itiraf com dan kaldırdığım hatun

evet binler, yıllar önce başıma gelmiş bir olay. bir itirafım yayınlanmıştı, 25 yaşına geldim hala gibişemedim anlamında. yalan tabi, maksat ortam şenlensin, hatunlar mesaj atsınlar. nitekim öyle de oldu. bir hatun mesaj attı, ilk mesajını hatırlamıyorum, bi iki yazışmadan sonra bana öğretir misin dedim. tamam dedi.
ilgi olursa gerisini anlatacam.

sonra biraz yazıştık, işte ne zaman olur bu iş, nerde olur falan. aynı şehirde değildik, yaklaşık 100 kilometrelik bir mesafe iki şehir arası. bekar evimde yalnız yaşayan bir adamım ben, hatun da 22 yaşında olduğunu iddia etti, evliymiş hem de. önce resmimi istedi, ben de onun resmini istedim. bakıştık resimlere, beğendik.
eski zamanlar tabi, kameradan görüşme imkanı yok o zamanlar, resmini tarafıyorsun internet cafeden, diskete yüklüyorsun falan o zamanlar. usb falan o zamanlar öyle pek yaygın değil.
neyse, baktım resme, esmer bomba hatun.
benim evime gelmeye karar verdi. ne zaman geleceksin, nasıl olacak falan diye yazıştık. hala daha telefonunu almadım. en son kararlaştırdık bir cumartesi buluşmayı.
kız arkadaşım çalışıyordu cumartesiler, bana en uygun zaman. sabah erkenden gel dedim, öğlen gidersin. tamam dedi, yalnız bir arkadaşımla geleceğim dedi. makul buldum, sonuçta yabancı bir erkeğin evine geliyorsun. bir yandan da tırstım böbrek için.

sonra dedim ki ben buna mesajla, arkadaşın ne yapacak o arada dedim. bilmem, televizyon falan seyreder dedi. evimde televizyon yoktu ama bişey demedim. o da bize katılır mı acaba dedim. çok kızdı bu. cin olmadan adam çarpmaya çalışıyorsun, pis herif dedi. bir iki mesaj attım ya şaka yaptım falan diye. önce ses çıkarmadı ama en son yumuşadı, meyilli tabi kevaşe. tamam dedi, telefon numarasını verdi nihayet. hemen aradım sesini duyayım diye, sonuçta taşak geçilmek de var. hakikaten de hatun çıktı, ertesi sabah için sözleştik. kocan nerde dedim, yurt dışında dedi. oh oh dedim.
ertesi sabah kız arkadaşım bana uğradı, ailesi bilmediği için gizli gizli kısıtlı zamanda buluşuyorduk. hızlı bir sabah gibişi yaptık.

sonra kız arkadaşımı yolladım, saat de sekiz buçuk oldu, sabahın körü hala. hemen duşumu aldım, ortalığı topladım. gibişin gerçekleşeceği yatağı toparladım, nevresimleri değiştirdim. dokuza doğru telefon çaldı, yoldayım az kaldı dedi. tamam dedim, giyinip buluşacağımız yere gittim. kocaman bir migros vardı evimin yakınlarında, onun otoparkında beklemeye başladım. dokuzu çeyrek geçe falan bu geldi otoparka, hemen göz göze geldik, cool bir bakış attım buna, o da hınzır hınzır gülümsedi, yanında da bir kadın daha vardı, bahsettiği arkadaşı, ama şişman, çirkin bişey.
aman iyi ki katılmıyor bu kaltak diye geçirdim içimden. sonra apartmanı göstererek tarif ettim, ben gideyim, beş dakika sonra gel sen dedim, komşular birlikte girerken görmesin dedim. peki dedi.

dediğim gibi yaptık, aşağıdan zili çaldı, asansörle çıkmaya başladılar. ben iyice heyecanlandım, baya baya ilk defa gördüğüm bi hatunla gibişeceğim, üstelik evli. bunları geldi, içeri buyur ettim. salona geçin, buyrun dedim. geçtiler ama burun kıvırarak baktılar içeri, çünkü salonda iki tane kanepe ve bir yemek masasından başka bir eşya yoktu, üstelik ikinci elden alınma. fakir bin diye geçirmişlerdir içlerinden. halbuki güzel para kazanıyordum, sadece gerek görmemiştim eşya almaya. kız tavlama gibi bi derdim de yoktu, halihazırda gibiştiğim bi hatun da vardı nasılsa.
neyse, salonda oturdular, ama muhabbet etmek zor tabi öyle bi durumda. gibişmek için buluşmuşsun, ne sohbet edecen. bari bi şeyler ikram edeyim dedim, çay içer misiniz dedim, şarap ve votka da var ama bilmiyorum sabah tercih eder misiniz dedim, güldüler. onlar gülünce rahatladım ben de, ufak ufak muhabbete girdim. lakin hadi artık gibişelim diyemiyorum, çok zor bir durum.

beyler bi beş dakika müsaade, geliyom hemen.

geldim, kusura bakmayın, iş yerindeyim, biri geldi yanıma.
devam ediyom.

