yol yoktu. Ve burnumuza gelen ceset kokusu dayanılmaz derecedeydi… -
41.
+2Önce arabadan inmedim, uzaktan baktım ona. Sağlıklı görünüyordu.
Hemen arabadan indim, o da bana doğru geliyordu.
Yanıma gelir gelmez bana sarıldı ve dualar etmeye başladı.
içimde oluşan garip duyguya engel olamıyordum. Hiç tanımadığım, daha önce görmediğim bu adama ben de sarıldım.
Kimsin sen, ne işin var burada tek başına diye sordum.
Adı Umut’tu. Bu olaylar ilk çıktığında yazlıklardan birine girip saklanmış.
ilçe merkezinden gelen seslerden ve yükselen dumanlardan korkup oraya hiç gitmemiş, orman içinde yürümeye başlamış.
Geceleri ağaçların üstünde uyumuş.
Anlattıklarına göre orman daha güvenli, çünkü onlar şehirlerde bir yerlerde… -
42.
+2izmir’e doğru devam ederken birçok şeyi düşünecek fazlasıyla vaktim olmuştu…
Uyumadan önce gördüğüm oda arkadaşım, ev arkadaşlarım neredelerdi?
Ailem ne durumdaydı, orada da durum böyle miydi?
Ayrıldığım kız arkadaşım… O nasıldı?
Tüm bunlar olurken ben nasıl hiçbir şey duymamıştım?
Ne kadar süre uyumuştum?
Bu sorularla dalıp gitmişken yola biri fırladı.
Elinde poşetle bana dur işareti yapan bu adamı görünce aniden frene bastım ve durdum.
Kimdi bu adam? Benim gibi biri miydi, yoksa onlar gibi mi… -
43.
+2Kendimi tanıtıp başımdan geçenleri ve nereye gittiğimi anlattım ona.
Benimle gelmek istediğini, elinden gelen her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu söyledi.
Benimle gelmek için adeta yalvarıyordu.
Zaten o bunu yapmasa, benimle gelmesi için ben ona yalvaracaktım…
Yeni biriyle tanışmış olmanın verdiği heyecanla yolumuza devam ettik.
Çok acıkmıştı, bir şeyler yedi.
Yol boyunca konuşmaya devam ettik.
Olanlardan konuşurken etrafımızdaki kaza yapmış araçlara, yerlerde duran cesetlere bakarak devam ediyorduk yolumuza.
Artık iki kişiydik… -
44.
+2Denediğim pompalardan ilk iki tanesi boştu, iki tane kalmıştı geriye. Dolu olmaları için dua ediyordum.
Neyse ki üçüncü pompa doluydu. Büyük bir heyecanla depoyu açtım ve doldurmaya başladım.
Aslında tamamen boş değildi arabanın deposu, fakat hepsini doldurmalıydım. Neler olacağını bilmiyordum. Ama illa bir aksilik olacak ya, depo tam dolmadan pompadan gelen benzin kesildi.
Kalan son pompa ile depoyu doldurduktan sonra küçük bir bidon bulup onu da yarısına kadar doldurdum.
Yarısına kadar doldurdum çünkü bu pompa da tükenmişti.
Arabaya binip yola koyuldum. Dizel bir araba bulmakla çok şanslı olduğumu fark ettim.
Çünkü arabayı alırken benzin konusu hiç aklımda yoktu. Diğerlerine göre az yakan bir araç daha avantajlıydı. -
45.
+2Malzemeleri arabanın bagajına doldurduktan sonra silahım geldi aklıma.
Geri dönüp almalı mıydım, yoksa yoluma devam mı etmeliydim.
Silahım olmadan kendimi savunmasız hissediyordum. Ama içeriye girmeye de cesaretim yoktu.
Çünkü hepsi uyanmıştı ve girebileceğim her yer onlarla doluydu.
Silahımı zaten birkaç kere ateşlemiştim, içinde kaç tane mermi vardı bilmiyordum fakat standart bir silaha benziyordu.
Tahminlerime göre içinde dokuz ya da on tane mermi kalmıştı.
Bu elbette önemli bir sayıydı fakat bacağımın durumu da belliydi ve içeriye girmekten vazgeçtim ve yoluma devam etmeye karar verdim.
Arabaya binip izmir yoluna doğru hareket ettim.
Marketin tam karşısında benzinlik vardı ve bu benim için çok önemliydi.
Benzinliğin önüne yanaşıp sessiz bir şekilde pompaları kontrol etmeye başladım.
Bu sefer olabildiğimce sessiz olmaya çalışıyordum çünkü markette yaşadıklarım beni fazlasıyla korkutmuştu.
Gerçi içim rahattı şu anda, hava aydınlıktı, henüz öğlen saatiydi ve onlar aydınlıkta bir şey yapamıyorlardı bana…
-
zalinazurtun eşarplı bacısının saçları
-
normal11ey simdi gec oldu yat sabah bakarsin
-
mahalle yanarkenn huur saçını tararmış
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 22 01 2025
-
babamin vizyonunu
-
keşke sözlüge bir şey yazdığımda
-
beyler bunlar bizimle taşak mı geçiyor
-
ekşide 5 yıllık yazar hesabım var
-
puberte selam ne haber reyis
-
zalinazort bora bidaha instgramdan fotoğrf atarsan
-
yıl olmuş 2025 hala çaylak var
-
zalinazurt boranın tavsiyesiyle
-
daha nefred 31 in acisina alisamadik
-
sırtlancan tayfa zamanı sözlükk
-
bu ülkede ahlaksızlığın cezası yok
-
beyler saddamı buldum
-
kitapların bana katacagi hic bise yok
-
6 ay inci yok
-
kissadan hisse
-
nefred 31 in caylagini acin la
-
zalinazurt annesi yorumlamaa
-
geçenlerde the north face in montunu aldım
-
öldükten sonrası
-
beyler keşke hazreti isa gibi olsaydım
-
eskiden bahis oynarken zevk alirdim
-
sözlüğün en sevdiğiniz dönemiii
-
faylarin arasini çimentoyla doldurun
-
bu yeni türeyen hesaplar
-
havalar sogudu la
-
bunu traşlasam acayip rahatlar
- / 2