en son cesaretimi topladım, içeri geçelim mi dedim hatuna. bu ikisi birbirlerine baktılar böyle, huur huur güldüler falan. tamam dedi. şişko olana dedim ki, televizyon yok ama bilgisayar var diğer odada, internete girebilirsin dedim. peki dedi. o bilgisayar olan oda da bizim gibişeceğimiz odanın hemen yanında, sesler olduğu gibi gidecek içeri. umrumda bile değil. ben zütürdüm şişko kıza, bilgisayarı açtım, internete bağlanıyorum, o sırada benim hatun da gibiş odasına geçti. yatağımı temizlemiştim ama küçük yatak, tek kişilik, açılır kapanır yaylı yataklar var ya, onlardan. ben e-kolay'dan internete bağlanıp şişkoyu bıraktım, doğru öteki odaya geçtim. hatun yatağın üzerinde oturmuş, bacak bacak üstüne atmış oturuyor. kıyafeti de siyah dar bi elbise, eteği diz üstü, koyu renk ince bi çorap giymiş. ben de yanına oturdum, kokusunu içime çektim, baya hoş bi parfümü vardı. çok güzel kokuyorsun dedim, gülümsesi. elini dizime koydu, bana döndü, öpüşmeye başladık. çok detaya girmeyecem orda, ufaktan soymaya başladı beni. hesapta ben bakirim ya, işleri o idare ediyor.

sonra bacaklarını neyin okşamaya başladım, ooo bakıyorum biliyorsun bu işi dedi. dedim bunlar doğal hadiseler. güldü. biraz daha ilerledikten sonra prezervatifin var mı dedi. düşündüm, var desem hani bakirdin sen diycek, çünkü kutunun yarısı kullanılmış. yok dedim, düşünemedim dedim. böylece tam acemi bir görüntü çizmiş oldum, puan kazandım.
bende var dedi, çantasından çıkardı, evdeki kutusundan üç tane koparmış getirmiş. sonra oral ciksle başladı, çırılçıplak kaldı, vücut güzeldi ama memeler küçüktü biraz. sonra başladık işe. yatak gıcırdayıp duruyor, hatun da sesli sevişmeyi seviyormuş, inlemeler falan, ben öteki odada şişko kadın bizi dinliyor, diğer yandan komşular duyacak diye endişelendim. sabah kız arkadaşımla da bi posta attığımdan dolayı epey uzun sürdü iş, bi türlü gelemiyom. prezervatif de tabi zevki azaltıyor, bilen bilir, yoruldum dıbına koyim, nefes nefese kaldım.

DOGGY style gidiyordum o ara, iyice yorulunca son bir kökledim, durdum. bitti zannetti bu.
nasıl dedi, rahatladın mı dedi. hadi hemen banyoya koş dedi.
dedim bitmedi ki daha. şaşırdı. oturduk yan yana, eliyle okşadı falan, ben dinlenince devam ettik, epey uzun bir sürdü gene gelemedim. yeter dedi, acıyo artık dedi. sonra ağzıyla eliyle boşalttı nihayet.
sonra giyindik, çıktık odadan, şişko karı bize pis pis sırıtıyo. biraz oturdular, şarap içtik birer bardak, azıcık daha sohbet ettik. baya memnun kalmış hatun, epey bir sırnaştı bana sonrasında. neyse, ayrılma zamanı geldi, vedalaştık, bunlar gittiler. hemen ortalığı toparlamaya giriştim, izleri yok ettim, banyoya girdim bi daha. sonra bu iş devam etti, devam edicem ama mesaim bitti. yarın sabah işim olmazsa devam. esen kalın binler.

bi posta daha gireyim hazır boşluk bulmuşken.
o ilk gibişin üzerinden bir kaç gün geçmişti. hafta içi iş yerimdeyken telefon etti bu. ismini bile bilmiyordum, itiraf com'daki nicknameini, onu da şifreli olarak kaydetmiştim telefonuma. biraz sohbet ettik havadan sudan, akşam icq'ya gelsene dedi. tamam dedim, numaranı yolla dedim. sözleştik
akşam girdim icq'ya, biraz sonra geldi, muhabbete başladık falan. sonra cybersex'e geldi olay. dediğim gibi o zamanlar bağlantı 56k, kamera zaten yok. yazıştık ama kadın ne azgın. ne fanteziler.
dedim bu fantezileri gerçekleştirmek isterim. olur dedi. haftasonu buluşalım mı dedim, azmışım, bi an önce görmek istiyorum. tamam ama ben gelemem o tarafa, sen gel dedi. iyi dedim ben de.

haftasonu oldu, sabah erkenden kalktım ben, atladım otobüse doğru bu hatunun yaşadığı şehire. indim otogara, biraz sonra geldi arabasıyla aldı beni. tam jigolo gibi hissettim kendimi ama hatun da baya daş gibi bi hatundu, gencecik, çıtır çıtır. evine gidene kadar pek konuşmadık ama havada am kokusu vardı resmen.

sosyetik bir sitedeydi ev. yüksek yüksek binalar, komşuların birbirlerini tanımadığı yerlerden biri. o yüzden çok rahattı hatun. baya lüks döşenmiş bir ev, zengin bir kocası vardı belli ki. zaten zırt pırt yurt dışına çıkan bir adammış, bilmemne şirketinde yönetici seviyesinde bir adammış. resimleri falan vardı, baktım, kel, şişko bi adam. kırka yakındı herhalde yaşı. golf molf oynayan, kalın enseli bir adam. ben de fukara halimle o evde adamın karısını düzüyordum.

sonra kendimden geçmiştim. gözlerimi açtığımda buzla dolu bir küvette yatıyordum.
ehehe, yok lan yok, vurdum mala... vurdum mala... epey bir fantezi yaptık orda. kadın işini biliyordu. ben de tadını alınca biraz daha devam ettirmek istedim. çok uzatmak istememiştim başta ama fenaydı yani.
ikinci seferden sonra kocası dönmüştü yurt dışından, telefon falan etmiyorduk birbirimize. o da benim kız arkadaşım olduğunu biliyordu. dikkatliydik yani. maillerle haberleştik bir ay. zaman geçtikçe görme isteğim tavana vuruyordu. onun da öyleymiş.

bi ay sonra nihayet fırsat bulduk, onun evinde buluşmaya karar verdik. bu defa bir pazar günü kız arkadaşıma bir bahane uydurup atladım gittim bunun evine. giderken bir de ufak hediye aldım buna, jest olsun babında. doğrudan evine gittim, kapıyı bir açtı ki, offf... nasıl bir kıyafet.
doğruca girdik yatağa. fantezilerin de dozu arttı. kıçını şaplaklatıyor, minik memelerini ıssırttırıyor, kendi benim aleti dişliyor falan. üç saat sonra pestilimiz çıktı. biraz dinlendik yatakta, sonra karnımız acıktı, hadi yemeğe gidelim falan derken çıktık bir akmerkeze gittik. yemek yedik, gezdik tozduk, sonra bu romantiğe bağladı, elimi tutmak istedi. sakınca görmedim, el ele göz göze oturduk. gibişle başlayan ilişki aşka doğru mu gidiyordu yoksa?

ondan sonra biraz tedbiri elden bıraktı bu, gündüzleri iş yerimdeyken telefon etmeye başladı. yine ben akıllı çıktım, faturalarda gözükmesin numaralar dedim, sen çaldır, ben seni iş telefonundan ararım dedim. zeki adamım vesselam. karda yürürüm izimi belli etmem.
ama öyle olmadı amk...

görüşmelerimizi sıklaştırmak istiyorduk ama şartlar elvermiyordu. bi gün dayanamadım, işte izin aldım, atladım gittim evine. kocasının işten dönüş saatine yakın çıktım evden.
bi kaç gün sonra mail attı bu, galiba kocam şüpheleniyor dedi, bir süre dikkatli olalım dedi. peki dedim.
bir süre hiç bir hareket yapmadık. bi gece telefonum çaldı, baktım bilinmeyen bir numara. açtım, buyrun dedim, adamın biri direkt ana avrat sövmeye başladı, zütüne kazık sokacam senin falan diyor. ne oluyor diyorum, kimsin sen diyorum, bilirsin sen diyor herif.

tırstım dıbına koyim. kadının kocası buldu beni, mermi manyağı yapacak diye zütüm üç buçuk attı. ertesi gün gündüz vakti telefon ettim hatuna. dedim böyle böyle bir şey oldu. o da çok korktu ama kocam dün yanımdaydı kimseyi aramadı falan dedi. lan dedim peki kim aradı beni?

ama kocasının aramadığını bilmek biraz olsun rahatlattı. ama ertesi gece yine telefon çaldı, yine bilinmeyen numara. korktum açmadım. iki üç derken en sonunda açtım. yine bu herif, ana avrat sövüyor, bu defa ben de sövdüm. kimsin sen huurnun evladı dedim. görürsün yakında dedi, kapattı.

ccc yemek arası ccc

geldim beyler, döner ayran yedim.
bi iki gün sonra iş yerindeyken yine cebim çaldı, küfreden adam yine. sayıyor bin küfürleri, ben de iş yerinde olduğum için "hıhı, evet, tabi, haklısın" falan diyorum adama. en son çıkışta şuraya gel dedi, bir yer söyledi bana. hayır dedim, gelemem. evine çıkartma beni dedi, rezalet olsun istemiyorsun gel dedi adam gibi.
peki dedim mecburen. ama zütü de sağlama almam gerekiyordu. etrafta benim için kavgaya girecek bi tanıdığım da yoktu, herkes süt çocuğu, mühendis adamlar. emanet falan da yok. ben de gittim karakola öğle arasında, dedim böyle böyle, adamın biri beni tehdit ediyor, şu saatte beni şuraya çağırdı. savcıya dilekçe ver dediler bana. dedim ne savcısı, ne dilekçesi. adam dilekçemi okuyana kadar kıçıma bıçağı takmış olurlar. peki dedi komser, akşam oraya bir ekip arabası göndeririz.